28 Şubat Davası

28 Şubat Davası'nda "müşteki" sıfatıyla beyanda bulunan Müslüm Çalı, "28 Şubat benim kanaatim Aczmendilere yönelik oluşturuldu. Aczmendilerin değil devleti, kendilerini devirmeye güçleri yok. 28 Şubat'ın tertipçileri kimlerse cezalandırılmasını talep ediyorum" dedi.

28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılandığı davanın 70. duruşması tamamlandı.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın öğleden sonraki bölümüne "müşteki" sıfatıyla ifadesi alınan Müslüm Çalı, 28 Şubat sürecinde "Aczmendi" olduğu iddiasıyla tutuklandığını, cezaevinde kaldığını ve bundan dolayı mağdur olduğunu ileri sürdü.
Ticaretle uğraştığını ve işlerinin bozulduğunu savunan Çalı, şöyle konuştu:
"28 Şubat benim kanaatim Aczmendilere yönelik oluşturuldu. Aczmendilerin değil devleti, kendilerini devirmeye güçleri yok. 28 Şubat'ın tertipçileri kimlerse cezalandırılmasını talep ediyorum. Sincan'da tankların yürütülmesi de manidardır. Neden şehir içinde tanklar sevk edilmiştir? Tank sevkıyatı için neden tren tercih edilmemiştir? Kışlaya kadar demiryolu vardır. Dönemin Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız'a ve hükümete gözdağı mı verilmiştir?"
Müşteki Mefhar Tayyar da ifadesinde, 28 Şubat döneminde işadamı olduğunu, bisküvi fabrikası, televizyon kanalı ve radyo istasyonuna sahip olduğunu, irticai faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle hakkında bazı davalar açıldığını, bunların tamamından daha sonra beraat ettiğini söyledi.

Tayyar, "Bisküvi satarak ihracat yaptığımız dolar mı irtica yapıyordu? Benimle ilgili 'irtica yapılıyor' diye işyerlerime baskınlar yapıldı. Yargılandım, beraat ettim ama işlerim bozuldu. İşlerimin başında bulunamadım, iflas ettim. Bazı hastanelerde psikolojik tedavi gördüm. Şimdi Ankara Büyükşehir Belediyesinden yardım alan biri duruma düştüm. Benimle uğraşılmasının tek nedeni dindar olmam. Bazı değerleri, televizyon ve radyo aracılığıyla milletimize sunmam oldu. Bunun neresi suç? Sorumluların cezalandırılmasını talep ediyorum?" ifadesini kullandı.
İfade verirken ağlaması ve rahatsızlanması üzerine Tayyar'ın ifadesi yarım tamamlanamadı.
Eski Binbaşı Şahin Akdoğan ise ifadesinde, eşinin başörtülü olduğu için hakkında birkaç kez "dini duygulara sahip" diye raporlar hazırlandığını iddia etti.
Akdoğan, "Eşim başörtülü matematik öğrenmeliydi. Ev almak için Ankara'ya gelmiştim, hava sıcaktı. Eşime ince bir pardösü aldım ama uzundu, terzi de akşam olduğu için kapatmış. Ordu evine geldim, bu şekilde giremeyeceğim söylendi. Israr ettim. Bunun üzerine soruşturma geçirdim. Tayin edildim. Tendürek Dağı'nda operasyondaydım, döndükten sonra rahatsızlandım. Tedavi süreci sürerken ilişiğimin kesildiğini öğrendim" diye konuştu.

Herhangi bir cemaat ya da dini gruba bağlı olmadığını söyleyen Akdoğan, sanıklardan davacı olduğunu ve sorumluların cezalandırılmasını istedi.
Duruşma, 6 Kasım Perşembe gününe ertelendi.

Kaynak: AA