Balyoz Sanigi 7 Kisinin Beraati Bozuldu (2)

Yargitay 16. Ceza Dairesinin bozma gerekçesinde, seminerde, Çetin Dogan ve bir kisim saniklarin, dogrudan hükümeti cebren iskata yönelen içerikte konustuklari, eylemlerinin, 'tesebbüs asamasina ulasmayan hazirlik hareketleri kapsaminda degerlendirilecegi' ve 'suç için anlasma' suçunu olusturdugu belirtildi Dairenin gerekçesinden: 'Somut dava yönünden, sorusturma ve kovusturma safahatinda görev almis bir kisim sahislarin sorumluluklarinin geregine tevessül edilmesi ne denli hukukun geregi ise bu durumun, saniklarin sorumluluklarini perdelemesine izin vermemek de ayni gerekliligin sonucudur'

Yargitay 16. Ceza Dairesi'nin, Balyoz Plani davasinda beraat eden aralarinda Çetin Dogan'in da bulundugu 7 sanik hakkindaki bozma kararinin gerekçesi tamamlandi.

Gerekçede, temyiz incelemesi yapilan 7 sanikla ilgili, saniklar tarafindan da dogrulanan plan seminerine iliskin ses kayitlari çözüm tutanaklarina yer verildi.

Çözümlere göre, Çetin Dogan'in konusmasinda, seminerde oynanan "Olasiligi En Yüksek Tehlikeli Senaryo" içinde öngörülmeyen milli mutabakat hükümetinin kurulmasindan bahsettigi aktarildi.

Gerekçede, Anayasa Mahkemesinin saniklar hakkinda verdigi ihlal karari ve bu karar üzerine yapilan yeniden yargilama sonucu alinan kararlar da irdelendi.

Anayasa Mahkemesinin, ilk hükme esas alinan dijital delillerin niteligi ile ilgili bir degerlendirme yapmadigi, yeniden yargilama yaparak beraat hükmü veren mahkemenin ise bu dijital delillerin hiçbirinin güvenilir olmadigini, bu nedenle hükme esas alinmayacagini degerlendirdigi aktarilan gerekçede, yerel mahkemenin tanik dinleme geregine ise hiç tevessül etmedigi belirtildi.

Dijital verilerdeki çeliski ve yanlisliklar nedeniyle verilerin hukuka aykiri üretilmesi veya degistirilmesi ihtimallerinin denetlenmesinin zorunluluk oldugu vurgulanan gerekçede, ancak bu dokümanlarin, Anayasa Mahkemesi karari çerçevesinde denetlenmesi cihetine gidilmeden kategorik olarak delil degeri tasimadiklari yönündeki kabulde isabet bulunmadigi kaydedildi.

- "Kanun koyucu hazirlik hareketlerini de cezalandirma yoluna gitmistir"

Gerek terörle mücadelenin gerekse darbe yargilamalarinin, mahiyetinden kaynaklanan güçlükleri oldugu belirtilen gerekçede, söyle devam edildi:

"Basariya ulasmis bir darbenin yargilanmasi ne denli güç ise icrasina baslanmis bir darbenin basarili olamama ihtimalinde bile korunan degerlere, anayasal demokratik düzene verdigi zararlar tecrübe edilmis gerçeklerdir. Bu nedenlerle kanun koyucu, temel ilkeden ayrilarak sayili suçlar yönünden hazirlik hareketlerini de cezalandirma yoluna gitmistir. Niteligi geregi cezalandirilan bu hareketlerle ilgili elde edilen hukuka uygun ve yeterli delillerin degerlendirilmesinde de ayni hassasiyetin korunmasi gerekir. Aksi halde yeterince kök salamayan kirilgan demokrasilerin, her defasinda ayni sansi bulamayabilecegi göz ardi edilmemelidir. Somut dava yönünden, sorusturma ve kovusturma safahatinda görev almis bir kisim sahislarin özellikle dijital delillerle ilgili olarak, tespit edilmisse sorumluluklarinin geregine tevessül edilmesi ne denli hukukun geregi ise bu durumun saniklarin sorumluluklarini perdelemesine izin vermemek de ayni gerekliligin sonucudur."

- Suç için anlasma suçu

5237 sayili Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin Isleyisine Karsi Suçlar" baslikli bölümün 316. maddesinde, "Bu suçlardan herhangi birini elverisli vasitalarla islemek üzere iki veya daha fazla kisi, maddi olgularla belirlenen bir biçimde anlasirlarsa, suçlarin agirlik derecesine göre 3 yildan 12 yila kadar hapis cezasi verilir." hükmünü içerdigi belirtildi.

