Sıcak havalar deprem habercisi mi? Deprem uzmanı yanıtladı!
Sıcaklıklar tüm yurtta etkisini gösterdi. Bu durum 'Sıcak havalar deprem habercisi mi?' sorusunu bir kez daha akıllara getirdi. Prof. Dr. Hasan Sözbilir, herkesin merak ettiği soruya şu cevabı verdi…
Havalar ısındı. Vatandaş sıcak havadan bunaldı. Sosyal medyada aşırı sıcakların depremleri tetikleyip tetiklemeyeceği yönünde tartışmalar çıktı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Sözbilir, 'Küresel iklim değişikliği ve aşırı sıcaklar nedeniyle deprem olacağına dair söylentiler toplumu endişelendirmeye başladı. Atmosferik olayların depremle bağlantısı, pek kabul edilen bir durum değil.
Çünkü depremlerin levha tektoniği kuramına göre oluştuğu kabul edilir. Depremler, dünyanın iç yapısındaki dinamizmle ilgilidir' ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Sözbilir, 'Yerin derinliklerindeki manto dediğimiz katmanda gelişen konveksiyon akımları nedeniyle yeryüzünden 100 kilometre derinliğe kadar inen katı litosfer parçalarının 'astenosfer' denilen daha sünek malzeme üzerinde birbirine göreceli hareketleri levha sınırlarında sıkışma, genişleme veya yanal yönde stres birikimine neden olur.
Bu stres, kayaların kırılmaya karşı olan direncini aşınca, fay dediğimiz zayıflık düzlemleri boyunca kırılma gerçekleşir. Böylece fay boyunca birkaç saniye, dakika içinde devasa boyutta bir enerji boşalımı olur. Bunu zeminde sarsıntı şeklinde, fay üzerinde ise fiziksel bir yırtılma-parçalanma şeklinde hissederiz.
Atmosferik olaylar, yeryüzü ile güneş arasındaki değişimlerle ilişkilidir. Tabii ki dünyanın iç yapısı ile etrafındaki atmosferik olaylar arasındaki denge bozulmadığı sürece, insanlar için yer yüzeyinde yaşama şansı devam edecek.
Ama şunu unutmamakta fayda var. Dünyanın 4,5 milyar yıllık hayatında insanlar için uygun olmayan ortamlar binlerce kez tekrar etmiştir.
Bugün insanların etkisi olsa da olmasa da dünya üzerinde gelecekte de insanların yaşayamayacağı ortamlar olacaktır.
Bu nedenle doğayı iyi tanımalı ve doğa ile barışık yaşam alanları oluşturacak politikalar üretmeliyiz' diye konuştu.
Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Sözbilir, 'Küresel iklim değişikliği ve aşırı sıcaklar nedeniyle deprem olacağına dair söylentiler toplumu endişelendirmeye başladı. Atmosferik olayların depremle bağlantısı, pek kabul edilen bir durum değil.
Çünkü depremlerin levha tektoniği kuramına göre oluştuğu kabul edilir. Depremler, dünyanın iç yapısındaki dinamizmle ilgilidir' ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Sözbilir, 'Yerin derinliklerindeki manto dediğimiz katmanda gelişen konveksiyon akımları nedeniyle yeryüzünden 100 kilometre derinliğe kadar inen katı litosfer parçalarının 'astenosfer' denilen daha sünek malzeme üzerinde birbirine göreceli hareketleri levha sınırlarında sıkışma, genişleme veya yanal yönde stres birikimine neden olur.
Bu stres, kayaların kırılmaya karşı olan direncini aşınca, fay dediğimiz zayıflık düzlemleri boyunca kırılma gerçekleşir. Böylece fay boyunca birkaç saniye, dakika içinde devasa boyutta bir enerji boşalımı olur. Bunu zeminde sarsıntı şeklinde, fay üzerinde ise fiziksel bir yırtılma-parçalanma şeklinde hissederiz.
Atmosferik olaylar, yeryüzü ile güneş arasındaki değişimlerle ilişkilidir. Tabii ki dünyanın iç yapısı ile etrafındaki atmosferik olaylar arasındaki denge bozulmadığı sürece, insanlar için yer yüzeyinde yaşama şansı devam edecek.
Ama şunu unutmamakta fayda var. Dünyanın 4,5 milyar yıllık hayatında insanlar için uygun olmayan ortamlar binlerce kez tekrar etmiştir.
Bugün insanların etkisi olsa da olmasa da dünya üzerinde gelecekte de insanların yaşayamayacağı ortamlar olacaktır.
Bu nedenle doğayı iyi tanımalı ve doğa ile barışık yaşam alanları oluşturacak politikalar üretmeliyiz' diye konuştu.