Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nde 15 Temmuz Anıldı
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma programı gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koordinasyonunda yürütülen, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinlikleri kapsamında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde program yapıldı.
Programa, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Gürkan Kütük, Denetimli Serbestlik Müdürü Serap Erden, Şehitler Gaziler ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve 15 Temmuz Vatan Şehitleri Derneği Başkanı Zeki Kılınç, 15 Temmuz Gazileri Kadir Buran ve Selim Erdoğan, denetimli serbestlik altındaki yükümlüler ve adliye personeli katıldı.
"Vatanımıza sahip çıktık"
Türkiye Cumhuriyeti’nin 15 Temmuz akşamı saldırıya maruz kaldığını kaydeden İnal, vatandaşların o gece kurşuna yürüdüğünü ve binlerce yıllık ruhla hareket ettiklerini belirtti.
İnal, “Binlerce yıldır yaşadığımız bu coğrafyada nice savaşlar, nice afetler, nice yıkımlar yaşadık. Ve her defasında vatanımıza sahip çıktık. Barış içinde yaşadığımız ülkemizde 15 Temmuz 2016 gecesi hiç beklemediğimiz bir yerden hain bir saldırıya maruz kaldık. O gece umutlarımıza, hayallerimize, özgürlüğümüze pranga vurulmak istendi. O gece elleri silahlı karanlık güçler her gün gelip geçtiğimiz caddeleri, oyun oynadığımız parklara çıkan yolları, okul önlerini kesmiş haramiler gibiydi. Yunus Emre’den, Mevlana’dan, Hacı Bektaş’tan, Hacı Bayram Veli’den, Pir Sultan Abdal’dan, Koca Sinan’dan beslenen bu toprağın evlatları zalimlere karşı istiklali ve istikbali için direndi” dedi.
"İşte buradayız toparlandık ve gitmiyoruz"
15 Temmuz gecesi vatandaşların sokaklara çıktığını hatırlatan Halil İnal şöyle devam etti:
“İnanan, savunan bir halkın önünde hangi güç durabilirdi ki. 7 den 70 e herkes sokaklarda, meydanlarda gücü zulme alet edenlerin karşısına bir bayrak gibi dikildi. Bir temmuz akşamında yüreklerinin tam ortasına dayanan namlulara imanıyla karşı çıktı. Kimimiz şehrin herhangi bir yerinde bir namlunun ucunda gençliğini bıraktı, kimimiz arkasında gözü yaşlı ama mağrur bir eş, bir baba ve bir çocuk. Kimimiz hayatının her dakikasını birlikte geçirdiği kardeşiyle birlikte şehadet şerbetini içti. İşte buradayız toparlandık ve gitmiyoruz. Sesimiz, rengimiz, inancımız, umutlarımız bir”
Kaynak: İHA
Programa, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Gürkan Kütük, Denetimli Serbestlik Müdürü Serap Erden, Şehitler Gaziler ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve 15 Temmuz Vatan Şehitleri Derneği Başkanı Zeki Kılınç, 15 Temmuz Gazileri Kadir Buran ve Selim Erdoğan, denetimli serbestlik altındaki yükümlüler ve adliye personeli katıldı.
"Vatanımıza sahip çıktık"
Türkiye Cumhuriyeti’nin 15 Temmuz akşamı saldırıya maruz kaldığını kaydeden İnal, vatandaşların o gece kurşuna yürüdüğünü ve binlerce yıllık ruhla hareket ettiklerini belirtti.
İnal, “Binlerce yıldır yaşadığımız bu coğrafyada nice savaşlar, nice afetler, nice yıkımlar yaşadık. Ve her defasında vatanımıza sahip çıktık. Barış içinde yaşadığımız ülkemizde 15 Temmuz 2016 gecesi hiç beklemediğimiz bir yerden hain bir saldırıya maruz kaldık. O gece umutlarımıza, hayallerimize, özgürlüğümüze pranga vurulmak istendi. O gece elleri silahlı karanlık güçler her gün gelip geçtiğimiz caddeleri, oyun oynadığımız parklara çıkan yolları, okul önlerini kesmiş haramiler gibiydi. Yunus Emre’den, Mevlana’dan, Hacı Bektaş’tan, Hacı Bayram Veli’den, Pir Sultan Abdal’dan, Koca Sinan’dan beslenen bu toprağın evlatları zalimlere karşı istiklali ve istikbali için direndi” dedi.
"İşte buradayız toparlandık ve gitmiyoruz"
15 Temmuz gecesi vatandaşların sokaklara çıktığını hatırlatan Halil İnal şöyle devam etti:
“İnanan, savunan bir halkın önünde hangi güç durabilirdi ki. 7 den 70 e herkes sokaklarda, meydanlarda gücü zulme alet edenlerin karşısına bir bayrak gibi dikildi. Bir temmuz akşamında yüreklerinin tam ortasına dayanan namlulara imanıyla karşı çıktı. Kimimiz şehrin herhangi bir yerinde bir namlunun ucunda gençliğini bıraktı, kimimiz arkasında gözü yaşlı ama mağrur bir eş, bir baba ve bir çocuk. Kimimiz hayatının her dakikasını birlikte geçirdiği kardeşiyle birlikte şehadet şerbetini içti. İşte buradayız toparlandık ve gitmiyoruz. Sesimiz, rengimiz, inancımız, umutlarımız bir”