(Özel) 2300 Yıllık Antik Kent Tarım Alanına Döndü

Manisa’nın Demirci ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve milattan önce 3. yüzyılda önemli bir kent olduğu bilinen Sidas Antik Kenti toprak altında keşfedilmeyi bekliyor. Toprağa gömülü bulunan antik kentin üzerinde vatandaşlarca çiftçilik yapılırken, toprak üstündeki eserler antik kentin zamanında ne kadar önemli bir kent olduğunu gözler önüne seriyor. Geçmiş dönemde antik kentteki kalıntıların bir çuval un ve bir teneke yağ karşılığında satıldığı öğrenildi.

(Özel) 2300 Yıllık Antik Kent Tarım Alanına Döndü
Manisa’nın Demirci ilçesinde İcikler Mahallesi’nde bulunan 2 bin 300 yıllık Sidas Antik Kenti, kaçak kazıların merkezi haline geldi. Sidas Antik Kenti’nin gün yüzüne çıkarılması ve defineciler tarafından talan edilmemesi için bölge halkı harekete geçti. Kazı çalışması başlatılması için birçok kez başvuru yapılmasına rağmen herhangi bir sonuç alınamadı. Helenistlik dönem ve Roma döneminde güçlü bir kent olduğu öğrenilen Sidas Antik Kenti, son olarak kaçak kazıda ele geçirilen bin 800 yıllık tavus kuşu mozaiği ile gündeme geldi. Definecilerin ortaya çıkardığı tavus kuşu mozaiğinin korunması için jandarma geçtiğimiz Aralık ayından itibaren kaçak kazının yapıldığı alanda nöbet tutmaya başladı.

2 bin 300 yıldır toprak altında gün yüzüne çıkmayı bekleyen antik kentte bazı yapılar hala varlığını sürdürüyor. Antik kentte gelenler lahit, kale surlarının kalıntıları, sütunlar ile karşılaşıyor.

Antik kent kalıntıları bir çuval unla takas edilmiş

Sidas Antik Kenti alanın içinde tarımla uğraşan çiftçi Ercan Özcan, bölgede kazı çalışması başlatılması için çağrı yaptı. Özcan, "Biz yöre halkı olarak Sidas’ın canlandırılmasını istiyoruz. Arenanın ve kalenin bulunduğu bölgenin turizme açılmasını istiyoruz. Mahallemize ve bölge turizmine katkı sağlayacaktır. Yetkililerden kazı çalışması yapmalarını istiyoruz. Şu ana kadar resmi olarak bir kazı yapılmadı. Ama kaçakçılar tarafından belirli noktalarda kazılar yapılıyor. Antik mezarlar, yapılar talan edildi. Sidas’ın zenginlikleri o şekilde kaçırılıyor. Yıllar önce buralardan mermer heykellerin götürülüp bir çuval una, bir teneke yağa satılmış. Ama sit alanı ilan edildikten sonra devlet buna müsaade etmemiş. Ama zaten sit alanı ilan edilmeden bu tür zenginlikler çalınmış” diye konuştu.

Antik kent üzerindeki arsasında tarımla uğraşmasına rağmen kazı çalışması yapılmasını istediğini dile getiren Özcan, tarihin ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi.

Manisa’ya turist olarak gelen kişilerin Sidas Antik Kenti’ni de görmek istediklerini, ancak buraya geldiklerinde boş bir alanla karşılaştıkları için hayal kırıklığına uğradıklarını anlatan Özcan, “Sidas’ı görmek için gelenler oluyor. Ama görsel olarak bir şey olmadığı için göremiyorlar. Gelen turistler bir şey göremeden gidiyorlar” dedi.



"Gayri resmi işlerin alanı haline döndü"

Sidas Antik Kenti’nde kazı çalışması başlatılması için birçok kez girişimde bulunduklarını anlatan Manisa Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Şube Müdürü Kazım Aysan da antik kentin çok büyük bir alanı kapsadığını dile getirdi. Antik kentin uzun yıllar toprak altında kaldığını vurgulayan Aysan, görsel olarak sadece antik tiyatro olarak bildikleri alanın merdivenlerinin, kalenin burçlarının ve lahitlerin görülebildiğini ifade etti.

Sidas ile ilgili Kültür Bakanlığına müracaatta bulunduklarını da açıklayan Aysan, "Burası çok büyük bir alanı kapsıyor. Çok uzunca yıllar toprak altında kaldığı için sadece görünen kısmı amfi tiyatronun, arenanın merdivenleri gözüküyor. Kalenin burçları gözüken kısımlar arasında. Ama Sidas’la ilgili kazı alanının açılması için müracaatta bulunduk. Kazı alanının açılması resmi olarak sağlanamayınca tarihi bir yer artık gayri resmi işlerin alanı haline döndü. Amacımız Demirci’nin ve Manisa’nın tanıtımına katkı sağlayacak olan Sidas Antik Kenti’nin devlet tarafından kazı alanı olarak açılmasıdır. Kazı yapıldığında belki 100 sene sürecek alanlar var. Ama Manisa’daki kültürel zenginliğe katkı sağlayacaktır" diye konuştu.

Sidas Antik Kenti’nde sadece bir bekçinin görevlendirildiğini anlatan Kazım Aysan, bölgenin sit alanı olduğunu ve antik kent üzerinde tarım yapıldığını belirterek, "Burası 1960 yıllarında sit alanı ilan edildi. Daha sonrasında burada arazisi olan çok fazla vatandaşımız var. Burada tarım yapılıyor. Burada tarlalarını sürerlerken, ekin ekerlerken buldukları parçaları bir kenara yığıyorlar. Buralarda tahribat yaşanıyor. Bunun önlenmesi gerekiyor. Buradaki arazi sahipleri buraları ekip kullanıyorlar ama devletimiz buranın tamamını kamulaştırarak bunları alıp turizme kazandırması gerekiyor. Antik kentte tarım yapılıyor. Buradan kaldırılan ürün de antik ürün özelliğini kazanıyor" ifadelerini kullandı.

"Özellikle Roma döneminde kentin büyüdüğünü biliyoruz"

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Sezgin de antik kentin tarihi hakkında bilgi verdi. Sidas Antik Kenti’nin M.Ö. 3’üncü yüzyıla tarihlendiğini belirten Doç. Dr. Sezgin, "Antik dönemdeki adı Saittai olarak bilinen Sidas Antik Kenti çok fazla bilinmemesine rağmen önemli bir yerleşim. Tarihi açıdan bildiğimiz kadarıyla Helenistlik döneme tarihlendiğini biliyoruz. Özellikle Roma döneminde kentin büyüdüğünü biliyoruz. Roma imparatorunun Anadolu ziyaretinde kente uğradığını biliyoruz. Bu da önemli bir kent olduğunun göstergesi zaten. Roma döneminde kent kendi sikkesini basıyor. Bu da ekonomik açıdan güçlü bir kent olduğunu gösteriyor. Zaten bugün kalıntıları halen görülen bir stadion var. Stadion her kentte görülen bir şey değil. Bu da kentin büyük bir kent olduğunun göstergesidir. Kentte belirli dönemlerde oyunlar, festivaller düzenlendiğinin kanıtıdır. Antik kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla Bizans döneminde de güçlü bir kent olduğu yine belli. Piskoposluk listelerinde adı geçiyor kentin. Özellikle Helenistlik dönemden Bizans dönemine kadar güçlü bir kent olarak varlığını sürdürmüş” diye konuştu.



"Mutlaka çalışılması gereken önemli bir kent”

Sidas Antik Kenti’nde bugüne kadar bir kazı çalışması yapılmadığını dile getiren Doç. Dr. Sezgin, “Problemlerden biri de Sidas ile ilgili elimizdeki bilgilerin çok sınırlı olmasıdır. Bir kazı çalışması gerçekleştirilmediği sürece çok fazla şey söyleyebilecek durumda değiliz. Mutlaka kazılar sonrasında yeni bilgilere sahip olacağız. Önemli bir kent, kazı çalışması yapılmalı. Ama bunun altyapısının çok iyi hazırlanması gerekiyor ve ciddi bir destek olmalı. Ciddi bir bilimsel ekibin kurulması gerekiyor. Mutlaka çalışılması gereken önemli bir kent” dedi.



"Bölge turizmine katkı sağlar"

Kazı çalışması yapılmayan antik kentlerde definecilerin çok fazla kaçak kazı yaptığına dikkat çeken Doç. Dr. Sezgin, "Aslında arkeolojik kazı çalışması bir yerde başladığı zaman defineciler nispeten çekiniyorlar. Biz bunu Aigai’den biliyoruz. Bizim o bölgedeki çalışmalarımızdan önce define araması yapılırken bizim çalışmalarımızdan sonra bunun azaldığını söyleyebilirim. Bu Sidas için de geçerli. Ama bu ciddi bir proje desteklemek, farklı farklı örgütlenmelerle sağlamak gerekiyor. Antik kentin kazılması ve ortaya çıkarılması görsel anlamda bir şeyler sağlar. Genelde hem yerli hem de yabancı turist için görsel önemli. Bu potansiyel de Sidas’ta var. Şu an görülen kalıntılar ciddi bir potansiyelin olduğunu gösteriyor. Kazı çalışmalarından sonra ciddi bir turizm potansiyeli sağlar" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA