Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Açıklamaları
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz Mısır’a da Irak’a da Suriye’ye de halkımızdan aldığımız yetkiyle gidiyoruz, bölgemizde savaş olmasın istiyoruz, insanlar birbirini öldürmesin diyoruz" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başkent Üniversitesi Hastanesi’nde tedavisine devam edilen önceki Çalışma Bakanlarından Ali Rıza Uzuner’i CHP Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal ile birlikte ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, ziyaret sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu. Bir diğer gazetecinin, “Başbakan’ın Mısır ziyaretiyle ilgili partinize, milletvekillerinize yönelik ‘hangi sıfatla oraya gidiyorlar’ diye bir soru yöneltti bunu nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Kendisi Başbakan olmadan önce pek çok yurttaşı ziyareti yaptı. Hangi sıfatla gitti. Önce onun hesabını versin. Biz Mısır’a da Irak’a da Suriye’ye de halkımızdan aldığımız yetkiyle gidiyoruz. Bölgemizde savaş olmasın istiyoruz. İnsanlar birbirini öldürmesin diyoruz. Bana söyler misiniz savaş kışkırtıcılığı yapan bu Başbakandan başka bir siyasi lider var mı? Yok böyle bir şey herkes barış istiyor. Bizim ki savaş ister. Bir Başbakanın eli kirli olmaz. Eline silah verip Suriye’ye gönderiyorsunuz git kardeşini vur diyorsunuz. Eli kirli yetmedi şimdi di dili kirli” şeklinde konuştu.
BDP’nin ana dilde eğitim olmadığı için yaptıkları boykot çağrısını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Çocukları siyasete malzeme etmek hiç doğru değil. Bunlar bizim çocuklarımız. O çocukları alıp siyasete malzeme etmenin hiç bir anlamı yoktur” dedi.
Kılıçdaroğlu, gazetecilerin “28 Şubat soruşturmasıyla ilgili Başbakan’ın bunun sivil kanadının da olduğuna ilişkin açıklamalarda bulunması üzerine ardından Aydın Doğan ve Koç Grubuna gelen soruşturma başlatılması sürecine yönelik ne düşünüyorsunuz” sorusuna da şu cevabı verdi:
“Hitler’in Almanya’sında, Hitler bir şey söyler ertesi gün bütün milletvekilleri ve bürokrasiler onu yerine getirmek için yarışırlardı. Benzer bir uygulama 2013 Türkiyesi’nde var. Recep Tayyip Erdoğan bir şey söylüyor onun milletvekilleri, bürokratları, savcıları söylemlerini yerine getirmek için çaba harcıyorlar. Türkiye’de gelinen nokta bu maalesef. Demokrasi açısından son derece riskli. Yargılamalar siyasetin istekleri üzerine yapılırsa o zaman Türkiye’de yargı bağımsızlığından söz edilemez. Zaten de söz etmiyoruz. Yargı tümüyle siyasi iktidarın elinde.”
Anayasa Komisyon çalışmalarında Atilla Kart ile Süheyl Batum arasında maddeler üzerinde görüş ayrılığı yaşanmasının değerlendirilmesini isteyen gazeteciye Klıçdaroğlu, “Anayasa komisyonunda 4 siyasal parti var. Bunlar bir araya gelip tartışıyorlar. Görüş bildirmek, tartışmak ne zamandan beri ayrışma oldu. İnsanlar düşüncelerini o komisyonda düzgünce dile getirecekler. Bundan halkımız kazanacak” ifadelerini kullandı.
Son olarak sorulan “Cami-cemevi projesini nasıl değerlendirirsiniz” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Dini siyasette kullanmak dine yapılacak en büyük kötülüktür. Allah ile kulun arasına kimsenin girmediği öngörülen dinde araya birilerinin girip dine yön vermelerini doğru bulmuyoruz. Herkesin inancına saygılıyız. Çatışarak çatışma kültürüyle doğruları bulamayız” dedi
Kaynak: İHA
BDP’nin ana dilde eğitim olmadığı için yaptıkları boykot çağrısını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Çocukları siyasete malzeme etmek hiç doğru değil. Bunlar bizim çocuklarımız. O çocukları alıp siyasete malzeme etmenin hiç bir anlamı yoktur” dedi.
Kılıçdaroğlu, gazetecilerin “28 Şubat soruşturmasıyla ilgili Başbakan’ın bunun sivil kanadının da olduğuna ilişkin açıklamalarda bulunması üzerine ardından Aydın Doğan ve Koç Grubuna gelen soruşturma başlatılması sürecine yönelik ne düşünüyorsunuz” sorusuna da şu cevabı verdi:
“Hitler’in Almanya’sında, Hitler bir şey söyler ertesi gün bütün milletvekilleri ve bürokrasiler onu yerine getirmek için yarışırlardı. Benzer bir uygulama 2013 Türkiyesi’nde var. Recep Tayyip Erdoğan bir şey söylüyor onun milletvekilleri, bürokratları, savcıları söylemlerini yerine getirmek için çaba harcıyorlar. Türkiye’de gelinen nokta bu maalesef. Demokrasi açısından son derece riskli. Yargılamalar siyasetin istekleri üzerine yapılırsa o zaman Türkiye’de yargı bağımsızlığından söz edilemez. Zaten de söz etmiyoruz. Yargı tümüyle siyasi iktidarın elinde.”
Anayasa Komisyon çalışmalarında Atilla Kart ile Süheyl Batum arasında maddeler üzerinde görüş ayrılığı yaşanmasının değerlendirilmesini isteyen gazeteciye Klıçdaroğlu, “Anayasa komisyonunda 4 siyasal parti var. Bunlar bir araya gelip tartışıyorlar. Görüş bildirmek, tartışmak ne zamandan beri ayrışma oldu. İnsanlar düşüncelerini o komisyonda düzgünce dile getirecekler. Bundan halkımız kazanacak” ifadelerini kullandı.
Son olarak sorulan “Cami-cemevi projesini nasıl değerlendirirsiniz” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Dini siyasette kullanmak dine yapılacak en büyük kötülüktür. Allah ile kulun arasına kimsenin girmediği öngörülen dinde araya birilerinin girip dine yön vermelerini doğru bulmuyoruz. Herkesin inancına saygılıyız. Çatışarak çatışma kültürüyle doğruları bulamayız” dedi