ÖSYM Davasında Ali Demir Tanık Olarak Dinlendi
FETÖ'nün ÖSYM'deki yapılanmasına ilişkin 10 sanığın yargılandığı davada eski ÖSYM Başkanı Ali Demir, tanık sıfatıyla ifade verdi Eski ÖSYM Başkanı Ali Demir: 'Sınav sorularının sızdırıldığı haberleri yayınlandı. Basında yer alan sorular, soru kitapçığı formatındaydı. Bunların ÖSYM'den çıkması mümkün değil. Matbaa sürecinde bir flaş diske alınarak dışarı çıkarılmış. O dönem soruların matbaadan sızdırıldığını tespit ettik'
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezindeki (ÖSYM) yapılanmasına ilişkin 10 sanığın yargılandığı davaya tanık beyanlarıyla devam edildi.
Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı, dava dosyasına gelen evrakı okudu. Ardından eski ÖSYM Başkanı Ali Demir, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanarak, tanık sıfatıyla ifade verdi.
Demir, davanın sanıklarından İbrahim Cem İlman, İbrahim Pektaş, Muhammet Emin Akçelik ve firari sanık Süleyman Salın'la birlikte ÖSYM'de görev yaptığını söyledi.
Ali Demir, Eylül 2010'dan, Nisan 2015'e kadar ÖSYM'de başkanlık yaptığını anımsatarak, "Benim birinci görevim sınav güvenliğiydi. O dönem ÖSYM, Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) alt birimi olarak tanımlanmıştı. Benim dönemimde kurum yeniden yapılanmaya gitti. ÖSYM'de sınav güvenliği ifadesi benimle başlar. Daha önce tanımlanan bir birim yoktu." diye konuştu.
ÖSYM'ye alınan personeli özellikle seçmediğini, yasal prosedürü uyguladığını savunan Demir, "Personel seçiminde önce ihtiyaç belirleniyordu. İlanlar açılıyor, personel alım yönetmeliğine göre önce yazılı sınav, ardından mülakat sınavını kazanan adayların bilgilerini, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına gönderiyordum. Oradan gelen olumlu kanaat üzerine de göreve başlatıyordum. Bütün personeli bu şekilde seçtim." dedi.
O dönem Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığında, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ceza alan Ömer Altıparmak'ın müdür olduğunun hatırlatılması üzerine Demir, "Ben kurumdan bilgi alıyordum, Altıparmak'tan değil." karşılığını verdi.
Soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanıp, soruların nasıl sızdırıldığını anlatan daha sonra itiraflarından vazgeçen sanık Muhammet Emin Akçelik'in işe alım süreciyle ilgili de bilgi veren Demir, "Muhammed ODTÜ mezunu, genç ve yetenekli biri olduğundan soruların hazırlandığı birimde görevlendirdim. Bilgisayar mühendisiydi. Soru hazırlama birimini o yönetiyordu." açıklamasında bulundu.
- "Soruların nasıl çalındığını ben de merak ediyorum."
Bilirkişi raporunda soruların nasıl ve kimler tarafından çalındığına ilişkin bir tespit olmadığını belirten Demir, "Soruların nasıl çalındığını doğrusu ben de merak ediyorum." dedi.
Başkanlığı döneminde emriyle kurumdaki bilgisayarlara format atıldığı ve içindeki verilerin silindiği anımsatılan Demir, "97 bilgisayardan bahsediliyor. O bilgisayarlar bende önce soru hazırlamada kullanılmış ve depoya kaldırılmıştı. 4 yıldır hiç kullanılmamış atıl beklemiş. Bilgisayarların temizlenmesi talimatını verdim. Onları da liselere gönderdim." diye konuştu.
2010 KPSS sorularının FETÖ üyelerince çalındığı ve kendi mensuplarına dağıtıldığı yönündeki tespitler ile itirafçı beyanları sorulan Demir, "2010'da sınav güvenliği yoktu. Sınav sorularının tutulduğu bilgisayar internete bağlıydı. Soru havuzu da yoktu, ciddi güvenlik açığı vardı." yanıtını verdi.
Soruların sızdırılmaması için ÖSYM'de güvenli alan oluşturduklarını ancak 2012'deki KPSS sorularının bir şekilde dışarı çıkarıldığını dile getiren Demir, sözlerine şöyle devam etti:
"7 Temmuz 2012'de KPSS sınavının sabahki oturumu sırasında saat 10.30'da bir telefon aldım. Ankara Balgat Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’ndeki sınıfta sınava giren Mevlüt Karabakla'nın, içinde sınav cevap anahtarı bulunan küçük kopya kağıtlarıyla yakalandığını söylediler. Hemen oraya gittim. Bu kağıtta 25 sınav sorusuyla alakalı cevabı tanımlayan kelimeler vardı. Hemen Emniyet Genel Müdürlüğüne gittim. Olayın ciddi olduğunu, üzerine gidilmesini ilettim. ÖSYM'de ciddi bir çalışma yaptık. Nereden sızdırıldığını bulmak için cevap kağıtlarını bile inceledik. Soruların bir şekilde sınavdan önce birilerinin eline geçtiğini gösteren emareler belirledik. Daha sonra sınav sorularının sızdırıldığı haberleri yayınlandı. Basında yer alan sorular, soru kitapçığı formatındaydı. Bunların ÖSYM'den çıkması mümkün değil. Matbaa sürecinde bir flaş diske alınarak dışarı çıkarılmış. O dönem soruların matbaadan sızdırıldığını tespit ettik."
