Yozgat'ta 'Saya Gezmesi' Geleneği Yaşatılıyor
Koç katımının 100. gününde gerçekleştirilen ve "saya gezmesi" adı verilen Orta Asya geleneği, Yozgat’ın İnceçayır köyünde yaşatılıyor.
İnceçayır köyünde koç katımından 100 gün sonra kuzunun anne karnında canlandığına, tüylerinin çıkmaya başladığına inanılan günde gerçekleştirilen Türk kültür ve geleneklerinden "saya gezmesi" etkinliği yapıldı. Saya gezmesinde köy halkı, ellerinde Türk bayrağı, üzerlerine giydikleri koyun postları ve değişik kostümlerle köyde kapı kapı dolaştı. Maniler eşliğinde hayvan sahiplerine bol ve bereketli bir yıl dileyen gençler, hane halkından tereyağı, bulgur, yumurta ve ekmek topladı. Toplanan tereyağı ve bulgur ile pişirilen pilav köy odasında hep birlikte yenilerek sohbet edildi.
Köy sakinlerinden Rafet Karaduman, “Çocukluktan beri koyun besiciliğiyle uğraşırım. Çocukluğumdan beri ‘saya gezmesi’ geleneği devam eder. Bu bizim geleneğimiz, göreneğimiz. Saya gezmesi koyunun 100 gününü doldurduğunda kuzunun karnında canlandığı zamana denk gelir. Koç katımından 100 gün sonra. Çünkü yüzü doluyor. Biz gelen misafirlere saya gezenlere elimizden gelen katkıyı sağlıyoruz” dedi.
İnceçayır Köyü Kültür ve Yaşatma Derneği Başkanı Osman Karaca ise, ‘saya gezmesi’nin Orta Asya’dan gelen Türk kültürü olduğunu söyleyerek, “Özellikle koyun yetiştiriciliğiyle uğraşanlar için bu gelenek kış mevsiminin olmazsa olmazlarındandır. Bu gelenek bugün pek yapılmasa da biz bu geleneği sürdürmeye çalışıyoruz. Koç katımından itibaren 100 gün sayılır ve bu Ocak ayının 22’sine denk gelir. Bu 100 gün sonrasında köyün gençleri değişik kostümler giyerek, koyun sahiplerini ziyaret ederler. Bu bir taraftan kış eğlencesine dönüştürülür, bir taraftan da bahşiş toplarlar. Ya da bulgur, yumurta, tereyağı gibi yiyecek malzemesi toplarlar. Bunu köy odasında birlikte yemek yapıp yerler. Bin yıldan beri bizim topraklarımızda bu kültür yaşatılıyor” şeklinde konuştu.
Saya gezmesi geleneğinde kışın tam ortasına gelindiğine inanılarak evdeki yiyecek ve yakacaklar ile hayvanların yemleri de sayılır. İnsanların kendilerine ayırdıkları yiyeceklerin ve yakacakların yarısı, hayvanların yeminin üçte biri hala duruyorsa iyi bir kış geçirileceğine inanılır. Eğer bundan daha azı kalmışsa ona göre tedbirler alınır ve tedarikli olunur.
Kaynak: İHA
Köy sakinlerinden Rafet Karaduman, “Çocukluktan beri koyun besiciliğiyle uğraşırım. Çocukluğumdan beri ‘saya gezmesi’ geleneği devam eder. Bu bizim geleneğimiz, göreneğimiz. Saya gezmesi koyunun 100 gününü doldurduğunda kuzunun karnında canlandığı zamana denk gelir. Koç katımından 100 gün sonra. Çünkü yüzü doluyor. Biz gelen misafirlere saya gezenlere elimizden gelen katkıyı sağlıyoruz” dedi.
İnceçayır Köyü Kültür ve Yaşatma Derneği Başkanı Osman Karaca ise, ‘saya gezmesi’nin Orta Asya’dan gelen Türk kültürü olduğunu söyleyerek, “Özellikle koyun yetiştiriciliğiyle uğraşanlar için bu gelenek kış mevsiminin olmazsa olmazlarındandır. Bu gelenek bugün pek yapılmasa da biz bu geleneği sürdürmeye çalışıyoruz. Koç katımından itibaren 100 gün sayılır ve bu Ocak ayının 22’sine denk gelir. Bu 100 gün sonrasında köyün gençleri değişik kostümler giyerek, koyun sahiplerini ziyaret ederler. Bu bir taraftan kış eğlencesine dönüştürülür, bir taraftan da bahşiş toplarlar. Ya da bulgur, yumurta, tereyağı gibi yiyecek malzemesi toplarlar. Bunu köy odasında birlikte yemek yapıp yerler. Bin yıldan beri bizim topraklarımızda bu kültür yaşatılıyor” şeklinde konuştu.
Saya gezmesi geleneğinde kışın tam ortasına gelindiğine inanılarak evdeki yiyecek ve yakacaklar ile hayvanların yemleri de sayılır. İnsanların kendilerine ayırdıkları yiyeceklerin ve yakacakların yarısı, hayvanların yeminin üçte biri hala duruyorsa iyi bir kış geçirileceğine inanılır. Eğer bundan daha azı kalmışsa ona göre tedbirler alınır ve tedarikli olunur.