Kemal Derviş: Türkiye AB'ninarayışının bir parçası olacaktır
Bu arayışta Türkiye’nin, tam üyelik hedefiyle aktif rol oynayacağına inanıyorum” dedi.
Devlet eski Bakanı, Brooking Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve SabancıÜniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi 'nin (İPM) Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Derviş, Arap Baharı,Avupa Birliği 'nin geleceği ve Türkiye 'nin üstleneceği yeni rollerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Üç olgunun çok önemli olduğunu belirten Derviş, bu olguları 1990 'lı yıllar sonrasında gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere göre üç kat hızlı büyümesi, Arap dünyasındaki değişimle otoriter rejimlerin düşüşü ve Avrupa 'yı etkilemesi şeklinde sıraladı.
Arap Baharı 'nı Türkiye lehine değerlendiren Derviş, “Türkiye, Arap ülkelerine yakın olduğundan demokrasiye geçişlerinde de önemli rol oynayacaktır” derken, Ortadoğu 'daki rejimlerin yerini demokrasiye bırakmasının da zaman alabileceğini söyledi.
AB 'ye tam üyelik umudu
Derviş, Avrupa ve Euro Bölgesi 'yle ilgili ilginç tespitlerde yaptı ve şöyle konuştu: “AB, eski bildiğimiz AB değildir. Bir arayış içerisindedir ve Türkiye bu arayışın bir parçası olacaktır. Türkiye, bu arayışın aktif bir üyesi olmalıdır ve olacaktır.” Krizle birlikte tüm dinamiklerin değişmeye başladığına dikkat çeken Derviş, krizin ardından Türkiye 'nin AB 'ye tamüye olarak girebileceği umudunu dile getirdi ve bu umut ışığının gerekçelerini de şöyle anlattı: “Bu değişimde Türkiye, AB 'ye 'tam üye ' olarak aktif rol oynamalıdır.
AB, ekonomik krizi atlattıktan sonra yeniden şekillenecek. Yeniden şekillenen AB nezdinde ise Türkiye 'nin önemi daha çok artacaktır. Bu süreçte Türkiye 'ye önemli bir rol düşeceğine ve sürecin önemli bir parçası olacağına inanıyorum.”
Euro ölüm kalım savaşı veriyor
Derviş, kriz ekonomisinden çıkmaya çabalayan Avrupa 'nın para birimi euronun adeta survavier yani ölüm kalım savaşı verdiğinideanlatırken, kısa vadeli çözümlerin de uzun ömürlü olmadığını söyledi ve “Euro Bölgesi, giderek ayrışıyor. İngiltere bir yanda, Kuzey Avrupa ülkeleri başka bir yanda. Krizden sonra nasıl bir Avrupa olacağını kestirmek çok zor” dedi.
Üç olgunun çok önemli olduğunu belirten Derviş, bu olguları 1990 'lı yıllar sonrasında gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere göre üç kat hızlı büyümesi, Arap dünyasındaki değişimle otoriter rejimlerin düşüşü ve Avrupa 'yı etkilemesi şeklinde sıraladı.
Arap Baharı 'nı Türkiye lehine değerlendiren Derviş, “Türkiye, Arap ülkelerine yakın olduğundan demokrasiye geçişlerinde de önemli rol oynayacaktır” derken, Ortadoğu 'daki rejimlerin yerini demokrasiye bırakmasının da zaman alabileceğini söyledi.
AB 'ye tam üyelik umudu
Derviş, Avrupa ve Euro Bölgesi 'yle ilgili ilginç tespitlerde yaptı ve şöyle konuştu: “AB, eski bildiğimiz AB değildir. Bir arayış içerisindedir ve Türkiye bu arayışın bir parçası olacaktır. Türkiye, bu arayışın aktif bir üyesi olmalıdır ve olacaktır.” Krizle birlikte tüm dinamiklerin değişmeye başladığına dikkat çeken Derviş, krizin ardından Türkiye 'nin AB 'ye tamüye olarak girebileceği umudunu dile getirdi ve bu umut ışığının gerekçelerini de şöyle anlattı: “Bu değişimde Türkiye, AB 'ye 'tam üye ' olarak aktif rol oynamalıdır.
AB, ekonomik krizi atlattıktan sonra yeniden şekillenecek. Yeniden şekillenen AB nezdinde ise Türkiye 'nin önemi daha çok artacaktır. Bu süreçte Türkiye 'ye önemli bir rol düşeceğine ve sürecin önemli bir parçası olacağına inanıyorum.”
Euro ölüm kalım savaşı veriyor
Derviş, kriz ekonomisinden çıkmaya çabalayan Avrupa 'nın para birimi euronun adeta survavier yani ölüm kalım savaşı verdiğinideanlatırken, kısa vadeli çözümlerin de uzun ömürlü olmadığını söyledi ve “Euro Bölgesi, giderek ayrışıyor. İngiltere bir yanda, Kuzey Avrupa ülkeleri başka bir yanda. Krizden sonra nasıl bir Avrupa olacağını kestirmek çok zor” dedi.