10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününe Doğru
Kayseri Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veli Altınkaya, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle mesaj yayımladı.
Altınkaya, mesajında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle Atatürk Anıtına çelenk sunumu, basın açıklaması ve kokteyl programının iptal edildiğini belirtti.
Türkiye genelinde 300'den fazla basın çalışanının virüse yakalandığını aktaran Altınkaya, 20 gazetecinin Kovid-19'dan hayatını kaybettiğini, aşılamada gazetecilerin de öncelik kapsamına alınmasını beklediklerini ifade etti.
2020 yılının medya işletmeleri ve gazeteciler açısından da zor geçtiğini belirten Altınkaya, "Gazetecilerin gelinen noktada gün kutlayacak hali kalmadı. 4 Ocak 1961'de TBMM'den geçen ve 10 Ocak'ta Resmi Gazetede yayımlanan 212 Sayılı Basın İş Kanunu'nun meslektaşlarımıza getirdiği haklar ilk olarak 1971 askeri muhtırası ile tırpanlandı. Bugün geldiğimiz noktada 212 Sayılı Basın İş Kanunu ile 59 yıl önce meslektaşlarımıza tanıdığı hakların yüzde 80'ini uygulama imkanı maalesef bulamıyoruz." ifadelerini kullandı.
Altınkaya, medya işletmeleri ve çalışanlarının dijital bir dönüşümle karşı karşıya kaldığını, gazetelerin tirajları, televizyonların reytingleri, reklam gelirlerinin yarı yarıya düştüğünü kaydetti.
Dijital dönüşümün basın sektöründe daha hızlı yayıldığına dikkati çeken Altınkaya, şunları kaydetti:
"Olup bitenler özellikle yerel medyayı ve çalışanlarını adeta bir kasırga gibi vurdu. Yüzlerce gazete, televizyon, radyo kapandı. Binlerce meslektaşımız, yüzde 30'ları aşan işsizler kadrosuna eklendi. Basın İlan Kurumu başta devletimizin bazı kurum kuruluşları salgının genel etkisini azaltma adına bizim sektörde de yaraları sarmak için bazı kararlar aldı ama yetmedi, medya işletmeleri ve çalışanlar 2020'yi yakın tarihimizin en kötü yılı olarak anacak. Gazeteci elbette susmayacak. Gazeteci elbette zor şartlarda da olsa mesleğini icra etmeyi sürdürecek. Zira gazetecinin susması demek, halkın, hakkın sesinin kesilmesi demek. Kamu görevi yapan gazeteci kısıtlı imkanları çerçevesinde şehrinin, ülkesinin ve insanının sesi olmaya devam edecek. Salgın, medya sektöründe bir gerçeği daha net gösterdi. Devletimiz maalesef çoğu zaman mevzuat yenilemesinde teknolojinin çok gerisinde kalıyor. Sosyal medya ve internet medyası ile ilgili gerekli yasal düzenleme maalesef yapılamadı. Geleneksel medya hala 60 yıllık, 25 yıllık kanunlarla faaliyetini sürdürüyor. Yönetmeliklerle bazı zorluklarla aşmaya çalışsanız da yetmiyor. Tüm sektörleri, hatta basın meslek örgütlerinin faaliyetlerini de içine alan topyekün bir basın kanunu çıkartmak zorundayız. Bu, Gazi Meclis’in omuzlarındaki bir vebaldir."
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının taşra teşkilatları marifetiyle özellikle yerel medyanın sorunları ile ilgili bir rapor hazırladığını aktaran Altınkaya, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına bağlı kuruluşlardan sunulan raporlar ve mevzuatlarla ilgili taslak çalışmalar olduğundan da haberdarız. Bu rapor, meslek örgütleri ve iletişim okullarından alınacak görüşlerle harmanlanmalı ve siyasi partilerin meclis gruplarında tartışmaya açılarak, hiç olmazsa önümüzdeki 20-30 yıllık beklentilerimize cevap verecek bir yasal düzenleme TBMM'den 2021 içerisinde geçirilmelidir. Anadolu basını dün nasıl ki milli mücadele dahil, ülkemizin en zor günlerinde milletin ve devleti yönetenlerin yanında yer almışsa bundan sonra da aynı dik duruşu gösterecektir. Ancak, ucu yurt dışından olan, hatta bir bölümünün de PKK, FETÖ gibi terör, istihbarat örgütleri ve ihanet şebekeleri tarafından organize ve finanse edildiğini bildiğimiz sosyal medya mecraları mutlaka denetim altına alınmalı, bunlara karşı yerli ve milli olan Anadolu basınının dijital dönüşümüne maddi manevi katkı sağlanmalıdır."
