CHP'den İlker Başbuğ'a tepki
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un bayramda Güneydoğu ziyaretleri sırasında yaptığı açıklamaları “TSK'nın bu kadar güncel siyasetin içinde yer almasını doğru görmüyorum' diyerek eleştirdi.
Okay, Meclis’te basınla sohbet toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Erdoğan’ın ABD’de yaptığı ‘Kürt açılımının Meclis’te açık oturumda konuşulacağına yönelik açıklamalarının ‘hükümetin kafa karışıklığı’nı ortaya koyduğunu ifade eden Okay, “Genel Başkanımızın söylediği gibi hükümet gideceği yer meçhul olan gemi gibi akıntıya kapılmış vaziyette” dedi. Hükümetin sürece Kürt açılımı diye başladığını, açılımın adının daha sonra ‘Demokratik açılım’ haline geldiğini ve şimdi de ‘milli birlik’ ve ‘kardeşlik projesi’ olduğunu kaydeden Okay, hükümetin kafa karışıklığının Başbakan’ın muhalefet liderleriyle görüşme talebinde de ortaya çıktığını söyledi. Başbakan’ın önce ‘onlar gelmezse biz gideriz’ dediğini daha sonra Baykal’a mektup göndermekten bahsettiğini hatırlatan Okay, yine hükümetin önce Kürt açılımının Meclis’te kapalı oturumda konuşulmasını istediğini ancak şimdi açık oturumda konuşulacağını söylediğini ifade etti. Okay “Bir karar verin gizli mi açık mı olacak. CHP açık oturumdan yana. Milletten neyi saklıyorsunuz. Gizli oturumda sunmak istediklerinizle açık oturumda sunacaklarınız farklı mı olacak? Açık oturuma dönmüş olmaları önemli bir mesafe. Ama neyi söyleyecekleri çok önemli” dedi. Hükümetin tezkere konusunda da farklı açıklamalar yaptığını ancak Başbakan’ın tezkerenin Meclis’e sunulacağını söylediğini belirten Okay "Niçin mahçup tavır içindeniz, niye kamuoyunu yanıltıyorsunuz. Hükümet artık kafa karışıklığından kurtulmalı” diye konuştu. Başbakan Yardımcısı’nın açılımla ilgili Anayasa değişikliği yapılmayacağını söylemesine rağmen Başbakan Erdoğan’ın 'uzun vadede Anayasa değişikliği yapılacağını' söylediğini de hatırlatan Okay, bu değişikliklerin Türk milletinin tanımı ve Türkçe ile ilgili olacağını, bunun da CHP’nin tespitlerinin doğru olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Okay “Türkiye ne olduğu bilinmeyen, açıklanmasından ürkülen bir açılımı tartışıyor. İktidar kararsız ve rotası belirsiz. İktidar bu projeyi ABD’de paylaşacak, bir rota belirleyecekler ve galiba netleştirdikten sonra sunacaklar” diye konuştu.
TSK GÜNCEL SİYASETİN İÇİNDE OLMAMALI
Okay, bir soru üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un bayramda yaptığı açıklamaları da değerlendirdi. Hakkı Süha Okay “Siyasetçilerin TSK’nın bu tür açıklamalarıyla ilgili onları bir siyasi platforma çekip tartışmasını doğru görmüyorum. TSK’nın da bu kadar güncel siyasetin içinde yer almasını doğru bulmuyorum. Bu bir süreçtir. Bu sürecin içerisinde geleceğin projelendirilmesi sözkonusu. Eğer uzun vadeli program içerisinde Anayasa değişikliği sözkonusuysa o Anayasa değişikliğinin neler olacağı da ortada ise bu Türkiye’de çok ciddi bir ayrışmanın başlangıcı olabilir. Bugünün değil geleceğin hesabını herkes yapmak durumundadır. Kaldı ki bu süreç Türkiye’de ilk kez insanların etnik kimliklerinden dolayı sorgulandığı bir süreç haline dönüşmüştür. Bu süreç içerisinde bu tartışmaları ‘izlemeyin, dinlemeyin’ düşüncesine katılmak mümkün değildir. Demokraside herkes düşüncesini özgürce ifade edecektir. Tartışmaların yapılmasına bir yasak yoktur. O özgürce düşünceler ifade edilecektir, tartışılacaktır. Türkiye için önemli bir tartışma platformu oluşturmuştur. Vatandaşın kendi tercihidir, ister dinler ister dinlemez”diye konuştu.
