'Sanat Tarihçiliğimizin Uçbeyi Semavi Eyice'

Mimar Sinan Genim: 'Semavi Eyice 1213 yaşından itibaren bu kadar tahrip olmamış, bu kadar dejenere edilmemiş İstanbul'u gezen, bütün bunları tespit eden ve kolay okunan üslubuyla yazan biriydi' Sefa Özkaya: 'Son bir senesinde görüşü tamamen sıfırlanmıştı. Hala gençliğinde gittiği, sonra orta yaşlarında bir defa daha gördüğü fakat 3540 yıldır görmediği yapıların durumunu sorar, 'Şuraya git bir bak' derdi'

Akademisyen ve sanat tarihi profesörü Semavi Eyice için anma programı düzenlendi.

Fatih Belediyesinin kültürel etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen "Sanat Tarihçiliğimizin Uçbeyi Semavi Eyice" etkinliği, belediyenin YouTube ve Facebook sosyal medya hesaplarından yayınlandı.

Söyleşiyi yöneten Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, Eyice'nin medeniyet ve kültür tarihine önemli izler bıraktığını ve bugünün gençlerine rehber olacak başarılara imza attığını söyledi.

Mimar Sinan Genim, Eyice'nin yazdığı kitap ve makalelerin bu alanda çalışan herkesin önünü aydınlattığını belirterek, "Semavi Eyice 12-13 yaşından itibaren bu kadar tahrip olmamış, bu kadar dejenere edilmemiş İstanbul'u gezen, bütün bunları tespit eden ve kolay okunan üslubuyla yazan biriydi." dedi.

Eyice'nin iyi bir araştırmacı olduğunu, Fransızca ve Almanca'yı çok iyi bildiğini dile getiren Genim, usta tarihçinin eğitimine ve hayatına ilişkin bilgiler verdi.

Profesörlük tezinden hazırlanan Eyice'nin kitabında çok özel bilgilere yer verdiğini ifade eden Genim, "O sırada Türkiye'de çoğu insanın farkına varmadığı kaynakları bulması, bu kaynaklardan bahsetmesi ve gündeme getirmesi de bugün hepimizin ilgisini çekiyor." ifadesini kullandı.

Genim, üniversitede asistanlık yaparken tanıdığı ve asistanlığı süresince birlikte çalıştığı Eyice'nin diğer akademisyenlerden farklı bir yapıya sahip olduğunu, hafızasının çok güçlü olduğunu anlattı.

Eyice'nin İstanbul'un Fatih ilçesini ve tarihini iyi bildiğini, özveriyle İstanbul'u ve Anadolu'yu dolaştığını ve her şeyden önce öğrenci yetiştirmeye ve bilgi birikimini aktarmaya çalıştığını aktaran Genim, "Allah rahmet eylesin. Allah bizim toplumumuza onun gibi çok sayıda insanın yeniden yetkin olarak ülkemizin kültür varlıklarına, bilgi seviyesine katkıda bulunmak için yetişmesine yardımcı olsun." şeklinde konuştu.

- "Genel kültür olarak her konudan anlardı"

Akademisyen A. Sefa Özkaya ise Eyice'nin son yıllarına ancak yetişebildiğini ve kendisinden anlatılarak bitirilemeyecek kadar çok şey öğrendiğini belirterek, şunları söyledi:

"Genel kültür olarak her konudan anlardı. İhtisaslaşmanın getirdiği dar bir bakış açısı var, eski nesil hocalar böyle değildi. Yani biraz arkeoloji bilirdi, alanı değilse bile mimari bilirdi, biraz şiir ve sanat bilirdi. Sadece kendi alanlarında değil genel kültür alanında da son derece kendilerini geliştirmişlerdi."

Her şeyin kitap olmadığını öğreten ve kitaptan alınamayacak şeyleri talebelerine öğreten bir kişi olan Eyice ile hatıralarını da anlatan Özkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul'un dışına çıkmadan İstanbul anlaşılmaz derdi. Yani sadece İstanbul'u değil, başka yerleri de göreceksiniz, sonra buraya geleceksiniz. Şikayet etmekten ziyade, kim ne soruyorsa mümkün olduğu kadar ona cevap vermeyi tercih ederdi. Son bir senesinde görüşü tamamen sıfırlanmıştı. Hala gençliğinde gittiği, sonra orta yaşlarında bir defa daha gördüğü fakat 35-40 yıldır görmediği yapıların durumunu sorar, 'Şuraya git bir bak' derdi. Gençliğinde bölgeleri ve eserleri tasnif etmişti ve onları devamlılığını sağlaması bakımından sürekli takip etme ihtiyacı hissediyordu."

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi, Türkiye'nin ilk "Bizans sanat tarihi" uzmanı, akademisyen ve sanat tarihi profesörü Semavi Eyice, yaklaşık bir asırlık ömründe İstanbul'daki tarihi mirasın çeşitli yönlerinin hafızasını oluşturmasıyla hatırlanıyor.
Kaynak: AA