Gençlerin Dikkat Dağınıklığına 'Sanat'lı Çözüm

Katı' ve ebru sanatçısı Ahmet Çoktan, icra ettiği sanatları gençlerin dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon problemlerine çözüm bulmada kullanıyor Ahmet Çoktan: 'Bu sanatın eğitim ve tanıtımını yapmak için 3 buçuk sene Japonya'da kaldım. O süre içinde tatil günlerimde yardıma muhtaç çocuklarla birlikte bu sanatların onlara faydası üstüne neler geliştirdiğini tespit etmeye çalıştım. Ebru sanatını daha sonra Almanya'da ailelerden alınmış suça yatkın çocukların terapisinde kullandık' 'Bazı desenler ve formlar üstünden gençlere ulaşmaya çalışıyoruz. Onların bu kendileriyle olan bütünlüğünü sağlamak için bazı çalışmalar yapıyoruz' 'Şu anda dünyada bu konsantrasyon süresi 18 saniye ile 2 dakika arasında, biz kursa katılan gençlerin yarısında bu süreyi 20, yüzde yirmisinde ise 40 dakikalara kadar çıkardık' 'Katar'da 2009 yılında 'Dünyanın en büyük ebrusunu yaptık. 11 metre uzunluğunda 1 buçuk metre genişliğinde kağıttan ebru yaptım. Bu geleneksel sanatlarımızın ilk Guinness onayıydı'

FATİH TÜRKYILMAZ - Sanatçı Ahmet Çoktan, icra ettiği katı' ve ebru sanatlarını kullanarak gençlerdeki dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon problemlerine çözüm buluyor.

Yurt dışında verdiği eğitimler sırasında sanatın gençlerin konsantrasyonuna olumlu etkisini farkeden Çoktan, bazı desenler ve formlar üstünden gençlere ulaşmaya çalışıyor.

Çoktan, gençlerin kendileriyle olan bütünlüğünü sağlamak amacıyla, bir özel okulda haftada 5 saat olmak üzere yaklaşık iki yıldır bu eğitimi veriyor.

Katı' ve ebru sanatlarını AA muhabirine anlatan Çoktan, katı'nın keserek, oyarak veya üst üste ekleyerek bir bütün oluşturma sanatı olduğunu söyledi.

Çoktan, Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren kitap ciltleme ve süslemelerinde kullanılan katı' sanatının sadece Türkiye'de değil, uzakdoğu ülkeleri Japonya, Çin'de de yaygın olduğunu ifade etti.

ABD'de ve birçok Batı ülkesinde bu eserlerin müzeleri olduğuna dikkati çeken sanatçı, "Bizim çok eski bir sanat dalımız fakat unutulmuş ve gözden düşmüştü. Son zamanlarda ebru sanatı inanılmaz bir yol kat etti. Ben 30 senedir geleneksel sanatlarla uğraşıyorum. Katı' sanatının yanında ebru ve tezhible de uğraşıyorum." dedi.

Çoktan, hem bu sanatların gelişimine destek olmak hem de katı'larını sanatseverlere sunmak için araştırmalar yaptığını belirterek, "Bu sanatın eğitim ve tanıtımını yapmak için 3 buçuk sene Japonya'da kaldım. O süre içinde tatil günlerimde yardıma muhtaç çocuklarla birlikte bu sanatların onlara faydası üstüne neler geliştirdiğini tespit etmeye çalıştım. Ebru sanatını daha sonra Almanya'da ailelerden alınmış suça yatkın çocukların terapisinde kullandık." şeklinde konuştu.

