'Bayramı Ağız Tadıyla Geçirmek İçin Kurbanı Kasaba Kestirin'
Atatürk Üniversitesi Yakutiye Araştırma Hastanesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çakır: 'Gözünü, hayati organlarından birini, kalbini, dalağını, karaciğerini veya büyük damarlarından birini yaralayanlar, organ ve parmak kaybına kadar giden büyük kesiler maalesef Kurban Bayramı'nın rutini haline geldi' 'Acemi kasaplar lütfen bu işi yapabilen, meslek edinmiş, ehil insanlara bıraksın. Kurban kesimi özel bir iştir, hobi değildir. Hobi için ağaç dikebilirsiniz ama kurban kesimi bir meslektir, mesleki ve profesyonel beceri gerektirir'
MUHAMMET MUTAF - Kurban Bayramlarında birçok 'acemi kasabın' hayati organ yaralanmaları, organ ve parmak kaybına kadar giden büyük kesilerle hastanelere başvurduğunu belirten uzmanlar, ağız tadıyla bayram geçirmek isteyenlere kurbanlarını profesyonel kişilere kestirmesini tavsiye etti.
Atatürk Üniversitesi Yakutiye Araştırma Hastanesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeynep Gökcan Çakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurban kesiminin mesleki beceri gerektirdiğini vurgulayarak, 'Kurban kesimi özel bir iştir, hobi değildir. Hobi için ağaç dikebilirsiniz ama kurban kesimi bir meslektir, mesleki ve profesyonel beceri gerektirir. Fakat bizim kültürümüzde nedense herkes kendi kurbanına el atmaya çok meyilli.' dedi.
Çakır, bayram günü yaşanan acemi kasap yaralanmalarının her geçen gün arttığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bir sağlıkçı ve 17 yıldır acil servislerde çalışan birisi olarak her geçen gün acemi kasap yaralanmalarının katlanarak arttığını, insanların bu konudan çok ciddi yaralanmalara maruz kaldığını söyleyebilirim. Gözünü, hayati organlarından birini, kalbini, dalağını, karaciğerini veya büyük damarlarından birini yaralayanlar, organ ve parmak kaybına kadar giden büyük kesiler maalesef kurban bayramının rutini haline geldi.'
Kurbanlık keserken kesici alet yaralanmalarının olmamasını dileyen Çakır, 'Kurban kesim yerleri enfeksiyon, özellikle tetanos açısından çok riskli yerlerdir. Küçük bir kaza bile olsa toz, toprak ile kanın bir arada olması ve özellikle de kesici aletlerin de paslı olsun olmasın tetanoz mikrobu taşıyabilmesi nedeniyle kesici alet yaraları riskli yaralardır.' diye konuştu.
- 'Hemen her kanama üstüne bastırılarak durdurulabilir'
Çakır, bu tür yaralanmalarda mutlaka sağlık kuruluşlarına gidilmesi gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bayramda yaşanan yaralanmalarda mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmalı. Çünkü en azından tetanoz bilgilerini alıp ona göre aşılama politikalarını hazırlıyoruz, ne yapılması gerektiğini planlıyoruz. Kazalar her zaman küçük olmayabiliyor, ciddi miktarda kan kayıplarına sebep olabiliyor. Hemen her kanama üstüne bastırılarak durdurulabilir. O yüzden panik olmadan bulabildiğiniz en temiz bezle kanayan yerin üstüne bastırabildiğiniz kadar kuvvetli bastırın, bu uygulama büyük bir damar bile olsa yüzde 80 - 90 oranında kanamayı durduracaktır. Kan durmadığı takdirde deneyimli, ilk yardım uygulaması konusunda sertifikası olan kişiler turnike uygulayabilirler ama turnike herkesin yapabileceği bir uygulama değildir. Kanayan uzvun kaybedilmesine kadar gidebilecek ciddi risklere sebep olabilirsiniz.'
Çakır, yaralar üzerine kanama durdurucu özelliği olduğu düşünülen tıbbı veya tıbbi olmayan maddeler dökülmemesi uyarısında da bulundu.
- 'Yaraya oksijenli su, penisilin tozu, tentürdiyot sürmeyin'
Oksijenli su, penisilin tozu, tentürdiyot gibi bazı tıbbi ürünlerin bu tür yaralanmalarda hiçbir yararı olmadığına vurgu yapan Çakır, 'Bunlar yarayı kötü hale getirmekten başka bir şeye yaramaz. Kesinlikle evde bu tip şeyleri yaraya sürmeyin, yara bakımı için sağlık kuruluşlarına başvurun, orada gereken yapılsın.' dedi.
Prof. Dr. Zeynep Gökcan Çakır, kirli yara mevzusunun da akılda bulundurulması gerektiğini belirterek, şunları dile getirdi:
'Kanama dışındaki büyük yaralanmalarda, yani göz, organlar, uzuvlardaki yaralanmalarda kişi ambulans ile biran evvel bir sağlık kuruluşuna kavuşturulmalı. Bunlara özel olarak dikkat edilmeli. Bir de kocakarı usulü, yaralar üzerine döktüğümüz şeyler var ki şeker, tuz, hamur ve aklınıza gelebilecek tüm yenen şeyleri yaralara bağlama gibi kültürel bir alışkanlığımız var. Bunlar da yara bakımını daha sonradan zorlaştırmaktan, imkansız hale getirmekten ve enfeksiyon için zemin hazırlamaktan başka bir şeye yaramaz. Lütfen böyle şeyler yapılmadan yara temiz tutularak, üstüne baskı uygulayarak hasta sağlık kuruluşuna ulaştırılsın.'
- 'İşi ehline bırakın'
Meslek hayatı boyunca Kurban Bayramı'nda ciddi kesici alet yaralanmalarıyla karşılaştığına işaret eden Çakır, 'Bir vatandaşımız kasık damarını kesmişti. Bıçak hareket ederken kayıp bu kişiyi kasığından yaralamıştı. Bıçak gözüne isabet etmiş bir vatandaş gelmişti. Bir vatandaşımız da bıçağı nasıl bir hareket yaptıysa tamamen doku kaybı olacak şekilde burnunun ucunu kesmişti. Bunun yanında ciddi yaralanmayla ölümle sonuçlanan kazalar bile duymuştum.' ifadelerini kullandı.
Çakır, kurban kazalarının ev içi işlerde kadınlarda görülmekle birlikte daha çok genç erkeklerde görüldüğünü aktararak, 'Acemi kasaplar lütfen bu işi yapabilen, meslek edinmiş, ehil insanlara bıraksın. Tabii ki dini vecibelerimizi yerine getireceğiz ama bunun kendimizi, çevremizi, diğer insanları koruyacak çok daha güzel yolları var. Bir kasapla çalışmak bayramda sizden bir şey eksiltmez, aksine bayramı ağız tadıyla geçirmenizi sağlar.' şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
Atatürk Üniversitesi Yakutiye Araştırma Hastanesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeynep Gökcan Çakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurban kesiminin mesleki beceri gerektirdiğini vurgulayarak, 'Kurban kesimi özel bir iştir, hobi değildir. Hobi için ağaç dikebilirsiniz ama kurban kesimi bir meslektir, mesleki ve profesyonel beceri gerektirir. Fakat bizim kültürümüzde nedense herkes kendi kurbanına el atmaya çok meyilli.' dedi.
Çakır, bayram günü yaşanan acemi kasap yaralanmalarının her geçen gün arttığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bir sağlıkçı ve 17 yıldır acil servislerde çalışan birisi olarak her geçen gün acemi kasap yaralanmalarının katlanarak arttığını, insanların bu konudan çok ciddi yaralanmalara maruz kaldığını söyleyebilirim. Gözünü, hayati organlarından birini, kalbini, dalağını, karaciğerini veya büyük damarlarından birini yaralayanlar, organ ve parmak kaybına kadar giden büyük kesiler maalesef kurban bayramının rutini haline geldi.'
Kurbanlık keserken kesici alet yaralanmalarının olmamasını dileyen Çakır, 'Kurban kesim yerleri enfeksiyon, özellikle tetanos açısından çok riskli yerlerdir. Küçük bir kaza bile olsa toz, toprak ile kanın bir arada olması ve özellikle de kesici aletlerin de paslı olsun olmasın tetanoz mikrobu taşıyabilmesi nedeniyle kesici alet yaraları riskli yaralardır.' diye konuştu.
