Karadeniz'in 70 Yıllık Kadın Reisleri
Ordu’nun Perşembe ilçesindeki balıkçı kadınlar, yaklaşık yaklaşık 70 yıldır eşleriyle birlikte bu mesleği yürütüyor. Balıkçılığın anneden kıza geçtiği Okçu Mahallesi’nde kadınlar, Karadeniz’in hırçın sularında balık avlıyor, ağ çekiyor, ağ temizliyor ve istif yapıyor.
Türkiye’de binlerce kadın balıkçı, denizin hırçın sularına ağ atarken, Ordu’nun Perşembe ilçesindeki kadınlar da yıllardır eşlerine yardım ediyor. 1950’li yıllarda gemici bulamadıkları için yardım için eşlerini çağıran balıkçılar, yıllardır karı-koca bu mesleği nesilden nesle aktarıyor. Yaklaşık 70 yıldır süregelen gelenek sayesinde kadınlar ev ekonomisine katkıda bulundukları gibi, zorlukların da üstesinden geliyor.
Kadınlara özel barınak kurulacak
Eşleriyle birlikte denize açılan, ağ toplayan ve ağ temizleyen kadınlar için, Perşembe ilçesindeki Okçulu Mahallesi’ne Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından özel bir barınak yapılacak. İlk kadın balıkçı köyü olarak bilinen Okçulu Mahallesi’nde balıkçı kadınların sayısı 25’e ulaşırken, barınak tamamlanınca bu sayının en az iki katına artması bekleniyor. Mesleklerinin zor ama zevkli olduğunu belirten kadın balıkçılar, bu işi sevdiklerini ifade ediyor.
Köyün hikayesi 120 yıl önceye dayanıyor
Perşembe ilçesi Okçulu Mahalle Muhtarı Ömer Deniz, balıkçı köyü olarak bilinen Okçulu’nun hikayesinin 1900 yıllarına dayandığını ifade etti.
Muhtar Deniz, “O yılların başında Trabzon kökenli balıkçıların burada gelip yunus balıklarını avlaması ile başlıyor. Bizim burada yaşayan halkımız da onlardan görüyor ve aynısını yapıyor. Daha sonra kalkan balığı avcılığına başlıyorlar. Sonrasında ağların gözlerini balığın çeşidine göre küçülterek, kıyı balıkçılığı ile kendilerini devam ettirmeye çalışıyorlar” dedi.
“Gemici bulamayınca kadınlara öğretmişler, gelenek halen sürüyor”
“Bu balıkçılığı önce evin erkekleri yapıyor, daha sonra 1950 yıllarında balıkçılık sektörü geliştiği zaman gırgırlara göç başlıyor. Daha sonra erkekler gemicisiz kaldığı için önce eşlerine denizciliği öğretiyorlar” diyen Mahalle Muhtarı Ömer Deniz, “Denize çıkıyorlar ve balık tutmayı öğretiyorlar. Sonrasında onlar da yaşlanınca çocuklarına devrediyorlar. Farklı ilçelerden evlenen çocukları da eşlerini burada balıkçı yapıyorlar ve denizciliği öğretiyorlar” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de balıkçı kadınların bu kadar fazla olduğu bir yer yok”
1970’li yıllardan bu yana devam eden gelenekle birlikte yaklaşık 25 kadının balıkçı olarak çalıştığını ifade eden Muhtar Deniz, “Kadınlar da erkeklerle birlikte balıkçılığa devam ediyorlar. Türkiye’nin hiçbir yerinde de Okçulu Mahallesi’nde olduğu kadar balıkçı kadın yoktur. Şuanda 25 civarında kadın balıkçımız var ama bunun sayısını daha da çoğaltacağız. Geçmişte denize kıyılardaki koy yerlerde çıkıyorlardı, şimdi bir balıkçı barınağımız yapılıyor. Bu nedenle kadınlar daha çok heveslendi bu işe” ifadelerine yer verdi.
Kadınlara özel olarak kurulacak olan barınak, kadın balıkçıların sayısını arttıracak
Kadınların kendi isimlerine özel ‘Ayşe Kaptan’, ‘Durdane Reis’ gibi tekne yapılacağını da söyleyen Muhtar Deniz, “Bu sayede kadın balıkçıların sayısını çoğaltacağız. Bununla ilgili de Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Mehmet Hilmi Güler de bize destek oluyor. inşallah en kısa zamanda balıkçı barınağımızı bitirecekler ve alt yapısı da hazırlandıktan sonra onlar daha rahat bir şekilde çalışmaya başlayacaklar. Bunu görenler de bu işe sahip çıkacaklar. Barınak bitince kadın balıkçıların sayısını en az 50’ye çıkartmayı düşünüyoruz” diye konuştu.
