TBMM Genel Kurulu Terörle Mücadele Gündemiyle Toplandi

Disisleri Bakani Hakan Fidan, “Terör örgütleri üçüncü ülkelerden temin ettikleri lojistik, egitim ve silah destekleriyle varliklarini devam ettirmektedirler. Türkiye’de zemin kaybeden PKK, faaliyetlerini agirlikli olarak sinir ötesine tasimak zorunda kalmistir” dedi.

TBMM Genel Kurulu, Meclis Baskani Numan Kurtulmus baskanliginda terörle mücadele gündemiyle toplandi. Kurtulmus, Pençe-Kilit Harekâti bölgesinde sehit düsen vatan evlatlarini büyük bir saygiyla, tazimle andiklarini belirterek, “Allah rahmet eylesin bu kahraman askerlerimize. Milletin gönlüne gömdük. Milletimiz büyük bir sekilde aciyla acisini içine gömerek sehitlerimizi ebediyete ugurladi. Allah rahmet eylesin, ailelerinin ve milletimizin basi sag olsun, acimiz büyüktür” dedi.

Kurtulmus, “Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak teröre karsi verdigimiz, terör çetelerine karsi verdigimiz ve terörün arkasindaki destekçilere karsi verdigimiz hakli mücadelemizdeki kararliligi göstermektir. Hepimizin bildigi gibi özellikle son yillarda terör örgütleri dünyanin her yerinde oldugu gibi bizim bölgemizde de emperyalist devletlerin vekâlet savaslarinin bir araci, bir masasi olarak kullanilmaktadir. Haddizatinda ’vekâlet savaslari’ adini verdikleri bu süslü terim esasinda acimasiz bir neoemperyal saldiridir. Bu saldirilara karsi millet olarak birligimizi, bütünlügümüzü, devlet olarak da bizim bekamizi saglayabilmek için teröre karsi amasiz fakatsiz, tavizsiz bir mücadeleyi sürdürmek boynumuzun borcudur. Bu emperyalist devletlerin politikalarini bosa çikaracak olan en önemli degerimiz ise milli iradenin tecelligahi olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konuda net, açik bir kararlilik içerisinde durmasidir” diye konustu.

Milli Savunma Bakani Yasar Güler ise konusmasinda bugüne kadar terörle mücadelede yurt içinde ve sinir ötesinde icra ettikleri basarili operasyonlarla terör örgütüne çok agir darbeler indirdiklerini ve örgütün hareket kabiliyetini bitme noktasina getirdiklerini söyleyerek, “Terörle mücadelede elde ettigimiz tüm basarilarda en büyük pay aziz sehitlerimize ve kahraman gazilerimize aittir. Sehit ve gazilerimiz, asil Türk milletinin özgürlügünün simgesi, vatan sevdasinin ölümsüz temsilcileridir. Vatan ve bayrak askiyla canlarini feda eden kahraman sehitlerimiz süphesiz ki sanli tarihimizin en müstesna kösesinde yerlerini alacaklardir. Sehitlerimizin aziz hatiralarina sahip çikacak, onlarin fedakârliklarini daima sükran ve minnetle yâd edecegiz. Türk Silahli Kuvvetlerimiz ülkemizin ve milletimizin güvenligine yönelen tehditleri sinirlarimiza dayanmadan bertaraf edebilmek için cansiperane bir sekilde görev yapmaktadir. Bu mücadelemiz sirasinda ne acidir ki sehit haberi alindiktan sonra bilen-bilmeyen bazi kesimler tarafindan çesitli yorumlar yapilmakta, spekülasyonlar olusturulmaktadir” seklinde konustu.