Kaynak: AA
Türkiye genelinde 300'den fazla basın çalışanının virüse yakalandığını aktaran Altınkaya, 20 gazetecinin Kovid-19'dan hayatını kaybettiğini, aşılamada gazetecilerin de öncelik kapsamına alınmasını beklediklerini ifade etti.
2020 yılının medya işletmeleri ve gazeteciler açısından da zor geçtiğini belirten Altınkaya, "Gazetecilerin gelinen noktada gün kutlayacak hali kalmadı. 4 Ocak 1961'de TBMM'den geçen ve 10 Ocak'ta Resmi Gazetede yayımlanan 212 Sayılı Basın İş Kanunu'nun meslektaşlarımıza getirdiği haklar ilk olarak 1971 askeri muhtırası ile tırpanlandı. Bugün geldiğimiz noktada 212 Sayılı Basın İş Kanunu ile 59 yıl önce meslektaşlarımıza tanıdığı hakların yüzde 80'ini uygulama imkanı maalesef bulamıyoruz." ifadelerini kullandı.
Altınkaya, medya işletmeleri ve çalışanlarının dijital bir dönüşümle karşı karşıya kaldığını, gazetelerin tirajları, televizyonların reytingleri, reklam gelirlerinin yarı yarıya düştüğünü kaydetti.
Dijital dönüşümün basın sektöründe daha hızlı yayıldığına dikkati çeken Altınkaya, şunları kaydetti:
"Olup bitenler özellikle yerel medyayı ve çalışanlarını adeta bir kasırga gibi vurdu. Yüzlerce gazete, televizyon, radyo kapandı. Binlerce meslektaşımız, yüzde 30'ları aşan işsizler kadrosuna eklendi. Basın İlan Kurumu başta devletimizin bazı kurum kuruluşları salgının genel etkisini azaltma adına bizim sektörde de yaraları sarmak için bazı kararlar aldı ama yetmedi, medya işletmeleri ve çalışanlar 2020'yi yakın tarihimizin en kötü yılı olarak anacak. Gazeteci elbette susmayacak. Gazeteci elbette zor şartlarda da olsa mesleğini icra etmeyi sürdürecek. Zira gazetecinin susması demek, halkın, hakkın sesinin kesilmesi demek. Kamu görevi yapan gazeteci kısıtlı imkanları çerçevesinde şehrinin, ülkesinin ve insanının sesi olmaya devam edecek. Salgın, medya sektöründe bir gerçeği daha net gösterdi. Devletimiz maalesef çoğu zaman mevzuat yenilemesinde teknolojinin çok gerisinde kalıyor. Sosyal medya ve internet medyası ile ilgili gerekli yasal düzenleme maalesef yapılamadı. Geleneksel medya hala 60 yıllık, 25 yıllık kanunlarla faaliyetini sürdürüyor. Yönetmeliklerle bazı zorluklarla aşmaya çalışsanız da yetmiyor. Tüm sektörleri, hatta basın meslek örgütlerinin faaliyetlerini de içine alan topyekün bir basın kanunu çıkartmak zorundayız. Bu, Gazi Meclis’in omuzlarındaki bir vebaldir."
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının taşra teşkilatları marifetiyle özellikle yerel medyanın sorunları ile ilgili bir rapor hazırladığını aktaran Altınkaya, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına bağlı kuruluşlardan sunulan raporlar ve mevzuatlarla ilgili taslak çalışmalar olduğundan da haberdarız. Bu rapor, meslek örgütleri ve iletişim okullarından alınacak görüşlerle harmanlanmalı ve siyasi partilerin meclis gruplarında tartışmaya açılarak, hiç olmazsa önümüzdeki 20-30 yıllık beklentilerimize cevap verecek bir yasal düzenleme TBMM'den 2021 içerisinde geçirilmelidir. Anadolu basını dün nasıl ki milli mücadele dahil, ülkemizin en zor günlerinde milletin ve devleti yönetenlerin yanında yer almışsa bundan sonra da aynı dik duruşu gösterecektir. Ancak, ucu yurt dışından olan, hatta bir bölümünün de PKK, FETÖ gibi terör, istihbarat örgütleri ve ihanet şebekeleri tarafından organize ve finanse edildiğini bildiğimiz sosyal medya mecraları mutlaka denetim altına alınmalı, bunlara karşı yerli ve milli olan Anadolu basınının dijital dönüşümüne maddi manevi katkı sağlanmalıdır."