İtalya'dan olay açıklama: Türkiye ile ilişkileri geliştirmeliyiz
İtalya'nın Venedik kentindeki Ca' Foscari Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vera Costantini, ülkesinin Türkiye ile olan ilişkilerini mutlak suretle geliştirmesi gerektiğini belirtti.
İtalya'nın Venedik kentindeki Ca' Foscari Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vera Costantini, geçmişte Venedik Cumhuriyeti ile Osmanlı Devleti arasındaki yoğun münasebetleri hatırlatarak bugün de Türkiye ve İtalya ile Venedik kenti arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Ca' Foscari Üniversitesi Akdeniz, Afrika ve Asya Çalışmaları Departmanı Türk Dili ve Edebiyatı, Tarihi ve Ekonomisi Bölümü akademisyenlerinden Doç. Dr. Costantini, bu yıl kuruluşunun 1600. yılını kutlayan Venedik kentinin, tarih boyunca Türklerle yoğun münasebetlerini ve ilişkilerin mevcut durumunu AA muhabirine değerlendirdi.
Venedik Üniversitesinde tarih okuduktan sonra iktisat tarihçisi Prof. Ruggiero Romano'nun tavsiyesinin, kariyerini yönlendirdiğini anlatan Costantini, 'Romano Hoca, bana 'Venedik arşivlerinde çalışanlar çoktur. Venedik kaynaklarında daha önce çok araştırma yapıldı. Siz başka bir şey yapın. Osmanlıca okuyun ve İstanbul'a gidip Venedik tarihine Osmanlıca kaynaklarından bakın.' dedi. Acaba Osmanlılar Venedikliler hakkında ne düşünüyorlardı? İki taraflı araştırdım. Karşılaştırdım. Hoca, bana öyle bir tavsiyede bulundu ve ben onu dinledim. Bütün zorluklarına rağmen hiç pişman olmadım.' ifadelerini kullandı.
Venedik-Osmanlı Devleti ilişkilerinin az bilinen bir konu olduğunu dile getiren Costantini, 'Maalesef çok az biliniyor. İdeolojik sebepler olabilir aslında maalesef. Fakat geçmişe bakarsak bu bölgede Venedik Cumhuriyeti zamanında Osmanlı Devleti ile ilişkiler çok önemliydi. Çünkü Osmanlı, Venedik için önemliydi. Neden? Ticari sebeplerden ötürü. Sadece ticari sebeplerden de değil, aynı zamanda çok önemli idari sebepler de vardı.Venedik deyince sadece şehir olarak düşünmemek lazım. O zaman Dalmaçya vardı, Akdeniz'deki adalar da Venedik Cumhuriyeti'ne aitlermiş. Bu yüzden Osmanlı Devleti'yle sürekli temel ve önemli bir ilişki vardı. Aslında komşuluk ilişkisi.' diye konuştu.
İki ülkenin 1570 Kıbrıs Savaşı da olmak üzere zaman zaman savaştığını ancak ticaretin öneminin farkında olduğunu anlatan Costantini, şunları kaydetti:
'Venedikliler, 16. yüzyıl sonunda Kıbrıs'ı kaybettikten sonra çok önemli bir proje yaptı. Doğu, güney Akdeniz'de İngilizler ticaret yapmaya başladığı için Venedikliler, daha fazla Balkanlara yoğunlaştılar. Yani mallar, Anadolu'dan, İstanbul'dan, Edirne'den, bütün Balkanlardan geçtikten sonra Bosna'ya varıyordu ve Bosna'dan sonra Split'e yani Venedik Bölgesine geliyordu. Split'ten vergi vermeden tüccarlar ve mallar Venedik'e gelebiliyordu. Bu proje güzel bir rekabet yaptı diğer yollarla. Bu yüzden Venedik'e 17. yüzyıl başında Bosna'dan çok tüccar gelmeye başladı. Tabii ki bu tüccarların Venedik'e geldiklerinde güvenli bir yerde kalmaları gerekiyordu.'
Venedik Cumhuriyeti'nin bugün kentte 'Türk Hanı' olarak da bilinen 'Fondaco dei Turchi' sarayını Osmanlı'dan özellikle de Bosna'dan gelen Müslüman ve Türk tüccarlar için tahsis ettiğini anlatan Costantini, 'Onlar için bu saray ayarlandı. Güvende ve rahat olsunlar diye. İçinde bir de cami vardı. Sanırım Darülislam dışında Avrupa'da ilk cami bu bina içindeydi. Burası Fondaco dei Turchi. İçinde Bosna'dan gelen tüccarlar kalıyordu. 17. yüzyılda Türk, Müslüman demekti. Kim Bosna'dan, kim Anadolu'dan fark etmiyordu. Türk deyince Müslüman anlaşılıyordu.' dedi.
Günümüzde ilişkiler
İtalya'nın bugün izlediği dış politikayı eleştiren ve bugünkü dış politikanın Venedik Cumhuriyeti'ninkine benzemediğine dikkati çeken Vera Costantini, 'Şimdiki İtalya'nın dış politikası Venedik Cumhuriyeti'nden gelmiyor. Başka eski İtalyan devletinden geliyor. Konu tabii ki çok karışık ama işimiz Venedik'te ve İtalya'da çok zor. Türk halkıyla arkadaşlığımızın olması bizim için çok doğal ve normal bir şey. Aslında bunu yapmak istiyoruz. Çünkü öğrencilerim Türkiye'ye, Türk üniversitelerine gidiyorlar. Orada bir iş birliğimiz var. Osmanlı tarihçileriyle çok iyi ilişkilerimiz var. Mutlaka temel bir dostluk var. Eskiden Venedik-Osmanlı ilişkileri döneminde olduğu gibi bunu tesis etmek istiyoruz.' diye konuştu.
Venedik merkezli İtalya-Türkiye Dostluk Derneği kuruldu
İlişkileri geliştirmeye yönelik Türkiye-İtalya ve Türkiye'nin Venedik'le bağını güçlendirecek geniş kapsamlı dostluğa açık olduklarını dile getiren Costantini, ırkçılığa karşı olduklarını, ne yazık ki kentlerinde zaman zaman ırkçılığa varan Türkiye karşıtlığı gözlemlediklerini ifade etti.
Bu zorlukları aşmak için üniversitede etkinlik yapmak istediklerini ancak üniversite yönetiminden izin alamadıklarını belirten Doç. Dr. Costantini, 'Bu yüzden bir dernek kurmaya karar verdik. Bu dernek Venedik merkezli İtalya-Türkiye Dostluk Derneği. Türkiye ile İtalya arasında ilişkileri öne çıkarmak istiyoruz, anlatmak istiyoruz. İlişkiler ne için yararlı olabilir halklarımıza? Tarihsel olarak ilişkiler nasıl gelişti, o kadar çok Osmanlıca belge var ki İtalyan arşivlerinde. Sayısı bilinmez ama çok var. Bazı şehirlerde Osmanlıca oldukları da bilinmeyen belgeler var. Arapça zannediyorlar ama değil. Bizim derneğimiz bu konuları açıklığa kavuşturmak istiyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Vera Costantini, Türkiye ile İtalya arasındaki ilişkileri geliştirecek her türlü talebe yanıt vermeye hazır olduklarını belirterek 'Çünkü maalesef hükümetimizde çok az şey biliniyor Türkiye üzerine. Daha derin, daha uygun bilginin olması lazım. Biz tabii ki bağımsız bir derneğiz. Şimdilik sayımız az fakat hepimiz gönüllü ve çok istekliyiz. İtalya için hazırız. Talep gelirse yanıt veririz. Aynı şekilde Türkiye için de. Bir talep, bir istek gelirse hem bilgi hem referans vermeye hazırız. Biz iki halkın dostluğu için gerekeni yaparız' ifadelerini kullandı.
Costantini, sözlerini şöyle tamamladı:
'İlişkiler mutlaka geliştirilmeli. Bunu yapmazsak, ayrı ülkeler olarak davranmaya devam edersek çok büyük bir kayıp olur. Hem bizim için hem Türkiye için. Türkiye'ye, Türk arkadaşlarıma özellikle bunu söylemek istiyorum. Yalnız değilsiniz. Avrupa'da her zaman arkadaşlarınız olacak. Şimdi gençlerimiz için ortak işler bulalım, turizm için ortak bir yol bulalım ve aramızdaki ülkeler için de bir şeyler yapalım. Mesela Balkanlar. İki devlet arasında Balkanlar var. Bu yüzden onlar için de bir şey yapmamız gerekiyor mutlaka. Tam da Venedik Cumhuriyeti'nin 17. yüzyılda yaptığı gibi.'
