Meclis'te Geçen 15 Temmuz Gecesini Anlattı
Dönemin CHP Grup Başkanvekili olan TBMM Başkanvekili Levent Gök, darbe teşebbüsünü anlar anlamaz ailesini damadına emanet ederek, 'Yarın ne olacağını bilmediğimiz bir geceye doğru hep beraber gidiyoruz.' dedi ve geceyi CHP Genel Merkezi ile Meclis'te geçirdi Gök: 'Bütün partilerin oradaki ortak duruşu, darbenin püskürtülmesinde çok önemlidir. Ortak ruh sergilendi' 'Keşke her şey bu darbe girişiminin yaşandığı akşamdan sonra oluşan partiler arasındaki diyaloğun sürdüğü günlerdeki gibi olsaydı. Darbe girişimine karşı ortak davranış sergileyen partiler, bugün bu tabloyu daha iyi değerlendirip birbirleriyle olan ilişkilerinde daha dikkati olmalı'
MELTEM ÖZTÜRK - FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde CHP Grup Başkanvekili olan TBMM Başkanvekili Levent Gök, darbe girişimini anlayınca ailesini damadına emanet ederek, "Yarın ne olacağını bilmediğimiz bir geceye doğru hep beraber gidiyoruz." dedi ve geceyi CHP Genel Merkezi ile Meclis'te geçirdi.
O dönem CHP Grup Başkanvekili olan Gök, AA muhabirine, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı.
15 Temmuz gecesi kendisini ziyarete gelen kızı, damadı ve 40 günlük torunuyla evde olan Gök, yemekte sohbet ettikleri sırada çok şiddetli uçak sesi duydu. Buna bir anlam veremeyen, "deneme uçuşu mu, tatbikat mı?" diye düşünen Gök, uçuşların sıklaşması karşısında bir şeyler olmaya başladığını anladı.
Bu sırada Gök'ü, danışmanı arayarak, Meclis üzerinde uçakların uçtuğunu söyledi. Gök, televizyonlarda izlediği boğaz köprülerinin askerler tarafından tutulduğu görüntülerinin normal durumlar olmadığını düşündü.
Gök, CHP Genel Başkan yardımcılarıyla yaptığı telefon görüşmelerinden sonra durumun olağan olmadığını, darbe girişimine dönük bir eylem olabileceğini değerlendirdi.
Uçak seslerinin giderek artması üzerine CHP Genel Merkezine gitme kararı alan Gök, evden ayrılırken damadına, "Ailemi sana emanet ediyorum. Yarın ne olacağını bilmediğimiz bir geceye doğru hep beraber gidiyoruz." dedi. Gök, Genel Merkezde genel başkan yardımcıları, grup başkanvekilleri ve milletvekilleriyle bir araya geldi.
İlerleyen saatlerde uçak ve helikopterlerin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi üzerinde de uçması üzerine dönemin AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ve TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı'yı arayarak durumu haberdar eden Gök, Elitaş ile defalarca yaptığı telefon görüşmesinde, yaşananların darbe olduğu konusunda şüphesinin bulunmadığını, hep beraber üzerlerine düşenin yapılması kararlılığını aktardı.
- Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla Meclis'e geçti
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, derhal Meclise gidilerek, Meclise sahip çıkılması talimatı üzerine CHP'li yaklaşık 15 milletvekiliyle gece saatlerinde Meclise geçen Gök, dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın başkanlık kürsüsünde oturduğunu gördü.
AK Parti, CHP ve MHP'den yaklaşık 80 milletvekilinin yer aldığı Genel Kurul Salonunun üzerinde şiddetli uçak sesleri devam ederken, Gök, "Bunun artık darbe olduğu tartışmasız." diye düşündü.
Dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın, "Meclisi çalıştıralım" çağrısına, "evet" karşılığı verildi, Genel Kurul salonunda partiler adına konuşmalar yapıldı, Gök de CHP Grubu adına Meclis kürsüsünden seslendi.
Gök, konuşmasında, seçilmiş meşru hükümetin yanında olduklarını, bir darbeyi asla onaylamadıklarını, bütün güçleriyle buna direneceklerini ifade etti.
- "Meclisin bombalanması hepimizi büyük üzüntüye sevketti"
Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın konuşmasından çok kısa süre sonra Meclis çok şiddetli gürültüyle sarsıldı. Atılan bombanın etkisiyle Meclis Genel Kurul Salonundaki avizelerin sallanmasına, toz bulutunun çıkmasına tanık olan Gök, yaşananları şöyle anlattı:
"Gerçekten o an herkes büyük endişeyle Meclisin vurulduğuna tanık oldu. Böyle bir tablo, kimsenin beklemediği bir tabloydu. Çünkü savaşlarda dahi bombalanmayan Meclisimizin bir darbe girişiminde kendi uçaklarımız tarafından vurulması, o anda hepimizi çok büyük endişe, üzüntüye sevk etti. Biz yine buna rağmen konuşmalara devam ederken diğer bombalar gelmeye başlayınca sığınaklara geçmeye karar verdik. Sığınak diye bildiğimiz yerlerin sığınak olmadığını gördük. Önce yolunu bulamadık, sonra sığınak diye bildiğimiz yerlerin bodrum katının çok kötü şekilde düzenlendiğini gördük, sıcak su borularının geçtiği, suyun akmadığı, elektriğin olmadığı, karanlık bir yerde milletvekilleri, danışmanlardan oluşan yaklaşık 150 kişi orada toplandık. Hepimizde tam bir endişe hakimdi. Ne oluyor, ne bitiyor, dışarıyla irtibatımız çok zor, elektrik olanağı yok, telefonlarımızın şarjının bittiği ortamda, çok uygunsuz koşullarda sabaha kadar orada bekledik. 7-8 bakan vardı, AK Parti, CHP, MHP milletvekilleri hep beraber sabaha kadar Türkiye'nin o gün içinde bulunduğu durumu değerlendirerek, geçmişte yaptığımız hatalardan nasıl ders alınırı konuştuk, çok ciddi şekilde kaynaşmamız oldu. Bu duygular içinde sabahı ettik, sabah, darbenin önlendiğine dair haberler gelmeye başlayınca saat 09.00- 09.30 gibi dışarı çıktığımızda Meclisin bombalanmış, yıkılan, harap edilen yerlerini görerek çok daha büyük üzüntü içine girdik."
-"Darbenin kırılma anı"
Darbeye karşı çıkan ve bütün partilerin imzasını taşıyan bir bildiri kaleme aldıklarını anımsatan Gök, "TBMM'de canlı yayın olanağı olmamasına rağmen gerek cep telefonlarıyla gerek cep telefonlarından yararlanan kimi televizyon kanallarıyla bütün partilerin ortak şekilde darbeye karşı gösterdiği tutumun çok etkili olduğunu" söyledi. Bunu "darbenin esas kırılma anı" olarak nitelendiren Gök, Meclisin bu nedenle bombalandığını düşündüğünü ifade etti.
Gök, Türkiye'deki tüm partilerin, ortak iradeyle seçilmiş hükümetin yanında, demokrasiyi yok edecek bir darbenin karşısında olduklarını çok açık yüreklilikle ve canları pahasına ortaya koyduklarını söyledi.
-"Onur duyuyorum"
Filmlerde gördüğü savaş sahnelerinin içinde bulundukları ortamda gerçekleşmesinden duyduğu endişeyi paylaşan Gök, "O gün Mecliste bulunmaktan, millet iradesine sahip çıkmaktan, darbeye karşı gelmekten ve partimin ilkeleri doğrultusunda darbenin önlenmesi konusunda üzerimize düşeni yapmaktan büyük bir onur duyuyorum." dedi.
Levent Gök, demokrasi ve milli irade adına önemli bir görevi üstlendiğini dile getirdi.
"Keşke bunlar yaşanmasaydı, olmasaydı" diyen Gök, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama elbette bu FETÖ örgütlenmesinin ne denli tehlikeli bir boyutta Türkiye'yi sarıp sarmaladığına, Türkiye o gün çok kesin şekilde ikna oldu. Gerçekten bir FETÖ örgütlenmesinin darbe yapacak, darbe teşebbüsünde bulunacak bir güce erişmesi, silahlı kuvvetlerin bir kısmının katılması, uçakların kullanılması, 252 yurttaşımızın, askerimizin, polisimizin hayatını kaybetmesi, 2 bin 500'e yakın insanımızın yaralanması, bunların her biri Türkiye'de demokrasi adına verilen ağır bedellerdir. Umuyorum ve diliyorum ki bütün partiler, tüm Türkiye, yurttaşlarımız bu olayların bir daha yaşanmaması açısından her zaman aklıselim durarak, Türkiye'de darbelerin bir daha olmayacağına dair çok önemli bir miladı başlatmışlardır. Bundan sonra dileğim Türkiye'nin demokrasi ve adalet içerisinde yaşaması, Türkiye'deki insanlarımızın bir daha böyle olumsuz durumlarla karşılaşmamasıdır."