"Yaklasik 300 kilometrelik Türkiye-Irak seridinde ortalama 15 ila 30 kilometre derinlikte güvenli hat olusturduk"

Bakan Güler, sunlari kaydetti:

“Türkiye uluslararasi hukuktan dogan mesru müdafaa hakki geregi, ilk kez 1990’li yillarda Irak’in kuzeyindeki PKK varligina yönelik sinir ötesi operasyonlari baslatmis, geçmiste yürütülen sinirli hedefli ve süreli askeri harekâtlar bugün yerini sürekli ve kapsamli operasyonlara birakmistir. Terör tehdidinin kaynaginda yok edilmesi stratejisi kapsaminda Irak’in kuzeyindeki PKK mevcudiyetini hedef alan basarili operasyonlarimizin icrasina da baslanmistir. Bu çerçevede Türk Silahli Kuvvetlerimiz tarafindan 2019 yilinda baslatilan Pençe harekâtlari, terör örgütünün Irak kuzeyindeki hareket kabiliyetinin engellenmesi ve ülkemizi hedef alan eylem arayislarinin kisitlanmasi noktasinda önemli kazanimlara ulasmamizi saglamistir. Terör örgütü unsurlarina karsi sizma, sicak takip ve yerinde etkisiz hâle getirme gibi taktiklerin basariyla yürütülmesini saglayan üs bölgeleri stratejisi sayesinde Sinat-Haftanin’den Hakurk’a kadar uzanan yaklasik 300 kilometrelik Türkiye-Irak seridinde ortalama 15 ila 30 kilometre derinlikte güvenli hat olusturduk. Pençe serisinin sonuncusu olan ve 17 Nisan 2022’de baslatilan Pençe-Kilit Operasyonu’yla kilit kapatilmis ve Irak sinirimizin tamaminin emniyeti ileriden tesis edilmistir. Ileri teknolojik donanimlarin da destegiyle yürütülen bu operasyonlarda aralarinda PKK’nin üst düzey yöneticilerinin de oldugu çok sayida kadro etkisiz hâle getirilmistir. Ayrica, terör örgütünün silah ve lojistik merkezleri imha edilmis, ülke içine terörist, silah ve mühimmat aktarimlari bitme noktasina getirilmis, yurt içindeki eylemler asgari düzeye indirilmistir. Iste bu nedenle Pençe Harekâtlarimiz sonrasi agir tahribata ugrayan PKK, mevcut durumu asmak maksadiyla harekât alanlarimizi öncelikli hedef hâline getirmistir. Tüm bu saldirilarda teröristlerin sizma eylemlerinde bulunduklari bölgelerde kendilerine müzahir sivil yerlesim yerlerini de örtü olarak kullandiklari görülmektedir. Su an eger orada olmasaydik örgütün sinirlarimiza yönelik saldirilari daha önce oldugu gibi devam edecekti ve kendi sehirlerimizde daha büyük bedeller ödeyecektik. Bugün artik yurt içinden tek bir sehit haberi gelmiyor, üs bölgelerimize, kalekollarimiza tek bir saldiri yapilmiyor. Bu da terörü kaynaginda yok etme stratejimizin basarisini gösteriyor.”

Güler, hain PKK’li teröristler tarafindan 22-23 Aralik ve 12 Ocak tarihlerinde üs bölgelerine gerçeklestirilen alçak saldirilarin olumsuz hava kosullarinda ve görüs mesafesinin olmadigi bir ortamda kallesçe gerçeklestirildigini ifade ederek, “Alçak teröristler es zamanli olarak Irak’in kuzeyindeki birçok üs bölgemize de saldiri girisiminde bulunmustur ancak bu saldirilarin tamamina yakini engellendigi gibi, üs bölgelerimize yaklasan teröristlerin birçogu da etkisiz hâle getirilmistir. Sinirlarimizin ötesinde bulunan kahraman evlatlarimiz üs bölgelerinde her türlü donanima sahip bir sekilde görevlerini yürütüyorlar, teknolojinin sagladigi imkânlari da en etkin sekilde kullaniyorlar. Mehmetçigin ihtiyaç duydugu her türlü silah, araç gereç ve mühimmat ile lojistik, iase ve ikmal malzeme akisi da kesintisiz ve tam olarak karsilanmaktadir. Ayni sekilde her kol ve bölükte sihhiyecilerimiz ve acil tip teknisyenlerimizle, üs bölgesi düzeyinde tabiplerimizle ve sahra hastanelerimizle saglik destegi de verilmektedir. Su anda Pençe-Kilit Harekât alaninda 53, diger Pençe alanlarinda da 27 olmak üzere toplam 80 doktorumuz bizzat üs bölgelerinde görev yapmaktadir. Yine Pençe-Kilit Harekâti’na Saglik Bakanligimiz tarafindan kurulan ve 15 Nisan 2022 tarihinden itibaren faaliyetlerine baslamis olan Hakkâri Çukurca Isikli Seyyar Sahra Hastanesi’yle de saglik hizmetleri saglanmaya devam edilmektedir. 36 yatak kapasiteli bu hastanemizde 14 tabibimiz görev yapmakta, acil servis, ameliyathane, yogun bakim ünitesinin yani sira ihtiyaç duyulan çesitli tibbi cihazlar da bulunmaktadir. Yaralilarimizin olmasi durumunda tahliyeler, hava sartlari ile harekât emniyetinin gerekleri dikkate alinarak helikopterler dâhil en seri vasitalarla üs bölgelerinden yapilmaktadir. Bu konudaki hassasiyetimiz en üst seviyededir, bundan hiç kimsenin süphesi olmasin. Sadece 2023 yilinda helikopterlerimizle yaralilarin tahliyesi için 590’i sihhi tahliye, 12 bin 86’si ikmal faaliyet olmak üzere toplamda 24 bin 426 sorti uçus yapilmistir” diye konustu.



"Irak’in ve Suriye’nin kuzeyinde tespit edilen toplam 114 hedef imha edilmistir"

Güler, söyle konustu:

“Bugüne kadar Pençe serisi ve Pençe-Kilit Harekâti bölgesindeki üs bölgelerimize yönelik PKK’li teröristlerin 3 bin 151 defa taciz ve sizma gibi saldiri girisimleri oldu. Bu saldirilara mukabil Irak’in kuzeyinde bin 689 terörist etkisiz hâle getirilirken, bölgede teröristlerin dösedigi 5 bin 23 mayin, EYP temizlenmis, 2 bin 477 magara ve siginak kullanilmaz hâle getirilmis, ayrica 3 bin 416 silah ile 1 milyon 390 bin mühimmat da ele geçirilmistir. Irak’in kuzeyindeki üs bölgelerimize düzenlenen son saldirilar sonrasinda da Irak ve Suriye’de kapsamli hava harekâtlari baslatilmistir. Millî Istihbarat Teskilatimizla birlikte koordineli olarak yürütülen söz konusu harekâtlarda Irak’in ve Suriye’nin kuzeyinde tespit edilen toplam 114 hedef imha edilmistir. Irak’in kuzeyinde ugradigimiz menfur saldirilar, kahraman askerlerimizin canlari pahasina sürdürdükleri kesintisiz mücadelenin önemini ve gerekliligini bir kez daha ortaya koymustur. Üs bölgelerimize sizma girisiminde bulunan teröristler bulunduklari yerlere gömülürken, kahraman ordumuzun çelikten pençeleri Hava Kuvvetlerimiz tarafindan teröristlerin inleri de paramparça edilmistir. Teröristler korunakli kale olarak nitelendirdikleri 2-3 katli magaralarinda güvende olduklarini zannederken kahraman Mehmetçik tarafindan inlerine gömülmektedir. Nitekim, son bes günde 78 terörist etkisiz hâle getirilerek sehitlerimizin kani yerde birakilmamistir. Böylece son bir yilda etkisiz hâle getirilen terörist sayisi 2 bin 375’e ulasmistir.”

"PKK/YPG ve destekçileriyle sinir ötesindeki mücadelemiz son terör odagi etkisiz hâle getirilinceye kadar devam edecektir"