Ca' Foscari Üniversitesi Akdeniz, Afrika ve Asya Çalışmaları Departmanı Türk Dili ve Edebiyatı, Tarihi ve Ekonomisi Bölümü akademisyenlerinden Doç. Dr. Costantini, bu yıl kuruluşunun 1600. yılını kutlayan Venedik kentinin, tarih boyunca Türklerle yoğun münasebetlerini ve ilişkilerin mevcut durumunu AA muhabirine değerlendirdi.
Venedik Üniversitesinde tarih okuduktan sonra iktisat tarihçisi Prof. Ruggiero Romano'nun tavsiyesinin, kariyerini yönlendirdiğini anlatan Costantini, 'Romano Hoca, bana 'Venedik arşivlerinde çalışanlar çoktur. Venedik kaynaklarında daha önce çok araştırma yapıldı. Siz başka bir şey yapın. Osmanlıca okuyun ve İstanbul'a gidip Venedik tarihine Osmanlıca kaynaklarından bakın.' dedi. Acaba Osmanlılar Venedikliler hakkında ne düşünüyorlardı? İki taraflı araştırdım. Karşılaştırdım. Hoca, bana öyle bir tavsiyede bulundu ve ben onu dinledim. Bütün zorluklarına rağmen hiç pişman olmadım.' ifadelerini kullandı.
Venedik-Osmanlı Devleti ilişkilerinin az bilinen bir konu olduğunu dile getiren Costantini, 'Maalesef çok az biliniyor. İdeolojik sebepler olabilir aslında maalesef. Fakat geçmişe bakarsak bu bölgede Venedik Cumhuriyeti zamanında Osmanlı Devleti ile ilişkiler çok önemliydi. Çünkü Osmanlı, Venedik için önemliydi. Neden? Ticari sebeplerden ötürü. Sadece ticari sebeplerden de değil, aynı zamanda çok önemli idari sebepler de vardı.Venedik deyince sadece şehir olarak düşünmemek lazım. O zaman Dalmaçya vardı, Akdeniz'deki adalar da Venedik Cumhuriyeti'ne aitlermiş. Bu yüzden Osmanlı Devleti'yle sürekli temel ve önemli bir ilişki vardı. Aslında komşuluk ilişkisi.' diye konuştu.
İki ülkenin 1570 Kıbrıs Savaşı da olmak üzere zaman zaman savaştığını ancak ticaretin öneminin farkında olduğunu anlatan Costantini, şunları kaydetti:
'Venedikliler, 16. yüzyıl sonunda Kıbrıs'ı kaybettikten sonra çok önemli bir proje yaptı. Doğu, güney Akdeniz'de İngilizler ticaret yapmaya başladığı için Venedikliler, daha fazla Balkanlara yoğunlaştılar. Yani mallar, Anadolu'dan, İstanbul'dan, Edirne'den, bütün Balkanlardan geçtikten sonra Bosna'ya varıyordu ve Bosna'dan sonra Split'e yani Venedik Bölgesine geliyordu. Split'ten vergi vermeden tüccarlar ve mallar Venedik'e gelebiliyordu. Bu proje güzel bir rekabet yaptı diğer yollarla. Bu yüzden Venedik'e 17. yüzyıl başında Bosna'dan çok tüccar gelmeye başladı. Tabii ki bu tüccarların Venedik'e geldiklerinde güvenli bir yerde kalmaları gerekiyordu.'
Venedik Cumhuriyeti'nin bugün kentte 'Türk Hanı' olarak da bilinen 'Fondaco dei Turchi' sarayını Osmanlı'dan özellikle de Bosna'dan gelen Müslüman ve Türk tüccarlar için tahsis ettiğini anlatan Costantini, 'Onlar için bu saray ayarlandı. Güvende ve rahat olsunlar diye. İçinde bir de cami vardı. Sanırım Darülislam dışında Avrupa'da ilk cami bu bina içindeydi. Burası Fondaco dei Turchi. İçinde Bosna'dan gelen tüccarlar kalıyordu. 17. yüzyılda Türk, Müslüman demekti. Kim Bosna'dan, kim Anadolu'dan fark etmiyordu. Türk deyince Müslüman anlaşılıyordu.' dedi.
Günümüzde ilişkiler
İtalya'nın bugün izlediği dış politikayı eleştiren ve bugünkü dış politikanın Venedik Cumhuriyeti'ninkine benzemediğine dikkati çeken Vera Costantini, 'Şimdiki İtalya'nın dış politikası Venedik Cumhuriyeti'nden gelmiyor. Başka eski İtalyan devletinden geliyor. Konu tabii ki çok karışık ama işimiz Venedik'te ve İtalya'da çok zor. Türk halkıyla arkadaşlığımızın olması bizim için çok doğal ve normal bir şey. Aslında bunu yapmak istiyoruz. Çünkü öğrencilerim Türkiye'ye, Türk üniversitelerine gidiyorlar. Orada bir iş birliğimiz var. Osmanlı tarihçileriyle çok iyi ilişkilerimiz var. Mutlaka temel bir dostluk var. Eskiden Venedik-Osmanlı ilişkileri döneminde olduğu gibi bunu tesis etmek istiyoruz.' diye konuştu.
Venedik merkezli İtalya-Türkiye Dostluk Derneği kuruldu
İlişkileri geliştirmeye yönelik Türkiye-İtalya ve Türkiye'nin Venedik'le bağını güçlendirecek geniş kapsamlı dostluğa açık olduklarını dile getiren Costantini, ırkçılığa karşı olduklarını, ne yazık ki kentlerinde zaman zaman ırkçılığa varan Türkiye karşıtlığı gözlemlediklerini ifade etti.
Bu zorlukları aşmak için üniversitede etkinlik yapmak istediklerini ancak üniversite yönetiminden izin alamadıklarını belirten Doç. Dr. Costantini, 'Bu yüzden bir dernek kurmaya karar verdik. Bu dernek Venedik merkezli İtalya-Türkiye Dostluk Derneği. Türkiye ile İtalya arasında ilişkileri öne çıkarmak istiyoruz, anlatmak istiyoruz. İlişkiler ne için yararlı olabilir halklarımıza? Tarihsel olarak ilişkiler nasıl gelişti, o kadar çok Osmanlıca belge var ki İtalyan arşivlerinde. Sayısı bilinmez ama çok var. Bazı şehirlerde Osmanlıca oldukları da bilinmeyen belgeler var. Arapça zannediyorlar ama değil. Bizim derneğimiz bu konuları açıklığa kavuşturmak istiyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Vera Costantini, Türkiye ile İtalya arasındaki ilişkileri geliştirecek her türlü talebe yanıt vermeye hazır olduklarını belirterek 'Çünkü maalesef hükümetimizde çok az şey biliniyor Türkiye üzerine. Daha derin, daha uygun bilginin olması lazım. Biz tabii ki bağımsız bir derneğiz. Şimdilik sayımız az fakat hepimiz gönüllü ve çok istekliyiz. İtalya için hazırız. Talep gelirse yanıt veririz. Aynı şekilde Türkiye için de. Bir talep, bir istek gelirse hem bilgi hem referans vermeye hazırız. Biz iki halkın dostluğu için gerekeni yaparız' ifadelerini kullandı.
Costantini, sözlerini şöyle tamamladı:
'İlişkiler mutlaka geliştirilmeli. Bunu yapmazsak, ayrı ülkeler olarak davranmaya devam edersek çok büyük bir kayıp olur. Hem bizim için hem Türkiye için. Türkiye'ye, Türk arkadaşlarıma özellikle bunu söylemek istiyorum. Yalnız değilsiniz. Avrupa'da her zaman arkadaşlarınız olacak. Şimdi gençlerimiz için ortak işler bulalım, turizm için ortak bir yol bulalım ve aramızdaki ülkeler için de bir şeyler yapalım. Mesela Balkanlar. İki devlet arasında Balkanlar var. Bu yüzden onlar için de bir şey yapmamız gerekiyor mutlaka. Tam da Venedik Cumhuriyeti'nin 17. yüzyılda yaptığı gibi.'