Kılıçdaroğlu, Yeniçağ Gazetesini Ziyaret Etti
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: 'Beni en derinden üzen olaylardan birisi de Yeniçağ gazetesine yapılan bu saldırıdan sonra hükümet kanadından hiçbir tepkinin gelmemiş olmasıdır. Oysa doğal olarak hükümet kanadından bir tepki gelmesi, en azından faillerin süratle yakalanıp yargının önüne çıkarılması gerekir' 'Türkiye'de 146 gazetecinin hapiste olması, demokrasimiz üzerindeki en büyük gölge, kara bir lekedir. Hep birlikte gazetecilerin özgürce çalışabilecekleri bir ortamı yaratmak görevimizdir' '(Anayasa değişikliği teklifi taslağı) Önce teklifi görmemiz lazım, ama ilke olarak biz demokratik parlamenter sistemi savunuyoruz'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yeniçağ gazetesine yönelik saldırıyı, 'Beni en derinden üzen olaylardan birisi de Yeniçağ gazetesine yapılan bu saldırıdan sonra hükümet kanadından hiçbir tepkinin gelmemiş olmasıdır. Oysa doğal olarak hükümet kanadından bir tepki gelmesi, en azından faillerin süratle yakalanıp yargının önüne çıkarılması gerekir.' dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ile Yeniçağ gazetesinin Yenibosna'daki merkez binasına geldi. Kılıçdaroğlu'nu gazetenin imtiyaz sahibi Ahmet Çelik karşıladı.
Gazete yöneticileriyle yaklaşık yarım saat görüşen Kılıçdaroğlu, ziyaretin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, basın özgürlüğünü, 'demokrasinin olmazsa olmazlarından biri' şeklinde tanımlayarak, 'Yeniçağ gazetesi bir düşünce, emek ürünü; demokrasiyi, özgürlükleri savunan, demokratik parlamenter sistemi savunan bir gazete. Yeniçağ'a yapılmış saldırı demokrasiye, basın özgürlüğüne yapılmış saldırıdır. Kendilerini ziyaret ettim, geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Gazete yüreklice yoluna devam edecek. Bu kararlılığı gördüm, bunun için de son derece mutluyum, memnunum.' diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, doğruları yazan gazeteler, gazeteciler üzerine baskılar gelebileceğini dile getirerek, şunları söyledi:
'Türkiye'de 146 gazetecinin hapiste olması, demokrasimiz üzerindeki en büyük gölge, kara bir lekedir. Hep birlikte gazetecilerin özgürce çalışabilecekleri bir ortamı yaratmak görevimizdir. Bu görevi hep birlikte yerine getirmek zorundayız. Ben olabildiğince partim adına bu görevi yerine getirmeye çalışıyorum. Beni en derinden üzen olaylardan birisi de Yeniçağ gazetesine yapılan bu saldırıdan sonra hükümet kanadından hiçbir tepkinin gelmemiş olmasıdır. Oysa doğal olarak hükümet kanadından bir tepki gelmesi, en azından faillerin süratle yakalanıp yargının önüne çıkarılması gerekir. 'Medya benim düşündüğümü yazmıyor' veya 'Beni savunmuyor' diye bizim medyaya karşı tavır takınmamız, onlara saldırmamız, saldırganları görmezden gelmemiz doğru değildir. Bu ülkeyi seven, demokrasiyi ülkeye yerleştirmek isteyen, demokrasiye katkı yapan insanlar olarak hep birlikte uğraşmak, çaba harcamak zorundayız. Yeniçağ ailesine yürekten geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. İnşallah bir daha Türkiye'de bu tür olaylar olmaz.'
- 'Türkiye'nin bir dikta yönetimine doğru evrilmesi asla doğru değildir'
Bir gazetecinin 'Anayasa değişikliği teklifi bugün Meclis'e geliyor. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?' sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
'Önce teklifi görmemiz lazım, ama ilke olarak biz demokratik parlamenter sistemi savunuyoruz. Türkiye'nin bir dikta yönetimine doğru evrilmesi asla doğru değildir. Şu anda fiili bir durum var. Bunu Sayın Bahçeli de ifade ediyor. Bu fiili durumun Türkiye'yi nereye getirdiğini hep beraber gördük. Bu fiili durum içinde ekonomi bir yerlere gidiyor, basın özgürlüğü bir taraflara gidiyor. 146 gazeteci hapiste, parlamento demokratik anlamda görevini yapamıyor, Türkiye, bir kişinin iki dudağına teslim edilmiş durumda. Dolayısıyla tam tersine bu fiili durumdan çıkıp kurtulmak, Türkiye'yi demokratik parlamenter sistem içinde özgürlükçü bir yapıya kavuşturmamız gerekiyor. Fiili durum Türkiye'yi Kuzey Kore modeline götürüyor, yani dünyaya kapalı bir Türkiye. Oysa biz, demokrasimizle, insan haklarımızla, basın özgürlüğümüzle, yargı bağımsızlığıyla dünyaya, özellikle Müslüman dünyasına örnek olan bir ülke konumuna gelmek istiyoruz.'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından makam aracına geçerken, yanına gelen işçiler ve vatandaşlarla fotoğraf çektirdi. Gazetenin yanındaki kafeye giren Kılıçdaroğlu, burada çay içip vatandaşlarla sohbet etti.
