Gökçek Vederson: En iyi sol bek benim

Bursaspor'un kadrosuna dahil ettiği Gökçek Vederson, Türkiye'de en iyi sol bekin kendisi olduğunu söyleyerek rakiplerine meydan okudu.

Tam S

Bursaspor'un kadrosuna dahil ettiği Gökçek Vederson, Türkiye'de en iyi sol bekin kendisi olduğunu söyleyerek rakiplerine meydan okudu.

Tam Saha Dergisi'ne açıklamalarda bulunan Gökçek Vederson, yeni takımı ve gelecek sezonla ilgili düşüncelerini açıkladı. Vederson'un kendisine sorulan sorulara verdiği cevaplar şöyle:

Geçen sezon Fenerbahçe ile son anda kaçırdığın şampiyonluktan sonra, şampiyonluğu kaptırdığınız takıma, Bursaspor'a geldin. Bu nasıl bir duygu?

Hayatımda ilk kez böylesine karmaşık duygular yaşadığımı itiraf etmeliyim. Hele o son maç, bir futbolcunun hafızasından kolaylıkla silinmeyecek olaylarla doluydu. Trabzonspor'la oynadığımız karşılaşmanın son 5 dakikasında statta yapılan anonsun yanlış olduğunun söylenmesi ve şampiyon olduğumuzu zannederken gerçeği öğrenmek, bütün futbolcularda yıkım etkisi yapmıştı. O anı anlayabilmek için, yaşamak gerekir. Ancak sonrasında Fenerbahçe'den ayrılış gündeme gelince, Bursaspor'un bana transfer teklifinde bulunması hoş bir tesadüf oldu. Ben bir profesyonelim. Duygular elbette önemli ama bu benim mesleğim ve kimin formasını giyiyorsam, o takım için elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışırım. Dolayısıyla nasıl Fenerbahçe'ye giderken Ankaraspor geride kaldıysa, şimdi Bursaspor'dayım ve Fenerbahçe geçmişte kaldı. Bursaspor şampiyonluğu kaptırdığımız takım değil, artık benim şampiyon takımım.

Türkiye'de geçirdiğin dönemde Ankaraspor'daki performansını mı yoksa Fenerbahçe'deki performansını mı daha başarılı buluyorsun?

Uzun yıllardır bu ülkedeyim ve geldiğimde bireysel performansım neyse, hep üzerine koyarak, gelişerek bugünlere ulaştım. Tâbii Ankaraspor'da oynadığım maç sayısı fazla olduğu için, hem attığım gollerin sayısı fazlaydı hem de performansım giderek artıyordu. Zaten Fenerbahçe'ye transferim de bu sayede oldu. Ancak Fenerbahçe'de sürekli oynamamış olmam, benden kaynaklanan bir istikrarsızlık olarak algılanmamalı. Takımın her bölgesinde rekabetin oluşu, alternatif oyuncuların bulunması ve elbette teknik direktör tercihi, böyle bir tablo ortaya çıkardı. Yoksa ben çalışmayı seven ve sürekli oynamak isteyen bir yapıdayım.

Ülkemizde ciddi bir sol kanat oyuncusu sıkıntısı yaşandığı konuşuluyor. Sen Türkiye'deki sol beklerden hangilerini beğeniyorsun?

Oyunu iki yönlü oynama mecburiyeti var. Bu sadece savunma oyuncuları için geçerli bir durum değil. Kaleci bile hücumu düşünmeli. Ancak kanatlarda oynamak farklı sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Hücum ederken de savunurken de bizim pozisyonumuzda oynayanlar kritik görevler üstleniyor. Yaratıcı olmak, iyi orta atmak, hücuma zenginlik katmak gibi sorumluluklarımız var. Türkiye'nin sol bek sorunu olduğunu değil, sol beklerde bu özelliklerle ilgili eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Hangi bölgede oynadığın değil, nasıl çalıştığın ve eksiğini bilip bilmediğin önemli. Süper Lig'deki takımlarda forma giyen bütün sol beklere saygım var ama beğendiğim biri var diyemem. Kendini beğenmiş biri de değilimdir ancak, en iyi sol bek kim diye sorarsanız, cevabım "ben" olur.

Bu sezon Bursaspor nasıl bir performans gösterecek? Geçen sezon elde edilen şampiyonluk korunabilir mi? Üzerinizde bir baskı olacak mı?

