Huzurevinde kalan yaşlılar kendi evinde oturmak istiyor
Denizli'de bir huzurevinde yapılan araştırmaya göre, yaşlıların yüzde 51'i imkanı olsa kendi evinde kalmak istediklerini söylüyor. Yaşlıların yüzde 40
Başbakanlık Ali ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'nün 3 ayda bir yayınladığı 'Aile ve Toplum Dergisi'nin son sayısında, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Feyyaz Karaca'nın, 'Huzurevinde Kalan Yaşlıların Hayata Bakış Açıları ve Gelecekle İlgili Beklentileri' başlıklı araştırmasına yer verildi. Denizli'de 2007 yılında SHÇEK'e bağlı Devlet Huzurevinde yaşayan 35 yaşlı üzerinde yapılan araştırmaya göre; burada kalanların yüzde 31'ini 80 ve üzeri yaş grubu oluşturuyor. Yüzde 54.3'ü dul, yüzde 14.3'ü boşanmış, yüzde 25.7'si bekar, yüzde 5.7'si ise evli olduğunu belirtiyor.
"İmkan olsa şu anda nerede kalmak isterdiniz?" sorusuna yaşlıların yüzde 51'i 'kendi evimde' cevabını veriyor. 'Yine burada' diyenlerin oranı yüzde 26, 'memleketimde' diyenlerin oranı yüzde 6, 'başka şansım yok' cevabını verenlerin oranı yüzde 6, 'çocukların yanında' diyenlerin oranı ise yüzde 1 olarak gerçekleşiyor.
Yaşlıların yüzde 63'ü mecburiyetten, yüzde 17'si kendi istekleriyle huzurevine geldiklerini söylüyor. Yüzde 11'i çocuklarının tavsiyesi üzerine huzurevini tercih ettiğini, yüzde 6'sı sağlık ve çocuklarının ilgisizliği yüzünden olduğunu kaydediyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 50'si ibadet ve arkadaşlarıyla sohbet ederek vakit geçirdiğini dile getiriyor. Belirli bir şey yapmadan, yeme-içme-yatma- uyuma ile boş zamanlarını değerlendirenlerin oranı yüzde 23. Aynı soruya, 'bahçeye çıkma, dolaşma ve etrafı seyretme' olarak cevap verenler yüzde 11, 'kitap okuyor, kaset ve radyo dinliyorum' diyenler ise yüzde 6. Yaşlıların yüzde 6'sı da el işi yapma ve televizyon izleyerek vakitlerini geçirdiklerini kaydediyor.
YAŞLILARIN YÜZDE 40'I ÇOCUKLARI TARAFINDAN ZİYARET EDİLMİYOR
Çocuklarıyla görüşme sıklığı konusunda yaşlıların genelde yüzde 40'ı hiç ziyaret edilmediklerini belirtiyor. Çocuklarıyla 'yılda bir' görüşenlerin oranı yüzde 17.1, 'ara sıra' görüşenlerin oranı yüzde 22.9, 'ayda bir' görüşenlerin oranı yüzde 2.9, 'haftada bir' görüşenlerin oranı yüzde 8.6, 'her zaman' görüşenlerin oranı ise yüzde 8.6.
Şu anda hayatta kendilerini en fazla mutlu eden şey konusundaki soruya yaşlıların yüzde 26'sı; sağlıklı olmak ve yaşamak olarak cevap veriyor. Katılımcıların yüzde 20'si ziyaretçilerinin (eş, dost ve çocukların) gelmesi olduğunu belirtiyor. Çocuk ve torunlarını mutlu-başarılı görmek olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 11.
Katılımcıların yüzde 9'u iyi bir aileye sahip olma ve evine gitmenin, diğer yüzde 9'u ise ilgi görmenin ve gülümsemelerin kendilerini mutlu ettiğini ifade ediyor. Diğer taraftan 'hiç mutlu olmadım ve mutluluğu unuttum' diyenlerin oranı yine yüzde 9.
YAŞLILARI HAYATTA EN FAZLA ÜZECEK VE MUTLU EDECEK ŞEYLER
'Hayatta ne olsaydı sizi en fazla mutlu ederdi?' sorusuna, yaşlı katılımcıların yüzde 49'u 'evimde çocuklarımla birlikte yaşamak beni en fazla mutlu ederdi' şeklinde cevap veriyor. Katılımcıların yüzde 23'ü bu konuda bir fikri olmadığını bildiriyor. Yüzde 9'u bir beklentisi olmadığını, mevcut durumundan memnun olduğunu ifade ediyor.
Hayatta neyin olmasının yaşlıları en fazla üzeceği sorusuna yaşlıların yüzde 23'ü evlatlarını ve torunlarını görememenin kendilerini en fazla üzecek şey olduğunu belirtiyor. Katılımcıların yüzde 17'si de hayatlarında üzülecek bir şey görmediklerini ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 11'i ağır hasta olmanın ve huzurevinde ölmenin kendilerini en fazla üzecek şey olduğunu söylüyor. Yaşlıların yüzde 9'u da evlat acısının kendilerini en fazla üzecek şey olarak belirtiyor.
KATILIMCILARIN YÜZDE 50'Sİ YAŞLILIK HAKKINDA OLUMSUZ DÜŞÜNCELERE SAHİP
Yaşlılık hakkında ne düşündüğü sorulduğunda; katılımcıların yüzde 54'ü direkt ya da dolaylı olarak yaşlılık hakkında olumsuz düşüncelere sahip olduklarını belirtiyor. Bu kişiler, özellikle sağlık sorunları nedeniyle yaşlılığın kötü, hazmedilmesi zor ve rahatsız edici bir dönem olduğunu ifade ediyor. Yaşlıların yüzde 23'ü yaşlılık hakkında olumlu, yüzde 14'ü ise hem olumlu hem de olumsuz düşüncelere sahip olduklarını söylüyor.