- "Bu büyük bir başarı, bir şeye odaklanmak ve bütün dünyayla ilişkiyi kesmek"

Lise seviyesinde gençlere yoğunlaştıklarını aktaran Çoktan, şöyle devam etti:

"Bazı desenler ve formlar üstünden gençlere ulaşmaya çalışıyoruz. Onların bu kendileriyle olan bütünlüğünü sağlamak için bazı çalışmalar yapıyoruz. İki senedir hafta içi her gün 1'er saat olmak üzere 5 saat bir okulda bu eğitimi veriyorum. Şu anda dünyada bu konsantrasyon süresi 18 saniye ile 2 dakika arasında, biz kursa katılan gençlerin yarısında bu süreyi 20, yüzde yirmisinde ise 40 dakikalara kadar çıkardık. Tabii ki bu büyük bir başarı, bir şeye odaklanmak ve bütün dünyayla ilişkiyi kesmek. İlişkinizi kesiyorsunuz ve sadece bir yere odaklanıyorsunuz."

Sanatçı, dikkat dağınıklığını ortadan kaldırmanın başarıyı da beraberinde getirdiğine işaret ederek, "Desenleri ortaya çıkardıktan sonra, bazı desenleri keserken birer tane atlatarak kestiriyorum. Sonrasında 2 tane atlatıyorum, çapraz kesmelerini istiyorum. Bu sayede sürekli dikkatini oraya vermek zorunda kalıyor. Çünkü bir tane kaçırdığı anda farklı bir yeri kesmiş oluyor. Sonunda hepsi kesilmiş oluyor fakat onları yaparken sırayla yaptırdığınızda öğrenci ona yoğunlaşmış oluyor ve sırayı kaçırmamaya çalışıyor." ifadelerini kullandı.

- Katı' uygulamaları için deriyi tercih ediyor

Katı' sanatını daha çok deri üzerinde uyguladığını belirten Çoktan, derinin daha kalıcı olduğunu ve eserlerinin yüzyıllar sonrasına kalmasını sağlayacağını dile getirdi.

Çoktan, derinin sıcakta büzüştüğü ve suyla temas edince genleştiği bilgisini vererek, "Elinizde organik bir malzeme var ve sürekli değişiyor. Birdenbire tıkır tıkır kesiyorsunuz, bazen sertleşiyor. Bir yerden ezan sesi geliyor bir bakıyorum çok daha rahat kesiyorsunuz. Akşam saat 8-9 arası ise hiçbir şey kesilmiyor, taş gibi oluyor." dedi.

Ebru sanatından 1990'da icazet aldığını söyleyen sanatçı, sanat hayatını şu sözlerle anlattı:

"1992 yılında, ebru sanatının nasıl yapıldığını anlatan bir kitap yazmıştım. Sonra bunu Japonlar görmüş, benimle tanışmak istediler. 1994'te Japonya'da bir sergi açtım, 1996'da ise ebru sanatını göstermek ve eğitimini vermek için Japonya'ya gittim. Aralarında İngiltere, Malezya, Singapur, Avusturalya, Malta, Kanada, Katar, Kuveyt, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerin olduğu 21 ülkede toplamda 11 sene boyunca ebru eğitimi verdim. Bu eğitimler sırasında öğrencilerin bu sanatla uğraşırken konsantrasyonlarının arttığını fark ettim. Japonya'da Türk ve Japon sanatlarının birlikte işleneceği bir sergi yapılacaktı. Ebru üzerinde katı'dan bir şeyler yapma fikri geldi aklımıza ve herkes tarafından beğenildi. Bu yönde bir şeyler yapalım dedik. Daha sonra ise Katar'da 2009 yılında 'Dünyanın en büyük ebrusunu yaptık. 11 metre uzunluğunda 1 buçuk metre genişliğinde kağıttan ebru yaptım. Bu geleneksel sanatlarımızın ilk Guinness onayıydı."

Çoktan, 33 ülkede sergilenmesi planlanan "Elhamdülillah" lafızlarının katı' sanatıyla buluşmasıyla oluşan "Şükür Projesi"ni ise hayattaki küçük şeylerin önemine dikkati çekmek amacıyla yaptığını söyledi.

Sanatçı, hali hazırda üzerinde çalıştığı projeyi "Sübhanallah" lafızlarına uygulayacağı katı' eserleriyle devam ettirmeyi hedeflediğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA