Doç. Dr. Adem Palabiyik Açiklamasi 'HDP Tutum Belgesi Ile Kandil'e Olan Imanini Tazeledi'

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Ögretim Üyesi ve Kültürel ve Sosyal Çalismalar Arastirma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Adem Palabiyik, “HDP tutum belgesi ile Kandil’e olan imanini tazeledi” dedi.

Doç. Dr. Adem Palabiyik Açiklamasi 'HDP Tutum Belgesi Ile Kandil'e Olan Imanini Tazeledi'
Doç. Dr. Adem Palabiyik, HDP’nin 27 Eylül’de açikladigi ve kamuoyuna ilan ettigi bildiriye dair degerlendirmede bulundu. Parti olmayan bir partinin açiklamasindan bahsettigini dile getiren Palabiyik, “Bildiride HDP bir patinaj evresinde oldugu ve siyasetinin kisirdöngüye dönüstügü tezimizi kendisi yeniden onadi. Çünkü HDP’nin ‘Demokratik Tutum Belgesi’ tekrardan kurtulma çabasina girmisken yeniden tekrara düsme hatasinin yapildigi ve bunun da ilginç biçimde farkinda olunmadigi bir baglami beraberinde getiriyordu. Bu belge ile HDP, Kandil’e olan imanini tazeledi. HDP siyasi teskilat lakin parti degil, Kandil’in toplumu mobilize etmek, seslenmek ve birilerine ulasmak için kullandigi siyasal bir araç. Kanaatimize göre HDP’ye oy veren ve HDP’den siyaset adina yenilikler bekleyen kisiler için de büyük bir hayal kirikligi oldu. Aslinda bunun ontolojik açidan birkaç sebebinin oldugunu ifade etmeliyiz. Çünkü HDP’nin kuruldugu günden beri sosyolojik açidan en önemli misyonu, ‘halka hizmet degil PKK’ya hizmet’ olarak kabul etmis. Bu söyleme hegemonik bir baglam kazandirarak topluma hizmet etmeyi pozitif anlamda dönüstürememis ve pratik ile söylem arasindaki mesafeyi hizla azaltmasi olmustur. Elbette HDP, 2012 yilinda dahil oldugu sosyolojik alanda kendisini ‘öteki’ olarak konumlandirmaya çalisanlara hiçbir karsilik vermedi ve PKK taraftarligini kabullendi. Örgütsel bag geçmisiyle, sosyalist söylem gelenegiyle ve radikal taraftarligiyla, yani sahip oldugu habitusuyla siyasal alani da dönüstüremedi. Sosyopolitik açidan alan içerisindeki dönüsümler yasanirken, diger taraftan dönüsemeyen HDP üzerine içeriden de yöneltilen elestiriler artti ve günümüzde hem disaridan hem de içeriden yöneltilen bu elestiriler artik HDP’nin Kürt kavrami temsiliyetini reddeden bir baglama dönüstü. Çünkü HDP bir siyasi parti olmaktan çok PKK’nin ideolojik aygitina dönüstü” diye konustu.

“Tutum belgesi, PKK’nin HDP’sine bir açiklamadir ve HDP’nin degisme zamani gelmistir” diyen Palabiyik, “HDP’nin ‘ilkeler bildirisi’, bir manifestodan çok PKK’nin HDP’sine açiklama yaptigindan, yaptigi açiklamanin ise taraftarlarinin karsisinda sahneye çikip konusma yapmaktan ibaret oldugundan bahsetmek dogru olacaktir. HDP’nin bir siyasal partiden ziyade siyasal teskilat ya da ideolojik aygit olduguna dair sözler veya pratikler, HDP’nin kendi kendine ya da kendisine söylem üreten ve bunu yaptigi sürece de birligini koruyabilen ve gerçeklikten uzak bir erke dönergeci konumundadir. Bahsi geçen teorilerin pratige dönüsebilmesi de PKK’nin HDP içinde hanedanliga ait bir içkinlige sahip oldugunu gösteriyordu. Böylece Öcalan ve PKK ikilemine bagli olarak atilan tüm politik adimlar, Öcalan’in ve PKK’nin HDP’sine bir katki olarak algilanabilirdi. HDP hiçbir zaman bunu reddetmedi, kendi parti tüzügünü dahi Öcalan’in kitaplarinin birer özeti haline getirdi. Günümüze kadar izlenilen siyasal metodu örgüt çizgisinden çikarmadi, her sorunun cevabini Imrali ve Kandil’de aradi ve siyasal temsilin ve TBMM’nin bir parçasi olmayi basaramadi. Güçlü demokrasiyi örgütün sehir içi faaliyetlerine belediyeler araciligi ile destek olmakta ve sehir merkezlerine çukurlar kazdiracak belediye araçlarini yönetmekte aradi. Meclisteki vekiller dahil sivil parti teskilatini bir isme/yapiya (Öcalan veya PKK) sadakat ve hizmet disiplinine sokan, dolayisiyla partiyi en yukaridan asagiya isleyen fakat asagidan yukariya duragan bir iletisim süreci haline getiren bir anlayis gelismistir. Bu anlayis ise bagimsiz siyasi bir varligi olmayan milletvekillerinin maalesef trollesmesi ile sonuçlanmistir. Belki de bunun degisme zamani gelmistir” dedi.

Kaynak: İHA