Ramazanda Komposto Tüketin
Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, Ramazan ayında iftar ve sahurda komposto içilmesini önerdi.
Gebze Medical Park Hastanesi Uzman Diyetisyeni Aslıhan Küçük, Ramazan’da tok tutacak besinler konusunda bilgi verdi.
Diyetisyen Küçük, “Ramazan ayının gelmesiyle birlikte, oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısı değişmektedir. Bu dönemde az ve sık yeme prensibine paralel olarak, günlük en az 4-5 öğün tüketilmesi tavsiyesini yerine getirmek mümkün olmaz. Aslında normal beslenme düzenimizi bozmadan iftar ve sahuru mutlaka yaparak aralarda da az ve sık yiyerek beslendiğimizde Ramazan dönemini sorunsuz hatta vücudumuzu dinlendirerek geçirebiliriz. Uzun bir yaz dönemine denk gelen Ramazan ayını zinde geçirmek, iftar vakti iştahınızı kontrol etmek, sahurda yedikleriniz ile daha uzun süre tok kalmak istiyorsanız Ramazan’da sofralarınızın ve sağlığınızın baş tacı ekmeği unutmayın. Ramazana özel ‘ramazan pidesinin orta boyunun sekizde birlik diliminin bir dilim ekmek yerine geçtiğini bilerek, uygun miktarlarda tüketebilirsiniz fakat unutmayınız ki beyaz unla hazırlanmış sıcacık pide kan şekerinizi hızla yükseltir. Bu nedenle kepekli, çavdar, tam buğday gibi esmer ekmekler tokluk hissi sağladığı için tercih edilmelidir” diye konuştu.
Ramazan ayında en önemli nokta uzun süre açlık ve uzun süreli açlığın üzerine yapılan ilk öğün yani iftar olduğunu ifade eden Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, “Su ile orucunuzu açtıktan sonra 1 hurma tüketimi posa içeriği yüksek bir karbonhidrat olmasından kaynaklı iyi bir tercihtir. Ardından 1 kâse çorba 1 dilim tam buğday ekmeği ve salata ile mideyi yaklaşık 10-15 dakika dinlenme sürecine çekin. Bu sayede hem hazmı kolaylaştırmış hem de hızlı bir şekilde tüketmediğiniz için beyninize tokluk sinyallerinin iletilmesine yardımcı olursunuz. Ana yemek kısmına geçildiğinde; mevsim sebzeleriyle çok güzel zeytinyağlı hafif yemekler yapabiliriz. Yanında et, tavuk, balık, kurubaklagil gibi protein grubu besinler olmalı! Gün boyu uzun süre sağlıklı bir şekilde kalabilmeniz açısından protein ağırlıklı besinlere mutlaka iftar sofrasında yer vermeliyiz. Orucunuzu açtınız, yemeğinizi yediniz. Hemen arkasından meyve ya da tatlı yemeyin! Bırakın mideniz yediğiniz besinleri sindirirken biraz dinlensin. Aradan en az 1-1,5 saatin geçmesini bekleyin. Az şekerli, hafif sütlü tatlılar tercihiniz olsun. Besinleri pişirirken kızartma yönteminden uzak durulmalı özellikle yaz aylarında hem mideniz hem sağlığınız açısından pişirme yöntemi olarak buharda ya da fırında pişirme tercih edilmelidir.”
Sahurdan iftara kadar geçen sürenin iyi değerlendirilirse oruçluyken daha az susuzluk çekmenin mümkün olduğunu kaydeden Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, şöyle konuştu:
“İftar ve sahura büyük bir bardak su ile başlayalım. İftar ile Sahur arası süre kısa olduğundan yemek sonrası sürekli azar azar şu içmeye ve bu suyun oda ısısında olmasına özen gösterin. Suyun en iyi kaynağı sebze ve meyveler. Yoğun magnezyum, potasyum ve lif açısından zengin olan domates, salatalık gibi çoğu sebze ortalama yüzde 95 oranında su içerir. Hem tok tutar hem de gün içerisinde daha az susuzluk yaşanmasını sağlar. Çay kahve gibi kafeinli içecekler yanında mutlaka su tüketin. Vücuttan su atımına neden olan diüretik etkiye sahip bu içecekler Ramazan boyunca da su atımınıza neden olacağından tercih edilmemeli ya da sınırlı tüketilmelidir. İftar ve sahurda soğuk içecek tercihinizi sulandırılmış ve şeker ilavesiz içecek ve kompostolardan yana kullanın. Ayrıca midenin dinlenmesine yardımcı olup hazmı kolaylaştıracak rezene, papatya, melisa, nane, ıhlamur gibi bitki çaylarına da yer verebilirsiniz. Öğün sayısının azalmasıyla yavaşlayan metabolizmayı tekrar harekete geçirmek için, barsak hareketlerini düzenlemek, kan şekeri dengesini sağlamak için vazgeçilmez olan fiziksel aktiviteyi ramazan ayında ihmal etmemekte fayda var. İftardan 1 saat sonra, orta tempoda 30 - 45 dakika yürüyüş yapmanızı öneririm. Ramazan ayı boyunca kilo almamak, formda kalmak ve sağlıklı beslenmek için mutlaka sahura kalkın, iftardan sonra hareketliliğinizi arttırın, azar azar ve sık sık beslenmeye çalışın, besinlerinizi sağlıklı yöntemlerle pişirin ve bol sıvı alın.”
