Şener Açıklaması 'Milletimiz Sivil Bir Anayasayı Hak Ediyor'
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İhsan Şener, "Milletimizin, sivil bir anayasayı hak ettiğini düşünüyorum. Bu anayasa, milletlerin kültürel çeşitlilikleri göz önünde bulundurularak yapılması lazım ki hiçbir kesim kendisini savrulmuş ve ötekileştirilmiş hissetmesin" dedi.
Şener, Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde (ABTÜ) düzenlenen "Türkiye’de Yeni Sistem Arayışı: Neden Başkanlık Sistemi?" konulu konferansa katıldı.
Yeşiloba Yerleşkesinde yapılan konferansa Adana protokolünün önemli isimleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, üniversite personeli ile öğrenciler katıldı.
Şehitler adına saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını ABTÜ Rektörü Prof. Dr. Aykut Gül yaptı. Prof. Dr. Gül, "Üniversite olarak ülkemizin gündemini meşgul eden böylesine önemli bir konu hakkında bilgilendirme yapma sorumluluğu hissettik. Sayın İhsan Şener de yoğun temposu içerisinde bizleri kırmayarak teşrif ettiler. Kendisine teşekkür ediyorum" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İhsan Şener, konferansta yaptığı konuşmasında aynı toplumun içinde yaşadığımızı ifade ederek, "Daha iyi ve huzurlu, daha güvenli, daha sağlıklı yaşamayı arzu ediyorsak bazı şeyleri değiştirmeliyiz. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda dış politikada hareket alanını daraltmak adına iki önemli hamle yapılmıştır. Bunlardan biri Adana’nın da önemli bir rol oynadığı Ermeni meselesi iken diğeri de Kıbrıs meselesidir. İç politikada ise içtüzükler ve anayasadır. Özellikle son iki anayasa, üst bürokrasiyi ve anayasayı yapanları koruyan bir refleksle ortaya çıkmıştır. İhtilali meşrulaştırma ve ihtilali yapanları koruma içgüdüsüyle bu anayasalar oluşturulmuştur. Halbuki anayasaların amacı devletin yapacaklarının sınırını çizmek olmalıdır. Şu an yürürlükte olan anayasamız insan haklarına saygı açısından da zor bir anayasadır. Bizim geleneğimiz içerisinde devlet kutsaldır. Bu kutsiyetin devam etmesi gerekir, çünkü aslında kutsal olan insandır. Milletimizin, sivil bir anayasayı hak ettiğini düşünüyorum. Bu anayasa, milletlerin kültürel çeşitlilikleri göz önünde bulundurularak yapılması lazım ki hiçbir kesim kendisini savrulmuş ve ötekileştirilmiş hissetmesin. Cari bir araştırma, toplumumuzun anayasa değişikliğini arzu ettiğini belirlenmiştir" şeklinde konuştu.
"EVLERE ATEŞ DÜŞÜREN TERÖR SONUMUZ VAR"
Terör sorununa da değinen Şener, "Hepimizin canını sıkan, evlere ateş düşüren bir terör sorunumuz var. Devlet erkanının da katıldığı şehit cenazelerinde evladını kaybetmiş babanın metaneti, devletin terörü bitirme konusundaki kararlılığına olan inancını gösteriyor. Bizler bu yönelişle başarılar kazanabiliriz. Devlet, milletinin iyiliği için bir çaba gösteriyorsa millet de bunu çok iyi okuyabiliyor. Milletimizin bilgisi olmayabilir ama hiç kimse bu milletin irfanı ile yarış yapmasın. Çünkü millet, irfanı ile hisseder ve ona göre yönelişte bulunur" ifadelerini kullandı.
Anayasa değişikliği isteğinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık yapmak adına şahsi talebi olarak algılanmasının yanlış olduğunu söyleyen İhsan Şener, "Halbuki Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı kadar detaylı yetkiye sahip ve aynı oranda sorumluluğu bulunmayan bir makam yer yüzünde yoktur. Bu kadar yetkiye sahip bir kişi, kendi yetkilerini azaltıp, yaptığı işlerdeki sorumluluğunu arttırmayı istemesi sizce de çelişki değil midir? Neden bunu istesin? Ayrıca başkanlık sistemi geldiğinde eyalet sistemi de gelecek şeklinde bir yanılgı da mevcut. Parlamenter sistemin sürdürülmek istenmesinin nedeni de bu sistemden şahsi çıkar sağlayan kesimlerin olmasıdır. Değişiklik süreci, devletin nasıl daha verimli yönetilebileceğinin düşünülmesi ile ortaya çıkmıştır" dedi.
1946’dan bu yana kurulan hükümetlerin ortalama ömrünün 14 ay olduğunu belirten Şener, şöyle devam etti:
"Parlamenter sistemde istikrarsızlıktan kimi sorumlu tutacağınızı bilemezsiniz. Kimi hükümeti, kimi muhalefeti suçlar. Uygun bir zeminde parlamentonun hükümeti düşürme ve erken seçime gitme şansı vardır. Kısa ömürlü hükümetler sonucunda da istikrarsızlık ortaya çıkar. Parlamenter sistem hem kuvvetler ayrılığı açısından, hem denetim açısından hem de siyasi istikrar açısından yetersiz bir sistemdir. İki başlı yönetim enerji kaybına yol açar. Sorumluluğun hükümette, yetkinin Cumhurbaşkanında olması başlı başına bir çelişkidir.
Başkanlık sisteminin dünyada çeşitli uygulamaları mevcut. Başkanlık sisteminin getirileri nelerdir? Öncelikle istikrarın sağlanmasıdır. Halkın, yöneten kesimle arasındaki delegasyon sisteminin kaldırılıp, yönetime direkt katılmasıdır. Halkla direkt temas eden bir yönetim demektir. Sorumluların belli olmasıdır. Mutlak bir kuvvetler ayrılığı demektir. 4 yıl süre içerisinde daha planlı projelerin yapılmasıdır. Bürokrasinin hantallığının atılması, karar süreçlerinin hızlanmasıdır. Meclis daha sağlıklı çalışacaktır. Mevcut anayasa bu ülkenin fikrine, teşebbüsüne, barış içinde yaşamasına ve yürümesine engeldir. ’Ülke bölünür mü?’ tarzında bir fobiyle yaşanmaz. Bu millet yıllarca birlikte yaşamıştır. Türk adı bir ırk adı değil, kültürel bir addır. Başkanlık sistemi konusunda Karahanlılara, Selçuklulara kadar uzanan bir geleneğimiz var. Devlet yapıları araştırıldığında bu açıkça bellidir. Başkanlık sistemi tartışması bir rejim tartışması değil, bir icra tartışmasıdır."
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İhsan Şener, konuşmasının ardından katılımcılardan gelen soruları yanıtlayarak, yeni anayasa çalışmaları ve başkanlık sistemi hakkında merak edilenlere açıklık getirdi.
Kaynak: İHA
Yeşiloba Yerleşkesinde yapılan konferansa Adana protokolünün önemli isimleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, üniversite personeli ile öğrenciler katıldı.
Şehitler adına saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını ABTÜ Rektörü Prof. Dr. Aykut Gül yaptı. Prof. Dr. Gül, "Üniversite olarak ülkemizin gündemini meşgul eden böylesine önemli bir konu hakkında bilgilendirme yapma sorumluluğu hissettik. Sayın İhsan Şener de yoğun temposu içerisinde bizleri kırmayarak teşrif ettiler. Kendisine teşekkür ediyorum" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İhsan Şener, konferansta yaptığı konuşmasında aynı toplumun içinde yaşadığımızı ifade ederek, "Daha iyi ve huzurlu, daha güvenli, daha sağlıklı yaşamayı arzu ediyorsak bazı şeyleri değiştirmeliyiz. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda dış politikada hareket alanını daraltmak adına iki önemli hamle yapılmıştır. Bunlardan biri Adana’nın da önemli bir rol oynadığı Ermeni meselesi iken diğeri de Kıbrıs meselesidir. İç politikada ise içtüzükler ve anayasadır. Özellikle son iki anayasa, üst bürokrasiyi ve anayasayı yapanları koruyan bir refleksle ortaya çıkmıştır. İhtilali meşrulaştırma ve ihtilali yapanları koruma içgüdüsüyle bu anayasalar oluşturulmuştur. Halbuki anayasaların amacı devletin yapacaklarının sınırını çizmek olmalıdır. Şu an yürürlükte olan anayasamız insan haklarına saygı açısından da zor bir anayasadır. Bizim geleneğimiz içerisinde devlet kutsaldır. Bu kutsiyetin devam etmesi gerekir, çünkü aslında kutsal olan insandır. Milletimizin, sivil bir anayasayı hak ettiğini düşünüyorum. Bu anayasa, milletlerin kültürel çeşitlilikleri göz önünde bulundurularak yapılması lazım ki hiçbir kesim kendisini savrulmuş ve ötekileştirilmiş hissetmesin. Cari bir araştırma, toplumumuzun anayasa değişikliğini arzu ettiğini belirlenmiştir" şeklinde konuştu.
