'Türkiye'nin Otomobili İçin Siparişleri Almaya Başladık'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerli otomobil ile ilgili, “Belirlenen tarihte üretime de geçilecektir, 2022’nin sonunda seri üretim. Milletimiz de Türkiye’nin otomobiline tüm kalbi ile sahip çıkmıştır, başta şahsım olmak üzere siparişleri de almaya başladık” dedi.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene 57 bilim insanının TÜBİTAK ve TÜBA tarafından ödüle layık görüldüğünü, TÜBİTAK’ın 3 farklı kategoride toplam 16 ödül belirlediğini, TÜBA’nın ise 4 farklı alanda 41 ödül vermeye kararlaştırdığını söyledi.
Bilimin ve mühendisliğin her alanında araştırmacılara önemli imkanlar sunduklarını söyleyen Erdoğan, “Mesela 2002 yılında bilim insanlarımıza sadece 150 milyon lira destek sağlanırken bu sene verdiğimiz destek 1,8 milyar liraya ulaştı. Böylece üniversitelerimizin ve sanayimizin araştırma kapasitesini önemli ölçüde artırdık. Bu desteklerle 207 üniversite, bin 572 araştırma, geliştirme ve tasarım merkezi ile 85 teknoparkta faaliyet gösteren araştırmacıların da yanında olduk. Adeta sıfırdan kurduğumuz alt yapı sayesinde araştırma geliştirme harcamalarının milli gelirimizdeki payı ilk defe yüzde 1’i aştı. İnşallah önümüzdeki dönemde bu oranı çok daha artıracağız. Çünkü gönümüz ekonomisinin rekabetçi yapısında öne çıkmanın yolunun ileri teknoloji ve yenilikçilik olduğunu biliyoruz. Güçlü ve sürdürülebilir büyüme oranlarını yakalayabilmemiz için üretimimizi yüksek teknolojiye dayalı katma değerli ürünlere yöneltmek mecburiyetindeyiz. Bilim insanlarımızın ortaya koyacağı başarılar, yenilikler ve keşifler bu dönüşümü gerçekleştirmede kritik öneme sahip” diye konuştu.
Milli teknoloji hamlesi amacıyla Türkiye’yi dünyadaki tüm bilim insanları için çekim merkezi haline getirmek istediklerini belirten Erdoğan, “Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ile oldukça vizyoner ve yenilikçi bir mekanizma oluşturduk. Çağrımıza dünyanın dört bir yanından başvuru aldık. Alanın en iyisi küresel şirketlerden ve dünyanın en iyi üniversitelerinden araştırmacılar Türkiye’ye gelip bizim kurduğumuz alt yapılarda çalışmayı tercih ettiler. Hali hazırda 98’i Türk, 29’u yabancı olmak üzere 127 üst düzey araştırmacı bu programdan yararlanıyor. Gelen araştırmacıların kendi ekiplerini kurmalarını da temin ediyoruz. Desteklenen her bir araştırmacımız inşallah 5’er doktora öğrencisi yetiştirecek, bu doktora öğrencileri de yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi çalışmalarında yer alacaklar. Böylece adım adım hedeflerimize yaklaşmış olacağız” şeklinde konuştu.
“2022’NİN SONUNDA SERİ ÜRETİM”
Geçen hafta Bilişim Vadisinin açılışının yapıldığını hatırlatan ve Vadi hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık yeni teknolojilerin sadece pazarı olmakla kalmayacağız, bu teknolojileri üreten, tüm dünyaya yayan ve kendi koyduğu standartları kabul ettiren bir ülke haline gelmekte kararlıyız. Bilişim Vadimiz bu noktada kritik bir rol üstlenecek. Marmaray bağlantısını yaparak İzmir’deki Teknoloji Üssü ile bütünleştirerek Bilişim Vadisinin cazibesini artırmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin Otomobili projesinin burada şekillendirilmiş olması doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Geliştirilen otomobillerin ilk gösterimini de Cuma günü burada yaptık. Gerçekten gurur verici, ümit verici, her türlü taktire layık bir çalışmanın gerçekleştirildiğini gördük. İnşallah aynı azim ve kararlılıkla devam edilerek belirlenen tarihte üretime de geçilecektir, 2022’nin sonunda seri üretim. Bursa’daki fabrika, Gemlik’te biliyorsunuz Silahlı Kuvvetlerimize ait, 4 milyon metrekarelik bir alanının 1 milyon metrekaresini şuanda TOGG, yani Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubuna tahsis ettik. Şimdi süratle fabrikamızı orada yapacak ve oradan uluslararası sulara açılma imkanımız olacak, çünkü aynı zamanda limanı da orada rahatlıkla yapabilme imkanımız var. Projenin her aşamasını adım adım takip ediyor, çıkan her sorunu çözüyoruz. Zira Bursa otomotiv sanayimizin aynı zamanda yan sanayi olarak da Türkiye’de en güçlü olduğu bir yer. Bu proje ülkemiz için otomobil üretmenin çok daha ötesinde bir vizyona sahiptir. Türkiye’nin Otomobili sanayimizi tasarımdan üretime tüm bileşenleri ile geleceğe hazırlama çabamızın müşahhas örneğidir. Projede yer alan herkes gecesini gündüzüne katarak aynı amaç uğrunda emek veriyor ve milletimiz de Türkiye’nin otomobiline tüm kalbi ile sahip çıkmıştır, başta şahsım olmak üzere siparişleri de almaya başladık. Milletimizin projeyi böylesine sahiplenmesi Devrim Otomobilinin önünü kestiler, ama inşallah ama inşallah devrin otomobilinin önünü kesemeyecekler. Yerli ve milli teknoloji hamlelerinin başına gelinlerin inşallah devrin otomobilinde tekrarlanmayacağının en büyük ispatıdır. Ülkemizde maalesef alenen husumetle, atılan her hayırlı adımın karşısında yer almayı muhalefet sanan sığ bir anlayış bulunuyor. Türkiye’de hayata geçirilmiş hiçbir proje yoktur ki, milletimizin vücuduna 200 yıldır adeta bir kene gibi yapışan bu zihniyete rağmen yapılmamış olsun. Biz de son 17 yılda ne yaptıysak sürekli ‘yapamazsınız, başaramazsınız’ diyen bu şeamet tellallarına rağmen başardık. Hiçbir şey üretmediği, hiçbir hizmet ortaya koymadığı halde varlığını sürdüren bu asalak zihniyete teslim olmadık, olmayacağız. Bu hastalıklı zihniyetin en büyük panzehri hep daha büyük projeleri hayata geçirmemiz, büyük başarılar ortaya koymamızdır. Türkiye’nin Otomobili Projesi gibi atılımların ülkemize belki de en büyük katkısı işte budur” dedi.
“BOZDOĞAN, HEDEF UÇAĞA YAPILAN İLK GÜDÜMLÜ ATIŞ TESTİNİ BAŞARI İLE TAMAMLADI”
TUBİTAK Savunma Sanayi Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü SAGE’nin kendi alanında önemli başarılara imza attığını belirten Erdoğan, “SAGE tarafından geliştirilen ilk yerli havadan havaya füzesi Bozdoğan, hedef uçağa yapılan ilk güdümlü atış testini başarı ile tamamladı. İlk yerli seyir füzesi SOM ailesinden SOM B-1 ve SOM B-2 füzeleri eklenen yeni yeteneklerini Hava Kuvvetlerimiz tarafından gerçekleştirilen başarılı test atışlarıyla da kanıtladı. Milli mühimmatımız hassas güdüm kitinin TSK’ne teslimatı da gerçekleştirildi.
Geliştirilmekte olan çok kritik alt sistemlerimiz arasında yer alan Kaşif, Atlas, SG Konum gibi ürünler savunma sanayi firmaları tarafından kullanılmaya başlandı. İnşallah SAGE’den önümüzdeki dönemde çok daha büyük başarılar bekliyoruz. Aynı şekilde kutuplarda ülkemizin bayrağını dalgalandıran Türkiye Antarktika Bilimsel Araştırma Kampı da kuruldu. Kamp bünyesindeki meteoroloji istasyonu faaliyete geçti ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığının deniz tabanı haritalaması da gerçekleştirildi.
Konuyu Boris Jhonson ile de görüştüm, belki de İngiltere ile bu çalışmayı daha da yaygınlaştırarak sürdüreceğiz. Nihai hedefimiz Antarktika Anlaşmalar Sisteminde gözlemci ülke statüsünden danışman ülke statüsüne geçerek kıtanın geleceğinde söz sahibi olmaktır” diye konuştu.
2 hafta önce Malezya’da Kuala Lumpur zirvesine katıldığını belirten Erdoğan, Türkiye olarak 15 anlaşma ile bu zirveden dönüldüğünü, bunlardan birinin de TUBİTAK ile Malezya, Katar ve Endonezya’daki muadilleri arasında Mükemmeliyet Merkezi kurulmasına ilişkin anlaşma olduğunu belirten Erdoğan, “Amacımız; güvenlik, gıda, sağlık, ulaşım, enerji, bilgi ve iletişim teknolojilerinde ülkelerimizin ortak ihtiyaçlarına çözüm getirmektir. Bilgi ve teknolojiyi paylaşmanın yanı sıra araştırmacılarımızın serbest dolaşımını sağlamak da beklentilerimiz arasındadır. Oluşturacağım bu enerjinin diğer ülkeleri de cezbedeceğini düşünüyorum. Aslında biz bu merkez ile geniş çaplı bir teknoloji atılımının ilk adımını atmış olduk” açıklamasında bulundu.
(Derya Yetim - İlker Turak - Ömer Çetin/İHA)
Kaynak: İHA
Bilimin ve mühendisliğin her alanında araştırmacılara önemli imkanlar sunduklarını söyleyen Erdoğan, “Mesela 2002 yılında bilim insanlarımıza sadece 150 milyon lira destek sağlanırken bu sene verdiğimiz destek 1,8 milyar liraya ulaştı. Böylece üniversitelerimizin ve sanayimizin araştırma kapasitesini önemli ölçüde artırdık. Bu desteklerle 207 üniversite, bin 572 araştırma, geliştirme ve tasarım merkezi ile 85 teknoparkta faaliyet gösteren araştırmacıların da yanında olduk. Adeta sıfırdan kurduğumuz alt yapı sayesinde araştırma geliştirme harcamalarının milli gelirimizdeki payı ilk defe yüzde 1’i aştı. İnşallah önümüzdeki dönemde bu oranı çok daha artıracağız. Çünkü gönümüz ekonomisinin rekabetçi yapısında öne çıkmanın yolunun ileri teknoloji ve yenilikçilik olduğunu biliyoruz. Güçlü ve sürdürülebilir büyüme oranlarını yakalayabilmemiz için üretimimizi yüksek teknolojiye dayalı katma değerli ürünlere yöneltmek mecburiyetindeyiz. Bilim insanlarımızın ortaya koyacağı başarılar, yenilikler ve keşifler bu dönüşümü gerçekleştirmede kritik öneme sahip” diye konuştu.
Milli teknoloji hamlesi amacıyla Türkiye’yi dünyadaki tüm bilim insanları için çekim merkezi haline getirmek istediklerini belirten Erdoğan, “Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ile oldukça vizyoner ve yenilikçi bir mekanizma oluşturduk. Çağrımıza dünyanın dört bir yanından başvuru aldık. Alanın en iyisi küresel şirketlerden ve dünyanın en iyi üniversitelerinden araştırmacılar Türkiye’ye gelip bizim kurduğumuz alt yapılarda çalışmayı tercih ettiler. Hali hazırda 98’i Türk, 29’u yabancı olmak üzere 127 üst düzey araştırmacı bu programdan yararlanıyor. Gelen araştırmacıların kendi ekiplerini kurmalarını da temin ediyoruz. Desteklenen her bir araştırmacımız inşallah 5’er doktora öğrencisi yetiştirecek, bu doktora öğrencileri de yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi çalışmalarında yer alacaklar. Böylece adım adım hedeflerimize yaklaşmış olacağız” şeklinde konuştu.
“2022’NİN SONUNDA SERİ ÜRETİM”
Geçen hafta Bilişim Vadisinin açılışının yapıldığını hatırlatan ve Vadi hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık yeni teknolojilerin sadece pazarı olmakla kalmayacağız, bu teknolojileri üreten, tüm dünyaya yayan ve kendi koyduğu standartları kabul ettiren bir ülke haline gelmekte kararlıyız. Bilişim Vadimiz bu noktada kritik bir rol üstlenecek. Marmaray bağlantısını yaparak İzmir’deki Teknoloji Üssü ile bütünleştirerek Bilişim Vadisinin cazibesini artırmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin Otomobili projesinin burada şekillendirilmiş olması doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Geliştirilen otomobillerin ilk gösterimini de Cuma günü burada yaptık. Gerçekten gurur verici, ümit verici, her türlü taktire layık bir çalışmanın gerçekleştirildiğini gördük. İnşallah aynı azim ve kararlılıkla devam edilerek belirlenen tarihte üretime de geçilecektir, 2022’nin sonunda seri üretim. Bursa’daki fabrika, Gemlik’te biliyorsunuz Silahlı Kuvvetlerimize ait, 4 milyon metrekarelik bir alanının 1 milyon metrekaresini şuanda TOGG, yani Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubuna tahsis ettik. Şimdi süratle fabrikamızı orada yapacak ve oradan uluslararası sulara açılma imkanımız olacak, çünkü aynı zamanda limanı da orada rahatlıkla yapabilme imkanımız var. Projenin her aşamasını adım adım takip ediyor, çıkan her sorunu çözüyoruz. Zira Bursa otomotiv sanayimizin aynı zamanda yan sanayi olarak da Türkiye’de en güçlü olduğu bir yer. Bu proje ülkemiz için otomobil üretmenin çok daha ötesinde bir vizyona sahiptir. Türkiye’nin Otomobili sanayimizi tasarımdan üretime tüm bileşenleri ile geleceğe hazırlama çabamızın müşahhas örneğidir. Projede yer alan herkes gecesini gündüzüne katarak aynı amaç uğrunda emek veriyor ve milletimiz de Türkiye’nin otomobiline tüm kalbi ile sahip çıkmıştır, başta şahsım olmak üzere siparişleri de almaya başladık. Milletimizin projeyi böylesine sahiplenmesi Devrim Otomobilinin önünü kestiler, ama inşallah ama inşallah devrin otomobilinin önünü kesemeyecekler. Yerli ve milli teknoloji hamlelerinin başına gelinlerin inşallah devrin otomobilinde tekrarlanmayacağının en büyük ispatıdır. Ülkemizde maalesef alenen husumetle, atılan her hayırlı adımın karşısında yer almayı muhalefet sanan sığ bir anlayış bulunuyor. Türkiye’de hayata geçirilmiş hiçbir proje yoktur ki, milletimizin vücuduna 200 yıldır adeta bir kene gibi yapışan bu zihniyete rağmen yapılmamış olsun. Biz de son 17 yılda ne yaptıysak sürekli ‘yapamazsınız, başaramazsınız’ diyen bu şeamet tellallarına rağmen başardık. Hiçbir şey üretmediği, hiçbir hizmet ortaya koymadığı halde varlığını sürdüren bu asalak zihniyete teslim olmadık, olmayacağız. Bu hastalıklı zihniyetin en büyük panzehri hep daha büyük projeleri hayata geçirmemiz, büyük başarılar ortaya koymamızdır. Türkiye’nin Otomobili Projesi gibi atılımların ülkemize belki de en büyük katkısı işte budur” dedi.
“BOZDOĞAN, HEDEF UÇAĞA YAPILAN İLK GÜDÜMLÜ ATIŞ TESTİNİ BAŞARI İLE TAMAMLADI”
TUBİTAK Savunma Sanayi Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü SAGE’nin kendi alanında önemli başarılara imza attığını belirten Erdoğan, “SAGE tarafından geliştirilen ilk yerli havadan havaya füzesi Bozdoğan, hedef uçağa yapılan ilk güdümlü atış testini başarı ile tamamladı. İlk yerli seyir füzesi SOM ailesinden SOM B-1 ve SOM B-2 füzeleri eklenen yeni yeteneklerini Hava Kuvvetlerimiz tarafından gerçekleştirilen başarılı test atışlarıyla da kanıtladı. Milli mühimmatımız hassas güdüm kitinin TSK’ne teslimatı da gerçekleştirildi.
Geliştirilmekte olan çok kritik alt sistemlerimiz arasında yer alan Kaşif, Atlas, SG Konum gibi ürünler savunma sanayi firmaları tarafından kullanılmaya başlandı. İnşallah SAGE’den önümüzdeki dönemde çok daha büyük başarılar bekliyoruz. Aynı şekilde kutuplarda ülkemizin bayrağını dalgalandıran Türkiye Antarktika Bilimsel Araştırma Kampı da kuruldu. Kamp bünyesindeki meteoroloji istasyonu faaliyete geçti ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığının deniz tabanı haritalaması da gerçekleştirildi.
Konuyu Boris Jhonson ile de görüştüm, belki de İngiltere ile bu çalışmayı daha da yaygınlaştırarak sürdüreceğiz. Nihai hedefimiz Antarktika Anlaşmalar Sisteminde gözlemci ülke statüsünden danışman ülke statüsüne geçerek kıtanın geleceğinde söz sahibi olmaktır” diye konuştu.
2 hafta önce Malezya’da Kuala Lumpur zirvesine katıldığını belirten Erdoğan, Türkiye olarak 15 anlaşma ile bu zirveden dönüldüğünü, bunlardan birinin de TUBİTAK ile Malezya, Katar ve Endonezya’daki muadilleri arasında Mükemmeliyet Merkezi kurulmasına ilişkin anlaşma olduğunu belirten Erdoğan, “Amacımız; güvenlik, gıda, sağlık, ulaşım, enerji, bilgi ve iletişim teknolojilerinde ülkelerimizin ortak ihtiyaçlarına çözüm getirmektir. Bilgi ve teknolojiyi paylaşmanın yanı sıra araştırmacılarımızın serbest dolaşımını sağlamak da beklentilerimiz arasındadır. Oluşturacağım bu enerjinin diğer ülkeleri de cezbedeceğini düşünüyorum. Aslında biz bu merkez ile geniş çaplı bir teknoloji atılımının ilk adımını atmış olduk” açıklamasında bulundu.
(Derya Yetim - İlker Turak - Ömer Çetin/İHA)