Bursaspor geçen sezon kazandığı şampiyonlukla, Türkiye'de yıllardır kimsenin başaramadığı bir ilki gerçekleştirdi. Bu başarı Bursaspor'a sportif bir saygı gerektiriyor. Ben takımımın yeni sezonda da istikrarlı bir performans göstereceğine inanıyorum. Takımın içine girdikten sonra, şampiyonluğun tesadüf olmayacak kadar gerçek olduğunu gördüm. Hak edilerek elde edilen bir başarı var ortada. Süper Lig'de bu sezon da yine şampiyonluk adayı olacağız ama şimdi işimiz daha zor. Çünkü çok farklı kulvarlarda mücadele etmek durumundayız. Şampiyonlar Ligi gruplarında oynamak hem sorumluluk hem de devamlılık gerektiriyor. Bu yükü taşımak için geçen sezondan daha fazla mücadele etme ihtiyacı var. Baskıya gelince, şampiyon ya da şampiyon adayı bir takımdaysanız elbette her zaman baskı olur. Önemli olan, aldığınız sonuç ne olursa olsun, işinizi farkında olarak yapmaktır. Ben baskıyı severim, hatta baskı altında daha iyi oynarım.

Şampiyonlar Ligi heyecanını yaşamış bir oyuncusun. Bursaspor'un bu kulvardaki şansını nasıl görüyorsun?

Avrupa'nın en iyi kulüpleri ve en iyi futbolcularının mücadele ettiği bir ligde bulunmak kolay iş değil. Ancak anahtar cümle şu olabilir; "Ben iyi futbolcuyum, biz iyi takımız diyen herkes Şampiyonlar Ligi'nde başarılı olabilir." Her türlü sürpriz sonucun alınabileceği bir platform, Şampiyonlar Ligi. Bizim şansımızın ne olacağına dair sorunuza, genel olarak "Herkes kadar şansımız var" cevabını vermek doğru olur ama kuralar çekilsin, grupları bir görelim, o zaman konuşuruz.

Özellikle Ankaraspor'da serbest vuruştan çok gol atmıştın. Fenerbahçe'de Alex ve Roberto Carlos nedeniyle bu özelliğini pek fazla gösteremedin. Bursaspor'da yeniden frikik gollerini izleyebilecek miyiz?

Ankaraspor'da sanıyorum 24-25 golüm var. Sizce de bir sol bek için iyi bir sayı değil mi bu? Evet, Fenerbahçe'de özellikle duran topların kullanımıyla ilgili söyledikleriniz geçerli olduğu için, gol sayısında bir düşüş oldu. Ancak ben hareketli toplara sert vurmayı da severim. Bu tip gollerim de bir hayli fazla. Bursaspor'da taraftarımızı koltuklarından fırlatacak gollerim elbette olacak. Ben hem gol atmayı hem de attırmayı severim.

Fenerbahçe'de Brezilyalılar ön plandaydı. Bursa'da ise üç Arjantinli var. İki rakip ekolün buluşması için neler söylersin?

Bu bir tarz meselesi. Aynı dili konuşmak elbette bir avantajdır ama futbolun dili aslında bir. Benim böyle bir takıntım yok. Zaten çok uzun süredir Türkiye'deyim ve sıcakkanlı oluşum nedeniyle hiç güçlük çekmedim. Bursaspor'daki Arjantinli meslektaşlarımla da uyum içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Futbolda hangi ülkenin vatandaşı olduğunuzdan çok, hangi takıma ait olduğunuz önemlidir. Ben şu anda Bursaspor'dayım ve hepimiz bir ideal için birlikte mücadele ediyoruz. Ekollerin rekabeti konusunda da hepimiz altyapıdan öğrendiklerimiz ve oynadıkça üzerine kattıklarımızla aslında özel ekolleri olan insanlarız diyebilirim.

Takımdaki hava nasıl? Daha önce birlikte oynadığın arkadaşların var mı? Uyum sağladın mı?

Tek kelimeyle süper. Geçen sezon şampiyonluk yaşamış ve hatta bunu ilk kez tatmış arkadaşlarla birlikteyim ama sanki bunu daha önce de yaşamış gibi büyük bir olgunluk içindeler. Yardımlaşma ve dayanışma duygusu üst düzeyde bir takıma geldiğimi kısa sürede anladım. Bu da büyük avantaj. Birlikte değil ama sürekli karşı karşıya oynadığım arkadaşlarım var. Mesela Volkan Şen'le birkaç yüz kez karşı karşıya gelmişizdir.

Ertuğrul Sağlam için görüşün nedir? Tarihe geçen bir teknik direktörle çalışacaksın.

