Batı Karadeniz Çelik Kümelenme Analizi Çalışması
Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) Çelik Kümelenme Analiz çalıştayı Devrek Rivor Mill Otel’de yapıldı.
Toplantıya Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, Çaycuma Kaymakamı Serkan Keçeli, Kdz. Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve ANKASAM Başdanışmanı Prof. Dr. Sencer İmer, Zonguldak TSO Başkanı Metin Demir, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Karabük Özel Haddeciler Derneği Başkanı Pehlivan Baylan, BAKKA Genel Sekreter Vekili Elif Acar ve firma temsilcileri, akademisyenler ve davetliler katıldı.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan BAKKA Genel Sekreter Vekili Elif Acar, çelik sektöründe kümelenme yaklaşımını geliştirerek rekabet avantajını güçlendirecek, bir arada olmanın getirdiği faydalardan en üst düzeyde yararlanmak için böyle bir çalıştayı başlattıklarını vurguladı.
Acar, “Çelik sektöründe kümelenme yaklaşımını geliştirerek rekabet avantajını güçlendirecek bir arada olmanın getirdiği faydalardan en üst düzeyde yararlanmak, yeni katma değeri yüksek ve nitelikli üretim pazarına yönelmek, kamu, üniversite ve sanayi işbirliğini geliştirmek için kritik öneme sahip olan çelik sektörü kümelenme analiz çalışmasını başlatmış bulunmaktayız. Biz bu çalışma kapsamında bu güne kadar saha çalışmaları gerçekleştirdik. Bu kuruluşlarımız ve sektör temsilcilerimizle birebir görüşmeler yaptık. Sayın valilerimizin bilgisi ve başkanlığı dahilinde odak grup toplantıları gerçekleştirdik. Çok güzel geri dönüşler aldık. Çeşitli saha ziyaretleri yaptık. Ankara ve Osmaniye’ye gittik. Kümelenme anlamında tecrübe kazanmış gruplardan bilgiler edindik. Şimdi de bu çalıştayda güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditleri konuşacağız. Bu toplantı sonunda bir strateji oluşturmaya çalışacağız. Ben bu çalışma için öncelikle bize yol açan, destek veren ve her zaman arkamızda duran Zonguldak Valimize, bu çalışmanın ortaya çıkmasına vesile olan Ereğli Kayymakamımıza, bize her zaman destek olan oda başkanlarımıza çok teşekkür ediyorum. Çalışmanın bölgemiz için hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerine yer verdi.
“Bu projeyi takım oyunuyla anlatmamız lazım”
Karabük Özel Haddeciler Derneği Başkanı Pehlivan Baylan ise 2023 hedeflerine dikkat çekerek şöyle dedi:
“2023 hedeflerinde Karasu demiryolu hattı Ereği, Zonguldak ve Bartın bu projeyi takım oyunuyla anlatmamız lazım. Söylememiz lazım. Hızlandırmamız lazım. Önümüzde 4.5 sene seçim yok. Biz bu sürede inanın çok şahlanırız ve kalkınırız. Farklı bir dünya oluştururuz. Kaymakamımızdan, valimize, milletvekillerimize, sivil toplum kuruluşlarına varana kadar birbirimizi sevmemiz, saymamız lazım. Biz biliyoruz olması lazım, takım oyunu oynamamız lazım. Filyos Limanı ile birlikte bizim şahlanmamız lazım. Ben Karabük’te sanayiciyim. Bugün Filyos’ta yer verin kazmayı vururum. Bunu Karabük’te göç kaybı olur diye söylemeye korkuyorlar Hayır Karabük’te göç kaybı olmaz. Onun için Filyos Limanı’ndan yer verilmesi lazım. Kardemir’in hakkı olması lazım.”
