Denizlerdeki Son Gelismeler Panelde Ele Alindi

Disisleri Bakanligi Ikili Siyasi IslerDenizcilikHavacilikHudut Genel Müdürü Büyükelçi Çagatay Erciyes: 'Ege'de birbiriyle baglantili birçok mesele var ve bu meseleler çözümlenmemis durumda. Türkiye ve Yunanistan arasinda bunlarla ilgili olarak 2002 yilinda istiksafi görüsmeler diye bir süreç baslatildi 2002 ve 2016 yillarinda devam etti. Yunanistan bu süreci 2016'da durdurdu ve bu sene tekrar bu süreç basladi. Biz bütün bu meselelerin hakkaniyet ilkesi çerçevesinde, diyalog yoluyla çözümlenmesini arzu ediyoruz' TÜDAV Baskani Prof. Dr. Bayram Öztürk: 'Ülkemizin ekonomisinin büyümesi denizden geçiyor'

Disisleri Bakanligi Ikili Siyasi Isler-Denizcilik-Havacilik-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çagatay Erciyes, Ege'de birbiriyle baglantili birçok mesele oldugunu Türkiye ve Yunanistan arasinda bunlarla ilgili olarak istiksafi görüsmelere yeniden baslandigini belirterek, "Biz bütün bu meseleleri hakkaniyet ilkesi çerçevesinde, diyalog yoluyla çözümlenmesini arzu ediyoruz." dedi.

Türk Deniz Arastirmalari Vakfi (TÜDAV) "8 Haziran Dünya Okyanus Günü" dolayisiyla çevrimiçi panel düzenlendi. Dört ayri oturumda gerçeklesecek panele, denizle ilgili her sektörden temsilciler katilirken, oturumlarda, deniz endüstrisi, deniz kirlenmesi ve "okyanus on yili programi" gibi konular tartisilacak.

Panelin açilisinda konusan TÜDAV Baskani Prof. Dr. Bayram Öztürk, çevre felaketlerinin artmasiyla son zamanlarda Dünya Okyanus Günü'ne ilginin büyüdügünü belirtti.

Türkiye'nin denize bagli bir ülke oldugunu, deniz tasimaciligi, balikçilik, turizm, deniz endüstrisi basta olmak üzere mavi büyüme ve mavi ekonominin can damarlarina sahip oldugunu belirten Öztürk, "Ülkemizin ekonomisinin büyümesi denizden geçiyor. Korunmaya muhtaç denizler ayrica is ve istihdam alani. Tek iç denizimiz nadide ekosistem Marmara Denizi'nde yasanan müsilaj artisi, dogal zenginliklerimizi ne kadar hoyrat kullandigimiz gerçegini gözler önüne serdi. Marmara Denizi için koruma eylem planlari yapilmasini takip edecegiz." degerlendirmesini yapti.

Tarim ve Orman Bakanligi Balikçilik ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardimcisi Turgay Türkyilmaz da su ürünleri üretimi ve kaynaklarin korunmasina iliskin bilgi verdi.

Türkyilmaz, "2020'den beri hiçbir sekilde yeni balikçi gemilerine ruhsat verme uygulamasini gerçeklestirmiyoruz. Yani 2002'den beri bu uygulamaya son vermis durumdayiz. Bu ne anlama geliyor? Filoya yeni balikçi gemisinin katilimi konusunda çok ciddi bir uygulama gerçeklestiriyoruz. Bu konudaki yapmis oldugumuz uygulama henüz AB ülkelerinde dahi su anda net olarak uygulanabilir durumda degil. 50 yildan beri uygulamakta oldugumuz korumacilik temelindeki bu yönetim modeli Akdeniz ülkeleri içerisinde bir ilki olusturuyor." diye konustu.

- "Yunanistan karasulari 6 mil olmasina ragmen 10 mil hava sahasi uyguluyor"

Disisleri Bakanligi Ikili Siyasi Isler-Denizcilik-Havacilik-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çagatay Erciyes de Marmara Denizi'nde görülen müsilaj sorununa deginerek, "Sebebi de belli Marmara'yi sürekli olarak kirletiyoruz ve sorumluluk sadece birkaç kurumda degil, sorumluluk hepimize ait. Hem kurumlar hem bireysel düzeyde. Onun için hepimizin el ele verip, gayret gösterip birlikte bu meseleyi halletmesi lazim." dedi.

