Hitler'den mektup var

Demirel de araya girince, tartışmanın mihveri hepten şaştı. Yerine tekrar oturtmak gerek...


Demirel de araya girince, tartışmanın mihveri hepten şaştı.
Yerine tekrar oturtmak gerek...
Deniz Baykal, Hitler’e karşı Churchill gibi savaşacağını söylemişti.
Başbakan Erdoğan da, önce dönüp ‘Milli Şef’ İnönü’ye bakmasını tavsiye etmişti ona.
Ama kimse orasına bakmadı işin.
Acaba İnönü, Adolf Hitler’e karşı İngiltere Başbakanı Winston Churchill’le birlikte mi savaşmıştı?
Hitler ile İnönü arasındaki tarihi yazışmalar, bu hususu aydınlatmaya yarayabilir. 
Neden tarihçilerimiz durumdan vazife çıkarmaz oldu?
Savaş yıllarında Hitler’den İnönü’ye gönderilmiş bir mektup zarfını açmanın tam sırası değil mi?
***
Tarihçilerimizde çok ciddi refleks kaybı görüyorum.
Demirel’i örnek alsalar keşke.
Yılların Demirel’inde, gerilemeden hâlâ eser yok. Refleksleri de, çene kasları gibi hiç zayıflamıyor maşaallah.
Dün, kendini daha fazla tutamayıp konuya müdahil olmuş.
“Merhum İnönü’ye yapılan eleştirileri esefle karşılıyorum” diyor.
Gerekçesi sağlam; Demirel’e göre geçmişin icraatları, tasarrufları eleştirilebilir ama kişileri eleştirmek müessif bir fiil.
‘Kişiler eleştirilmez’miş, ‘tarihe mal olmuş şahsiyetleri rahat bırakmak lazım’ gelirmiş zira.
Sonra, ‘hangi sorunu çözermiş onları eleştirmek?’...
Bu inciler ışığında, tartışmanın dilini yeniden kurgulayalım o halde.
***
2. Cihan Harbi dönemine ait tarihi kayıtlar gösteriyor ki...
İnönü Türkiye’si, Hitler Almanyası’na müzahir bir dış siyaset izlemiştir.
Churchill İngiltere’siyle aynı
safta ‘Müttefik’lerle birlik olmak şöyle dursun, mesafeli bir tavır almıştır.
Hatta, ikna için gösterdiği bütün şahsi gayretlerine rağmen Churchill’in yanında girmemiş savaşa...
Oysa, Hitler Almanya’sının başını çektiği ‘Mihver’ ülkeleriyle  daha bir haşir neşir olmuştur.
Nadir Nadi’nin ‘kaypak rejim’ adını taktığı bir ‘ikili oynama’ siyaseti...
Bu çekingenlik, ‘Türk milletinin erkekliğini öldürmek’ten mesul tutulacaktır sonraları.
Korkuyla karışık mahçup bir flörttür yaşanan...
Bulgaristan sınırımıza dayanan Hitler’in 3 Mart 1941 tarihli mektubu, şahittir buna.
***
Başbakan, Demirel’i dikkate alsa, söylemini bu şekilde silbaştan yapılandırması gerekirdi.
Sonuç pek değişmezdi galiba...
Fakat Demirel, Baykal’a müşavirlik servisi verse, ne derdi?
Baykal’ın sözlerini hatırlayalım:
“2. Dünya Savaşı’nda
Churchill, Hitler’e karşı ‘dağda,
denizde, ovada sonuna kadar mücadele edeceğiz’ demişti. Biz de bu
3 maddeye karşı parlamentoda, referandumda, Anayasa Mahkemesi’nde sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
Bence, o mektuba bakıp bir daha Hitler’in adını ağzına almamasını salık verirdi.
Mutlaka bu kalıpta konuşması şartsa eğer, Churchill yerine Muhammed Ali’den yana gitmesinin daha uygun düşeceğini söylerdi Baykal’a.
Efsane boksör ne demişti?
“Kelebek gibi uçar, arı gibi sokarım.”



Radikal