'Aşıya 1 Dolarlık Yatırım Sağlık Harcamalarını 30 Dolar Azaltıyor'
HÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kara: 'ABD rakamları ile aşıya yapılan 1 dolarlık yatırım, genel sağlık harcamalarında 30 dolarlık azalma ve üretimin artması olarak geri dönmektedir' 'ABD'de, difteritetanozboğmaca aşısı için harcanan her 1 dolar karşılığında 24 dolar masraftan kurtulmak mümkündür. Hemofilus influenza tip B için ise harcanan her 1 dolar, 2 dolar masrafı önlemektedir' 'Örneğin kızamık hastalığı en az 7 gün okula gidememe, 20 kızamık hastalığı geçiren çocuktan birisinde zatürre, her bin çocuktan birisinde beyin iltihabı ve sonrasında sakat kalma ve benzer şekilde her bin kızamık geçiren çocuktan bir veya ikisinde ölüme neden olabilmektedir'
YEŞİM SERT KARAASLAN - Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, 'ABD rakamları ile aşıya yapılan 1 dolarlık yatırım, genel sağlık harcamalarında 30 dolarlık azalma ve üretimin artması olarak geri dönmektedir.' dedi.
Kara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hem çocuk hem de erişkin dönemde aşılamanın sağlığın korunmasında önem taşıdığını söyledi. Türkiye'de doğuşta beklenen yaşam süresinin 78 yıla uzadığını, bunun erkeklerde 75.3, kadınlarda ise 80.7 yıl olarak belirtildiğini ifade eden Kara, 1960'ta bunun 45.38 yıl ile sınırlı olduğunu hatırlattı.
Kara, dünya genelinde yaşam süresinin uzamasında en önemli faktörün, temiz su kullanımının sağlanması olduğunun altını çizerek, bu şekilde ortalama ömrün yaklaşık 20 yıl arttığını belirtti.
Ortalama yaşam süresinin uzamasında ikinci faktörün ise 'aşılar' olduğunu vurgulayan Kara, 'Aşılar, ortalama yaşamın 12 yıldan daha fazla uzamasına katkı sağladı.' diye konuştu.
Toplumsal etkinin yanı sıra aşılamayla çiçek ya da kızamık hastalığına bağlı ölümlerin, çocuk felci kaynaklı sakatlıkların yok edilebildiğini belirten Kara, Türkiye'de çocukluk döneminde aşılamanın başarıyla uygulandığını, ancak aynı başarının erişkin dönemde aşılama için devam etmesi gerektiği anlattı.
Aşılamanın, bebek, çocuk, ergen ya da yaşlı dahil toplumun tamamı için sağlıklı olma ve sağlığın korunması açısından önem taşıdığını ifade eden Kara, dünya genelinde uygulanan aşılarla insan hayatını tehdit eden birçok hastalığın sıklığında ve etkilerinde ciddi oranlarda düşüşler sağlandığını aktardı.
- 'Aşı ile her yıl 3 milyon çocuk ölümü önlenebiliyor'
Kara, her yıl aşı uygulamalarıyla yaklaşık 3 milyon çocuk ölümünün ve 750 bin çocuğun da sakat kalmasının önlenebildiğine işaret etti.
Aşı ile çocuk ölümlerinin ve sakatlıklarının önlenmesi ve hasta olarak geçirilen sürenin azalmasının yanı sıra maliyet yönünden de avantaj elde edildiğine dikkati çeken Kara, şunları kaydetti:
'Maliyet etkinliğine bakıldığında, Amerika Birleşik Devletleri'nde çiçek aşısı yıllık 300 milyon dolar indirekt, çocuk felci 13.6 milyar dolar avantaj sağlamıştır.
Hiçbir soruna neden olmadan iyileşen bir kızamık vakasının maddi olarak maliyeti ABD'de 23 kızamık aşısının uygulaması için harcanan kadardır. Kaldı ki örneğin kızamık hastalığı en az 7 gün okula gidememe, 20 kızamık hastalığı geçiren çocuktan birisinde zatürre, her bin çocuktan birisinde beyin iltihabı ve sonrasında sakat kalma ve benzer şekilde her bin kızamık geçiren çocuktan bir veya ikisinde ölüme neden olabilmektedir.
Sadece maddi yönüyle değerlendirildiğinde de ABD'de, difteri-tetanoz-boğmaca aşısı için harcanan her 1 dolar karşılığında 24 dolar masraftan kurtulmak mümkündür. Hemofilus influenza tip B için ise harcanan her 1 dolar, 2 dolar masrafı önlemektedir.
Kısaca ABD rakamları ile aşıya yapılan 1 dolarlık yatırım, genel sağlık harcamalarında 30 dolarlık azalma ve üretimin artması olarak geri dönmektedir.'
- 'Güvenlik beklentisi yüzde 100'dür'
Kara, aşıların vücutta bağışıklık oluşturmak için yapıldığına işaret ederek, aşıyla kontrollü şekilde vücudun savunma sistemi olan bağışıklık sistemine, hastalıkları öğretmek için hastalıklara yol açan mikroorganizmaların verildiğini anlattı.
Bu nedenle, aşı uygulamaları sırasında istenmeyen etki olarak değerlendirilen ateş ile aşı uygulanan yerde ağrı şişlik ve kızarıklık görülebildiğini dile getiren Kara, istenen reaksiyonların dışında hemen tüm aşıların değişik derecelerde istenmeyen reaksiyonlara yol açabildiğini ifade etti. Kara, genellikle bu reaksiyonların, çok hafif ve kısa süreli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
'Ancak aşı uygulaması sonrasında görülen istenmeyen etkiler, tedavi amaçlı olarak kullanılan ilaçlar sonrasında görülen istenmeyen etkilerle karşılaştırıldığında çok çok hafiftir. Ancak çok daha fazla gündeme gelmektedir.
İlaç, hastalara verilmekte ve iyileşme umut edilmektedir. Bu nedenle ortaya çıkabilecek istenmeyen etkiler genellikle tolere edilmektedir. Aşı ise sağlıklı kişilere ve özellikle de küçük çocuklara bebeklere uygulanmaktadır. Bu nedenle istenmeyen etkilerin gündeme gelmesi aslında doğaldır, tolere edilebilirliği çok çok daha azdır ve güvenlik beklentisi yüzde 100'dür.
Toplumda hastalığa yakalanma korkusu çok fazla, buna karşılık aşılarla ilgili korku yoksa, aşılamaya yoğun istek vardır. Hastalığa karşı bir korku yok, aşılara karşı da bir korku yoksa, aşılamaya istek de yoktur ancak ilgisizlik vardır. Hastalığa karşı korku yok, buna karşılık aşılanmaya karşı güvensizlik ve korku varsa, aşılama reddedilmektedir.'
Aşıların bugün tıbbi uygulamalar içerisinde en güvenilir uygulamalar arasında bulunduğunu aktaran Kara, herhangi bir aşıdan dolayı ciddi veya sağlığa zarar verici bir durumun ortaya çıkma ihtimalinin, trafik kazasında kişinin hayatını kaybetme olasılığından çok daha düşük olduğunu söyledi.
Kara, 'ABD istatistiklerine göre, trafik kazasında ölüm riski 112'de bir, çocukken ayağın kırılma riski 55'te bir, yüzme havuzunda boğulma riski 10 bin 500'de bir, yıldırım çarpması ve ölüm riski 12 binde bir, aşı uygulaması ile ciddi bir reaksiyon olma ihtimali ise bir milyonda bir. Rakamlarla değerlendirildiğinde de aşıların güvenliği çok net ortaya konulmaktadır.' dedi.
Kaynak: AA
Kara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hem çocuk hem de erişkin dönemde aşılamanın sağlığın korunmasında önem taşıdığını söyledi. Türkiye'de doğuşta beklenen yaşam süresinin 78 yıla uzadığını, bunun erkeklerde 75.3, kadınlarda ise 80.7 yıl olarak belirtildiğini ifade eden Kara, 1960'ta bunun 45.38 yıl ile sınırlı olduğunu hatırlattı.
Kara, dünya genelinde yaşam süresinin uzamasında en önemli faktörün, temiz su kullanımının sağlanması olduğunun altını çizerek, bu şekilde ortalama ömrün yaklaşık 20 yıl arttığını belirtti.
Ortalama yaşam süresinin uzamasında ikinci faktörün ise 'aşılar' olduğunu vurgulayan Kara, 'Aşılar, ortalama yaşamın 12 yıldan daha fazla uzamasına katkı sağladı.' diye konuştu.
Toplumsal etkinin yanı sıra aşılamayla çiçek ya da kızamık hastalığına bağlı ölümlerin, çocuk felci kaynaklı sakatlıkların yok edilebildiğini belirten Kara, Türkiye'de çocukluk döneminde aşılamanın başarıyla uygulandığını, ancak aynı başarının erişkin dönemde aşılama için devam etmesi gerektiği anlattı.
Aşılamanın, bebek, çocuk, ergen ya da yaşlı dahil toplumun tamamı için sağlıklı olma ve sağlığın korunması açısından önem taşıdığını ifade eden Kara, dünya genelinde uygulanan aşılarla insan hayatını tehdit eden birçok hastalığın sıklığında ve etkilerinde ciddi oranlarda düşüşler sağlandığını aktardı.