“Filyos bu avantajı sağlayacaktır”
Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve ANKASAM Başdanışmanı Prof. Dr. Sencer İmer de Türkiye’deki çelik sektörünün önemine dikkat çekerek şöyle dedi:
“Bizim bu çeliği nasıl çelik yaptığımıza da bakmamız lazım. Bizim inşaat demir yaparak problemi çözemeyiz. Bizim yapmamız gereken şeylerden bir tanesi sac yarı mamulü üretmektir. Dolayısıyla Erdemir’in ürettiği, İskenderun demir çeliğin ürettiği ve özel sektörü de dahil ettiğimizde sac üretiminde Türkiye 9 milyon ton civarında bir sac üretmekte ve 19 milyon ton civarında tüketmektedir. Yani ürettiğinden daha fazlasını ithal etmektedir. Bu ne demektir? Türkiye’nin Erdemir gibi şu anda üç tane Erdemir’e ihtiyacı vardır. Bunun mutlaka olması gerekiyor. Eğer Türkiye bir Kore olacaksa, eğer Türkiye bir Japonya olacaksa ve dünyada söz sahibi olacaksa. Bunu yapabilmek için bizim Filyos Projemiz düşünüldüğünde, biz Filyos Projesi’ni Karabük’ün ikinci yeri olarak düşündük. İçeride kurulmuş olan Karabük, Mareşal Fevzi Çakmak’ın o günkü kararıyla kurulmuştur. Filyos bu avantajı sağlayacaktır. Filyos yalnızca ikinci Karabük için değil aynı zamanda sac üreten tesis olabilir, bir Endüstri merkezi olabilir hatta o ırmak işlenebilir bir ırmak haline getirilebilirse o zaman Ankara ve İç Anadolu ile bağlandığı zaman hızlı tren hattıyla İç Anadolu’yu da denize açan bir liman haline gelir. Sevinerek görüyorum ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti Ulaştırma Bakanlığı buna el atmıştır. Bu bizim 1985’ten beri hayalimizdi, bu hayal gerçek oluyor. Sizlerin de bunun alt yapısı ve bütün endüstriyel planlamaları yapmak lazım. Türkiye’nin genel planlamasını da buna göre yapmak lazım. Bundan sonra kurulacak Erdemir, bir tanesi Filyos’ta bir tanesi İzmir’de bir tanesi de İçel’de olmak zorunda. İşte o zaman Türkiye bir Kore olur, Japonya olur. Çünkü oradan çıkan gemilerle ticaret gemileriyle, savaş gemileriyle, gemi inşa sanayi ile, imalat sanayi ile bir endüstri gücü olur. Türkiye 100 milyonluk bir ülke. Neticede buna sahip olmak zorunda. Türkiye’nin bir Japonya gibi olması bir çok adamın hoşuna gitmez. Avrupalıların da hoşuna gitmez. Başkalarının da gitmez ama biz ona rağmen bunu yapmak zorundayız. Çünkü başka türlü var olmamız mümkün değil.”
“BAKKA bölgesinde her olumlu işin içinde bizim ajansın ufak da olsa tuzu var”
Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş da çelik çatısı altında üç ilin bir araya gelerek bölgesel kalkınmaya katkı sağlanabileceğini ifade ederek şöyle dedi:
“Kitlesel veya kalkınma modelleri kümelenme bir model. Biz kümelenelim bölgemizdeki kamu, sanayi ve üniversite işbirliğini temin edelim ve birazcık daha profesyonelce olaya yaklaşmayı başararak temel taşları döşeyerek önümüze bakalım. Kendi sorunlarımızı çözelim, ülkemizin sorunlarına katkıda bulunalım. Bizim kömürümüz özel bir kömür, çelik üretimi yapılıyor. Kömürü çeliğe dönüştürünce Karabük var oldu. Erdemir oldu. Şimdi önümüzde Filyos var. Bakıldığında ülkemizde üç büyük tesisin ikisi bölgemizde. Karabük Erdemir’i tanımıyor, Filyos Bartın’ı tanımıyor. Böyle bir dağınıklık var. Bunu derleyip toparlamak, artık oturup aklı başında insanlarla değerlendirilip bir sonuca varılması gerekiyor. Bizim projemiz kısaca bu. Biz çelik lafını yeni söylemeye başladık. Biz genel çerçeveyi koymaya çalışıyoruz. Diyoruz ki çelik şapkamız olsun. Çatı kavramımız olsun. Üç il bu kavram altında iş bölümü yapsın. İmkanlarını ortaya koysun, organize olsun. Üç üniversite bir araya gelsin. Üç şehrin sanayicileri bir araya gelsin. Üç şehrin kamusu bir araya gelsin. İş bölümü yapsın. Adını koysun. Zonguldak ne yapacak? Bartın ne yapacak? Karabük ne yapacak? Bölge insanları olarak üç vilayet bir araya gelip bölgesel kendi çözümümüzü geliştirmek istiyoruz. Bunu başarabilirsek ülkemize de katkıda bulunuruz. Ülkemizin sırtından kamburu almış oluruz. Bütün arayışımız derdimiz tasamız budur. Bu çerçevede iletişim kurduğumuz herkesten çok olumlu tepkiler aldık. Bir defa güzel bir ajansımız var. İyi yetişmiş arkadaşlarımız var. İşlerini iyi yapıyorlar. Bölgede havzada BAKKA bölgesinde bu BAKKA lafı üzerinde daha da durmak istiyorum. Üzerinde tartışıp, anlaşılmış bir marka, kavram. BAKKA bölgesinde her olumlu işin içinde bizim ajansın ufak da olsa tuzu var. Profesyonel çalışıyorlar.”
Konuşmaların ardından GZFT analizi yapıldı. Katılımcılar, sonuç, riskler, çözüm önerileri gibi tek tek görüşlerini belirttiler. Çalıştay, oturum şeklinde devam etti.
Kaynak: İHA
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan BAKKA Genel Sekreter Vekili Elif Acar, çelik sektöründe kümelenme yaklaşımını geliştirerek rekabet avantajını güçlendirecek, bir arada olmanın getirdiği faydalardan en üst düzeyde yararlanmak için böyle bir çalıştayı başlattıklarını vurguladı.
Acar, “Çelik sektöründe kümelenme yaklaşımını geliştirerek rekabet avantajını güçlendirecek bir arada olmanın getirdiği faydalardan en üst düzeyde yararlanmak, yeni katma değeri yüksek ve nitelikli üretim pazarına yönelmek, kamu, üniversite ve sanayi işbirliğini geliştirmek için kritik öneme sahip olan çelik sektörü kümelenme analiz çalışmasını başlatmış bulunmaktayız. Biz bu çalışma kapsamında bu güne kadar saha çalışmaları gerçekleştirdik. Bu kuruluşlarımız ve sektör temsilcilerimizle birebir görüşmeler yaptık. Sayın valilerimizin bilgisi ve başkanlığı dahilinde odak grup toplantıları gerçekleştirdik. Çok güzel geri dönüşler aldık. Çeşitli saha ziyaretleri yaptık. Ankara ve Osmaniye’ye gittik. Kümelenme anlamında tecrübe kazanmış gruplardan bilgiler edindik. Şimdi de bu çalıştayda güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditleri konuşacağız. Bu toplantı sonunda bir strateji oluşturmaya çalışacağız. Ben bu çalışma için öncelikle bize yol açan, destek veren ve her zaman arkamızda duran Zonguldak Valimize, bu çalışmanın ortaya çıkmasına vesile olan Ereğli Kayymakamımıza, bize her zaman destek olan oda başkanlarımıza çok teşekkür ediyorum. Çalışmanın bölgemiz için hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerine yer verdi.
“Bu projeyi takım oyunuyla anlatmamız lazım”
Karabük Özel Haddeciler Derneği Başkanı Pehlivan Baylan ise 2023 hedeflerine dikkat çekerek şöyle dedi:
“2023 hedeflerinde Karasu demiryolu hattı Ereği, Zonguldak ve Bartın bu projeyi takım oyunuyla anlatmamız lazım. Söylememiz lazım. Hızlandırmamız lazım. Önümüzde 4.5 sene seçim yok. Biz bu sürede inanın çok şahlanırız ve kalkınırız. Farklı bir dünya oluştururuz. Kaymakamımızdan, valimize, milletvekillerimize, sivil toplum kuruluşlarına varana kadar birbirimizi sevmemiz, saymamız lazım. Biz biliyoruz olması lazım, takım oyunu oynamamız lazım. Filyos Limanı ile birlikte bizim şahlanmamız lazım. Ben Karabük’te sanayiciyim. Bugün Filyos’ta yer verin kazmayı vururum. Bunu Karabük’te göç kaybı olur diye söylemeye korkuyorlar Hayır Karabük’te göç kaybı olmaz. Onun için Filyos Limanı’ndan yer verilmesi lazım. Kardemir’in hakkı olması lazım.”
