Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Zararsız Basınla Buluştu

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Emin Zararsız, borçların yeniden yapılandırılması ve geçmişe dönük hizmet borçlanması konusunda son günlerde dile getirilen talep ve beklenti bulunduğunu söyleyerek, "Temelde şu var

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Emin Zararsız, borçların yeniden yapılandırılması ve geçmişe dönük hizmet borçlanması konusunda son günlerde dile getirilen talep ve beklenti bulunduğunu söyleyerek, "Temelde şu var. Yeniden yapılandırmayı yapıyorsunuz, düzenli ödeme yapan gayri adil uygulama getirmiş oluyorsunuz. Biz, düzenli ödeyen insanı cezalandırmış oluyoruz. Bu nedenle, borçların yeniden yapılandırılması veya geçmişe dönük hizmet borçlanması konusunda bizim herhangi bir çalışmamız
yok" dedi.
SGK Başkanı Zararsız, SGK Lokali'nde basın mensuplarıyla bir araya gelerek, gündemdeki konular hakkında bilgi verdi. Zararsız, Türkiye'nin 2006 yılında Sosyal Güvenlik Reformu ile beraber toparlanma, Sosyal Güvenlik Reformu'nda yapılan değişikliklerin etkilerinin ancak 15-20 yıl sonra görülebileceğini, 1999'da yapılan 2000'de uygulamaya başlayan değişikliğin ancak etkilerini şimdi görüldüğünü belirtti. Türkiye'nin hala 46 yaşında emekli ürettiğini söyleyen Zararsız, "Yeni Sosyal Güvenlik Sistemi'nin
devreye girmesiyle her şey birden bire bıçakla kesilmiş gibi, eskiye dair hiçbir kalmamış ve her şey bu sistemin getirdiği şartlarla yürürlüğe girmiş gibi, anlamamak gerekiyor. 65 yaş emekli olma 2030'da başlayarak 2040 yıllarına kadar geçecek bir süreçte gerçekleşecektir. Sistem, bir süre daha genç emekli yaratmaya devam edecek. Çünkü burada Sosyal Güvenlik alanında genel bir eğilim vardır, insanların kazanılmış haklarına müdahale hukuken yasaklanmıştır. Buraya müdahale yapılamaz düşüncesiyle, birçok şey
zamana yayılarak, mevcutları olumsuz olarak eleştiri getirdiğiniz şeyleri korunması şeklindedir. Bu nedenle, bu büyük reformun olumlu, ekonomik anlamda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun gelirleri giderleri, bütçe finansmanı, açığın finansmanı olumluya gidebilmek için biraz daha zamana ihtiyaç var" şeklinde konuştu.
Konut Edindirme Yardımı (KEY) ödemeleri, listeleri, ödemeleri, itirazları, kanuni düzenlemesi, son ödemeleri de yapılmış, listede adı olan olmayanın Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurduğunu belirten Zararsız, "Oysa biz sadece işçilerin ve emeklilerin KEY ödemelerini düzenlemekle yetkilendirilmiş bir kurumuz. Onların hesaplarını takip eden kurumuz. Çalışan insanların KEY ödemelerine, memur olarak çalışan insanların KEY kesinti ve ödemelerinde herhangi bir yetkimiz bulunmuyor. Ama bütün memurlar da bize
müracaat ediyor. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına, yayınlanan listelerde ve yapılan ödemelerde ismi çıkmayan insanlar, kesintinin yapıldığı yıllar itibariyle hangi kurumda çalışıyorsa, o kuruma müracaat etmesi gerekiyor. İşçi ve emekliler bize müracaat edecek" dedi.
Memurlar, bankacıların o tarihlerde hangi kurumda çalışıyorlarsa, o kuruma başvuracaklarını söyleyen SGK Başkanı Zararsız, "Bize, sadece o dönemde çalışan işçi ve Emekli Sandığı'na bağlı memurlar müracaat edecek. Bizim son gönderdiğimiz listede, 222 bin kişinin ödemelerinde yanlışlık olduğunu düşünen kişi müracaat oldu. 1 milyon 600 bin kişi içinde 222 bin kişinin durumu inceleniyor ve Emlak Bankası'na gönderilecek. Yeni düzenlemeyle birlikte üç kez liste ilave edilecek, insanlar üç kez itiraz etme
hakkına kavuştu. O çerçevede, liste her göndermede daha da azalacaktır. Ama diğer kurumlarda çalışan insanlar, bize müracaat etmemesi gerekiyor" diye konuştu.

"BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI KONUSUNDA BİZİM HERHANGİ BİR ÇALIŞMAMIZ YOK"
Zararsız, borçların yeniden yapılandırılması ve geçmişe dönük hizmet borçlanması konusunda son günlerde dile getirilen talep ve beklenti bulunduğunu söyleyerek, "1974'ten bu yana Türkiye'de 17 kez borçların yeniden yapılandırılması gerçekleştirilmiş. Şimdi, 18. kez borçların yeniden yapılandırılması baskısı altındayız. Ortalama 2 yılda bir yeniden yapılandırma yapılmış. Kişisel olarak borçların yeniden yapılandırılmasına ve geçmişe dönük hizmet borçlanmasına sıcak bakmayan bir insanım. Temelde şu var.
Yeniden yapılandırmayı yapıyorsunuz, düzenli ödeme yapan gayri adil uygulama getirmiş oluyorsunuz. Çünkü o insan sıkışıyor, bir şekilde zamanında primini yatırıyor, nasıl olsa 2 yılda bir af çıkıyor diye, primini yatırmıyor. Biz, düzenle ödeyen insanı cezalandırmış oluyoruz. Bu nedenle, borçların yeniden yapılandırılması veya geçmişe dönük hizmet borçlanması konusunda bizim herhangi bir çalışmamız yok. Böyle bir çalışmanın doğru, adil olmadığını düşünüyoruz. Düzenli prim ödeme alışkanlığını da olumsuz yönde
etkilediğini düşünüyorum" dedi.
Zararsız, 2008 yılında yapılan borçların yeniden yapılandırmasının ise yarısının bozulduğunu altını çizerek, "Hizmet borçlanmasında da daha olumsuz bir tutumumuz var. Hizmet borçlanmasıyla ilgili ödenen tutarlar, kısa sürede aylık suretiyle geri alınıyor. Kurumu aktüeryal dengelerini olumsuz yönde etkiliyor. Onun için hizmet borçlanmasına da sıcak değiliz" şeklinde konuştu.
Krizin etkisiyle prim ödeyemeyenler için amme alacaklarının tahsiline ilişkin kanunla 36 aya kadar borçlu olan insanların müracaat edip borçlarını tespit edip ödeme imkanı bulunduğunu belirten Zararsız, "Gecikme faizi farklı düzenlenmiş. 6183'e göre farklı otomatik olarak ilk üç ay yüzde 3 faiz alınıyor. Daha sonraki aylarda, Devlet İç Borçlanma Senetleri kadar gecikme zammı uygulanıyor. Bu ilk üç aylık gecikme zammı yüzde üçü yüzde 2'ye indirmek için Bakanlar Kurulu yetkilidir. Şu anda kararname imza
aşamasındadır. Bu aşama bittikten sonra ilk üç ay için yüzde 2 olarak uygulanacak" ifadesini kullandı.
17. borçların yapılandırılması rakamlarını veren Zararsız, hem SSK hem de Bağ-Kur kapsamında 1 milyon 352 bin 517 kişi başvurmuş, yapılandırılmış alacak tutarı 23 milyar 259 milyon TL, tahsil edilmesi gereken 14 milyar 632 milyon TL, tahsil edilen tutar 7 milyar 570 milyon TL, yapılandırması bozulan 7 milyar 194 milyon TL olduğunu belirtti. Zararsız, yapılandırma yapılmış ancak çeşitli nedenlerle borcunu ödeyememiş borçlular için kendilerinin yetkilerinin olmadığını belirterek, bu tür bir yapılandırmanın
parlamento'da yapılabileceğini söyledi. Borç yapılandırmalarına kurum olarak karşı olduklarını, yapılan borç yapılandırmalarını hepsinde de bozulmaların görüldüğünü kaydetti.

"KURUMA BORCU OLAN HERKES 6183 SAYILI KANUN'DAN YARARLANABİLİR"
Sosyal Güvenlik Kurumu'na prim borcu olan herkesin 36 aylık vadeden yararlanarak borçlarını ödeyebileceğini söyleyen Zararsız, "Bu konu sadece Bağ-Kur'lular için değildir. Kuruma borcu olan herkes için, ister işçi, ister Bağ-Kurlu, ister isteye bağlı sigortalı olsun, kuruma borcu varsa, 6183 sayılı Kanun'dan yararlanabilir. Sağlık hizmetlerinden yararlanması için çalışmamız var. İlk taksidi ödedikten sonra sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek" ifadelerini kullandı.
Amme alacaklarını giren konularda faizleri düzenleme, teklif etme yetkisi Maliye Bakanlığı'na ait olduğunu belirten Zararsız, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 36 ay vade konusunda teşvik ve imkan konusunda kendilerine imkan getirmeye çalıştıklarını söyledi. Zararsız, "İlk üç ay amme alacaklarından alacağımız faiz daha yüksek, 11. ayda eşitleniyor ve daha sonra daha düşük hale geliyor. Şu anda, Amme alacakları ile ilgili Bakanlar Kurulu kararı ile yüzde 1,95'e çekildi. Bizim Devlet İç Borçlanma Senetleri'ne
dayalı faizlerimiz 1'in altındadır" dedi.
İşverenler bakımından kamu ihalelerine girme konusunda SGK'dan 'borcu yoktur' ibareli kağıt alınması şart koyması yerine 'Şu kadar borcu vardır' şeklinde bir yazı vermeyi planladıklarını söyleyen Zararsız, "Projeyi oluşturmak üzereyiz. 'Şu kadar borcu vardır' diye kağıt vereceğiz. O kağıtla kurumlara gidecekler" diye konuştu.
6183 sayılı kanun ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun Devlet İç Borçlanma Senetleri iki farklı kanalda yürüyen şey olduğunu belirten Zararsız, "Şu anda faiz yüzde 1,95'tir. İkisinin paralel hale getirilmesi için çalışma yürüyor. Bu Ekonomik Koordinasyon Kurulu'nda kararlaştırıldı, çalışmalar devam ediyor" şeklinde konuştu.
Sosyal Güvenlik Kurumu tahsilatlarında artış olduğunu belirten Zararsız, "Geçmişe yönelik hizmet borçlanması söz konusu değildir. İşçilerin hakkıdır. Kendi namına çalışanlar ise kendi geleceklerini çalmış oluyorlar" dedi.

"KAYIT DIŞI İSTİHDAM, EKONOMİ, ÜLKELERİN EN ÖNEMLİ PROBLEMLERİNDEN BİRİNİ OLUŞTURUYOR"
Tekstil konusunda kayıt dışılığın önlenmesi konusunda Zararsız, şunları kaydetti:
"Biz genel olarak kayıt dışı istihdam boyutuyla ilgileniyoruz. TÜİK verilerine göre, yüzde 43 dolayında kayıt dışılık söz konusudur. Geçmiş yıllara göre düşüş görülüyor. Yüzde 43'lük rakam 9 milyon 300 bin'e tekabül ediyor. Bu 9 milyon 300 bin asgari ücretten sigortalı olsaydı, biz kurum olarak 2009 yılında 25,9 milyar TL prim geliri elde edecektik. Aynı yıl bizim açığın finansmanı için aldığımız para 28,7 milyar TL'dir. Yani, sosyal Güvenlik Kurumu bütçesi denk bütçe olacaktı. Kredi kuruluşları
ülkelerin Sosyal Güvenlik Kuruluşlarını takip ederler. Sosyal Güvenlik sisteminin yaratmış olduğu açıklar ya borçlanma ya da bütçeden transfer yoluyla oluyor. Borçlanma gereksinimini yüksek tutan borçlardır. Sistemin üretmiş olduğu yüksek borçlar, kredi kuruluşları tarafından değerlendirilen, yakından izlenen sistemlerdir. 28,7 milyar TL'nin yatırıma dönüşmesi halinde biz açık veren değil, fazla veren duruma gelen konuma gelecektik. Bu nedenle kayıt dışı istihdam, ekonomi, ülkelerin en önemli
problemlerinden birini oluşturuyor" dedi.
Zararsız, hükümetin kayıt dışı ile eylem planı ile başarılı olduğunu, Ekonomik Koordinasyon Kurulu ile yeni 3 yıllık planın 2011'de başlayacağını belirterek, "Yeni bir eylem planı ortaya konacak. Kurum açısından, kayıt dışı istihdam konusunda birçok Kurum'la protokoller yaptık. Basında olumsuz bilgiler yansıdı. Bankalardan bilgi almamız veya diğer kurumların denetim elemanlarının yaptığı denetim sonucu sigortalı çalıştırıp çalıştırılmadığı tespiti ve bize bildirilmesi. Tarım kredi, çiftçi kayıtları gibi
denetimlerimiz var. Bankalardan aldığımız verilere göre, 217 bin 954 kişi kayıt altına alınmış. 2092 işyeri tescil edilmiş, kamu kurum ve kuruluşlarından gelen bilgilere göre, 111 bin 952 kişi kayıt altına alınmış, 7225 işyeri de tescil edilmiş" şeklinde konuştu.
