(Özel) Doğuma Doktor Girmedi, İşitme Engelli Annenin Bebeği Öldü
Doktor yerine ebenin gerçekleştirdiği doğumda bebeğini kaybeden işitme engelli anne, hastanedeki geç ve yetersiz müdahale sebebiyle tazminat davası açtı. Görevlilerin, işitme engelli kadınla iletişim kurabilecek kendi annesinin de doğumdan çıkarılmasının büyük kusur olduğuna dikkat çeken Danıştay, bebeği ölen acılı anneye 30 bin lira tazminat ödenmesi gerektiğine hükmetti.
Ağrı şikayetiyle gittiği hastanede yetersiz müdahale sonucu bebeğini kaybeden işitme engelli genç kadın konuyu yargıya taşıdı. İdare Mahkemesi’nde açtığı davada, hastane idaresinin hizmet kusuru bulunduğunu ileri süren acılı anne; 150 bin lira manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istedi.
İdare Mahkemesi; davacının hamile iken davalı idare bünyesindeki hastanelerde yapılan tetkik-tedavi sürecinde ve bunun sonucunda çocuğunu kaybetmesi olayında davalı idarenin hizmet kusuru bulunmadığı sonucuna vardı. Karar istinafa taşındı. Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi, istinaf başvurusunu kabul etti. Bu kez kararı davalı idare temyiz etti. Danıştay 10. Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.
Doğuma doktor yerine ebelerin girdiğine dikkat çekilen kararda; ’’Davacının ilk gittiği Devlet Hastanesinde anestezi ve çocuk doktoru olmadığından ikinci Devlet Hastanesine sevk edildiği, doktor yokluğu sebebiyle sevk edilen hastaya anılan hastanede de ilk müdahalenin doktorlarca yapılması gerekirken ebeler tarafından yapıldığı ve doğumun ebeler tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. İşitme özürlü olan davacının annesinin doğum esnasında ebeler tarafından doğumhaneden çıkarıldığı, bu nedenle davacı ile ebelerin doğum boyunca iletişim kuramadıkları, bu olayın doğumu davacı açısından daha sıkıntılı ve acılı hale getirdiği ortadadır. Anestezi uzmanı doktorun davacıya doğumdan sonra müdahalede bulunduğunun görüldüğü, davalı idarenin sağlık hizmetindeki hassasiyeti göz önüne alarak teşkilatını kurması, donanım ve personel açısından yeterli düzeye getirmesi gerekmektedir. İlk Devlet Hastanesinde çocuk doktoru ve anestezi uzmanı olmadığından davacının ikinci Devlet Hastanesine sevk edildiği, anılan hastanede davacının özel durumu dikkate alınmaksızın doktora haber verilmeden doğumun ebelere gerçekleştirildiği ve işitme özürlü davacı ile iletişim kurmada problem yaşandığı anlaşılmaktadır. İletişim kurmada yardımcı olabilecek annesinin dışarı çıkarıldığı, sağlıklı bir doğum ortamının idarece bu haliyle oluşturulamadığından bu süreçte davacının çocuğunun hayatını kaybetmesi nedeni ile idari hizmetin bu yönüyle hatalı işlediği ve kamu hizmetinin gereği gibi eksiksiz olarak sunulmadığı ortadadır. Bölge İdare Mahkemesi; mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 30 bin manevi tazminatın idareye başvurulduğu tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat talebi yönünden davanın kısmen reddine karar verilmiştir.İdare Mahkemesi’nin kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi’nin kararının; davanın kabulüne ilişkin kısmının onanmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.’’ ifadeleri yer aldı.
Kaynak: İHA
İdare Mahkemesi; davacının hamile iken davalı idare bünyesindeki hastanelerde yapılan tetkik-tedavi sürecinde ve bunun sonucunda çocuğunu kaybetmesi olayında davalı idarenin hizmet kusuru bulunmadığı sonucuna vardı. Karar istinafa taşındı. Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi, istinaf başvurusunu kabul etti. Bu kez kararı davalı idare temyiz etti. Danıştay 10. Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.
Doğuma doktor yerine ebelerin girdiğine dikkat çekilen kararda; ’’Davacının ilk gittiği Devlet Hastanesinde anestezi ve çocuk doktoru olmadığından ikinci Devlet Hastanesine sevk edildiği, doktor yokluğu sebebiyle sevk edilen hastaya anılan hastanede de ilk müdahalenin doktorlarca yapılması gerekirken ebeler tarafından yapıldığı ve doğumun ebeler tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. İşitme özürlü olan davacının annesinin doğum esnasında ebeler tarafından doğumhaneden çıkarıldığı, bu nedenle davacı ile ebelerin doğum boyunca iletişim kuramadıkları, bu olayın doğumu davacı açısından daha sıkıntılı ve acılı hale getirdiği ortadadır. Anestezi uzmanı doktorun davacıya doğumdan sonra müdahalede bulunduğunun görüldüğü, davalı idarenin sağlık hizmetindeki hassasiyeti göz önüne alarak teşkilatını kurması, donanım ve personel açısından yeterli düzeye getirmesi gerekmektedir. İlk Devlet Hastanesinde çocuk doktoru ve anestezi uzmanı olmadığından davacının ikinci Devlet Hastanesine sevk edildiği, anılan hastanede davacının özel durumu dikkate alınmaksızın doktora haber verilmeden doğumun ebelere gerçekleştirildiği ve işitme özürlü davacı ile iletişim kurmada problem yaşandığı anlaşılmaktadır. İletişim kurmada yardımcı olabilecek annesinin dışarı çıkarıldığı, sağlıklı bir doğum ortamının idarece bu haliyle oluşturulamadığından bu süreçte davacının çocuğunun hayatını kaybetmesi nedeni ile idari hizmetin bu yönüyle hatalı işlediği ve kamu hizmetinin gereği gibi eksiksiz olarak sunulmadığı ortadadır. Bölge İdare Mahkemesi; mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 30 bin manevi tazminatın idareye başvurulduğu tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat talebi yönünden davanın kısmen reddine karar verilmiştir.İdare Mahkemesi’nin kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi’nin kararının; davanın kabulüne ilişkin kısmının onanmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.’’ ifadeleri yer aldı.