“Soğuk havalarda bizim iş zorlaşıyor”
Yaklaşık 20 yıldır balıkçılık yapan evli ve bir çocuk annesi 44 yaşındaki Havagül Arslan, “Eşim denize gidiyor, dönüşünde ben de ona yardım ediyorum. İşlerimizi bitirince de eve gidiyoruz. Burada ağ temizliyoruz, istif alıyoruz, tamir yapıyoruz. Bazen denize de açılıyoruz. Bu iş soğuk havalarda zor” ifadelerine yer verdi.
“Zorlukları çok, sektör zayıf da olsa devam ediyoruz”
4 çocuk annesi Selma Şahin de ailesinin de balıkçı olduğunu ve evlendikten sonra yine eşiyle birlikte 25 yıldır bu mesleği sürdürdüklerini ifade ederek, “Zorlukları kışın çok. Denize açılınca insan korkuyor, kayık batacak tehlikesi var, kıyıya gelemeyeceksin korkusu var, yani her türlü korku var. İyi yanı da paramızı kazanıyoruz, kimseye muhtaç değiliz, kendi işimiz. Artık deniz de bitti, geçim zor balıkçılık sektörü zayıf da olsa yine de devam ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
Erkek mesleği olarak bilinen balıkçılığa alıştılar, yıllardır çalışıyorlar
20 yıldır bu işi yapan çocuk annesi Sabire Yar isimli kadın balıkçı da evlenince eşine yardım etmek için bu şekilde çalıştıklarını belirterek, ağlardan balıkları temizlediklerini, kayığı temizlediklerini ve bu şekilde hayatlarını sürdürdüklerini söyledi.
Hava şartlarına göre mesleklerinin zor da olsa zevkli olduğunu ifade eden Yar, artık alıştıklarını ve devam edeceklerini, barınak olduğu takdirde işlerinin kolaylaşacağını belirtti.
“Balıkçılığı evlenince öğrendim ama şimdi severek yapıyorum”
Ayşe Yar isimli 3 çocuk annesi de evlenene kadar balıkçılığın ne demek olduğunu bilmediğini ifade ederek, şu ifadelere yer verdi:
“Zaten balıkçılığın ne demek olduğunu bilmiyorum, sahil kesiminden gelin olarak gelmedim. Evlendiğimde eşim balıkçılık yapıyordu. Çocuklar büyüyene kadar yardım edemedim ama yaklaşık 10 yıldır kendisine yardım ediyorum. Eşimle birlikte ağı çekiyoruz ve temizliyoruz, kayıkları temizleyip eve gidiyoruz. Eşlerimiz tek çalıştığı için mecburen yardıma geliyoruz. Bu iş aslında kadın işi değil ama alıştıkça severek yapıyoruz.”
Kaynak: İHA
Kadınlara özel barınak kurulacak
Eşleriyle birlikte denize açılan, ağ toplayan ve ağ temizleyen kadınlar için, Perşembe ilçesindeki Okçulu Mahallesi’ne Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından özel bir barınak yapılacak. İlk kadın balıkçı köyü olarak bilinen Okçulu Mahallesi’nde balıkçı kadınların sayısı 25’e ulaşırken, barınak tamamlanınca bu sayının en az iki katına artması bekleniyor. Mesleklerinin zor ama zevkli olduğunu belirten kadın balıkçılar, bu işi sevdiklerini ifade ediyor.
Köyün hikayesi 120 yıl önceye dayanıyor
Perşembe ilçesi Okçulu Mahalle Muhtarı Ömer Deniz, balıkçı köyü olarak bilinen Okçulu’nun hikayesinin 1900 yıllarına dayandığını ifade etti.
Muhtar Deniz, “O yılların başında Trabzon kökenli balıkçıların burada gelip yunus balıklarını avlaması ile başlıyor. Bizim burada yaşayan halkımız da onlardan görüyor ve aynısını yapıyor. Daha sonra kalkan balığı avcılığına başlıyorlar. Sonrasında ağların gözlerini balığın çeşidine göre küçülterek, kıyı balıkçılığı ile kendilerini devam ettirmeye çalışıyorlar” dedi.
“Gemici bulamayınca kadınlara öğretmişler, gelenek halen sürüyor”
“Bu balıkçılığı önce evin erkekleri yapıyor, daha sonra 1950 yıllarında balıkçılık sektörü geliştiği zaman gırgırlara göç başlıyor. Daha sonra erkekler gemicisiz kaldığı için önce eşlerine denizciliği öğretiyorlar” diyen Mahalle Muhtarı Ömer Deniz, “Denize çıkıyorlar ve balık tutmayı öğretiyorlar. Sonrasında onlar da yaşlanınca çocuklarına devrediyorlar. Farklı ilçelerden evlenen çocukları da eşlerini burada balıkçı yapıyorlar ve denizciliği öğretiyorlar” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de balıkçı kadınların bu kadar fazla olduğu bir yer yok”
1970’li yıllardan bu yana devam eden gelenekle birlikte yaklaşık 25 kadının balıkçı olarak çalıştığını ifade eden Muhtar Deniz, “Kadınlar da erkeklerle birlikte balıkçılığa devam ediyorlar. Türkiye’nin hiçbir yerinde de Okçulu Mahallesi’nde olduğu kadar balıkçı kadın yoktur. Şuanda 25 civarında kadın balıkçımız var ama bunun sayısını daha da çoğaltacağız. Geçmişte denize kıyılardaki koy yerlerde çıkıyorlardı, şimdi bir balıkçı barınağımız yapılıyor. Bu nedenle kadınlar daha çok heveslendi bu işe” ifadelerine yer verdi.
Kadınlara özel olarak kurulacak olan barınak, kadın balıkçıların sayısını arttıracak
Kadınların kendi isimlerine özel ‘Ayşe Kaptan’, ‘Durdane Reis’ gibi tekne yapılacağını da söyleyen Muhtar Deniz, “Bu sayede kadın balıkçıların sayısını çoğaltacağız. Bununla ilgili de Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Mehmet Hilmi Güler de bize destek oluyor. inşallah en kısa zamanda balıkçı barınağımızı bitirecekler ve alt yapısı da hazırlandıktan sonra onlar daha rahat bir şekilde çalışmaya başlayacaklar. Bunu görenler de bu işe sahip çıkacaklar. Barınak bitince kadın balıkçıların sayısını en az 50’ye çıkartmayı düşünüyoruz” diye konuştu.
“Soğuk havalarda bizim iş zorlaşıyor”
Yaklaşık 20 yıldır balıkçılık yapan evli ve bir çocuk annesi 44 yaşındaki Havagül Arslan, “Eşim denize gidiyor, dönüşünde ben de ona yardım ediyorum. İşlerimizi bitirince de eve gidiyoruz. Burada ağ temizliyoruz, istif alıyoruz, tamir yapıyoruz. Bazen denize de açılıyoruz. Bu iş soğuk havalarda zor” ifadelerine yer verdi.
“Zorlukları çok, sektör zayıf da olsa devam ediyoruz”
4 çocuk annesi Selma Şahin de ailesinin de balıkçı olduğunu ve evlendikten sonra yine eşiyle birlikte 25 yıldır bu mesleği sürdürdüklerini ifade ederek, “Zorlukları kışın çok. Denize açılınca insan korkuyor, kayık batacak tehlikesi var, kıyıya gelemeyeceksin korkusu var, yani her türlü korku var. İyi yanı da paramızı kazanıyoruz, kimseye muhtaç değiliz, kendi işimiz. Artık deniz de bitti, geçim zor balıkçılık sektörü zayıf da olsa yine de devam ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
Erkek mesleği olarak bilinen balıkçılığa alıştılar, yıllardır çalışıyorlar
20 yıldır bu işi yapan çocuk annesi Sabire Yar isimli kadın balıkçı da evlenince eşine yardım etmek için bu şekilde çalıştıklarını belirterek, ağlardan balıkları temizlediklerini, kayığı temizlediklerini ve bu şekilde hayatlarını sürdürdüklerini söyledi.
Hava şartlarına göre mesleklerinin zor da olsa zevkli olduğunu ifade eden Yar, artık alıştıklarını ve devam edeceklerini, barınak olduğu takdirde işlerinin kolaylaşacağını belirtti.
“Balıkçılığı evlenince öğrendim ama şimdi severek yapıyorum”
Ayşe Yar isimli 3 çocuk annesi de evlenene kadar balıkçılığın ne demek olduğunu bilmediğini ifade ederek, şu ifadelere yer verdi:
“Zaten balıkçılığın ne demek olduğunu bilmiyorum, sahil kesiminden gelin olarak gelmedim. Evlendiğimde eşim balıkçılık yapıyordu. Çocuklar büyüyene kadar yardım edemedim ama yaklaşık 10 yıldır kendisine yardım ediyorum. Eşimle birlikte ağı çekiyoruz ve temizliyoruz, kayıkları temizleyip eve gidiyoruz. Eşlerimiz tek çalıştığı için mecburen yardıma geliyoruz. Bu iş aslında kadın işi değil ama alıştıkça severek yapıyoruz.”