Açık söylemek gerekirse, Bursaspor'a gelirken küçük bir şüphe bile duymadım ve bunun nedenlerinden biri Ertuğrul Sağlam'dır. Karizması olan, idealleri olan ve bu koşullarda, belki de çok az sayıda teknik direktöre nasip olacak bir başarıya imza atmış biri. Gerek Bursa'da gerekse Avusturya'da yaptığımız kamp çalışmalarında, takımla kurduğu ilişkiyi görünce saygı duymamak mümkün değil. Onun takımında forma giyeceğim için şanslı bir futbolcu olduğumu düşünüyorum.

Çok uzun süredir Türkiye'desin, Türk futboluyla ilgili gözlemlerin neler? Sen geldiğinden bu yana ligin kalitesi arttı mı geriledi mi?

Ligin iki farklı özelliği var. Biri kalitesi, diğeri mücadelesi ve heyecanı... Geldiğim günden bu yana mücadele ve heyecan açısından giderek bir artış olduğunu gözlemliyorum. Kalite konusunda ise elbette endişelerim var. Bütün olarak değil de maç maç baktığımızda bazı maçların üst düzey kaliteye sahne olduğunu görüyoruz ama bazı maçları da bırakın oynamayı, izlemek bile sıkıcı hale gelebiliyor.

Dünya Kupası'nda Brezilya neden başarılı olamadı?

Çeyrek finalde Hollanda'ya yenilip elenmemiz çok trajikti. Aslında bu konu için çok fazla yoruma girmek istemiyorum ama sanıyorum takımın yapısı, oyuncuların bu Dünya Kupası'ndaki performansları ve on ikinci, on üçüncü oyuncuların çok etkili olamaması, Brezilya'nın kupaya erken veda edişinin en belirgin nedenleriydi.

Dünya Kupası'nda futbol adına ne tür değişimler gözlemledin?

Açıkçası, Güney Afrika'nın cazibesi ve şartları dışında, futbol anlamında çok olumlu şeyler söyleyemeyeceğimiz bir Dünya Kupası'nı geride bıraktık. Birkaç sürpriz takımın kattığı rengin dışında, bilinen renklerin erken solması heyecanı azalttı diyebiliriz.

Diego Forlan ve David Villa dışında sizin söyleyebileceğiniz bir üçüncü isim var mı?

Türkiye, 2010 Güney Afrika'da yer alsa başarılı olabilir miydi?

Tur atlayan takımları ve oynadıkları futbolu görünce, Türkiye'nin Dünya Kupası'nda olmamasının büyük eksiklik olduğunu sanıyorum herkes fark etti. Bu hem kupa adına hem de Türkiye adına bir eksikliktir. Maçları izlerken keşke Türk Millî Takımı da Güney Afrika'da olsaydı ve keşke ben de o takımın içinde olsaydım diye düşünmedim değil.

Türkiye'de unutamadığın bir anın var mı?

Geçen sezonun son maçında yaşadıklarımızdan sonra, eski anıların hiç biri anlatılacak kadar cazip olamaz.

Fenerbahçe'de bazen savunmanın, bazen de orta alanın solunda oynadın. Bursaspor'da nasıl bir rolün olacak?

Tabii Fenerbahçe'deyken bazı maçlarda o anlamda değişiklikler yaşadım. Benim için önde ya da arkada olmanın çok büyük bir önemi yok. Her iki pozisyonu da oynayabilirim. Elbette hücum etmenin, orta yapmanın, gol vuruşu ya da asistin çok daha farklı bir güzelliği var. Bununla ilgili tercihi teknik direktör yapar ve ben de verilmiş görevi yerine getirmeye uğraşırım.

Bursaspor gençleri yetiştirmesiyle ünlü bir takım. Kampta yeni gençler vardı. Türkiye yeni Bursasporlu yıldızlarla tanışacak mı? Gençler hakkındaki görüşlerin neler?

Eğer bir takım şampiyonluk kazanmışsa, burada hem tecrübeli oyuncuların hem de gençlerin takıma kattıkları önemlidir. Tabii burada hocanın bakış açısı da son derece önemli. Bursaspor'un gençler için fırsat yaratan bir kulüp olduğunu duymuştum ama bunu şimdi takımın içinde olarak gözlemek farklı elbette. Gerçekten şu kısa sürede, son derece yetenekli genç arkadaşlarımızın olduğunu gördüm. Hepsi de çok çalışıyor ve forma alabilmek için uğraşıyor. Bu da saygı duyulması gereken bir mücadele.