Erciyes, deniz yetki alanlarinin kiyi devletlerinin denizlerdeki egemenlik haklari, egemenlik yetkilerini ilgilendirdigini belirterek, Karadeniz'de deniz yetki alanlari bakimindan bir sorun olmadigini, tüm deniz yetki alanlarinin ikili anlasmalarla sinirinin çizildigini aktardi.

Ege'de ise birbiriyle baglantili birçok meselenin bulundugunu ve ilkinin karasularinin genisligi konusu oldugunu dile getiren Erciyes, ayrica ada, adacik ve kayaliklarin aidiyeti meselesinin söz konusu oldugunu söyledi.

Erciyes, hava sahasi genisligi konusuna iliskin de bilgi vererek, söyle devam etti:

"Yunanistan karasulari 6 mil olmasina ragmen 10 mil hava sahasi uyguluyor. Bu uluslararasi hukuka aykiri. Buna ilaveten bazi hizmet sahalari var. Bu hizmet sahalarini da Yunanistan egemenlik sahasi olarak görüyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Dolayisiyla Ege'de birbiriyle baglantili birçok mesele var ve bu meseleler çözümlenmemis durumda. Türkiye ve Yunanistan arasinda bunlarla ilgili olarak 2002 yilinda istiksafi görüsmeler diye bir süreç baslatildi 2002 ve 2016 yillarinda devam etti. Yunanistan bu süreci 2016'da durdurdu ve bu sene tekrar bu süreç basladi. Biz bütün bu meselelerin hakkaniyet ilkesi çerçevesinde, diyalog yoluyla çözümlenmesini arzu ediyoruz. Ama iki tarafin da tutum ve yaklasimlari farkli. Ancak baslatilan bir diyalog süreci var ve devam ediyor."

Ege'de üniversitelerin hidrokarbon faaliyeti disinda bilimsel arastirma yapmasina engel bir durum olmadigini, bu nedenle de üniversiteleri tesvik ettiklerini, bilimsel arastirmalarin da denizlere sahip çikmanin önemli göstergelerinden biri oldugunu vurgulayan Erciyes, konusmasinda Akdeniz'e iliskin güncel gelismeler hakkinda da bilgi verdi.

- "Yunanistan'in Ege'yi bir Yunan gölüne çevirme istegi var"

Panelde konusan Istanbul Kent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Baskani Prof. Dr. Hasret Çomak da denizlerde son dönemde yasanan jeopolitik ve jeostratejik gelismelere iliskin bilgi verdi.

Çomak, Ege Denizi'ndeki duruma iliskin su degerlendirmeyi yapti:

"Yunanistan'in Ege'yi bir Yunan gölüne çevirme istek ve arzusu vardir. Ege'de 7 temel sorunumuz vardir. Bunlardan bir tanesi Yunanistan'in Ege Denizi'nde 6 mil olan karasularini 12 mile çikartma istegidir. Ege'de 12 mile çiktigi takdirde açik deniz alanlari yüzde 50'den yüzde 20'ye düsüyor. Yani bu sekilde Ege Denizi bir Yunan denizi haline gelmis oluyor. 1995'de TBMM bir karar alarak 6 mil üzerinde bir genislemenin mutlak bir savas sebebi olacagini dünya kamuoyuna duyurmustur. Su anda bu karar aynen geçerlidir. 6 milin üzerinde bir artis kesinlikle savas sebebidir. 12 mile çikarma durumu oldugu takdirde hiçbir zaman Türk gemisinin Yunan karasularini kullanmadan, yani zararsiz geçis hakkini kullanmadan Akdeniz'e çikmasi mümkün degil. Yani uluslararasi sulari tamamen ortadan kaldiriyor. Bu Türkiye'nin Ege Denizi'nde hapsolmasi demektir."

Çomak, "Sonuç olarak Türk-Yunan iliskilerinde ana sorunlarda somut bir ilerleme saglanamamis ve hala sorunlar devam etmektedir." diyerek, Akdeniz'deki duruma iliskin de bilgi verdi.

Panel, gün boyu gerçeklestirilen oturumlarin ardindan sona erecek.
Kaynak: AA