- 'Aşı ile her yıl 3 milyon çocuk ölümü önlenebiliyor'
Kara, her yıl aşı uygulamalarıyla yaklaşık 3 milyon çocuk ölümünün ve 750 bin çocuğun da sakat kalmasının önlenebildiğine işaret etti.
Aşı ile çocuk ölümlerinin ve sakatlıklarının önlenmesi ve hasta olarak geçirilen sürenin azalmasının yanı sıra maliyet yönünden de avantaj elde edildiğine dikkati çeken Kara, şunları kaydetti:
'Maliyet etkinliğine bakıldığında, Amerika Birleşik Devletleri'nde çiçek aşısı yıllık 300 milyon dolar indirekt, çocuk felci 13.6 milyar dolar avantaj sağlamıştır.
Hiçbir soruna neden olmadan iyileşen bir kızamık vakasının maddi olarak maliyeti ABD'de 23 kızamık aşısının uygulaması için harcanan kadardır. Kaldı ki örneğin kızamık hastalığı en az 7 gün okula gidememe, 20 kızamık hastalığı geçiren çocuktan birisinde zatürre, her bin çocuktan birisinde beyin iltihabı ve sonrasında sakat kalma ve benzer şekilde her bin kızamık geçiren çocuktan bir veya ikisinde ölüme neden olabilmektedir.
Sadece maddi yönüyle değerlendirildiğinde de ABD'de, difteri-tetanoz-boğmaca aşısı için harcanan her 1 dolar karşılığında 24 dolar masraftan kurtulmak mümkündür. Hemofilus influenza tip B için ise harcanan her 1 dolar, 2 dolar masrafı önlemektedir.
Kısaca ABD rakamları ile aşıya yapılan 1 dolarlık yatırım, genel sağlık harcamalarında 30 dolarlık azalma ve üretimin artması olarak geri dönmektedir.'
- 'Güvenlik beklentisi yüzde 100'dür'
Kara, aşıların vücutta bağışıklık oluşturmak için yapıldığına işaret ederek, aşıyla kontrollü şekilde vücudun savunma sistemi olan bağışıklık sistemine, hastalıkları öğretmek için hastalıklara yol açan mikroorganizmaların verildiğini anlattı.
Bu nedenle, aşı uygulamaları sırasında istenmeyen etki olarak değerlendirilen ateş ile aşı uygulanan yerde ağrı şişlik ve kızarıklık görülebildiğini dile getiren Kara, istenen reaksiyonların dışında hemen tüm aşıların değişik derecelerde istenmeyen reaksiyonlara yol açabildiğini ifade etti. Kara, genellikle bu reaksiyonların, çok hafif ve kısa süreli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
'Ancak aşı uygulaması sonrasında görülen istenmeyen etkiler, tedavi amaçlı olarak kullanılan ilaçlar sonrasında görülen istenmeyen etkilerle karşılaştırıldığında çok çok hafiftir. Ancak çok daha fazla gündeme gelmektedir.
İlaç, hastalara verilmekte ve iyileşme umut edilmektedir. Bu nedenle ortaya çıkabilecek istenmeyen etkiler genellikle tolere edilmektedir. Aşı ise sağlıklı kişilere ve özellikle de küçük çocuklara bebeklere uygulanmaktadır. Bu nedenle istenmeyen etkilerin gündeme gelmesi aslında doğaldır, tolere edilebilirliği çok çok daha azdır ve güvenlik beklentisi yüzde 100'dür.
Toplumda hastalığa yakalanma korkusu çok fazla, buna karşılık aşılarla ilgili korku yoksa, aşılamaya yoğun istek vardır. Hastalığa karşı bir korku yok, aşılara karşı da bir korku yoksa, aşılamaya istek de yoktur ancak ilgisizlik vardır. Hastalığa karşı korku yok, buna karşılık aşılanmaya karşı güvensizlik ve korku varsa, aşılama reddedilmektedir.'
Aşıların bugün tıbbi uygulamalar içerisinde en güvenilir uygulamalar arasında bulunduğunu aktaran Kara, herhangi bir aşıdan dolayı ciddi veya sağlığa zarar verici bir durumun ortaya çıkma ihtimalinin, trafik kazasında kişinin hayatını kaybetme olasılığından çok daha düşük olduğunu söyledi.
Kara, 'ABD istatistiklerine göre, trafik kazasında ölüm riski 112'de bir, çocukken ayağın kırılma riski 55'te bir, yüzme havuzunda boğulma riski 10 bin 500'de bir, yıldırım çarpması ve ölüm riski 12 binde bir, aşı uygulaması ile ciddi bir reaksiyon olma ihtimali ise bir milyonda bir. Rakamlarla değerlendirildiğinde de aşıların güvenliği çok net ortaya konulmaktadır.' dedi.