Çin’in Müstakbel Liderinin Ortalıkta Gözükmemesi Dedikodulara Yolaçtı

Çin'in müstakbel devlet başkanı Xi Jinping'in 11 gündür ortalarda görülmemesi hem Çin hem de uluslararası kamuoyunda dedikodulara yol açtı.

Yakın tarihte cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasına kesin gözle bakılan Çin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Xi, 1 Eylül'den bu yana kamuoyunun önüne çıkmadı. Xi Jinping'in bu süre zarfında başta ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton olmak üzere, dört liderle olan görüşmelerini iptal etmesi söylentileri artırdı.

Xi Jinping’in nerede olduğuna dair resmi ağızlardan henüz bir açıklama gelmedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hong Lei, konuyla ilgili soruları defalarca yanıtsız bıraktı.

Xi’nin ortadan kayboluşu yabancı medyanın dikkatini çekerken, hükümetin sıkı denetimi altındaki Çin basını ise olayı görmezden geliyor.

İnternet aramalarına da çeşitli engeller getirilerek, konuyla ilgili başlıklara sansürler konuyor.

Xi Jinping, en son 1 Eylül günü Pekin’de Komünist Parti Okulu’nda yaptığı konuşmayla medyada görülmüştü. Xi, daha sonra ise daha önceki tarihlerde planlanan Clinton’la görüşmesinin yanı sıra, Singapur ve Danimarka başbakanlarıyla ve bir Rus yetkiliyle görüşmelerini iptal etti.

Resmi bir açıklama gelmedikçe, dedikodular da önü alınamayacak noktalara ulaşıyor. Xi Jinping’in basit bir sağlık problemi yaşadığını dile getirenler de var, bir suikast kurbanı olduğunu da... Çinli siyasetçinin, yüzerken veya futbol oynarken sırtını incittiği, kalp krizi geçirdiği, hatta bir trafik kazası sonucunda hayatını kaybettiği söylentiler arasında. SKANDALLAR BİTMİYOR Dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin direksiyonundaki isimlerin değişeceği tarih yaklaştıkça, ülkede siyasi skandallar da patlak vermeye başladı.

Mart ayında, Çin siyasetinin en parlak isimlerinden Komünist Parti’nin Chongqing Sekreteri Bo Xilai, son yılların en büyük siyasi skandalının baş aktörlerinden biri olmuştu. Bo’nun eşi Gu Kailai, İngiliz iş adamı Neil Heywood’u öldürmekle suçlanmış, daha sonra da ertelemeli idam cezasına çarptırılmıştı. Bu süreçte, görevinden alınan Bo Xilai’in siyasi kariyerinin sona erdiği belirtiliyor.

Bo Xilai dosyasının yol açtığı çalkantılar sürerken, basına bir de “Ferrari vakası” yansıdı. 18 Mart günü sabaha karşı Pekin caddelerinde siyah bir Ferrari’yle yapılan kaza, internette geniş yankı uyandırmış, ancak olayın üzeri hemen kapatılmıştı. İnternette “Ferrari” yazıp arama yapmak bile sansür engeline takılmıştı. Söylentiler, kazayı üst düzey bir siyasinin oğlunun yaptığı, araçta da sürücü haricinde yarı çıplak halde iki bayanın bulunduğu şeklindeydi. Yakın tarihte, kazayı yapan kişinin, Devlet Başkanı Hu Jintao’ya en yakın isimlerden biri olarak bilinen Ling Jihua’nın oğlu olduğu belirtildi. Ling Jihua’nın görevi değiştirilmiş, bu değişim kimilerince Ferrari olayının patlak vermesi sonrası Ling’in “tenzilirütbe” aldığı şeklinde değerlendirilmişti. YA ORTAYA ÇIKMAZSA? Çin’in 10 yılda bir yaşanan lider değişimine az bir zaman kala, devletin başına geçmesi beklenen 59 yaşındaki Xi Jinping’in kayboluşu, parti liderliğindeki geçiş sürecinin de pürüzsüz olup olmayacağı tartışmalarını başlattı.

Şimdi ise, şu soru gündeme geliyor: Ya, Xi Jinping ortaya çıkmazsa? Xi’nin durumu gizemini korursa veya Çinli liderin sağlık durumu gerçekten kötüyse, bunun Parti Kongresi’ni de etkileyeceğini söylemek yanlış olmaz. 25 üyeli Politbüro’nun bu ay yapacağı toplantıdan sonra, beş yılda bir düzenlenen kongrenin tarihinin duyurulması bekleniyordu. Ancak bu durumda bir erteleme gelmesi şaşırtıcı olmayacak. En kötü ihtimalle, Xi’nin hayatını kaybetmiş olması durumunda ise partinin lider kadrosunun ne gibi adımlar atarak krizden çıkacağı bir muamma .
Kaynak: İHA