Doları olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, 'Hiçbir zaman döviz hesabım olmadı, kendi ülkemin parasına güvenen biriyim. Her zaman öyle oldu. Sadece çocuklarım yurt dışına gittiği zaman bankalardan dolar satın aldım ve çocuklarıma harçlık olarak verdim.' dedi.
Kaynak: AA
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ile Yeniçağ gazetesinin Yenibosna'daki merkez binasına geldi. Kılıçdaroğlu'nu gazetenin imtiyaz sahibi Ahmet Çelik karşıladı.
Gazete yöneticileriyle yaklaşık yarım saat görüşen Kılıçdaroğlu, ziyaretin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, basın özgürlüğünü, 'demokrasinin olmazsa olmazlarından biri' şeklinde tanımlayarak, 'Yeniçağ gazetesi bir düşünce, emek ürünü; demokrasiyi, özgürlükleri savunan, demokratik parlamenter sistemi savunan bir gazete. Yeniçağ'a yapılmış saldırı demokrasiye, basın özgürlüğüne yapılmış saldırıdır. Kendilerini ziyaret ettim, geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Gazete yüreklice yoluna devam edecek. Bu kararlılığı gördüm, bunun için de son derece mutluyum, memnunum.' diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, doğruları yazan gazeteler, gazeteciler üzerine baskılar gelebileceğini dile getirerek, şunları söyledi:
'Türkiye'de 146 gazetecinin hapiste olması, demokrasimiz üzerindeki en büyük gölge, kara bir lekedir. Hep birlikte gazetecilerin özgürce çalışabilecekleri bir ortamı yaratmak görevimizdir. Bu görevi hep birlikte yerine getirmek zorundayız. Ben olabildiğince partim adına bu görevi yerine getirmeye çalışıyorum. Beni en derinden üzen olaylardan birisi de Yeniçağ gazetesine yapılan bu saldırıdan sonra hükümet kanadından hiçbir tepkinin gelmemiş olmasıdır. Oysa doğal olarak hükümet kanadından bir tepki gelmesi, en azından faillerin süratle yakalanıp yargının önüne çıkarılması gerekir. 'Medya benim düşündüğümü yazmıyor' veya 'Beni savunmuyor' diye bizim medyaya karşı tavır takınmamız, onlara saldırmamız, saldırganları görmezden gelmemiz doğru değildir. Bu ülkeyi seven, demokrasiyi ülkeye yerleştirmek isteyen, demokrasiye katkı yapan insanlar olarak hep birlikte uğraşmak, çaba harcamak zorundayız. Yeniçağ ailesine yürekten geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. İnşallah bir daha Türkiye'de bu tür olaylar olmaz.'
- 'Türkiye'nin bir dikta yönetimine doğru evrilmesi asla doğru değildir'
Bir gazetecinin 'Anayasa değişikliği teklifi bugün Meclis'e geliyor. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?' sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
'Önce teklifi görmemiz lazım, ama ilke olarak biz demokratik parlamenter sistemi savunuyoruz. Türkiye'nin bir dikta yönetimine doğru evrilmesi asla doğru değildir. Şu anda fiili bir durum var. Bunu Sayın Bahçeli de ifade ediyor. Bu fiili durumun Türkiye'yi nereye getirdiğini hep beraber gördük. Bu fiili durum içinde ekonomi bir yerlere gidiyor, basın özgürlüğü bir taraflara gidiyor. 146 gazeteci hapiste, parlamento demokratik anlamda görevini yapamıyor, Türkiye, bir kişinin iki dudağına teslim edilmiş durumda. Dolayısıyla tam tersine bu fiili durumdan çıkıp kurtulmak, Türkiye'yi demokratik parlamenter sistem içinde özgürlükçü bir yapıya kavuşturmamız gerekiyor. Fiili durum Türkiye'yi Kuzey Kore modeline götürüyor, yani dünyaya kapalı bir Türkiye. Oysa biz, demokrasimizle, insan haklarımızla, basın özgürlüğümüzle, yargı bağımsızlığıyla dünyaya, özellikle Müslüman dünyasına örnek olan bir ülke konumuna gelmek istiyoruz.'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamasının ardından makam aracına geçerken, yanına gelen işçiler ve vatandaşlarla fotoğraf çektirdi. Gazetenin yanındaki kafeye giren Kılıçdaroğlu, burada çay içip vatandaşlarla sohbet etti.
Doları olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, 'Hiçbir zaman döviz hesabım olmadı, kendi ülkemin parasına güvenen biriyim. Her zaman öyle oldu. Sadece çocuklarım yurt dışına gittiği zaman bankalardan dolar satın aldım ve çocuklarıma harçlık olarak verdim.' dedi.