ONE MİNUTE TARİH OLDU
Okay, Başbakan Erdoğan’ın ABD’de Musevi lobisiyle yaptığı görüşmeye ilişkin bir soru üzerine de şöyle konuştu:
“One Minute geride kaldı, tarih oldu. Peki one minute kahramanı Başbakan aynı şekilde karşılanacak mı? Davos’ta one minute deyip moderatöre kızan, Peres’e kızan Başbakan Amerika’ya iner inmez ayağının tozuyla Musevi lobisini ziyarete gitti. One minute geride mi kaldı, yoksa bir özür ziyareti mi? BM Atom Enerjisi komisyonunda İsrail in başı çektiği nükleer gücün sınırlanmasıyla ilgili olan tartışmada bir hafta önce Suriye ile canciğer olan Türkiye orada çekimser tavır takınıp toplantıda oy kullanmamıştır. İsrail için yapılan bir değişiklik için oy kullanmamıştır. Böylesine bir siyasetle Türkiye’nin dış politikası yönetiliyor. Hazin bir tablodur. Nitekim nükleer güçle ilgili düzenleme reddedilmiştir ama Türkiye o toplantıda oy vermemiştir. O da muhtemelen one minutenin bir başka bedeli olsa gerek.”
TSK GÜNCEL SİYASETİN İÇİNDE OLMAMALI
Okay, bir soru üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un bayramda yaptığı açıklamaları da değerlendirdi. Hakkı Süha Okay “Siyasetçilerin TSK’nın bu tür açıklamalarıyla ilgili onları bir siyasi platforma çekip tartışmasını doğru görmüyorum. TSK’nın da bu kadar güncel siyasetin içinde yer almasını doğru bulmuyorum. Bu bir süreçtir. Bu sürecin içerisinde geleceğin projelendirilmesi sözkonusu. Eğer uzun vadeli program içerisinde Anayasa değişikliği sözkonusuysa o Anayasa değişikliğinin neler olacağı da ortada ise bu Türkiye’de çok ciddi bir ayrışmanın başlangıcı olabilir. Bugünün değil geleceğin hesabını herkes yapmak durumundadır. Kaldı ki bu süreç Türkiye’de ilk kez insanların etnik kimliklerinden dolayı sorgulandığı bir süreç haline dönüşmüştür. Bu süreç içerisinde bu tartışmaları ‘izlemeyin, dinlemeyin’ düşüncesine katılmak mümkün değildir. Demokraside herkes düşüncesini özgürce ifade edecektir. Tartışmaların yapılmasına bir yasak yoktur. O özgürce düşünceler ifade edilecektir, tartışılacaktır. Türkiye için önemli bir tartışma platformu oluşturmuştur. Vatandaşın kendi tercihidir, ister dinler ister dinlemez”diye konuştu.
ONE MİNUTE TARİH OLDU
Okay, Başbakan Erdoğan’ın ABD’de Musevi lobisiyle yaptığı görüşmeye ilişkin bir soru üzerine de şöyle konuştu:
“One Minute geride kaldı, tarih oldu. Peki one minute kahramanı Başbakan aynı şekilde karşılanacak mı? Davos’ta one minute deyip moderatöre kızan, Peres’e kızan Başbakan Amerika’ya iner inmez ayağının tozuyla Musevi lobisini ziyarete gitti. One minute geride mi kaldı, yoksa bir özür ziyareti mi? BM Atom Enerjisi komisyonunda İsrail in başı çektiği nükleer gücün sınırlanmasıyla ilgili olan tartışmada bir hafta önce Suriye ile canciğer olan Türkiye orada çekimser tavır takınıp toplantıda oy kullanmamıştır. İsrail için yapılan bir değişiklik için oy kullanmamıştır. Böylesine bir siyasetle Türkiye’nin dış politikası yönetiliyor. Hazin bir tablodur. Nitekim nükleer güçle ilgili düzenleme reddedilmiştir ama Türkiye o toplantıda oy vermemiştir. O da muhtemelen one minutenin bir başka bedeli olsa gerek.”