Turgay Avcı'yı hiç bu kadar kendinden emin görmedim...

Kıbrıs Postası yazarlarından Hasan Hastürer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la Turgay Avcı'nın görüşmesini köşesine taşıdı.

AK Parti, Erdoğan lider olarak KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminin kendilerine yönelik hareketin parçası olarak değerlendirilmek istendiğini ikilemsiz olarak fark etti.
Bu satırların yazarı olarak Derviş Eroğlu’nun Denktaş gibi şaha kalkmış bir Türk milliyetçisi olduğu görüşünde değilim.
Ancak...
“ Eroğlu, siyasi arzu ile Cuımhurbaşkanı olmak isteyebilir. Ancak etrafındaki kutsal ittifakın hesabı Cumhurbaşkanlığı seçiminden öte Ankara’ya kadar uzanıyor.” Bu düşünce Ankara’da yaygın kabul görüyor.
Avcı’nın Ankara dönüşü söyledikleri kadar satır aralarına sıkıştırdıkları da önemli. Belli ki önümüzdeki günler çok ama çok hareketli ve dengelerin değişimine yöenlik gelişmelere sahne olacak.
Özgürlük ve Reforum Partisi Genel Başkanı Turgay Avcı, önceki gün Ankara’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la yaklaşık bir saat görüştü.
Görüşmede Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da hazır bulundu.
Avcı dün Ankara’dan döndü.
Ercan’da açıklamasını yazılı metinden yaptı.
Dikkatle okudum.
Bir defa okuduktan sonra döndüm bir kez daha okudum.
Çok iddialı bir ifadede bulunacağım. Şimdiye kadar Ercan’da hiç bir siyasi, içeriği bu kadar özenle şekillendirilmiş bir açıklama yapmadı.
21 paragraf ve 586 kelimeden oluşan açıklamada eksilteme olabilir miydi diye düşündüm. Metni bir kez daha bu gözle okudum ve anladım ki özenle hazırlanan metinde bir kelime fazlalık olmadığı gibi bir kelime bile eksiltilemezdi.
Siyasi mesajları olan bir metin.
Profesyonel, siyaseti çok iyi bilenlerin ortak çalışması bir metin.
Açıklamadan bazı bölümleri sizlerle paylaşmak isterim:
“ ... Ankara ziyaretimiz suresince çok verimli ve çok faydalı bir görüşme gerçekleştirdik. Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve beraberinde Dışişleri Bakanı Sn. Davutoğulları ile birlikte bir saate yakın görüşme yaptık. Bu süreçte Sn. Başbakanla Kıbrıs’ın mevcut durumunu değerlendirdik. Ülkemiz açısından çok faydalı bir görüşme olmuştur.
Görüyorum ki değişmeyen köhne zihniyetler yine aynı şekilde senaryolar üretmeye ve ziyaretlerimizle ilgili çarpıtılmış uydurma hikayeler yazmaya başlamışlar bile, ancak gerçek şu ki halkımızı yalanlarıyla kandırmaya çalışan bu zihniyetin artık ömrü tükenmiştir.
Bu zihniyet, bugünkü ittifak, bu ülkede taş taş üstüne koymayan, sadece menfaat dağıtarak ayakta kalmaya çalışmış düşünce yapısının ürünüdür.
... Görüyoruz ki Kıbrıs’taki çözümsüzlükten rant sağlamaya çalışanlar vardır. Bizim karşı duruşumuz bu zihniyetleredir. Bu süreç KKTC’nin geleceğini belirleyecek süreçtir. Ya eski kirli oyunlar içinde yuvarlanmaya devam edecek, ya da Kıbrıs Türk Halkı kendi geleceğine sahip çıkacaktır. Dünya ile bütünleşme sürecini hızlandıracaktır.
Kıbrıs sorunu bir çözüm yoluna girmiştir. Bu yolu tıkamaya, kapatmaya çalışmak, bu ülke gençlerinin geleceğini karartmaya çalışmaktan başka birşey değildir.
... KKTC’de bazıları ‘Kıbrıs Sorununu’, Türkiye’nin iç siyasetine malzeme haline getirmeye çalışıyor. Kıbrıs sorununu devam ettirmeye ve çözümsüzlüğe götürmeye çalışıyorlar, çünkü “bu bazıları” Kıbrıs sorunundan yararlanarak Anavatan’da önem bulmaya, değer bulmaya çalışıyorlar. İşte biz bunların karşısında duruyoruz. Kıbrıs konusunu Anavatan içinde bir sorun haline getirmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz.
... “Ya dün ya dünya” evet halkımız ya geriye, çıkmaza, köhne zihniyetlere geri dönecek, ya da dünya ile entegre, gelişen yeni yollara adım atacaktır.
Halkımız bunu görecek, anlayacak kadar tanımıştır bu zihniyetleri, bu duruma seyirci kalmayacaktır.
... Dünya ile bütünleşme sürecinde hiç durmadan çalışma ilkemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Kıbrıs Türk Halkının hak ettiği yarınlar için halkımızla el ele, Anavatanımızın desteğiyle yürüdüğümüz bu yolda karşımıza çıkan zorlukların üstesinden gelmeyi başaracağız.”
* * *
Yazılı açıklamayı birkaç kez okuduktan sonra algılamalarımı, yorumlarımı ÖRP Genel Başkanı Turgay Avcı ile paylaşmak ve de karşıdan daha net izlenimler almak istedim.
Turgay Avcı, telefonu adeta kahkahayla açtı.
Turgay Avcı’yı hiç bu kadar kendinden emin görmedim... ÖRP; AKP ile yakın ilişkilerini hiç bir zaman gizlemedi. Bazıları bu ilişkilerin olmadığını seslendirmeye çalıştı. Bildiklerim nedeniyle inanmadım. Türkiye Başbakanı Erdoğan’a yakınlığını öne sürmeye çalışan malum isimler var. O isimler seçime kadar geçecek süre içine Erdoğan’la görüşüp bir kare fotoğraf çektirsin mesleği bırakırım.
KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimine Ankara’dan AKP’nin duyarlılığını “müdahale” olarak görenler aslında her şeyin çok iyi farkındadır.
22 Mart Pazartesi günü, “ Bu seçimlerin farkını gördükten sonra...” başlıklı yazımdan şu bölümü sizlerle paylaşayım:
“... KKTC'deki seçimlerde tarafların netleşmesini Türkiye'deki siyasi hesaplaşmalardan ayırarak analiz etmeye çalışan doğru sonuca ulaşamaz.
Türkiye'de AKP'nin politikalarına karşı olanların Kuzey Kıbrıs'taki yandaşlarının DP'nin, MAP'ın Derviş Eroğlu'nun adaylığını desteklemesi rastlantı değildir.
KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi milletvekili seçimine benzemez.
KKTC hükümetinin politikaları ağırlıkla içe dönüktür. Ancak KKTC Cumhurbaşkanı'nın Kıbrıs sorununda takınacağı tavır bizden çok Türkiye için önemlidir.
Rauf Denktaş'ın zamanında izlenilen politika Türkiye'nin başını çok ağrıtırken, Talat zamanında Türkiye 100 mg aspirine bile gereksinim duymadı.
Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olanlar için Kıbrıs sorunu hazine gibidir. Kıbrıs'tan kaynaklanacak sorun Türkiye'nin AB yolunda tekerine çomak sokmaktır.
KKTC Cumhurbaşkanlığı, Türkiye'deki hesaplaşmada da çok önemli bir mevzidir.
Daha da ileri gideyim KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP'nin arzu etmediği bir sonucun çıkması halinde bunu Türkiye'de AKP'ye karşı tetikleyici bir adım olarak sunmaya, kullanmaya hazırlanan kesimler var.
Bunu görmemek için çok masum düşünmek gerekir.”
* * *
Avcı ile konuşmamız da daha çok ben konuştum. Konuştuklarıma tepkilerini ölçmeye çalıştım.
İddialı olarak şunu yazayım.
AKP parti, Erdoğan lider olarak KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminin kendilerine yönelik hareketin parçası olarak değerlendirilmek istendiğini ikilemsiz olarak fark etti.
Bu satırların yazarı olarak Derviş Eroğlu’nun Denktaş gibi şaha kalkmış bir Türk milliyetçisi olduğu görüşünde değilim.
Ancak...
“ Eroğlu, siyasi arzu ile Cuımhurbaşkanı olmak isteyebilir. Ancak etrafındaki kutsal ittifakın hesabı Cumhurbaşkanlığı seçiminden öte Ankara’ya kadar uzanıyor.” Bu düşünce Ankara’da yaygın kabul görüyor.
Avcı’nın Ankara dönüşü söyledikleri kadar satır aralarına sıkıştırdıkları da önemli. Belli ki önümüzdeki günler çok ama çok hareketli ve dengelerin değişimine yöenlik gelişmelere sahne olacak.
Yalın bir tavsiye KİMSE BEDELİ AĞIR BÜYÜK BAHİSLERE GİRMESİN...
Günün sözü:
İnsan, beraber yürüdüklerinin hesabını da ödemeye hazır olmalı