“Filyos bu avantajı sağlayacaktır”
Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve ANKASAM Başdanışmanı Prof. Dr. Sencer İmer de Türkiye’deki çelik sektörünün önemine dikkat çekerek şöyle dedi:
“Bizim bu çeliği nasıl çelik yaptığımıza da bakmamız lazım. Bizim inşaat demir yaparak problemi çözemeyiz. Bizim yapmamız gereken şeylerden bir tanesi sac yarı mamulü üretmektir. Dolayısıyla Erdemir’in ürettiği, İskenderun demir çeliğin ürettiği ve özel sektörü de dahil ettiğimizde sac üretiminde Türkiye 9 milyon ton civarında bir sac üretmekte ve 19 milyon ton civarında tüketmektedir. Yani ürettiğinden daha fazlasını ithal etmektedir. Bu ne demektir? Türkiye’nin Erdemir gibi şu anda üç tane Erdemir’e ihtiyacı vardır. Bunun mutlaka olması gerekiyor. Eğer Türkiye bir Kore olacaksa, eğer Türkiye bir Japonya olacaksa ve dünyada söz sahibi olacaksa. Bunu yapabilmek için bizim Filyos Projemiz düşünüldüğünde, biz Filyos Projesi’ni Karabük’ün ikinci yeri olarak düşündük. İçeride kurulmuş olan Karabük, Mareşal Fevzi Çakmak’ın o günkü kararıyla kurulmuştur. Filyos bu avantajı sağlayacaktır. Filyos yalnızca ikinci Karabük için değil aynı zamanda sac üreten tesis olabilir, bir Endüstri merkezi olabilir hatta o ırmak işlenebilir bir ırmak haline getirilebilirse o zaman Ankara ve İç Anadolu ile bağlandığı zaman hızlı tren hattıyla İç Anadolu’yu da denize açan bir liman haline gelir. Sevinerek görüyorum ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti Ulaştırma Bakanlığı buna el atmıştır. Bu bizim 1985’ten beri hayalimizdi, bu hayal gerçek oluyor. Sizlerin de bunun alt yapısı ve bütün endüstriyel planlamaları yapmak lazım. Türkiye’nin genel planlamasını da buna göre yapmak lazım. Bundan sonra kurulacak Erdemir, bir tanesi Filyos’ta bir tanesi İzmir’de bir tanesi de İçel’de olmak zorunda. İşte o zaman Türkiye bir Kore olur, Japonya olur. Çünkü oradan çıkan gemilerle ticaret gemileriyle, savaş gemileriyle, gemi inşa sanayi ile, imalat sanayi ile bir endüstri gücü olur. Türkiye 100 milyonluk bir ülke. Neticede buna sahip olmak zorunda. Türkiye’nin bir Japonya gibi olması bir çok adamın hoşuna gitmez. Avrupalıların da hoşuna gitmez. Başkalarının da gitmez ama biz ona rağmen bunu yapmak zorundayız. Çünkü başka türlü var olmamız mümkün değil.”
“BAKKA bölgesinde her olumlu işin içinde bizim ajansın ufak da olsa tuzu var”
Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş da çelik çatısı altında üç ilin bir araya gelerek bölgesel kalkınmaya katkı sağlanabileceğini ifade ederek şöyle dedi:
“Kitlesel veya kalkınma modelleri kümelenme bir model. Biz kümelenelim bölgemizdeki kamu, sanayi ve üniversite işbirliğini temin edelim ve birazcık daha profesyonelce olaya yaklaşmayı başararak temel taşları döşeyerek önümüze bakalım. Kendi sorunlarımızı çözelim, ülkemizin sorunlarına katkıda bulunalım. Bizim kömürümüz özel bir kömür, çelik üretimi yapılıyor. Kömürü çeliğe dönüştürünce Karabük var oldu. Erdemir oldu. Şimdi önümüzde Filyos var. Bakıldığında ülkemizde üç büyük tesisin ikisi bölgemizde. Karabük Erdemir’i tanımıyor, Filyos Bartın’ı tanımıyor. Böyle bir dağınıklık var. Bunu derleyip toparlamak, artık oturup aklı başında insanlarla değerlendirilip bir sonuca varılması gerekiyor. Bizim projemiz kısaca bu. Biz çelik lafını yeni söylemeye başladık. Biz genel çerçeveyi koymaya çalışıyoruz. Diyoruz ki çelik şapkamız olsun. Çatı kavramımız olsun. Üç il bu kavram altında iş bölümü yapsın. İmkanlarını ortaya koysun, organize olsun. Üç üniversite bir araya gelsin. Üç şehrin sanayicileri bir araya gelsin. Üç şehrin kamusu bir araya gelsin. İş bölümü yapsın. Adını koysun. Zonguldak ne yapacak? Bartın ne yapacak? Karabük ne yapacak? Bölge insanları olarak üç vilayet bir araya gelip bölgesel kendi çözümümüzü geliştirmek istiyoruz. Bunu başarabilirsek ülkemize de katkıda bulunuruz. Ülkemizin sırtından kamburu almış oluruz. Bütün arayışımız derdimiz tasamız budur. Bu çerçevede iletişim kurduğumuz herkesten çok olumlu tepkiler aldık. Bir defa güzel bir ajansımız var. İyi yetişmiş arkadaşlarımız var. İşlerini iyi yapıyorlar. Bölgede havzada BAKKA bölgesinde bu BAKKA lafı üzerinde daha da durmak istiyorum. Üzerinde tartışıp, anlaşılmış bir marka, kavram. BAKKA bölgesinde her olumlu işin içinde bizim ajansın ufak da olsa tuzu var. Profesyonel çalışıyorlar.”
Konuşmaların ardından GZFT analizi yapıldı. Katılımcılar, sonuç, riskler, çözüm önerileri gibi tek tek görüşlerini belirttiler. Çalıştay, oturum şeklinde devam etti.