TCK'de, amaçlanan suç islenmeden veya anlasma dolayisiyla sorusturmaya baslanmadan önce bu ittifaktan çekilenlere ceza verilmeyeceginin de hükme baglandigi hatirlatildi.

Buradaki "çekilme"nin anlasmadan çekilme oldugu ve iradi bir davranisi gerektirdigi vurgulanan gerekçede, "Kisinin Yüksek Askeri Surada resen emeklilige sevk edilmesi gibi iradi bir davranistan kaynaklanmayan fiili durumlarin, imkansizliklarin bu fikra kapsaminda degerlendirilemeyeceginde kusku yoktur." denildi.

- "Somut deliller, maddi meselenin sübutu için yeterli"

Anayasa Mahkemesi kararina konu olmayan ve sübutunda tartisma bulunmayan "olasiligi en yüksek tehlikeli senaryo", durusmada saniklar tarafindan da dogrulanan plan seminerine iliskin ses kayitlari çözüm tutanaklari ile plan seminerinin hukuki dayanagi ve icra sekline iliskin kurumsal belgelerin birlikte degerlendirildigi vurgulandi.

Gerekçede, olusunda, olgu ve içeriginde tartisma bulunmayan bu somut delillerin, maddi meselenin sübutu için yeterli, güvenilir ve denetlenebilir oldugunun kabulünün gerekecegi ifade edildi.

Dairenin gerekçesinde, davaya konu seminer çerçevesinde yapilan toplantida, "iktidardaki AK Parti hükümeti yerine milli mutabakat hükümeti kurmak, somut yer ve isim belirtilmek suretiyle Istanbul Büyüksehir ve bazi diger il ve ilçe belediye baskanliklarina atamalar yapmak, gözaltilar ve tutuklamalar gerçeklestirmek, Milli Istihbarat Baskanligi dahil bürokrasinin üst kademelerine atamalarda bulunmak" gibi konusmalarin yer aldigi aktarildi.

Seminerde, Çetin Dogan ve bir kisim saniklarin, Milli Güvenlik Kurulu araciligi ile hükümeti uyararak, gidisatin kötü oldugunu dikte ederek, bunun sonunun iyi olmayacagi seklinde hükümeti tehdit etmek de dahil, demokratik bir toplumda kabullenilmesi ve katlanilmasi mümkün olmayan ve TSK'nin görev, yetki ve sorumluluklari ile bagdasmayan, dogrudan hükümeti cebren iskata yönelen içerikte konustuklarinin açik oldugu kaydedildi.

Ayrica, bu saniklarin, planlarin hazirlandigina dair beyanlarda bulunarak hükümeti devirmeye dönük kastla hareket ettikleri ve bunu açikça ifade ettikleri belirtilen gerekçede, bu seminer çalisma metninin, Genelkurmay Baskanliginca da olagan disi görülerek bu konuda inceleme yaptirildigi ve daha sonra Yüksek Askeri Surada sanik Çetin Dogan ve bir kisim saniklarin emekli edildigi anlatildi.

Gerekçede, sunlar kaydedildi:

"Saniklarin, anilan sözde senaryonun içerik ve yöntemlerinden ayrilarak, demokratik seçimlerle is basina gelmis mesru Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görevine cebren son vermek için 5-7 Mart 2003 tarihlerinde düzenli olarak toplanmak suretiyle, askeri bir disiplinle, son derece ayrintili ve kapsamli bir plan üzerinde anlastiklari, fakat ittifakin farkina varilmasi üzerine, bir kisminin emekliliginin istedigi, bir kisminin da askeri surada emekli edildiginin anlasilmasi karsisinda, üzerinde anlasilan plan dogrultusunda, 5237 sayili TCK'nin 312. maddesinde düzenlenen suç yönünden, saniklarin kastinin, süpheye yer birakmayacak biçimde ortaya çiktiginda kusku bulunmasa da davranislarin, suçlarin dogrudan dogruya icrasina basladiklarinin kabulünü mümkün kilan asamaya müncer olmadigi/olamadigi açiktir.

Bu nedenledir ki, amaç suçlar bakimindan saniklarin eylemleri tesebbüs asamasina ulasmayan hazirlik hareketleri kapsaminda degerlendirileceginden, anilan suçlarin olusmayacaginin fakat dosya kapsami, saniklar tarafindan gerçeklestirildigi kabul edilen ses kayitlari, konusma içerikleri, plan seminerinin hukuki dayanagi ile icra sekline iliskin kurumsal belgeler dikkate alindiginda, saniklarin fikir birligi içerisinde vukuu bulan eylemlerinin, unsurlari itibariyla 5237 sayili Türk Ceza Kanunun 316. maddesinde düzenlenen suçu olusturdugu nazara alinmalidir."

(Bitti)
Kaynak: AA