Kendi döneminde başka sınav sorularının da sızdırıldığına ilişkin itirafçı beyanları olduğu hatırlatılan Demir, "Benim tespitime göre 2012 KPSS çok net. Ancak 2012 ALES, 2013 Askeri Liselere Giriş Sınavı, 2014 YGS ile Hakim ve Savcılık sınavlarının ÖSYM'den çıktığına dair bir kanıt göremiyorum." dedi.
Kaynak: AA
Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı, dava dosyasına gelen evrakı okudu. Ardından eski ÖSYM Başkanı Ali Demir, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanarak, tanık sıfatıyla ifade verdi.
Demir, davanın sanıklarından İbrahim Cem İlman, İbrahim Pektaş, Muhammet Emin Akçelik ve firari sanık Süleyman Salın'la birlikte ÖSYM'de görev yaptığını söyledi.
Ali Demir, Eylül 2010'dan, Nisan 2015'e kadar ÖSYM'de başkanlık yaptığını anımsatarak, "Benim birinci görevim sınav güvenliğiydi. O dönem ÖSYM, Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) alt birimi olarak tanımlanmıştı. Benim dönemimde kurum yeniden yapılanmaya gitti. ÖSYM'de sınav güvenliği ifadesi benimle başlar. Daha önce tanımlanan bir birim yoktu." diye konuştu.
ÖSYM'ye alınan personeli özellikle seçmediğini, yasal prosedürü uyguladığını savunan Demir, "Personel seçiminde önce ihtiyaç belirleniyordu. İlanlar açılıyor, personel alım yönetmeliğine göre önce yazılı sınav, ardından mülakat sınavını kazanan adayların bilgilerini, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına gönderiyordum. Oradan gelen olumlu kanaat üzerine de göreve başlatıyordum. Bütün personeli bu şekilde seçtim." dedi.
O dönem Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığında, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan ceza alan Ömer Altıparmak'ın müdür olduğunun hatırlatılması üzerine Demir, "Ben kurumdan bilgi alıyordum, Altıparmak'tan değil." karşılığını verdi.
Soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanıp, soruların nasıl sızdırıldığını anlatan daha sonra itiraflarından vazgeçen sanık Muhammet Emin Akçelik'in işe alım süreciyle ilgili de bilgi veren Demir, "Muhammed ODTÜ mezunu, genç ve yetenekli biri olduğundan soruların hazırlandığı birimde görevlendirdim. Bilgisayar mühendisiydi. Soru hazırlama birimini o yönetiyordu." açıklamasında bulundu.
- "Soruların nasıl çalındığını ben de merak ediyorum."
Bilirkişi raporunda soruların nasıl ve kimler tarafından çalındığına ilişkin bir tespit olmadığını belirten Demir, "Soruların nasıl çalındığını doğrusu ben de merak ediyorum." dedi.
Başkanlığı döneminde emriyle kurumdaki bilgisayarlara format atıldığı ve içindeki verilerin silindiği anımsatılan Demir, "97 bilgisayardan bahsediliyor. O bilgisayarlar bende önce soru hazırlamada kullanılmış ve depoya kaldırılmıştı. 4 yıldır hiç kullanılmamış atıl beklemiş. Bilgisayarların temizlenmesi talimatını verdim. Onları da liselere gönderdim." diye konuştu.
2010 KPSS sorularının FETÖ üyelerince çalındığı ve kendi mensuplarına dağıtıldığı yönündeki tespitler ile itirafçı beyanları sorulan Demir, "2010'da sınav güvenliği yoktu. Sınav sorularının tutulduğu bilgisayar internete bağlıydı. Soru havuzu da yoktu, ciddi güvenlik açığı vardı." yanıtını verdi.
Soruların sızdırılmaması için ÖSYM'de güvenli alan oluşturduklarını ancak 2012'deki KPSS sorularının bir şekilde dışarı çıkarıldığını dile getiren Demir, sözlerine şöyle devam etti:
"7 Temmuz 2012'de KPSS sınavının sabahki oturumu sırasında saat 10.30'da bir telefon aldım. Ankara Balgat Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’ndeki sınıfta sınava giren Mevlüt Karabakla'nın, içinde sınav cevap anahtarı bulunan küçük kopya kağıtlarıyla yakalandığını söylediler. Hemen oraya gittim. Bu kağıtta 25 sınav sorusuyla alakalı cevabı tanımlayan kelimeler vardı. Hemen Emniyet Genel Müdürlüğüne gittim. Olayın ciddi olduğunu, üzerine gidilmesini ilettim. ÖSYM'de ciddi bir çalışma yaptık. Nereden sızdırıldığını bulmak için cevap kağıtlarını bile inceledik. Soruların bir şekilde sınavdan önce birilerinin eline geçtiğini gösteren emareler belirledik. Daha sonra sınav sorularının sızdırıldığı haberleri yayınlandı. Basında yer alan sorular, soru kitapçığı formatındaydı. Bunların ÖSYM'den çıkması mümkün değil. Matbaa sürecinde bir flaş diske alınarak dışarı çıkarılmış. O dönem soruların matbaadan sızdırıldığını tespit ettik."
Kendi döneminde başka sınav sorularının da sızdırıldığına ilişkin itirafçı beyanları olduğu hatırlatılan Demir, "Benim tespitime göre 2012 KPSS çok net. Ancak 2012 ALES, 2013 Askeri Liselere Giriş Sınavı, 2014 YGS ile Hakim ve Savcılık sınavlarının ÖSYM'den çıktığına dair bir kanıt göremiyorum." dedi.