Kaynak: İHA
Diyetisyen Küçük, “Ramazan ayının gelmesiyle birlikte, oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısı değişmektedir. Bu dönemde az ve sık yeme prensibine paralel olarak, günlük en az 4-5 öğün tüketilmesi tavsiyesini yerine getirmek mümkün olmaz. Aslında normal beslenme düzenimizi bozmadan iftar ve sahuru mutlaka yaparak aralarda da az ve sık yiyerek beslendiğimizde Ramazan dönemini sorunsuz hatta vücudumuzu dinlendirerek geçirebiliriz. Uzun bir yaz dönemine denk gelen Ramazan ayını zinde geçirmek, iftar vakti iştahınızı kontrol etmek, sahurda yedikleriniz ile daha uzun süre tok kalmak istiyorsanız Ramazan’da sofralarınızın ve sağlığınızın baş tacı ekmeği unutmayın. Ramazana özel ‘ramazan pidesinin orta boyunun sekizde birlik diliminin bir dilim ekmek yerine geçtiğini bilerek, uygun miktarlarda tüketebilirsiniz fakat unutmayınız ki beyaz unla hazırlanmış sıcacık pide kan şekerinizi hızla yükseltir. Bu nedenle kepekli, çavdar, tam buğday gibi esmer ekmekler tokluk hissi sağladığı için tercih edilmelidir” diye konuştu.
Ramazan ayında en önemli nokta uzun süre açlık ve uzun süreli açlığın üzerine yapılan ilk öğün yani iftar olduğunu ifade eden Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, “Su ile orucunuzu açtıktan sonra 1 hurma tüketimi posa içeriği yüksek bir karbonhidrat olmasından kaynaklı iyi bir tercihtir. Ardından 1 kâse çorba 1 dilim tam buğday ekmeği ve salata ile mideyi yaklaşık 10-15 dakika dinlenme sürecine çekin. Bu sayede hem hazmı kolaylaştırmış hem de hızlı bir şekilde tüketmediğiniz için beyninize tokluk sinyallerinin iletilmesine yardımcı olursunuz. Ana yemek kısmına geçildiğinde; mevsim sebzeleriyle çok güzel zeytinyağlı hafif yemekler yapabiliriz. Yanında et, tavuk, balık, kurubaklagil gibi protein grubu besinler olmalı! Gün boyu uzun süre sağlıklı bir şekilde kalabilmeniz açısından protein ağırlıklı besinlere mutlaka iftar sofrasında yer vermeliyiz. Orucunuzu açtınız, yemeğinizi yediniz. Hemen arkasından meyve ya da tatlı yemeyin! Bırakın mideniz yediğiniz besinleri sindirirken biraz dinlensin. Aradan en az 1-1,5 saatin geçmesini bekleyin. Az şekerli, hafif sütlü tatlılar tercihiniz olsun. Besinleri pişirirken kızartma yönteminden uzak durulmalı özellikle yaz aylarında hem mideniz hem sağlığınız açısından pişirme yöntemi olarak buharda ya da fırında pişirme tercih edilmelidir.”
Sahurdan iftara kadar geçen sürenin iyi değerlendirilirse oruçluyken daha az susuzluk çekmenin mümkün olduğunu kaydeden Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, şöyle konuştu:
“İftar ve sahura büyük bir bardak su ile başlayalım. İftar ile Sahur arası süre kısa olduğundan yemek sonrası sürekli azar azar şu içmeye ve bu suyun oda ısısında olmasına özen gösterin. Suyun en iyi kaynağı sebze ve meyveler. Yoğun magnezyum, potasyum ve lif açısından zengin olan domates, salatalık gibi çoğu sebze ortalama yüzde 95 oranında su içerir. Hem tok tutar hem de gün içerisinde daha az susuzluk yaşanmasını sağlar. Çay kahve gibi kafeinli içecekler yanında mutlaka su tüketin. Vücuttan su atımına neden olan diüretik etkiye sahip bu içecekler Ramazan boyunca da su atımınıza neden olacağından tercih edilmemeli ya da sınırlı tüketilmelidir. İftar ve sahurda soğuk içecek tercihinizi sulandırılmış ve şeker ilavesiz içecek ve kompostolardan yana kullanın. Ayrıca midenin dinlenmesine yardımcı olup hazmı kolaylaştıracak rezene, papatya, melisa, nane, ıhlamur gibi bitki çaylarına da yer verebilirsiniz. Öğün sayısının azalmasıyla yavaşlayan metabolizmayı tekrar harekete geçirmek için, barsak hareketlerini düzenlemek, kan şekeri dengesini sağlamak için vazgeçilmez olan fiziksel aktiviteyi ramazan ayında ihmal etmemekte fayda var. İftardan 1 saat sonra, orta tempoda 30 - 45 dakika yürüyüş yapmanızı öneririm. Ramazan ayı boyunca kilo almamak, formda kalmak ve sağlıklı beslenmek için mutlaka sahura kalkın, iftardan sonra hareketliliğinizi arttırın, azar azar ve sık sık beslenmeye çalışın, besinlerinizi sağlıklı yöntemlerle pişirin ve bol sıvı alın.”