Balyoz Sanığına 300 Bin TL Tazminat

Balyoz davasında 3 yıl 6 ay tutuklu kaldıktan sonra beraat eden emekli Jandarma Albay Hüseyin Özçoban’ın açtığı tazminat davasında mahkeme 300 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Balyoz Sanığına 300 Bin TL Tazminat
Emekli Jandarma Albay Hüseyin Özçoban, Balyoz davası kapsamında 3 yıl 6 ay tutuklu kaldıktan sonra beraat etmesi üzerine maliye bakanlığına manevi tazminat davası açmıştı. Özçoban avukatı Mahir Işıkay aracılığıyla yaptığı başvuruda, 3 yıl 6 ay haksız yere tutuklu kaldığını, bu süreçte zorunlu olarak emekli edildiğini, sağlığının bozulduğunu, açık kalp ameliyatı olmak zorunda kaldığını belirterek, 700 bin Lira manevi tazminat talebinde bulunmuştu.

İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde karara bağlanan davada mahkeme, emekli albay Hüseyin Özçoban’ın konumu, tutuklu kaldığı 3 yıl 5 ay 15 günü dikkate alarak kendisine, 300 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

Gerekçeli kararını açıklayan mahkeme heyeti, “Bir insanın özgürlüğünden bir gün bile yoksun bırakılmasının insan haklarına, hukuka, dini inançlara ve demokrasiye aykırı olduğunu belirtti.

Gerekçeli kararda, "Hiçbir suretle bir şahsın özgürlüğünün yok edilmesinin, devlet eliyle bile olsa para ile ölçülemeyecek şekilde zararlar oluşturduğu, bir gün değil 3 yıl 5 ay 15 gün gibi insanın ömründe çok uzun ve telafisi mümkün olmayan manevi zararlar oluşturduğu” kaydedildi.

"300 BİN BİR DAİRE PARASINI DAHİ KARŞILAMIYOR"

Mahkeme, 3 yıl 6 aylık haksız tutukluluk için 300 bin TL manevi tazminatın, İstanbul ve Türkiye şartlarına göre bir daire parasını dahi karşılamadığı belirttiği kararında, “Bu sebeple haksız bir zenginleşme oluşturmayacağı, hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul miktardadır" ifadelerine yer verdi.

"VERİLEN PARA ÖZGÜRLÜKLERİN YOK EDİLMESİNİ TELAFİ EDEMEZ"

Kararda, “Verilen paranın hiçbir suretle devletin kusurundan kaynaklanan özgürlüklerin yok edilmesini telafi edemeyeceği, sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermesin diye yüksek manevi tazminata hükmedilmemesinin hukuk devleti ile pek bağdaşmadığı, Avrupa ve Amerika hukukunun zaman zaman vermiş oldukları kararlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, çok kısa süreli haksız tutuklamalardan dolayı Türkiye’ye çok yüksekmiş gibi gelen manevi tazminat kararları vermektedir" denildi.

"DEVLET KABAHATLİ İSE AĞIR BİR ÖDEMESİ GEREKİR"

"İlla ki Avrupa ve Amerika’nın zorla kafamıza vura vura insan haklarına saygılı hukuka saygılı olmayı mı öğretmesi gerekiyor?" denilen gerekçeli kararda, "Bizim mahkeme kararlarımızın devletin insan hakları ihlalleri yönünden, Avrupa ve Amerika’dan daha önde olması gerekir. Bin sene İslam hukukunu en iyi şekilde uygulamış devletin, batı hukukunu da batılılara örnek olacak şekilde uygulayarak karar vermesi gerekir. Devlet kabahatli ise ağır bir bedel ödemesi gerekir. Haksız tutuklama neticesinde özgürlüklerin yok edilmesi de devletin en büyük kabahatlerinden birisidir” ifadeleri kullanıldı.

MAHKEME BAŞKANINDAN NAZIM HİKMET ŞİİRLİ GEREKÇE

Mahkeme Başkanı Ahmet Korkusuz, gerekçeli kararını Nazım Hikmet’in “Ben içeri düştüğümden” isimli şiirinin, “Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya. Ona sorarsanız : “lafı bile edilmez, mikroskobik bir zaman...” Bana sorarsanız : “On senesi ömrümün…” dizeleriyle sonlandırdı.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi geçtiğimiz ay da 2 yıl 7 ay 15 gün tutuklu kalan emekli albay Refik Hakan Tufan’a 250 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar vermişti. Başkan Korkusuz, Tufan’ın davasının gerçekli kararında da Nazım Hikmet’in "Ben içeri düştüğümden beri" şiirine yer vermişti.

Kaynak: İHA