İşveren ödeyeceği sigortadan 5 puan indirdiklerini belirten Zararsız, "Bu yapılan indirimle, OECD ortalamasına gelmiş durumdadır. Gelir vergisinde alt kademe yüzde 15'tir. Kurumlar vergisinin alt kademesi yüzde 20'ye indirildi. Tek taraflı konuya bakmamak gerekir. İşveren örgütlerini bu konuda görev almaya davet ediyorum. Sendikalar bu konuda çok şey yapabilir diye düşünüyorum. Sendikaların söylediği: 'Sendikalılığın olduğu yerde kayıt dışılık azdır' O zaman sendikalarımız örgütlenme olmadığı yerlerde
örgütlenerek örgütlenme çalışmaları yapsınlar" ifadelerini kullandı.

"EMEKLİLİK İÇİN KURUMUMUZA MÜRACAAT EDEN KİŞİNİN BÜTÜN KAYDI EKRANDA GÖRÜNÜR HALE GELECEK"
Emeklilik sisteminin kolaylaştırılması konusunda müracaat etmiş kişiye yönelik olduğunu söyleyen Zararsız, şunları kaydetti:
"Projemiz, yılsonuna kadar arşivimizi özellikle kişilerin sigortalılıklarını ilgilendiren kolaylaştırmak suretiyle tamamını elektronik ortama taşıyoruz. Emeklilik için kurumumuza müracaat eden kişinin bütün kaydı ekranda görünür hale gelecek. Şu anda maalesef görünmüyor. Farklı yerlerde çalışmışsa, sıkıntı meydana getiriyor. Arşiv yönetim sistemiyle yılsonuna kadar arşivimizi sayısallaştırdığımızda, memurlarımız bütün bilgileri tek bir ekranda görebilir. Tek bir günde insanların emeklilik işlemleri
tamamlanıp, emeklilik maaşlarının bağlandığı güne erişmiş olacağız. Şu anda tek bir yerde çalışmışsa, 30 güne yaklaşıyor, birden fazla statüde çalışmışsa 50 güne kadar çıkıyor."
Basında son günlerde çıkan derneklerle ilgili ise Zararsız, "Geçmişe dönük hiçbir şey yapılamaz. Bir kişi muvafakat vermişse, o muvafakat dayalı işlemler geçerlidir. Verilmiş muvafakatin geçmişe yönelik geriye ödenmesi olamaz. 1979'dan itibaren yapılan bir uygulamadır. SSK yönetimi 2005'te bir karar alarak SSK örgütlenmiş derneklerin yüzde 35'inin ve emekli sayısının yüzde 1'ini üye yapmış derneklerin üyelerine kesinti yapalım diye bir karar var. 2005'ten beri devam eden bir karar var. Ayrıca İçişleri
Bakanlığı teyidi de var" ifadelerini kullandı.
Sağlık alanındaki dönüşüm programı çerçevesinde herkesin istediği hastaneye gidebildiğini söyleyen Zararsız, "2002 yılında bir kişi yılda ortalama 2.2 kez doktora giderken bu rakamın 2009 yılında 6.7'ye geldi. Sağlık giderleri arttı. Sağlık giderlerinin artmasındaki en önemli etkenin insanların hastane ve hekim seçmesi ile sağlık hizmetlerine ulaşmadaki kolaylıkların artmasıdır. Hastaneye gidişlerdeki artışların SGK'nın giderlerini de artırdı. Sağlık Bakanlığıyla da çalışmalar sürdürülüyor,
suistimallerin önlenmesi için kuralların katı şekilde uygulanacak" dedi.
''Diyabet hastalarının ilaç almasıyla'' ilgili bir soruya Zararsız, bu konuda Sağlık Bakanlığının çalışma yaptığını, Mayıs sonunda bu çalışmayı açıklayacağını, SGK'nın da bu kapsamda kuralları tekrar gözden geçireceğini dile getirdi.