Mehmet Öz'den Asılsız Reklam Uyarısı
Dr. Mehmet Öz, adı kullanılarak yapılan internet reklamları konusunda vatandaşları uyardı Öz: 'Beyinlerimiz, ünlüleri, tanıdığımız insanlar gibi kabul etmeye programlanmıştır. Bu yüzden ünlülerin kullanıldığı reklamlardaki ürünlere daha fazla değer biçiyoruz. Online dolandırıcılar da bu güvenden faydalanarak tüketicinin sağlığını tehlikeye atıyor ve milyonlarca lira kar ediyor'
Dr. Mehmet Öz, adı kullanılarak yapılan internet reklamları konusunda uyarılarda bulundu.
Öz, "iki haftada diyabeti iyileştirmeyi ve kan şekerini düzenleme"yi vaat eden internet reklamlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Reklamın, uzun zamandır savaştığı sahte ünlü-marka işbirliklerinden biri olduğunu ifade eden Öz, bedava denemelerle insanların aklını çelen reklamların, insanları, iptal etmesi neredeyse imkansız üyelik tuzağına düşürdüğünü vurguladı.
Öz, ünlülerin kullanıldığı aldatıcı reklamların büyük tehlike taşıdığını belirterek, şöyle devam etti:
"Beyinlerimiz, ünlüleri, tanıdığımız insanlar gibi kabul etmeye programlanmıştır. Bir kişi ne kadar tanınmışsa, beyinlerimiz o kadar aktif hale geliyor. Bu yüzden ünlülerin kullanıldığı reklamlardaki ürünlere daha fazla değer biçiyoruz. Bu ürünleri sanki güvendiğimiz bir arkadaşımız tarafından önerilmiş gibi düşünüyoruz. Online dolandırıcılar da bu güvenden faydalanarak tüketicinin sağlığını tehlikeye atıyor ve milyonlarca lira kar ediyor. Tüm çabalarımıza rağmen insanlar hala, satmadığımız halde, mucize sattığımıza inanıyor."
Teknoloji platformlarının bu sonunun önüne geçebileceğine işaret eden Öz, "Ancak bunu yapmaya pek niyetli görünmüyorlar. Bu yalan reklamlardan milyonlar kazanıyorlar. Aynı zamanda, internetin ilk zamanlarında çıkan bir yasa onların sorumluluğunu azaltıyor. Haberleşmede Ahlak Uygunluğu Teklifi'nin 230'uncu bölümündeki bu kanun, içerik açıkça aldatıcı veya yanıltıcı olsa dahi başkaları tarafından oluşturulan ya da geliştirilen ve buralarda yer alan içeriklerden web platformlarının sorumlu tutulamayacağını söylüyor. Kurultay, bu kanunu 1996'da web platformlarının bu davalardan korunmadıkları taktirde tüm internetin gelişiminin duracağına inanarak onayladı. Aslında iyi niyetle çıkarılan bu kanun, dolandırıcıların o zamandan beri faydalandığı bir yasa boşluğu oluşturdu.Oysa, Avrupa'da teknoloji şirketleri, öyle kolayca kaytaramıyor ve şayet bilerek içeriği kaldırmazlarsa bundan sorumlu tutulabiliyor." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Öz, "iki haftada diyabeti iyileştirmeyi ve kan şekerini düzenleme"yi vaat eden internet reklamlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Reklamın, uzun zamandır savaştığı sahte ünlü-marka işbirliklerinden biri olduğunu ifade eden Öz, bedava denemelerle insanların aklını çelen reklamların, insanları, iptal etmesi neredeyse imkansız üyelik tuzağına düşürdüğünü vurguladı.
Öz, ünlülerin kullanıldığı aldatıcı reklamların büyük tehlike taşıdığını belirterek, şöyle devam etti:
"Beyinlerimiz, ünlüleri, tanıdığımız insanlar gibi kabul etmeye programlanmıştır. Bir kişi ne kadar tanınmışsa, beyinlerimiz o kadar aktif hale geliyor. Bu yüzden ünlülerin kullanıldığı reklamlardaki ürünlere daha fazla değer biçiyoruz. Bu ürünleri sanki güvendiğimiz bir arkadaşımız tarafından önerilmiş gibi düşünüyoruz. Online dolandırıcılar da bu güvenden faydalanarak tüketicinin sağlığını tehlikeye atıyor ve milyonlarca lira kar ediyor. Tüm çabalarımıza rağmen insanlar hala, satmadığımız halde, mucize sattığımıza inanıyor."
Teknoloji platformlarının bu sonunun önüne geçebileceğine işaret eden Öz, "Ancak bunu yapmaya pek niyetli görünmüyorlar. Bu yalan reklamlardan milyonlar kazanıyorlar. Aynı zamanda, internetin ilk zamanlarında çıkan bir yasa onların sorumluluğunu azaltıyor. Haberleşmede Ahlak Uygunluğu Teklifi'nin 230'uncu bölümündeki bu kanun, içerik açıkça aldatıcı veya yanıltıcı olsa dahi başkaları tarafından oluşturulan ya da geliştirilen ve buralarda yer alan içeriklerden web platformlarının sorumlu tutulamayacağını söylüyor. Kurultay, bu kanunu 1996'da web platformlarının bu davalardan korunmadıkları taktirde tüm internetin gelişiminin duracağına inanarak onayladı. Aslında iyi niyetle çıkarılan bu kanun, dolandırıcıların o zamandan beri faydalandığı bir yasa boşluğu oluşturdu.Oysa, Avrupa'da teknoloji şirketleri, öyle kolayca kaytaramıyor ve şayet bilerek içeriği kaldırmazlarsa bundan sorumlu tutulabiliyor." ifadelerini kullandı.