- "Moral değerleri çöktü"
Meclisin o gece açık olmasının darbe girişiminin püskürtülmesinde çok etkili olduğunu dile getiren Gök, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Darbeyi yapmaya çalışanlar iktidardaki partinin dışında kalan partilerin durumlarını orada öğrendiler. Herkes el birliğiyle bu darbenin karşısında olduğunu belirtince bence darbe girişiminde bulunanların tüm moral değerleri çöktü. Bütün partilerin oradaki ortak duruşu, darbenin püskürtülmesinde çok önemlidir. Ortak ruh sergilendi. Keşke her şey bu darbe girişiminin yaşandığı akşamdan sonra oluşan partiler arasındaki diyaloğun sürdüğü günlerdeki gibi olsaydı. Siyaset sürekli değişen koşullara tabi. O anda darbe girişimine karşı ortak davranış sergileyen partilerin bugün bu tabloyu daha iyi değerlendirip birbirleriyle olan ilişkilerinde daha dikkati olmaları gerektiğini düşünüyorum. 252 şehidimiz, 2 bin 500 yaralımız, başta Meclisimiz olmak üzere harap olan pek çok yerle çok ağır bedeller ödedik. Dileğim bunlardan herkesin yeterince ders almasıdır.
Bomba, benim Meclisteki grup başkanvekili odamın tam karşısına düştü, birkaç metre mesafede düşen bombaydı. Bütün Meclisi delip geçen bomba, makam odamın tam karşısına düşmüştü. Bunları görünce gerçekten insanın irkilmemesi mümkün değildi. Ola ki o anda bir şey almak için odaya gitseydik, Genel Kurul çalışsaydı bugün belki pek çok milletvekili hayatta olmayacaktı. Meclisimizin pek çok yeri tahrip oldu. Bu tarihi, Gazi Meclisimizin kendi uçaklarımızca ve kendi silahlı kuvvetlerimizin bir kısmının FETÖ mensuplarınca bombalanması, tüm dünyada dahi eşi görülmemiş derecede üzüntü verici bir hadisedir. O gün yaşadıklarımdan demokrasi adına, ülkemizdeki milli egemenlik adına, CHP'nin bir milletvekili olarak görev yapmaktan, 'gerekirse bedelini ödeyeceğim' diyerek haykırmaktan onur duyuyorum."
Kaynak: AA
O dönem CHP Grup Başkanvekili olan Gök, AA muhabirine, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı.
15 Temmuz gecesi kendisini ziyarete gelen kızı, damadı ve 40 günlük torunuyla evde olan Gök, yemekte sohbet ettikleri sırada çok şiddetli uçak sesi duydu. Buna bir anlam veremeyen, "deneme uçuşu mu, tatbikat mı?" diye düşünen Gök, uçuşların sıklaşması karşısında bir şeyler olmaya başladığını anladı.
Bu sırada Gök'ü, danışmanı arayarak, Meclis üzerinde uçakların uçtuğunu söyledi. Gök, televizyonlarda izlediği boğaz köprülerinin askerler tarafından tutulduğu görüntülerinin normal durumlar olmadığını düşündü.
Gök, CHP Genel Başkan yardımcılarıyla yaptığı telefon görüşmelerinden sonra durumun olağan olmadığını, darbe girişimine dönük bir eylem olabileceğini değerlendirdi.
Uçak seslerinin giderek artması üzerine CHP Genel Merkezine gitme kararı alan Gök, evden ayrılırken damadına, "Ailemi sana emanet ediyorum. Yarın ne olacağını bilmediğimiz bir geceye doğru hep beraber gidiyoruz." dedi. Gök, Genel Merkezde genel başkan yardımcıları, grup başkanvekilleri ve milletvekilleriyle bir araya geldi.
İlerleyen saatlerde uçak ve helikopterlerin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi üzerinde de uçması üzerine dönemin AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ve TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı'yı arayarak durumu haberdar eden Gök, Elitaş ile defalarca yaptığı telefon görüşmesinde, yaşananların darbe olduğu konusunda şüphesinin bulunmadığını, hep beraber üzerlerine düşenin yapılması kararlılığını aktardı.
- Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla Meclis'e geçti
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, derhal Meclise gidilerek, Meclise sahip çıkılması talimatı üzerine CHP'li yaklaşık 15 milletvekiliyle gece saatlerinde Meclise geçen Gök, dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın başkanlık kürsüsünde oturduğunu gördü.
AK Parti, CHP ve MHP'den yaklaşık 80 milletvekilinin yer aldığı Genel Kurul Salonunun üzerinde şiddetli uçak sesleri devam ederken, Gök, "Bunun artık darbe olduğu tartışmasız." diye düşündü.
Dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın, "Meclisi çalıştıralım" çağrısına, "evet" karşılığı verildi, Genel Kurul salonunda partiler adına konuşmalar yapıldı, Gök de CHP Grubu adına Meclis kürsüsünden seslendi.
Gök, konuşmasında, seçilmiş meşru hükümetin yanında olduklarını, bir darbeyi asla onaylamadıklarını, bütün güçleriyle buna direneceklerini ifade etti.
- "Meclisin bombalanması hepimizi büyük üzüntüye sevketti"
Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın konuşmasından çok kısa süre sonra Meclis çok şiddetli gürültüyle sarsıldı. Atılan bombanın etkisiyle Meclis Genel Kurul Salonundaki avizelerin sallanmasına, toz bulutunun çıkmasına tanık olan Gök, yaşananları şöyle anlattı:
"Gerçekten o an herkes büyük endişeyle Meclisin vurulduğuna tanık oldu. Böyle bir tablo, kimsenin beklemediği bir tabloydu. Çünkü savaşlarda dahi bombalanmayan Meclisimizin bir darbe girişiminde kendi uçaklarımız tarafından vurulması, o anda hepimizi çok büyük endişe, üzüntüye sevk etti. Biz yine buna rağmen konuşmalara devam ederken diğer bombalar gelmeye başlayınca sığınaklara geçmeye karar verdik. Sığınak diye bildiğimiz yerlerin sığınak olmadığını gördük. Önce yolunu bulamadık, sonra sığınak diye bildiğimiz yerlerin bodrum katının çok kötü şekilde düzenlendiğini gördük, sıcak su borularının geçtiği, suyun akmadığı, elektriğin olmadığı, karanlık bir yerde milletvekilleri, danışmanlardan oluşan yaklaşık 150 kişi orada toplandık. Hepimizde tam bir endişe hakimdi. Ne oluyor, ne bitiyor, dışarıyla irtibatımız çok zor, elektrik olanağı yok, telefonlarımızın şarjının bittiği ortamda, çok uygunsuz koşullarda sabaha kadar orada bekledik. 7-8 bakan vardı, AK Parti, CHP, MHP milletvekilleri hep beraber sabaha kadar Türkiye'nin o gün içinde bulunduğu durumu değerlendirerek, geçmişte yaptığımız hatalardan nasıl ders alınırı konuştuk, çok ciddi şekilde kaynaşmamız oldu. Bu duygular içinde sabahı ettik, sabah, darbenin önlendiğine dair haberler gelmeye başlayınca saat 09.00- 09.30 gibi dışarı çıktığımızda Meclisin bombalanmış, yıkılan, harap edilen yerlerini görerek çok daha büyük üzüntü içine girdik."
-"Darbenin kırılma anı"
Darbeye karşı çıkan ve bütün partilerin imzasını taşıyan bir bildiri kaleme aldıklarını anımsatan Gök, "TBMM'de canlı yayın olanağı olmamasına rağmen gerek cep telefonlarıyla gerek cep telefonlarından yararlanan kimi televizyon kanallarıyla bütün partilerin ortak şekilde darbeye karşı gösterdiği tutumun çok etkili olduğunu" söyledi. Bunu "darbenin esas kırılma anı" olarak nitelendiren Gök, Meclisin bu nedenle bombalandığını düşündüğünü ifade etti.
Gök, Türkiye'deki tüm partilerin, ortak iradeyle seçilmiş hükümetin yanında, demokrasiyi yok edecek bir darbenin karşısında olduklarını çok açık yüreklilikle ve canları pahasına ortaya koyduklarını söyledi.
-"Onur duyuyorum"
Filmlerde gördüğü savaş sahnelerinin içinde bulundukları ortamda gerçekleşmesinden duyduğu endişeyi paylaşan Gök, "O gün Mecliste bulunmaktan, millet iradesine sahip çıkmaktan, darbeye karşı gelmekten ve partimin ilkeleri doğrultusunda darbenin önlenmesi konusunda üzerimize düşeni yapmaktan büyük bir onur duyuyorum." dedi.
Levent Gök, demokrasi ve milli irade adına önemli bir görevi üstlendiğini dile getirdi.
"Keşke bunlar yaşanmasaydı, olmasaydı" diyen Gök, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama elbette bu FETÖ örgütlenmesinin ne denli tehlikeli bir boyutta Türkiye'yi sarıp sarmaladığına, Türkiye o gün çok kesin şekilde ikna oldu. Gerçekten bir FETÖ örgütlenmesinin darbe yapacak, darbe teşebbüsünde bulunacak bir güce erişmesi, silahlı kuvvetlerin bir kısmının katılması, uçakların kullanılması, 252 yurttaşımızın, askerimizin, polisimizin hayatını kaybetmesi, 2 bin 500'e yakın insanımızın yaralanması, bunların her biri Türkiye'de demokrasi adına verilen ağır bedellerdir. Umuyorum ve diliyorum ki bütün partiler, tüm Türkiye, yurttaşlarımız bu olayların bir daha yaşanmaması açısından her zaman aklıselim durarak, Türkiye'de darbelerin bir daha olmayacağına dair çok önemli bir miladı başlatmışlardır. Bundan sonra dileğim Türkiye'nin demokrasi ve adalet içerisinde yaşaması, Türkiye'deki insanlarımızın bir daha böyle olumsuz durumlarla karşılaşmamasıdır."
- "Moral değerleri çöktü"
Meclisin o gece açık olmasının darbe girişiminin püskürtülmesinde çok etkili olduğunu dile getiren Gök, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Darbeyi yapmaya çalışanlar iktidardaki partinin dışında kalan partilerin durumlarını orada öğrendiler. Herkes el birliğiyle bu darbenin karşısında olduğunu belirtince bence darbe girişiminde bulunanların tüm moral değerleri çöktü. Bütün partilerin oradaki ortak duruşu, darbenin püskürtülmesinde çok önemlidir. Ortak ruh sergilendi. Keşke her şey bu darbe girişiminin yaşandığı akşamdan sonra oluşan partiler arasındaki diyaloğun sürdüğü günlerdeki gibi olsaydı. Siyaset sürekli değişen koşullara tabi. O anda darbe girişimine karşı ortak davranış sergileyen partilerin bugün bu tabloyu daha iyi değerlendirip birbirleriyle olan ilişkilerinde daha dikkati olmaları gerektiğini düşünüyorum. 252 şehidimiz, 2 bin 500 yaralımız, başta Meclisimiz olmak üzere harap olan pek çok yerle çok ağır bedeller ödedik. Dileğim bunlardan herkesin yeterince ders almasıdır.
Bomba, benim Meclisteki grup başkanvekili odamın tam karşısına düştü, birkaç metre mesafede düşen bombaydı. Bütün Meclisi delip geçen bomba, makam odamın tam karşısına düşmüştü. Bunları görünce gerçekten insanın irkilmemesi mümkün değildi. Ola ki o anda bir şey almak için odaya gitseydik, Genel Kurul çalışsaydı bugün belki pek çok milletvekili hayatta olmayacaktı. Meclisimizin pek çok yeri tahrip oldu. Bu tarihi, Gazi Meclisimizin kendi uçaklarımızca ve kendi silahlı kuvvetlerimizin bir kısmının FETÖ mensuplarınca bombalanması, tüm dünyada dahi eşi görülmemiş derecede üzüntü verici bir hadisedir. O gün yaşadıklarımdan demokrasi adına, ülkemizdeki milli egemenlik adına, CHP'nin bir milletvekili olarak görev yapmaktan, 'gerekirse bedelini ödeyeceğim' diyerek haykırmaktan onur duyuyorum."