Disisleri Bakani Hakan Fidan, devletin terör belasini kati surette bitirme yönündeki azmi ve kararliliginin her seyin üzerinde oldugunu kaydederek, “Mesru müdafaa hakkimiz çerçevesinde PKK/YPG ve destekçileriyle sinir ötesindeki mücadelemiz son terör odagi etkisiz hâle getirilinceye kadar devam edecektir. Uluslararasi mücadelede kullanilan en klasik araçlardan biri bildiginiz gibi vekil unsurlar ve terör örgütleridir. Özellikle soguk savas döneminde nükleer caydiriciliktan dolayi birbirleriyle savasamayan kamplar, vekil unsurlar araciligiyla mücadeleye girismistir. Türkiye’de hâlen mevcudiyetini devam ettiren silahli terör örgütlerinden PKK ve DHKP-C basta olmak üzere asiri sol terör örgütleri esasen soguk savas döneminin birer ürünleridir. Soguk savas sonrasinda bölgemizdeki ülkelerin teker teker terör, iç savas ve isgale dogru süründüklerini gördük. Ayni senaryolarin Türkiye’de de uygulanmaya çalisildigini müsahede ettik ancak hesaba katilmayan bir sey oldu, son 21 yildir halkimizin teveccühüyle hizmet eden Sayin Cumhurbaskanimiz liderligindeki hükümetlerimiz terörle mücadelede ezber bozarak Türkiye’ye giydirilmeye çalisilan esaret gömlegini yirtip atmistir” ifadelerini kullandi.

Türkiye’nin uzun yillar bölücü terör örgütleriyle hükümetleri döneminde mücadele ettigini kaydeden Fidan, “Bu mücadeleyi sürdürürken özgürlük-güvenlik dengesinde adeta altin orantiyi yakalayan bir yola basvurmustur. Milletimizin hak ettigi demokratik adimlar atilirken teröre zemin olusturan toplumsal sartlar ortadan kaldirilmis, es zamanli olarak askeri ve istihbari alandaki yöntemler gözden geçirilerek yeni bir anlayis ve stratejiyle uzun soluklu bir mücadele baslatilmistir. Geldigimiz noktada bölücü örgüt Türkiye’de silahli varligini kaybetmis, ülke içindeki faaliyeti minimum düzeye indirilmistir. Ülkemizin her bölgesi emniyet ve güven duygusu içerisinde yasanir hâle gelmistir. Örgüt artik Türkiye’den daha çok Suriye’nin ve Irak’in millî güvenlik tehdidi hâline gelmistir. Ülkemizin yillardir karsi karsiya kaldigi terör tehdidi diger pek çok ülkenin karsilastigi tehdidin çok ötesindedir; zira ülkemizi hedef alan PKK, FETÖ, DEAS, DHKP-C farkli ideolojilere sahip olmakla birlikte birbirleriyle etkilesim hâlindedir. Bu örgütler yeri geldiginde hedefleri dogrultusunda is birligi de yapabilmektedirler. Terör örgütleri üçüncü ülkelerden temin ettikleri lojistik, egitim ve silah destekleriyle varliklarini devam ettirmektedirler. Türkiye’de zemin kaybeden PKK, faaliyetlerini agirlikli olarak sinir ötesine tasimak zorunda kalmistir. Biz de sinir ötesinde yürüttügümüz terörle mücadele stratejimizde önemli ve yeni adimlar attik, bunlarin birçogunu detayiyla az önce Millî Savunma Bakanimiz arz ettiler. Bu strateji dogrultusunda tehdidi kaynaginda bertaraf ediyoruz; Suriye ve Irak ayrimini ortadan kaldirdik, saldiri nereden gelirse gelsin örgütü her iki alanda da ayni anda hedef aliyoruz. Örgütü ayakta tutan ve gelir saglayan kaynaklarini ve bütün altyapisini teker teker yok ediyoruz. Sadece önümüze çikan teröristi yok etmekle kalmiyor, bunun ötesine giderek nokta operasyonlarla pesinde oldugumuz üst ve orta düzey yönetici kadrosunu elimine ediyoruz. Uluslararasi alanda taninma çabalarini örgütün terör baglantisini ortaya koyan belgelerle bosa çikariyoruz. Irak ve Suriye sahasindaki operasyonlarimiz her zaman Birlesmis Milletler Sarti’nin 51’nci maddesinden dogan mesru müdafaa hakkimiz dogrultusunda komsularimizin egemenlik haklarina ve toprak bütünlügüne saygili olarak sivillerin zarar görmemesi için her türlü tedbir alinarak, kesin istihbarat ve kesif bilgilerine dayanan nokta atislarla icra edilmektedir” dedi.

Fidan, Irak merkezi hükümeti ile Erbil arasindaki uyusmazligin, bölgede üstü kapali devam eden Sünni ve Sii ayrismasinin Irak’ta PKK tarafindan istismar edilen baslica konulardan oldugunu belirterek, “Ayrica KYB’nin Süleymaniye ve mücavirinde PKK’ya alan açmasi örgütün bu bölgede giderek güçlenmesine neden olmustur. Aidiyeti ihtilafli bölgelerde Pesmerge’nin sahadaki varliginin azalmasi da Irakli bazi milis kuvvetler ile PKK arasinda taktiksel iliskiler kurulmasi sonucunu vermistir. KYB’nin Suriye’deki PKK-YPG unsurlarina egitim verdigi, Irak’in kuzeyinde düsen SDG helikopterleri ve Arbat Havalimani hadiseleriyle iyice açiga çikmistir. Bu durum, KYB ile PKK arasindaki iliskinin boyutlarini da ortaya koymaktadir. Süleymaniye’ye yönelik yaptirimlarimiza ragmen KYB, PKK’ya müzahir tutumunu degistirmezse daha ileri tedbirler almakta tereddüt etmeyecegiz. Bölücü örgüt Irak içinde siyasi nüfuzunu da artirma gayreti içerisindedir. PKK baglantili siyasi görünümlü bazi olusumlarin Irak ve IKB parlamentolarinda farkli isimler altinda seçimlere gitme tesebbüslerinde bulundugunu görüyoruz. Irak’taki tüm yetkili aktörlere kapsayici sekilde yaklasarak temaslarimizi sürdürmekteyiz. Bu baglamda, Agustos 2023’teki Irak ziyaretimizde her kesimden yetkili ve siyasi aktörlerle görüsme firsatimiz oldu. PKK varliginin her seyden önce Irak’in toprak bütünlügüne ve siyasi egemenligine tehdit olusturdugunu en açik dille ifade ettik; bu konuda da herhangi bir itiraz duymadim. Esasen Sudani hükümeti terörle mücadelede daha yapici bir tavir sergilemektedir. PKK dâhil silahli terör örgütlerinin Irak’in egemenligi ve refahi için büyük bir tehdit oldugunu kabul etmektedir. Sahadaki kararliligimiz, terör örgütüne yönelik tüm altyapi ve üstyapinin hedef alinacagina iliskin yaklasimimiz Irak makamlarinda da karsilik bulmaktadir” seklinde konustu.

Fidan söyle konustu:

“Bölücü terör örgütünün sinirlarimiza ve Suriye geçici hükümetinin kontrolündeki bölgelere yönelik taciz ve saldiri girisimlerinin sürdügü, DEAS’la mücadele bahanesiyle destekçileri üzerinden edindigi yetenekleri çesitlendirmeye çalistigi, uluslararasi kamuoyunun dikkatinin Gazze’ye odaklandigi bir ortamdan kendi zehirli gündemini ilerletmek için faydalanmaya gayret ettigini görmekteyiz. Suriye’de rejim karsitligi üzerinden kurulan uluslararasi koalisyon zaman içerisinde DAES’le mücadele kisvesi altinda PKK’yla is birligine evirilmistir. Soguk savas döneminde Sovyetler Birligi’nin Esad rejimine Bekaa Vadisi’nde kurdurdugu Marksist Leninist bir örgüt olan PKK, günümüzde tarihin bir ironisi olarak yine Suriye’de Amerika ve Bati’yla is birligi yaparak Suriye’yi bölmek için çalismaktadir. Mevcut çatisma ortami ve yabanci ülkelerin müdahalesi sonucunda örgüt, Suriye’nin üçte 1’ini kontrol eder hâle gelmistir. Amerika Birlesik Devletleri DAES’le mücadele bahanesiyle örgüte teknoloji ve askerî teçhizat destegi vermektedir. Amerika’nin bu faaliyetlerine bazi Avrupa ülkeleri de ayrica destek vermektedir. Rusya -diger taraftan- Firat’in batisinda özellikle Tel Rifat ve Münbiç’te PKK varligina göz yummaktadir.”
Kaynak: İHA