'Su, İki Dakikada 2,5 Metre Yüksekliğe Ulaştı'
Düzce'de meydana gelen su baskını ve toprak kaymasının ardından bölgedeki zarar gün yüzüne çıktı Selden kurtarılan 68 yaşındaki Erol Özkök: 'Su, iki dakikada 2,5 metre yüksekliğe ulaştı, 45 dakika sonra çekilmeye başladı. İtfaiye ekipleri beni alamayınca iş makinesi gelip beni kurtardı' Bölgedeki bir restoranda çalışan Muammer Yunuslu: 'Dere yataklarının ıslahının çok önemli olduğunu bu acı tecrübeyle fark ettik. Lütfen, kimse dere yataklarına ev yapmasın'
Düzce'de meydana gelen su baskını ve toprak kaymasının ardından bölgedeki zarar gün yüzüne çıkmaya başladı.
Bölgede geçen hafta çarşamba akşamı ve perşembe gecesi etkili olan kuvvetli sağanaktan sonra Akçakoca ilçesinde derelerin taşması nedeniyle birçok noktada sel ve heyelan meydana gelirken, Melen Çayı'ndaki rafting tesisleriyle sahil şeridinde bulunan turizm işletmeleri zarar gördü.
İşletme sahipleri, belediyenin iş makineleri ve kendi imkanlarıyla iş yerlerinde temizlik çalışması yapıyor.
Akçakoca Değirmenağzı mevkisindeki bir restoranda çalışan Muammer Yunuslu (49), AA muhabirine, otel, düğün salonu ve restoranlarında oluşan zararın büyük olduğunu söyledi.
"Sözün bittiği yerdeyiz." diyen Yunuslu, şunları kaydetti:
"Yaşadığımız felaketten de öte idi. Ne yapacağımızı şaşırdık, çaresiz bir durumdayız. Yaklaşık 20 kişi bu tesisten ekmek yiyorduk. Hepimiz işsiz kaldık, işverenlerimiz çaresiz kaldı. İnanır mısınız, şu an insanların evine ekmek götürecek parası yok. Bu yaşıma kadar felaketin bu kadarını ilk defa gördüm, ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım. Deprem gibi bir şey oldu. Suyun önüne hiçbir şey geçemedi."
- "Lütfen, kimse dere yataklarına ev yapmasın"
Yunuslu, dere yataklarına yerleşim yeri yapılmaması gerektiğini acı tecrübeyle yaşadıklarını anlatarak, "Dere yataklarının ıslahının çok önemli olduğunu bu acı tecrübeyle fark ettik. Lütfen, kimse dere yataklarına ev yapmasın. Ağaç pisliklerini ve diğer malzemeleri dere yataklarına atmayalım, sonuçta bunlar gelip köprüleri tıkıyor, köprüler de baraj oluşturuyor. Yağan yağmur bu hale getirebiliyor." diye konuştu.
Akçakoca'nın turizm bölgesi olduğunu anımsatan Yunuslu, çok büyük umutlarla sezona girdiklerini ancak her şeyin hayal kırıklığı olduğunu bildirdi.
Yunuslu, "Bir anda ne varsa gitti, konuşacak cümle bulamıyorum. Çaresiziz. Denizde arabalar ve ağaçlar var. İlk günlerde denizde ada oluşmuştu, şu anki hali temiz hali." dedi.
- "Soğukkanlılığım beni hayatta tuttu"
Sel akşamı işletmesinde mahsur kalan 68 yaşındaki Erol Özkök, zor saatler yaşadığını belirtti.
Ekiplerin kendisini kurtarmak için yoğun çaba sarf ettiğini vurgulayan Özkök, "Sabah saat 08.00 sıralarında bir uğultu ile uyandım. İşletmemin bahçesine çıkmak istedim fakat üzerime doğru çok yüksek bir sel akıntısı geliyordu. Kendimi kurtarmak istedim ama akıntı beni geriye itti." ifadelerini kullandı.
İşletmesindeki en yüksek yere çıktığını ve 45 dakika orada kaldığını aktaran Özkök, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Su, iki dakikada 2,5 metre yüksekliğe ulaştı, 45 dakika sonra çekilmeye başladı. İtfaiye ekipleri beni alamayınca iş makinesi gelip beni kurtardı. Soğukkanlı davrandım, öyle davranmasam belki de sel suyuna kapılıp ölecektim. Soğukkanlılığım beni hayatta tuttu. En büyük sermaye can, ben kazandım, ben kaybettim. Ne yapalım."
Kaynak: AA
Bölgede geçen hafta çarşamba akşamı ve perşembe gecesi etkili olan kuvvetli sağanaktan sonra Akçakoca ilçesinde derelerin taşması nedeniyle birçok noktada sel ve heyelan meydana gelirken, Melen Çayı'ndaki rafting tesisleriyle sahil şeridinde bulunan turizm işletmeleri zarar gördü.
İşletme sahipleri, belediyenin iş makineleri ve kendi imkanlarıyla iş yerlerinde temizlik çalışması yapıyor.
Akçakoca Değirmenağzı mevkisindeki bir restoranda çalışan Muammer Yunuslu (49), AA muhabirine, otel, düğün salonu ve restoranlarında oluşan zararın büyük olduğunu söyledi.
"Sözün bittiği yerdeyiz." diyen Yunuslu, şunları kaydetti:
"Yaşadığımız felaketten de öte idi. Ne yapacağımızı şaşırdık, çaresiz bir durumdayız. Yaklaşık 20 kişi bu tesisten ekmek yiyorduk. Hepimiz işsiz kaldık, işverenlerimiz çaresiz kaldı. İnanır mısınız, şu an insanların evine ekmek götürecek parası yok. Bu yaşıma kadar felaketin bu kadarını ilk defa gördüm, ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım. Deprem gibi bir şey oldu. Suyun önüne hiçbir şey geçemedi."
- "Lütfen, kimse dere yataklarına ev yapmasın"
Yunuslu, dere yataklarına yerleşim yeri yapılmaması gerektiğini acı tecrübeyle yaşadıklarını anlatarak, "Dere yataklarının ıslahının çok önemli olduğunu bu acı tecrübeyle fark ettik. Lütfen, kimse dere yataklarına ev yapmasın. Ağaç pisliklerini ve diğer malzemeleri dere yataklarına atmayalım, sonuçta bunlar gelip köprüleri tıkıyor, köprüler de baraj oluşturuyor. Yağan yağmur bu hale getirebiliyor." diye konuştu.
Akçakoca'nın turizm bölgesi olduğunu anımsatan Yunuslu, çok büyük umutlarla sezona girdiklerini ancak her şeyin hayal kırıklığı olduğunu bildirdi.
Yunuslu, "Bir anda ne varsa gitti, konuşacak cümle bulamıyorum. Çaresiziz. Denizde arabalar ve ağaçlar var. İlk günlerde denizde ada oluşmuştu, şu anki hali temiz hali." dedi.
- "Soğukkanlılığım beni hayatta tuttu"
Sel akşamı işletmesinde mahsur kalan 68 yaşındaki Erol Özkök, zor saatler yaşadığını belirtti.
Ekiplerin kendisini kurtarmak için yoğun çaba sarf ettiğini vurgulayan Özkök, "Sabah saat 08.00 sıralarında bir uğultu ile uyandım. İşletmemin bahçesine çıkmak istedim fakat üzerime doğru çok yüksek bir sel akıntısı geliyordu. Kendimi kurtarmak istedim ama akıntı beni geriye itti." ifadelerini kullandı.
İşletmesindeki en yüksek yere çıktığını ve 45 dakika orada kaldığını aktaran Özkök, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Su, iki dakikada 2,5 metre yüksekliğe ulaştı, 45 dakika sonra çekilmeye başladı. İtfaiye ekipleri beni alamayınca iş makinesi gelip beni kurtardı. Soğukkanlı davrandım, öyle davranmasam belki de sel suyuna kapılıp ölecektim. Soğukkanlılığım beni hayatta tuttu. En büyük sermaye can, ben kazandım, ben kaybettim. Ne yapalım."