"EVLERE ATEŞ DÜŞÜREN TERÖR SONUMUZ VAR"
Terör sorununa da değinen Şener, "Hepimizin canını sıkan, evlere ateş düşüren bir terör sorunumuz var. Devlet erkanının da katıldığı şehit cenazelerinde evladını kaybetmiş babanın metaneti, devletin terörü bitirme konusundaki kararlılığına olan inancını gösteriyor. Bizler bu yönelişle başarılar kazanabiliriz. Devlet, milletinin iyiliği için bir çaba gösteriyorsa millet de bunu çok iyi okuyabiliyor. Milletimizin bilgisi olmayabilir ama hiç kimse bu milletin irfanı ile yarış yapmasın. Çünkü millet, irfanı ile hisseder ve ona göre yönelişte bulunur" ifadelerini kullandı.
Anayasa değişikliği isteğinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık yapmak adına şahsi talebi olarak algılanmasının yanlış olduğunu söyleyen İhsan Şener, "Halbuki Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı kadar detaylı yetkiye sahip ve aynı oranda sorumluluğu bulunmayan bir makam yer yüzünde yoktur. Bu kadar yetkiye sahip bir kişi, kendi yetkilerini azaltıp, yaptığı işlerdeki sorumluluğunu arttırmayı istemesi sizce de çelişki değil midir? Neden bunu istesin? Ayrıca başkanlık sistemi geldiğinde eyalet sistemi de gelecek şeklinde bir yanılgı da mevcut. Parlamenter sistemin sürdürülmek istenmesinin nedeni de bu sistemden şahsi çıkar sağlayan kesimlerin olmasıdır. Değişiklik süreci, devletin nasıl daha verimli yönetilebileceğinin düşünülmesi ile ortaya çıkmıştır" dedi.
1946’dan bu yana kurulan hükümetlerin ortalama ömrünün 14 ay olduğunu belirten Şener, şöyle devam etti:
"Parlamenter sistemde istikrarsızlıktan kimi sorumlu tutacağınızı bilemezsiniz. Kimi hükümeti, kimi muhalefeti suçlar. Uygun bir zeminde parlamentonun hükümeti düşürme ve erken seçime gitme şansı vardır. Kısa ömürlü hükümetler sonucunda da istikrarsızlık ortaya çıkar. Parlamenter sistem hem kuvvetler ayrılığı açısından, hem denetim açısından hem de siyasi istikrar açısından yetersiz bir sistemdir. İki başlı yönetim enerji kaybına yol açar. Sorumluluğun hükümette, yetkinin Cumhurbaşkanında olması başlı başına bir çelişkidir.
Başkanlık sisteminin dünyada çeşitli uygulamaları mevcut. Başkanlık sisteminin getirileri nelerdir? Öncelikle istikrarın sağlanmasıdır. Halkın, yöneten kesimle arasındaki delegasyon sisteminin kaldırılıp, yönetime direkt katılmasıdır. Halkla direkt temas eden bir yönetim demektir. Sorumluların belli olmasıdır. Mutlak bir kuvvetler ayrılığı demektir. 4 yıl süre içerisinde daha planlı projelerin yapılmasıdır. Bürokrasinin hantallığının atılması, karar süreçlerinin hızlanmasıdır. Meclis daha sağlıklı çalışacaktır. Mevcut anayasa bu ülkenin fikrine, teşebbüsüne, barış içinde yaşamasına ve yürümesine engeldir. ’Ülke bölünür mü?’ tarzında bir fobiyle yaşanmaz. Bu millet yıllarca birlikte yaşamıştır. Türk adı bir ırk adı değil, kültürel bir addır. Başkanlık sistemi konusunda Karahanlılara, Selçuklulara kadar uzanan bir geleneğimiz var. Devlet yapıları araştırıldığında bu açıkça bellidir. Başkanlık sistemi tartışması bir rejim tartışması değil, bir icra tartışmasıdır."
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İhsan Şener, konuşmasının ardından katılımcılardan gelen soruları yanıtlayarak, yeni anayasa çalışmaları ve başkanlık sistemi hakkında merak edilenlere açıklık getirdi.