Üç Kuşaktır Pastırmacılıkla Uğraşıyorlar
'Pastırma ve sucuğun başkenti' olarak bilinen Kayseri'de üç kuşaktır pastırmacılıkla uğraşan iki aile, bu lezzetleri bir asra yakındır Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyor Esnaf Abdullah Akçakoyunlu: 'Üçüncü kuşak olarak 56 yıldır pastırma ve sucuk işiyle uğraşıyorum. Kendimi bildim bileli evimizde pastırma konuşulur' Esnaf Mehmet Öztürk: 'Benden sonra oğlum devam ettirecek inşallah çünkü biz bu meslekte 80 yılı geçtik, inşallah bir 80 yıl daha gider diyoruz'
RAMAZAN KAYA - Kayseri'de üç kuşaktır pastırma ve sucuk işiyle uğraşan iki aile, bir asra yakındır bu lezzetleri Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyor.
"Pastırma ve sucuğun başkenti" olarak bilinen Kayseri'de sucuk ve pastırma üretimi yapan çok sayıda iş yeri bulunuyor. Önemli markaların da üretim yaptığı kentte irili ufaklı birçok esnaf sucuk ve pastırmadan ekmeğini kazanıyor. Bu meslek, kentte genellikle kuşaktan kuşağa aktarılıyor.
Kayseri'de uzun yıllardır pastırma ve sucuk işiyle uğraşan Abdullah Akçakoyunlu ve Mehmet Öztürk de aile mesleğini sürdüren esnaf arasında yer alıyor.
Kentte 800 yıllık Kapalı Çarşı'da dükkan işleten 65 yaşındaki Abdullah Akçakoyunlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ailesinin 1922 yılından beri bu işi yaptığını söyledi.
Üçüncü kuşak olarak aynı işi devam ettirdiğini anlatan Akçakoyunlu, "Üçüncü kuşak olarak 56 yıldır pastırma ve sucuk işiyle uğraşıyorum. Kendimi bildim bileli evimizde pastırma konuşulur. Bana tek bir dilim pastırmayı getirin, hayvanın neresinden çıktığını bilirim. Tek bir parça pastırmadan hayvanın cinsini de bilirim." diye konuştu.
Akçakoyunlu, "en sağlıklı et" olarak tarif ettiği pastırmanın 11 çeşidinin olduğunu, daha çok tercih edilen iki çeşidini sattıklarını belirtti.
Pastırmanın yapılışını anlatan Akçakoyunlu, şunları kaydetti:
"Hayvan kesilir, et bir ay işlem görür. Bugün sattığımız pastırmaların hepsi bir ay önce kesilmiş hayvanlarındır. Tuzlanır, yıkanır, tekrar kurutulur, bir daha tuzlanır, etin kanlı suyu çıkar. Çemende yatar bir hafta, ondan sonra satışa hazırdır. Satışa hazır olması bir aydır. Pastırma eskiden kış yiyeceğiydi, soğukta yenirdi, acılı ve doyurucu olsun diye ama şimdi yurt dışından gelen gurbetçilerimizin olduğu mevsimde en çok onlara satıyoruz, kıştan daha fazla satıyoruz.
Onlar da oraya götürüyorlar, kışlıklarını yemek için. Derin donduruculara koyuyorlar, bir kış yiyorlar. Hazır azıktır, pastırma dünyanın ilk fast food yiyeceğidir, yapılmış hazır yiyecektir."
- "Pastırma eksiden altınla başa baş giderdi"
Akçakoyunlu, çocuklarından birinin mimar, diğerinin de makine mühendisi olmasına rağmen bu mesleği yaptıklarını dile getirerek, "4-5 yerimiz var. Ben de pastırmacı olmalarını istiyorum çünkü bu meslek ilerlesin, yürüsün istiyorum. 100 kilo etten 60 kilo sucuk olur. İyi bir pastırmanın kilosu ise 140-150 lira civarındadır. Biz eksiden altınla başa baş giderdik, şimdi geride kaldık." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye'nin her tarafına aynı lezzeti gönderiyoruz"
Yaklaşık 40 yıldır mesleğini sürdüren 63 yaşındaki Mehmet Öztürk de 1934 yılından beri bu işi yapan ailesinin üçüncü kuşak çalışanı olarak 1980 yılında babasının yanında pastırma ve sucuk işine başladığını anlattı.
O dönem Erciyes Üniversitesinde Makine Bölümü'nü bitirdikten sonra başladığı mesleği çok sevdiği için bir daha bırakamadığını dile getiren Öztürk, şunları kaydetti:
"Yüksek tahsilimi yaptım geldim. Babam bana, 'Oğlum istersen burada çalış, istersen kendi mesleğini yap.' dedi. Ben de baba mesleğini tercih ettim, 40 yıldır severek yapıyorum. Belli bir seviyeye geldik. Türkiye'nin her tarafına pastırma gönderme imkanımız var. Oğlum okudu, mimar oldu, şimdi yanımda çalışıyor. Benden sonra oğlum devam ettirecek inşallah çünkü biz bu meslekte 80 yılı geçtik, inşallah bir 80 yıl daha gider diyoruz.
Türkiye'nin her tarafına aynı kalite, aynı lezzeti gönderiyoruz. Şikayet olmadan bugüne kadar geldik."
Antalya'da çalıştığı otelden bayram tatilinde ailesini ziyarete memleketine gelen 20 yaşındaki Umut Tezsever de pastırmayı çok sevdiğini söyledi.
Kayseri'ye geleceğini öğrenen müdürü ve mesai arkadaşlarının kendisinden pastırma istediklerini, bu nedenle alışverişe çıktığını ifade eden Tezsever, bu lezzeti herkesin tatması gerektiğini belirtti.
Kaynak: AA
"Pastırma ve sucuğun başkenti" olarak bilinen Kayseri'de sucuk ve pastırma üretimi yapan çok sayıda iş yeri bulunuyor. Önemli markaların da üretim yaptığı kentte irili ufaklı birçok esnaf sucuk ve pastırmadan ekmeğini kazanıyor. Bu meslek, kentte genellikle kuşaktan kuşağa aktarılıyor.
Kayseri'de uzun yıllardır pastırma ve sucuk işiyle uğraşan Abdullah Akçakoyunlu ve Mehmet Öztürk de aile mesleğini sürdüren esnaf arasında yer alıyor.
Kentte 800 yıllık Kapalı Çarşı'da dükkan işleten 65 yaşındaki Abdullah Akçakoyunlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ailesinin 1922 yılından beri bu işi yaptığını söyledi.
Üçüncü kuşak olarak aynı işi devam ettirdiğini anlatan Akçakoyunlu, "Üçüncü kuşak olarak 56 yıldır pastırma ve sucuk işiyle uğraşıyorum. Kendimi bildim bileli evimizde pastırma konuşulur. Bana tek bir dilim pastırmayı getirin, hayvanın neresinden çıktığını bilirim. Tek bir parça pastırmadan hayvanın cinsini de bilirim." diye konuştu.
Akçakoyunlu, "en sağlıklı et" olarak tarif ettiği pastırmanın 11 çeşidinin olduğunu, daha çok tercih edilen iki çeşidini sattıklarını belirtti.
Pastırmanın yapılışını anlatan Akçakoyunlu, şunları kaydetti:
"Hayvan kesilir, et bir ay işlem görür. Bugün sattığımız pastırmaların hepsi bir ay önce kesilmiş hayvanlarındır. Tuzlanır, yıkanır, tekrar kurutulur, bir daha tuzlanır, etin kanlı suyu çıkar. Çemende yatar bir hafta, ondan sonra satışa hazırdır. Satışa hazır olması bir aydır. Pastırma eskiden kış yiyeceğiydi, soğukta yenirdi, acılı ve doyurucu olsun diye ama şimdi yurt dışından gelen gurbetçilerimizin olduğu mevsimde en çok onlara satıyoruz, kıştan daha fazla satıyoruz.
Onlar da oraya götürüyorlar, kışlıklarını yemek için. Derin donduruculara koyuyorlar, bir kış yiyorlar. Hazır azıktır, pastırma dünyanın ilk fast food yiyeceğidir, yapılmış hazır yiyecektir."
- "Pastırma eksiden altınla başa baş giderdi"
Akçakoyunlu, çocuklarından birinin mimar, diğerinin de makine mühendisi olmasına rağmen bu mesleği yaptıklarını dile getirerek, "4-5 yerimiz var. Ben de pastırmacı olmalarını istiyorum çünkü bu meslek ilerlesin, yürüsün istiyorum. 100 kilo etten 60 kilo sucuk olur. İyi bir pastırmanın kilosu ise 140-150 lira civarındadır. Biz eksiden altınla başa baş giderdik, şimdi geride kaldık." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye'nin her tarafına aynı lezzeti gönderiyoruz"
Yaklaşık 40 yıldır mesleğini sürdüren 63 yaşındaki Mehmet Öztürk de 1934 yılından beri bu işi yapan ailesinin üçüncü kuşak çalışanı olarak 1980 yılında babasının yanında pastırma ve sucuk işine başladığını anlattı.
O dönem Erciyes Üniversitesinde Makine Bölümü'nü bitirdikten sonra başladığı mesleği çok sevdiği için bir daha bırakamadığını dile getiren Öztürk, şunları kaydetti:
"Yüksek tahsilimi yaptım geldim. Babam bana, 'Oğlum istersen burada çalış, istersen kendi mesleğini yap.' dedi. Ben de baba mesleğini tercih ettim, 40 yıldır severek yapıyorum. Belli bir seviyeye geldik. Türkiye'nin her tarafına pastırma gönderme imkanımız var. Oğlum okudu, mimar oldu, şimdi yanımda çalışıyor. Benden sonra oğlum devam ettirecek inşallah çünkü biz bu meslekte 80 yılı geçtik, inşallah bir 80 yıl daha gider diyoruz.
Türkiye'nin her tarafına aynı kalite, aynı lezzeti gönderiyoruz. Şikayet olmadan bugüne kadar geldik."
Antalya'da çalıştığı otelden bayram tatilinde ailesini ziyarete memleketine gelen 20 yaşındaki Umut Tezsever de pastırmayı çok sevdiğini söyledi.
Kayseri'ye geleceğini öğrenen müdürü ve mesai arkadaşlarının kendisinden pastırma istediklerini, bu nedenle alışverişe çıktığını ifade eden Tezsever, bu lezzeti herkesin tatması gerektiğini belirtti.