- 'Hemen her kanama üstüne bastırılarak durdurulabilir'
Çakır, bu tür yaralanmalarda mutlaka sağlık kuruluşlarına gidilmesi gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bayramda yaşanan yaralanmalarda mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmalı. Çünkü en azından tetanoz bilgilerini alıp ona göre aşılama politikalarını hazırlıyoruz, ne yapılması gerektiğini planlıyoruz. Kazalar her zaman küçük olmayabiliyor, ciddi miktarda kan kayıplarına sebep olabiliyor. Hemen her kanama üstüne bastırılarak durdurulabilir. O yüzden panik olmadan bulabildiğiniz en temiz bezle kanayan yerin üstüne bastırabildiğiniz kadar kuvvetli bastırın, bu uygulama büyük bir damar bile olsa yüzde 80 - 90 oranında kanamayı durduracaktır. Kan durmadığı takdirde deneyimli, ilk yardım uygulaması konusunda sertifikası olan kişiler turnike uygulayabilirler ama turnike herkesin yapabileceği bir uygulama değildir. Kanayan uzvun kaybedilmesine kadar gidebilecek ciddi risklere sebep olabilirsiniz.'
Çakır, yaralar üzerine kanama durdurucu özelliği olduğu düşünülen tıbbı veya tıbbi olmayan maddeler dökülmemesi uyarısında da bulundu.
- 'Yaraya oksijenli su, penisilin tozu, tentürdiyot sürmeyin'
Oksijenli su, penisilin tozu, tentürdiyot gibi bazı tıbbi ürünlerin bu tür yaralanmalarda hiçbir yararı olmadığına vurgu yapan Çakır, 'Bunlar yarayı kötü hale getirmekten başka bir şeye yaramaz. Kesinlikle evde bu tip şeyleri yaraya sürmeyin, yara bakımı için sağlık kuruluşlarına başvurun, orada gereken yapılsın.' dedi.
Prof. Dr. Zeynep Gökcan Çakır, kirli yara mevzusunun da akılda bulundurulması gerektiğini belirterek, şunları dile getirdi:
'Kanama dışındaki büyük yaralanmalarda, yani göz, organlar, uzuvlardaki yaralanmalarda kişi ambulans ile biran evvel bir sağlık kuruluşuna kavuşturulmalı. Bunlara özel olarak dikkat edilmeli. Bir de kocakarı usulü, yaralar üzerine döktüğümüz şeyler var ki şeker, tuz, hamur ve aklınıza gelebilecek tüm yenen şeyleri yaralara bağlama gibi kültürel bir alışkanlığımız var. Bunlar da yara bakımını daha sonradan zorlaştırmaktan, imkansız hale getirmekten ve enfeksiyon için zemin hazırlamaktan başka bir şeye yaramaz. Lütfen böyle şeyler yapılmadan yara temiz tutularak, üstüne baskı uygulayarak hasta sağlık kuruluşuna ulaştırılsın.'
- 'İşi ehline bırakın'
Meslek hayatı boyunca Kurban Bayramı'nda ciddi kesici alet yaralanmalarıyla karşılaştığına işaret eden Çakır, 'Bir vatandaşımız kasık damarını kesmişti. Bıçak hareket ederken kayıp bu kişiyi kasığından yaralamıştı. Bıçak gözüne isabet etmiş bir vatandaş gelmişti. Bir vatandaşımız da bıçağı nasıl bir hareket yaptıysa tamamen doku kaybı olacak şekilde burnunun ucunu kesmişti. Bunun yanında ciddi yaralanmayla ölümle sonuçlanan kazalar bile duymuştum.' ifadelerini kullandı.
Çakır, kurban kazalarının ev içi işlerde kadınlarda görülmekle birlikte daha çok genç erkeklerde görüldüğünü aktararak, 'Acemi kasaplar lütfen bu işi yapabilen, meslek edinmiş, ehil insanlara bıraksın. Tabii ki dini vecibelerimizi yerine getireceğiz ama bunun kendimizi, çevremizi, diğer insanları koruyacak çok daha güzel yolları var. Bir kasapla çalışmak bayramda sizden bir şey eksiltmez, aksine bayramı ağız tadıyla geçirmenizi sağlar.' şeklinde konuştu.