Türkmen Kadınını Tanıtan Bebeklerin 37 Yıllık Ustası
Ardahan'ın Damal ilçesinde, ilçenin adıyla anılan ve Türkmen kadınının kıyafetlerinden esinlenilerek yapılan bebeklerin 72 yaşındaki ustası Fidan Atmaca, ilerleyen yaşına rağmen mesleğini ilk günkü hevesle yapıyor Fidan Atmaca: 'İlk bebeği 1980'li yılların sonunda kendime ait elbisemden yaptım. Bana o dönem İzmir'den bir misafir geldi. Israrla benden bebeği satın almak istedi, ben de verdim. Alan kişi, bebeği bir fuarda yarışmaya götürüyor ve orada birincilik kazanıyor' 'Tek üzüldüğüm şey, bölgemizdeki hiç kimsenin istekli olarak bu işi yapmaması. Eğer ben böyle ölürsem gözüm açık gider'
GÜNAY NUH - Ardahan'ın Damal ilçesinin adıyla anılan hediyelik bebeklerin ustası 72 yaşındaki Fidan Atmaca, ilerleyen yaşına rağmen mesleğine ilk günkü hevesle devam ediyor.
Türkmen kadınlarının kıyafetinden esinlenilerek yapılan ve ilçede heykeli dikilen Damal bebeğinin, bölgedeki en yaşlı ustası Atmaca, bebekleri yurt içi ve dışında pek çok noktaya gönderiyor.
Zamanında birçok usta yetiştiren Atmaca, 37 yıldır Damal ilçe merkezinde, bir odasını atölyeye çevirdiği evinde, hediyelik bebek yapıyor. Farklı ebatlardaki bebeklere gelen siparişleri yetiştirmek için yardım alan Atmaca, yardıma gelenleri belirli ücret karşılığında çalıştırıyor.
Çeşitli kurslarda eğitim vererek sanatını gelecek kuşaklara aktarmaya çalışan, Ardahan Kapalı Cezaevi'nde kalan bazı mahkumlara da Damal bebeği yapımını öğreten Atmaca, AA muhabirine, onlarca parçadan oluşan ve yapımı oldukça zahmetli olan Damal bebeğini severek ürettiğini söyledi.
Ömrünün yarısından fazlasını hediyelik bebek yapımına ayırdığını anlatan Atmaca, "İlk bebeği 1980'li yılların sonunda kendime ait elbisemden yaptım. Bana o dönem İzmir'den bir misafir geldi. Israrla benden bebeği satın almak istedi, ben de verdim. Alan kişi, bebeği bir fuarda yarışmaya götürüyor ve orada birincilik kazanıyor. Bebek bana aitti ama benim bundan haberim yoktu." dedi.
Bu olayın ardından 1995'te dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in Posof ilçesindeki Türkgözü Sınır Kapısı'nın açılışına katıldığını ve gazetecilerin kendisini Çiller ile görüştürdüğünü anlatan Atmaca, şöyle devam etti:
"O zaman Başbakan bana 'bir şey istiyor musun?' dedi. Ben de 'Hayır bir şey istemiyorum.' dedim. Fakat İzmir'e götürülen bebeğimin durumunu kendisine anlattım. O da talimat verdi ve o dönem ilk kursumuzu açtık. O gün bugündür bebek yapıyorum. Tek üzüldüğüm şey, bölgemizdeki hiç kimsenin istekli olarak bu işi yapmaması. Eğer ben böyle ölürsem gözüm açık gider. Şu an Damal bebeği yapanlar, işi çok ayrıntılı öğrenmiyor çünkü çok istekli değiller."
Atmaca, bebeklerle elde ettiği kazançla iki katlı ev yaptırdığını ifade ederek, herkesin bu işten para kazanabileceğini söyledi.
Damal bebeğinin bir kültür olduğunu anlatan Atmaca, "Damal bebeği bir kültürdür ve yaşatılması gerekir. İlgililerin bu kültüre sahip çıkmasını istiyoruz." diye konuştu.
- Damal bebeği
Japonya'da 1996'da yapılan "yöresel folklorik bebekler" yarışmasında "el emeği" kategorisinde dünya birincisi olan Damal bebeği, bugün de yörede halen kullanılan Türkmen kadınlarının geleneksel kıyafetlerinin birebir kopyası olması dolayısıyla ilgi çekiyor.
Damal bebeğinin en önemli unsuru olan kıyafeti, üç etek, önlük, gömlek, şalvar, yelek, cepken-göğüslük, tor, fes, take ve kolçak gibi 37 parçadan oluşuyor.
Kumaş, bez ve boncuk kullanılarak yapılan ve farklı renkleri bir arada barındıran Damal bebeği, oluşturduğu renk cümbüşü ile doğayı da temsil ediyor.
Kaynak: AA
Türkmen kadınlarının kıyafetinden esinlenilerek yapılan ve ilçede heykeli dikilen Damal bebeğinin, bölgedeki en yaşlı ustası Atmaca, bebekleri yurt içi ve dışında pek çok noktaya gönderiyor.
Zamanında birçok usta yetiştiren Atmaca, 37 yıldır Damal ilçe merkezinde, bir odasını atölyeye çevirdiği evinde, hediyelik bebek yapıyor. Farklı ebatlardaki bebeklere gelen siparişleri yetiştirmek için yardım alan Atmaca, yardıma gelenleri belirli ücret karşılığında çalıştırıyor.
Çeşitli kurslarda eğitim vererek sanatını gelecek kuşaklara aktarmaya çalışan, Ardahan Kapalı Cezaevi'nde kalan bazı mahkumlara da Damal bebeği yapımını öğreten Atmaca, AA muhabirine, onlarca parçadan oluşan ve yapımı oldukça zahmetli olan Damal bebeğini severek ürettiğini söyledi.
Ömrünün yarısından fazlasını hediyelik bebek yapımına ayırdığını anlatan Atmaca, "İlk bebeği 1980'li yılların sonunda kendime ait elbisemden yaptım. Bana o dönem İzmir'den bir misafir geldi. Israrla benden bebeği satın almak istedi, ben de verdim. Alan kişi, bebeği bir fuarda yarışmaya götürüyor ve orada birincilik kazanıyor. Bebek bana aitti ama benim bundan haberim yoktu." dedi.
Bu olayın ardından 1995'te dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in Posof ilçesindeki Türkgözü Sınır Kapısı'nın açılışına katıldığını ve gazetecilerin kendisini Çiller ile görüştürdüğünü anlatan Atmaca, şöyle devam etti:
"O zaman Başbakan bana 'bir şey istiyor musun?' dedi. Ben de 'Hayır bir şey istemiyorum.' dedim. Fakat İzmir'e götürülen bebeğimin durumunu kendisine anlattım. O da talimat verdi ve o dönem ilk kursumuzu açtık. O gün bugündür bebek yapıyorum. Tek üzüldüğüm şey, bölgemizdeki hiç kimsenin istekli olarak bu işi yapmaması. Eğer ben böyle ölürsem gözüm açık gider. Şu an Damal bebeği yapanlar, işi çok ayrıntılı öğrenmiyor çünkü çok istekli değiller."
Atmaca, bebeklerle elde ettiği kazançla iki katlı ev yaptırdığını ifade ederek, herkesin bu işten para kazanabileceğini söyledi.
Damal bebeğinin bir kültür olduğunu anlatan Atmaca, "Damal bebeği bir kültürdür ve yaşatılması gerekir. İlgililerin bu kültüre sahip çıkmasını istiyoruz." diye konuştu.
- Damal bebeği
Japonya'da 1996'da yapılan "yöresel folklorik bebekler" yarışmasında "el emeği" kategorisinde dünya birincisi olan Damal bebeği, bugün de yörede halen kullanılan Türkmen kadınlarının geleneksel kıyafetlerinin birebir kopyası olması dolayısıyla ilgi çekiyor.
Damal bebeğinin en önemli unsuru olan kıyafeti, üç etek, önlük, gömlek, şalvar, yelek, cepken-göğüslük, tor, fes, take ve kolçak gibi 37 parçadan oluşuyor.
Kumaş, bez ve boncuk kullanılarak yapılan ve farklı renkleri bir arada barındıran Damal bebeği, oluşturduğu renk cümbüşü ile doğayı da temsil ediyor.