Hanefi Bostan: 'Atama Yükselme Yönetmeliği İle İlgili Khk İptal Edilsin”

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M.

Hanefi Bostan, atama yükselme yönetmeliği ile ilgili kanun hükmünde kararnamenin huzursuzluk ve adaletsizlik yaşanmasına neden olduğunu belirterek, iptal edilmesi gerektiğini söyledi.

Yazılı açıklama yapan Hanefi Bostan, 31 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kamu kurum ve kuruluşlarında Görevde Yükselmeye Dair Genel Yönetmelik hazırlanırken Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde düzenlenen Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6/2. maddesinin yok sayıldığını, yapılan çalışmaların sendikalar ve konfederasyonlarla istişare edilmediğini savundu. Bostan, kamuda adam kayırmacılığının önünün iyice açıldığını, yönetmeliğin liyakat yerine torpil sistemini esas aldığını öne sürdü.

Yapılan değişikliğe göre sınavsız atama yapılacak kadroların genişletildiğini aktaran Bostan, şunları söyledi;
“Bir önceki yönetmelikle ilçe müdürleri için getirilen istisnalar genişletilmiş ve ilçe idare şube başkanlıkları ile bunlarla aynı seviyedeki görevlere yapılacak atamalar da görevde yükselme sınavının kapsamı dışına çıkarılmıştır. Böylece kamuda birçok kadro ve pozisyona sübjektif değerlendirmelerle sınavsız olarak atama yapılmasının önü açılmıştır. Bilindiği gibi geçtiğimiz yıl (27.03.2012 tarih ve 28246 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Görevde Yükselmeye Dair Genel Yönetmelik) yapılan değişiklikle ‘sosyal güvenlik merkezi müdürü’, ‘gençlik merkezi müdürü’ ile ‘ilçe müdürü’ kadrolarına yapılacak atamalarda aranılan sınav şartı kaldırılmıştı. Bu nedenle de bu kadroların görevde yükselme sınavından muaf tutulmalarına dair düzenlemeye karşı dava açmıştık. Söz konusu davada, Danıştay 5. Dairesi 02.10|2012 tarihli ve 2012/4710 E. sayılı kararıyla, yazılı sınavsız müdür atamasına dair düzenlemeyi kariyer ve liyakat ilkeleri ile hukuka ve mevzuata açıkça aykırı bularak yürütmesinin durdurulmasına karar vermişti. Ancak hükümet yapılan yanlışlardan ders çıkarmak yerine, 657 sayılı yasanın kariyer ve liyakat ilkeleri ile Danıştay kararlarına aykırı keyfi uygulamalarını ısrarla sürdürmüştür. Mahkeme kararlarını tanımayarak, hukuku hiçe saymıştır”
“KARİYER VE LİYAKAT İLKESİ ÇİĞNENMİŞTİR”
Bostan, yapılan son görevde yükselmeye dair genel yönetmelikten önce, görevde yükselme niteliğindeki kadrolara atama yapılabilmesi için hem belirli bir süre kurumda çalışmış olmak, hem de bu sürenin en az 2 yılının o kurumda geçmiş olması şartı aranmaktayken, yapılan değişiklikle, kamuda belirli bir süre çalışmış olma şartının bu defa zorunluluk olmaktan çıkarılıp kuruma bırakıldığını söyledi.

Ancak kurum isterse, bu şartı koyabileceğini, kurumda en az 2 yıl çalışmış olma şartının ise tamamen kaldırıldığını dile getiren Hanefi Bostan, “Görevde Yükselme sınavında sözlü sınavı öngören düzenlemenin iptali için Danıştay 5. Dairesi nezdinde açılan dava sonucunda verilen iptal kararı görmezden gelinmiş ve şube müdürü ve müdürlük kadrolarına ek olarak sözlü sınav şartı getirilmiştir. Bu düzenleme ile liyakat, birikim, tecrübe, hizmet süresi gibi çalışma hayatının olmazsa olmaz öncelikleri yok sayılmış, ayrıca adaylar arasında puan eşitliği olması durumunda atamada dikkate alınan hizmet süresi, daha üst öğrenimi bitirmiş olma, üst öğrenim mezuniyet notu gibi kriterler de kaldırılarak, müdürlük kadrolarına atamalar tamamen siyasi iradeye bırakılmıştır. Yazılı sınavda aranan en az 70 puan alma şartı da kaldırılmıştır. Yazılı sınavda aranacak başarı puanının alt sınırı kurumlarca belirlenecektir. Ayrıca mahalli idareler ve üniversiteler dışındaki kurumların görevde yükselme sınavlarını kendilerinin yapabilmelerine imkân sağlanmış, merkezi sınav şartı kaldırılmıştır. Böylece sınavlar kurumların keyfiyetine bırakılmıştır” dedi.

“BAŞARI PUANI İÇİN SÖZLÜ SINAVIN ESAS ALINMASI BÜYÜK BİR OYUNUN GÖSTERGESİDİR”
Yeni düzenleme ile yazılı sınavda 70 puan barajının kaldırıldığını, sözlü sınavda ise 70 barajının aranacağını dile getiren Hanefi Bostan, “Sözlü sınavda 70 puan aranmasının objektif olmayacağı, burada da keyfiyetin oluşacağı açıkça ortadadır. Sözlü sınavlarla kişilerin başarılı olup olmayacağı tamamen sübjektif bir durumdur. Müdürlük için yazılı sınavda alınan not yalnızca sözlü sınava girebilmek için bir kriter olarak kullanılacak, başarı puanı olarak sözlü sınav sonuçları esas alınacaktır. Ayrıca, şube müdürü, merkez müdürü ve müdür gibi kadrolara açılan yazılı sınavlardan sonra, sözlü sınavla atanacak kadro sayısının 5 katı adayın çağırılacak olması kamuda ayrımcılığın ve kayırmacılığın boyutlarının daha da derinleşerek ilerleyeceğinin ispatıdır” açıklamasında bulundu.

Hanefi Bostan, kamuda birlikte çalışan ve sözlü sınava çağırılan her 5 kişiden 1’inin sınavı kazanıp, atamasının yapılacağını belirterek, şunları söyledi;
“Sözlü sınava girip elenecek olan her 4 kişi ise eski görevlerinde kalacaklardır. Bu durum, kamuda büyük bir kargaşa ve huzursuzluğa neden olacaktır. Kamu düzeni ve yararı zarar görecektir. Ayrıca çalışma barışı bozulacak, vatandaşlarımızın kamudan nitelikli hizmet alması engellenmiş olacaktır. Tüm kamu kurumlarında sözlüye çağırılıp, atananların tamamı hak etmeden, torpille atanmış olarak görülecek, sözlü sınav sonrası atanmayan binlerce çalışan ise haksızlığa uğradığını, hakkının yendiğini düşünecek ve idareye kırgınlık gösterecektir. Bu durumda kamuda, kaosa neden olacaktır.”
“ÜNVANA GÖRE FARKLI UYGULAMA ANAYASANIN EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRIDIR”
Özellikle avukatlıktan, hukuk müşavirliğine geçiş gibi ünvanlar için yazılı sınav şartının kaldırılmasının, başarı için sözlü puanın esas alınmasının da kabul edilebilir bir durum olmadığını belirten Bostan, “Kamuda mevcut çalışan memurların sadece sözlü sınava tabi tutularak bir üst kadrolara atanması şaibelere yol açacak, ayrıca bu durum Anayasa’nın eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır. Çünkü bazı ünvanlar için yazılı ve sözlü sınav, bazı ünvanlar içinse sadece sözlü sınav şartı çifte standarttır. Bu nedenledir ki, hem kamuya personel alımlarında ve hem de kurum içi yükselme sınavlarında sözlü sınav uygulaması anlayışından biran evvel vazgeçilmelidir” dedi.

Hanefi Bostan, bu düzenlemeyle Milli Eğitim Bakanlığı’nda yaşanan kaosun tüm kamu kurumlarında yaşanacağını ifade ederek, “Bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nda uygulamaya konulan, okul müdürlerinin sözlü sınavlarla atanması büyük bir adaletsizlik ve hukuksuzluğa yol açmıştır. Okullarımızın yeni açıldığı şu günlerde, Milli Eğitim camiası büyük bir kargaşa içerisindedir. Müdürlük kadrolarını hak etmeyen, birikimsiz, liyakatsiz, kariyersiz, binlerce iktidar yandaşı öğretmen, yapılan uydurma sözlü sınavlarla müdürlük kadrolarına atanması çalışmaları son aşamasına gelmiştir. Aynı kaosun, önümüzdeki günlerde 200’ü aşkın kamu kurumunda da yaşanacağı aşikârdır. Uyarıyoruz; Huzursuzluk, adaletsizlik ve kargaşa tüm kamu kurumlarına sirayet etmeden söz konusu Atama Yükselme Yönetmeliği ile ilgili KHK iptal edilmelidir. Siyasi iktidar, yandaş memur ve yandaş yönetici anlayışından biran önce vazgeçmeli, bütün devlet memurlarını kucaklamalıdır. Sendika olarak, bu anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir. Türkiye Kamu-Sen olarak, bu hususta mücadelemizi her platformda sürdüreceğimizi ayrıca adaletten, hakkaniyetten ve liyakatten uzak olan Görevde Yükselme Yönetmeliği’ne dava açacağımızı, kamuda liyakatin, birikimin, sürekliliğin ve verimliliğin her şeyden önemli olduğunu kamuoyuna bir kez daha saygı ile duyururuz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA