KKTC'den BM'ye Barış Gücü Kararı Eleştirisi

KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu: 'Söz konusu karar (Kıbrıs'ta konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonunun görev yönergesinin 6 aylık süreyle yenilenmesi) daha önceki benzer nitelikteki kararlarda olduğu gibi taraflara dengeli davranmak adına süreçlerde yaşanan gerçekleri tam olarak yansıtmamaktadır' 'Her zaman yapıcı ve yaratıcı bir tutum sergileyen Kıbrıs Türk tarafına bu şekilde haksızlık yapılmaktadır'.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı ile Kıbrıs'ta konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonunun (BMBG) görev süresinin 6 aylık süreyle yenilenmesini eleştirerek, karar alınırken dengeli davranılmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Sözcü Burcu, 25 Temmuz'da kabul edilen BMGK kararı ile Kıbrıs'ta konuşlu Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonunun (BMBG) görev yönergesinin 6 aylık süre için yenilendiğini hatırlattı.

Burcu, "Söz konusu karar daha önceki benzer nitelikteki kararlarda olduğu gibi taraflara dengeli davranmak adına süreçlerde yaşanan gerçekleri tam olarak yansıtmamaktadır. Her zaman yapıcı ve yaratıcı bir tutum sergileyen Kıbrıs Türk tarafına bu şekilde haksızlık yapılmaktadır." ifadelerini kullandı.

Bütün uyarılara rağmen Rum tarafının inatla tek taraflı olarak sürdürdüğü hidrokarbon faaliyetlerinin tehlikeli gerginliklere yol açmakta olduğunu kaydeden Burcu, tansiyonun düşürülmesi ve hakkaniyete dayalı yeni bir iş birliği ortamının yaratılması amacıyla KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Rum tarafına ortak bir komite ve fon kurulması yönünde kapsamlı bir öneride bulunduğunu ifade etti.

Burcu açıklamasında, 13 Temmuz 2019'da yapılan bu önemli önerinin BMGK tarafından görmezden gelinmemesi gerektiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunun ötesinde kararda Rum tarafını resmi hükümet olarak tanımaktan kaynaklanan ve bizim tarafımızdan benimsenmesi olanaksız ifadelere de yer verildiği görülmektedir. İlgili BMGK kararlarında, genel ve geleneksel tutum bu olsa da Cumhurbaşkanımızın temsil ettiği Kıbrıs Türk tarafının tezleri ve söylemlerini haklı çıkartan ifadelere de yer verilmesinden memnuniyet duymaktayız."

- "Akıncı'nın vurguladığı siyasal eşitliğin önemine kararda vurgu yapılmaktadır"

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın her zaman altını çizdiği siyasal eşitliğin önemine kararda güçlü vurgu yapıldığına dikkati çeken Burcu, şunları kaydetti:

"Siyasal eşitlik ve kararlara etkin katılımla ilgili Kıbrıs Türk tezlerini doğrulayan BMGK'nin 1991 yılında aldığı 716 sayılı karara da ayrıca özel olarak atıfta bulunulmakta ve bu şekilde siyasal eşitliğin ve kararlara etkin katılımın vazgeçilmezliği anımsatılmaktadır. BMGK'nin 25 Temmuz 2019 tarihinde aldığı bu karar, Crans Montana Konferansı sonrasından itibaren siyasal eşitlik ve kararlara etkin katılım ilkesini inkara kalkışarak BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Kıbrıs için görevlendirdiği geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute'nin çabasını çıkmaza sokan Rum tarafına ciddi bir uyarı niteliğindedir."

Akıncı'nın öncelikle ilgili bütün tarafların aynı hedef doğrultusunda olup olmadıklarının tespit edilmesi gerektiğini söylediğini aktaran Burcu, ayrıca Cumhurbaşkanı'nın müzakereler yeniden başlayacaksa bunun geçmişte olduğu gibi ucu açık olamayacağına ancak çözüm odaklı ve zaman tahditli olarak ele alınabileceğine sıkça vurgu yapmakta olduğuna dikkati çekti.

Sözcü Burcu, "Bu amaçla hazırlanması beklenen görev tanımlarının da geçmiş mutabakatları, 11 Şubat Ortak Açıklama Belgesini ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres'in Crans Montana'da taraflara 30 Haziran 2017 tarihinde sunduğu çerçeveyi çarpıtılmadan içermelidir. Kıbrıs Türk tarafını temsil eden Cumhurbaşkanımızın değerlendirmelerine paralel ifadelerin kararda yer aldığını görmekten memnuniyet duymaktayız." ifadelerini kullandı.

- "Kararın taraflar arasında iş birliğine atıfta bulunması önemlidir"

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüm hedefinden kopmadan hem bu hedefe hem de her iki toplumun yaşamlarını kolaylaştırmak için tarafların iş birliği kapsamında Güven Artırıcı Önlemlere çok özel bir önem atfetmekte olduğunu anımsatan Burcu, bunun için her zaman yaratıcı öneriler sunarak bu doğrultuda kararların alınmasını sağladığını da ifade etti.

Sözcü Burcu, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanı alınan bu kararların uygulamada en iyi şekilde yaşam bulması için büyük bir uğraşı vermiştir ve vermeye devam etmektedir. Kararın aynı anlayış ve benzer bir ifadelendirmeyle Güven Artırıcı Önlemlere ve taraflar arasında iş birliğine atıfta bulunması önemlidir. Karardaki bu olumlu ifadelendirmelere rağmen BMGK'nin 8 Mart 1964 tarihinde aldığı 186 numaralı karara istinaden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni adamızdaki tek meşru hükümet olarak tanınmasının talihsiz bir tezahürü olarak Kıbrıs Türk tarafını yok sayması ve yalnızca Rum tarafının rızasını alması ve bunu 55 yıldır bu şekilde sürdürmesi hakkaniyete dayanmayan kabul edilemez bir durumdur. Belirtmek isteriz ki Kıbrıs Türk tarafı BMGK kararında da çağrısı yapıldığı gibi zaman kaybetmeden Kıbrıs'ta siyasi eşitliğe dayalı adil bir çözüm ve yeni güven yaratıcı önlemlerin de yaşama geçebilmesi doğrultusunda iyi niyet ve yapıcı bir tutumla çalışmaya devam edecektir."
Kaynak: AA