Bakan Dinçer'den Hukuk ve Adalet Dersi Açıklaması
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ''Hukuk ve Adalet Dersi'' ile hukuk bilincini erken yaşlarda geliştirmeyi amaçladıklarını belirterek, ''Amacımız, hak, eşitlik, özgürlük, adalet gibi insan olmaktan kaynaklanan tüm taleplerin hepimizin ortak talepleri olduğunu ve hepimizin hakkı olduğu bilincini çocuklarımıza verebilmektir''dedi.
Öğrencilerde Hukuk Bilincinin Geliştirilmesi Uygulamaları ve ''Hukuk ve Adalet Dersi'' öğretim programı geliştirmek için işbirliği protokolü imza töreni, Milli Eğitim Bakanlığı Başöğretmen Salonu'nda gerçekleştirildi.
Bakan Dinçer, törende, bugün burada çok değerli ve önemli bir amaç etrafında işbirliği yapmak üzere biraraya geldiklerini belirtti.
''Bu amaç, Ömer Hayyam'ın, şairane ifadesiyle söyleyecek olursak 'Evrenin ruhu olan adalet duygusunu' ve hepimiz için gerekli hukuk bilincini erken yaşlarda geliştirmektir'' ifadesini kullanan Dinçer, ''Çünkü hiçbir amaç,hiçbir hedef, insan hayatından ve onun değerinden üstün değildir. Dolayısıyla çocuklarımızın hak kavramını içselleştirmeleri ve dil, din, cins, sınıf ayırt etmeksizin herkesin hakları olduğu konusunda bir bilinç geliştirmelerine yardımcı olmak üzere Adalet Bakanlığı ile yeni bir çalışma başlatıyoruz'' dedi.
Bu işbirliği töreninin, Engelliler Günü'ne rast gelmesinin de çok hoş bir rastlantı olduğunu dile getiren Dinçer, Türkiye'de engellilere yönelik algının hak eksenli olmaktan çok uzak olduğunu belirtti.
Modern toplumların engelli kişiler karşısındaki tutumunun, kişi hakları çerçevesinde ve onların bütün ihtiyaçlarını karşılamak yönünde olduğunu anımsatan Dinçer, ''Bizde ise bu yaklaşımdan çok yardımseverlik duygusundan kaynaklanan aşırı müdahaleci bir yaklaşım ve engelli insanlara merhamet duyma, acıma tavrı yayındır. Oysa engelli bireylerin de diğer insanlar gibi temel ihtiyaçları ve temel hakları olduğu unutulmamalıdır. Bu hakların gerçekleşmesi için her türlü tedbiri almak hem bir insanlık borcu, hem sosyal devlet olmanın gereği, hem de bir medeniyet ve gelişmişlik ölçüsüdür'' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Dinçer, şunları kaydetti:
''Benim şahsen seçmeli ders olarak koyacağımız Hukuk ve Adalet dersinin kazanımlarına ilişkin en temel beklentim, çocuklarımıza başkalarının hakkına saygıyı öğretmesi ve bunu ilişkilerini yansıtabilmesidir. Bu bakış açısını edinen bir öğrencinin hem özsaygısı ve hak arayışı gelişecek, hem de haklarının olduğu kadar görev ve sorumluluklarının da idrakında olacaktır. Eğitimde temel bilgi ve becerilerin kazandırılması esas olmakla birlikte insanın toplum içinde ihtiyaç duyduğu kültürel ve insani değerlerle kişiliğinin inşa edilmesi de gözardı edilmeyecek bir husustur.''
Bu değerlerin başında ahlak ve hukuk bilincinin geldiğini vurgulayan Dinçer, bunun ihmal eden bir eğitimin, ileride telafisi son derece güç bir takım aksaklıklara yol açabileceğini söyledi.
-''İnsan olmaktan doğan hakları savunmayı çocuklarımıza kazandırmalıyız''-
''Artık eski paradigmalara göre tek tip düşünce ve kalıplarla bireyleri geleceğe hazırlamanın mümkün görünmediğini'' dile getiren Dinçer, ''Çocuklarımızı çağın bilgi ve becerileriyle donatarak, dünya çocuklarıyla rekabet edebilecek bir yapıda yetiştirme arzumuza belki bundan da güçlü bir biçimde eşlik edecek olan şey, çocuklarımızda hak, hukuk, adalet, eşitlik ve demokrasi gibi bilinçlerin geliştirilmiş olmasıdır'' dedi.
Bakan Dinçer, şöyle devam etti:
''Bu yalnızca bireylerin hayatında değil, aynı zamanda aile ve toplum hayatında da büyük bir öneme sahip değerlerdendir. Esasında küresel çapta yaşanan sıkıntılar, savaşlar, ayrımcılık, ırkçı eğilimler, farklılıklara karşı tahammülsüzlük, ötekileştirme gibi sorunlar, hukuk bilinci ile insani değerlerin bir hayat tarzı haline getirilmemesinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla demokrasi ve insan hakları fikrinin mutlaka ve önemle çocuklarımıza aşılanması gerekmektedir. Çünkü bilimsel gelişme kadar insani gelişme de gözardı edilemeyecek bir husustur. İnsani gelişme olmadan hiçbir bilimsel ve teknik kazanımın uzun vadeli olamayacağı ve insanlığı selamete, mutluluğa götüremeyeceği açıktır. Bunun en dramatik örneği büyük keşif ve icatların damgasını vurduğu 20. yüzyılda yaşanan dünya savaşlarıdır. Özellikle 2. Dünya Savaşı, dünyanın gördüğü en büyük küresel yıkıma sahne olmuştur. Tarihçilere göre bu felaketin trajik yönü,insanların öldürme, işkence ve kitlesel sürgünün, artık dikkat etmediğimiz günlük deneyimler haline geldiği bir dünyada yaşamayı öğrenmiş olmasıdır.''
''Dolayısıyla bizler en temel hak olan yaşama hakkı başta olmak üzere insan olmaktan doğan tüm hakları hiçbir ayrım yapmadan herkes için savunmayı çocuklarımıza kazandırmak zorundayız'' diyen Dinçer, insanlığın geleceğini şekillendirecek ortak değerlerin geliştirilmesinde ve yeni nesillere aktarılmasında, sadece eğitimcilere değil, herkese çok önemli görevler düştüğünü dile getirdi.
-''İnsan haklarına duyarlı olmanın yolu adalet duygusundan geçmektedir''-
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, şunları söyledi:
''Cumhuriyet tarihimizin değer geliştirmeyi temel alan kültürel birikimi üzerine Bakanlığımızın 2003 yılından beri yürüttüğü program geliştirme çalışmaları amacımıza önemli katkılar sağlamıştır. Ümit ediyorum, Adalet Bakanlığı ile yapacağımız çalışma da bunlardan biri olacak. İlkokul ve ortaokul derslerinin öğretim programlarında hukuk ve adalet ile ilişkili kazanımları temel alarak öğrencilerimizin temel hukuk kavramlarına ilişkin anlayışlarını ve hukuk bilinçlerini geliştirmeye çalışacağız.
Bir diğer önemli husus da ortaokul 6. ve 7. sınıf öğrencileri için seçmeli 'Hukuk ve Adalet' dersinin öğretim programında yer almış olması olacak. Bu amaçla 'Hukuk ve Adalet' dersinin çerçeve öğretim programını geliştirmek için ortak bir komisyon oluşturacağız. Bu komisyon, öğrencilerin gelişim özelliklerini de gözönünde bulundurarak, çerçeve programın kazanımlarını ve içeriğini belirleyecek. Çerçeve öğretim programında, temel hukuk kavramları, haklar ve sorumluluklar, adaletin önemi, hukuk ve kanunlar, yargılama süreçleri ve mahkemeler gibi konular da yer alacak. Aynı zamanda 6. ve 7. sınıflara seçmeli ders olarak konulacak 'Hukuk ve Adalet' dersi için uygulama ve tanıtım materyalleri de geliştirilecek.''
Hak, eşitlik, özgürlük, adalet gibi insan olmaktan kaynaklanan tüm taleplerin ortak talepleri olduğunu ve herkesin hakkı olduğu bilincini çocuklar verebilmeyi amaçladıklarını ifade eden Bakan Dinçer, ''Altını çizerek vurgulamalıyız ki insan haklarına duyarlı olmanın yolu adalet duygusundan geçmektedir'' diye konuştu.
Bakan Dinçer, yaptıkları protokolün Türkiye'yi daha barışçıl, güzel ve insancıl kılma yönünde hayırlı sonuçlar doğurmasını dilediğini kaydetti.
Dinçer, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde gerçekleştirilen tüm etkinliklerin de engellilerin hayata etkin bir şekilde katılması yönündeki ortak çabayı güçlendirmesi dileğinde bulundu.
Kaynak: AA
Bakan Dinçer, törende, bugün burada çok değerli ve önemli bir amaç etrafında işbirliği yapmak üzere biraraya geldiklerini belirtti.
''Bu amaç, Ömer Hayyam'ın, şairane ifadesiyle söyleyecek olursak 'Evrenin ruhu olan adalet duygusunu' ve hepimiz için gerekli hukuk bilincini erken yaşlarda geliştirmektir'' ifadesini kullanan Dinçer, ''Çünkü hiçbir amaç,hiçbir hedef, insan hayatından ve onun değerinden üstün değildir. Dolayısıyla çocuklarımızın hak kavramını içselleştirmeleri ve dil, din, cins, sınıf ayırt etmeksizin herkesin hakları olduğu konusunda bir bilinç geliştirmelerine yardımcı olmak üzere Adalet Bakanlığı ile yeni bir çalışma başlatıyoruz'' dedi.
Bu işbirliği töreninin, Engelliler Günü'ne rast gelmesinin de çok hoş bir rastlantı olduğunu dile getiren Dinçer, Türkiye'de engellilere yönelik algının hak eksenli olmaktan çok uzak olduğunu belirtti.
Modern toplumların engelli kişiler karşısındaki tutumunun, kişi hakları çerçevesinde ve onların bütün ihtiyaçlarını karşılamak yönünde olduğunu anımsatan Dinçer, ''Bizde ise bu yaklaşımdan çok yardımseverlik duygusundan kaynaklanan aşırı müdahaleci bir yaklaşım ve engelli insanlara merhamet duyma, acıma tavrı yayındır. Oysa engelli bireylerin de diğer insanlar gibi temel ihtiyaçları ve temel hakları olduğu unutulmamalıdır. Bu hakların gerçekleşmesi için her türlü tedbiri almak hem bir insanlık borcu, hem sosyal devlet olmanın gereği, hem de bir medeniyet ve gelişmişlik ölçüsüdür'' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Dinçer, şunları kaydetti:
''Benim şahsen seçmeli ders olarak koyacağımız Hukuk ve Adalet dersinin kazanımlarına ilişkin en temel beklentim, çocuklarımıza başkalarının hakkına saygıyı öğretmesi ve bunu ilişkilerini yansıtabilmesidir. Bu bakış açısını edinen bir öğrencinin hem özsaygısı ve hak arayışı gelişecek, hem de haklarının olduğu kadar görev ve sorumluluklarının da idrakında olacaktır. Eğitimde temel bilgi ve becerilerin kazandırılması esas olmakla birlikte insanın toplum içinde ihtiyaç duyduğu kültürel ve insani değerlerle kişiliğinin inşa edilmesi de gözardı edilmeyecek bir husustur.''
Bu değerlerin başında ahlak ve hukuk bilincinin geldiğini vurgulayan Dinçer, bunun ihmal eden bir eğitimin, ileride telafisi son derece güç bir takım aksaklıklara yol açabileceğini söyledi.
-''İnsan olmaktan doğan hakları savunmayı çocuklarımıza kazandırmalıyız''-
''Artık eski paradigmalara göre tek tip düşünce ve kalıplarla bireyleri geleceğe hazırlamanın mümkün görünmediğini'' dile getiren Dinçer, ''Çocuklarımızı çağın bilgi ve becerileriyle donatarak, dünya çocuklarıyla rekabet edebilecek bir yapıda yetiştirme arzumuza belki bundan da güçlü bir biçimde eşlik edecek olan şey, çocuklarımızda hak, hukuk, adalet, eşitlik ve demokrasi gibi bilinçlerin geliştirilmiş olmasıdır'' dedi.
Bakan Dinçer, şöyle devam etti:
''Bu yalnızca bireylerin hayatında değil, aynı zamanda aile ve toplum hayatında da büyük bir öneme sahip değerlerdendir. Esasında küresel çapta yaşanan sıkıntılar, savaşlar, ayrımcılık, ırkçı eğilimler, farklılıklara karşı tahammülsüzlük, ötekileştirme gibi sorunlar, hukuk bilinci ile insani değerlerin bir hayat tarzı haline getirilmemesinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla demokrasi ve insan hakları fikrinin mutlaka ve önemle çocuklarımıza aşılanması gerekmektedir. Çünkü bilimsel gelişme kadar insani gelişme de gözardı edilemeyecek bir husustur. İnsani gelişme olmadan hiçbir bilimsel ve teknik kazanımın uzun vadeli olamayacağı ve insanlığı selamete, mutluluğa götüremeyeceği açıktır. Bunun en dramatik örneği büyük keşif ve icatların damgasını vurduğu 20. yüzyılda yaşanan dünya savaşlarıdır. Özellikle 2. Dünya Savaşı, dünyanın gördüğü en büyük küresel yıkıma sahne olmuştur. Tarihçilere göre bu felaketin trajik yönü,insanların öldürme, işkence ve kitlesel sürgünün, artık dikkat etmediğimiz günlük deneyimler haline geldiği bir dünyada yaşamayı öğrenmiş olmasıdır.''
''Dolayısıyla bizler en temel hak olan yaşama hakkı başta olmak üzere insan olmaktan doğan tüm hakları hiçbir ayrım yapmadan herkes için savunmayı çocuklarımıza kazandırmak zorundayız'' diyen Dinçer, insanlığın geleceğini şekillendirecek ortak değerlerin geliştirilmesinde ve yeni nesillere aktarılmasında, sadece eğitimcilere değil, herkese çok önemli görevler düştüğünü dile getirdi.
-''İnsan haklarına duyarlı olmanın yolu adalet duygusundan geçmektedir''-
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, şunları söyledi:
''Cumhuriyet tarihimizin değer geliştirmeyi temel alan kültürel birikimi üzerine Bakanlığımızın 2003 yılından beri yürüttüğü program geliştirme çalışmaları amacımıza önemli katkılar sağlamıştır. Ümit ediyorum, Adalet Bakanlığı ile yapacağımız çalışma da bunlardan biri olacak. İlkokul ve ortaokul derslerinin öğretim programlarında hukuk ve adalet ile ilişkili kazanımları temel alarak öğrencilerimizin temel hukuk kavramlarına ilişkin anlayışlarını ve hukuk bilinçlerini geliştirmeye çalışacağız.
Bir diğer önemli husus da ortaokul 6. ve 7. sınıf öğrencileri için seçmeli 'Hukuk ve Adalet' dersinin öğretim programında yer almış olması olacak. Bu amaçla 'Hukuk ve Adalet' dersinin çerçeve öğretim programını geliştirmek için ortak bir komisyon oluşturacağız. Bu komisyon, öğrencilerin gelişim özelliklerini de gözönünde bulundurarak, çerçeve programın kazanımlarını ve içeriğini belirleyecek. Çerçeve öğretim programında, temel hukuk kavramları, haklar ve sorumluluklar, adaletin önemi, hukuk ve kanunlar, yargılama süreçleri ve mahkemeler gibi konular da yer alacak. Aynı zamanda 6. ve 7. sınıflara seçmeli ders olarak konulacak 'Hukuk ve Adalet' dersi için uygulama ve tanıtım materyalleri de geliştirilecek.''
Hak, eşitlik, özgürlük, adalet gibi insan olmaktan kaynaklanan tüm taleplerin ortak talepleri olduğunu ve herkesin hakkı olduğu bilincini çocuklar verebilmeyi amaçladıklarını ifade eden Bakan Dinçer, ''Altını çizerek vurgulamalıyız ki insan haklarına duyarlı olmanın yolu adalet duygusundan geçmektedir'' diye konuştu.
Bakan Dinçer, yaptıkları protokolün Türkiye'yi daha barışçıl, güzel ve insancıl kılma yönünde hayırlı sonuçlar doğurmasını dilediğini kaydetti.
Dinçer, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde gerçekleştirilen tüm etkinliklerin de engellilerin hayata etkin bir şekilde katılması yönündeki ortak çabayı güçlendirmesi dileğinde bulundu.