Mutsuzluk Kilo Vermeye Engel

Uzman Klinik Psikolog Sinem Gül Şahin, mutsuzluğun kilo vermeye engel olduğunu söyledi.

Mutsuzluk Kilo Vermeye Engel
Yaz başlarken kadın erkek herkesi bir stres kilo verme stresi sardığını belirten Psikolog Sinem Gül Şahin, “İşin ironik kısmı da burada zaten. Ne kadar stres yüklüyseniz ne kadar mutsuzsanız kilo verme çabanız da bir o kadar boşa gidiyor. Neden mi? Çünkü yağ yakımı ve kilo kaybı için vücudu tetikleyen hormon salınımının başlamasında mutluluk ve heyecan duyguları önemli bir rol oynuyor. En basit haliyle şöyle anlatılabilir; mutlu olan bireylerin hayata bağlanışı daha güçlü olur. Bu durum hayatla ilgili beklentilerin heyecan içermesini de sağlar. Anlık mutluluk ve heyecan duygusu kalp ritminin gün boyu hızlanıp yavaşlamasını sağlar. Bu da interval spor dediğimiz akımı doğurur. Kalp ritminin hızlandığı anlarda vücut adrenalin hormonu salgılar. Adrenalin hormonu ise vücutta hali hazırda günlük ihtiyaçların karşılanması için var olan enerjiden yani ATP’ den daha fazlasına ihtiyaç duyulduğu uyarısını verir. Bu uyarı sayesinde vücut depo yağlardan ekstra enerji üretimine geçer. Depo yağlar yakılarak enerji üretimi gerçekleşir. Bu yağların yakılması fazla kilolarınızın gitmesine olanak sağlar. Bu süreçte kalpten çıkan temiz kan da tüm hücrelere pompalanır. Yani mutluluk hem hücre yenilenmesi ve genç kalmanın hem de kilo vermenin gerçek bir anahtarıdır” diye konuştu.

Kilo verme konusunda bir diğer önemli faktörün de uyku düzeni olduğunu dile getiren Psikolog Sinem Gül Şahin, “Eğer sağlıklı bir uyku düzeniniz yoksa yaptığınız sporun verimini alamazsınız. Uykusuz bir beden yorgun, dinlenmemiş bir bedendir. Böyle bir beden sporda yapabileceğinin çok daha altında bir performans sergileyecektir. Ve eğer stresli, mutsuz bir dönemdeyseniz uyku düzeniniz bozulmaya başlar. O yüzden önce hayatınızdaki stres ve mutsuzluk faktörlerini çözmeden iyi bir uyku düzeni ve dolayısıyla verimli bir kilo verme süreci yaşamanız zor.

Ayrıca sorunlu bir psikoloji, kişileri aç olmadıkları halde yiyecek tüketmeye yöneltebilir. Doygunluğa ulaştıramadığımız psikolojik durumumuzu yemeklerle telafi etmeye çalışırız. Bu durumda genelde meyil sağlıklı gıdalar yerine anlık mutluluk verici olan karbonhidratlara yöneliktir. Böyle bir yeme sistemi zaten kilo vermenizi sabote edecektir. Bu yüzden önce oluşan psikolojik boşluğun ne olduğu keşfedilmeli. Böylece onu yiyecekle doldurmak yerine asıl ihtiyacı olan durumla, duyguyla doldurabilirsiniz. Stres anlarında abur cubura yöneliyorum tarzında masummuş gibi görünen bir durum daha sonrasında ciddi bir yeme bozukluğuna dönüşebilir, kişi bir yandan psikolojik olarak rahatsız hissederken bir yandan da sağlığı riske girebilir, kilo olarak da kendini rahatsız edici bir noktada bulabilir. Sorunun temel kaynağı olan psikolojik sürece değinilmezse kişinin yeme alışkanlığı değişmeyeceği için yapacağı sporun kilo vermeye etkisi de düşük olacaktır. Tabi ki spor ve psikoloji birbirini karşılıklı olarak besleyen iki olgu. Nasıl ki psikolojiniz iyi olmadan yaptığınız spor tam verimli olamayacaksa, spor yapmayıp, hareketsiz kaldığınız bir hayat da psikolojiniz için iyi olmayacaktır. Şu bilinen bir gerçek ki spor yapmak kendinizi iyi hissettirecek hormon salınımlarını arttırıyor. Bu yüzden ben seansa gelen danışanlarıma düzenli bir spor hayatı öneriyorum. Bu olayın başka bir boyutu, ama burada bahsettiğimiz konu hiçbir biyolojik engeli olmamasına ve sıkı bir şekilde spor yapmasına rağmen istediği kilo kaybını yaşayamayan insanlarla ilgili. Böyle bir yapıya sahipseniz hayatınızda çözümleyemediğiniz bir psikolojik sıkıntı var ve sizi sürekli bir stres halinde ya da mutsuz bir ruh halinde tutuyor ve kilo vermenizi engelliyor demektir. Bu durumda yapılabilecek en iyi şey sorunun temelini keşfedip çözmek için kendinizi ertelemeden bir psikolojik destek almaktır.” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA