Konya Şeker'den Üreticiye 34 Milyon 410 Bin Lira Avans
Konya Şeker, 2019-20 Kampanya döneminde de üreticisine desteğini kesintisiz sürdürerek, üreticiye 34 milyon 410 bin TL nakdi avans desteğinde bulundu.
Ülke tarım sektörünün lokomotifi Konya Şeker, verdiği desteklerle üreticinin finansman yükünü hafifletirken tarımsal üretimde de sürdürülebilirliği sağlamaya devam ediyor. Sözleşmeli ekimini yaptırdığı pancar ve patateste üreticiyi tarımsal üretimin ilk aşaması olan arazinin ekime hazırlanmasıyla birlikte ayni ve nakdi avanslarla desteklemeye başlayan Konya Şeker’in desteği söküm ve sonrasında da devam ediyor. Kurduğu destek sistemiyle sözleşmeli ekimini yaptırdığı ürünlerin üretimini teminat altına alan Konya Şeker verdiği yüksek miktardaki ayni ve nakdi avanslarla üreticilerin diğer tarımsal faaliyetlerini de aksatmadan yürütebilmesini sağlıyor. 2019-20 Kampanya döneminde de üreticisine desteğini kesintisiz sürdüren Konya Şeker 24 Aralık 2019 Salı 17:00’dan sonra üreticilerinin hesabına 34 milyon 410 bin TL yatırdı. Üreticisinin hesabına yatırdığı bugünkü parayla birlikte 2019-20 kampanya döneminde ayni ve nakdi avanslar ve kooperatif destek sistemi olmak üzere toplamdaki destek miktarı 734 milyon 367 bin 106 TL’ye ulaştı. Böylece Konya Şeker bu yıl yaklaşık 1 milyar 200 milyon lirayı bulması beklenen pancar bedeli ödemesinin yarıdan fazlasını daha kampanya dönemi kapanmadan üreticisine ödemiş oldu.
"Konya Şeker’i hiçbir zorluk yıldıramaz"
Avans ödemeleriyle ilgili kısa bir açıklama yapan 25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “Üretimi desteklemek, üreteni üretirken yalnız bırakmamak Konya Şeker’in varlık nedenidir. Biz Konya Şeker olarak üreticilerimize 34 milyon 410 bin liralık bir ödeme daha yapıyoruz. Yani kampanya daha kapanmadan üreticiye yaptığımız ödemenin tutarı kooperatif finans sisteminden yaptığımız ekipman ve girdi desteği ile birlikte 734 milyon 367 bin 106 TL’yi buldu. Bu kadar büyük parayı ödemek için iki şey gerekir; birincisi finansal gücü yüksek bir kurum olmanız ikincisi önceliğinizin bilanço ve karlılıktan ziyade üreten ve üretim olması gerekir. Bu ikisi birlikte olacak ki, çiftçi bu desteği alabilecek. İradeniz var, üreticiyi ve üretimi desteklemek istiyorsunuz finansal gücünüz yok veya finansal gücünüz var ancak önceliğiniz paradan para kazanmak yani iradeniz yok her iki durumda da üretici o destekle buluşamaz. Allah’a şükür kurumumuzun hem önceliği çiftçiye destek hem de finansal gücümüz var ve bu iki koşul bu kurumda birleştiği için de üreticiye desteğe devam ediyoruz, inşallah da ilanihaye bu desteğe devam edeceğiz. Biz şunu biliyoruz, ekimde, dikimde, çapada, sökümde üretici desteksiz kalmayacak ki, tarlaya dört elle sarılacak. Tarlayla üreticinin bağı kopmamacasına kuvvetlenecek. Üreticinin desteğe en çok ihtiyaç duyduğu zaman, tohumun tarlaya düşmesinden hasada kadar olan zamandır. O nedenle biz üreticimizi tohum tarlaya düşerken desteklemeye başlıyor, hasada kadar da desteksiz bırakmıyoruz” dedi.
"Maalesef endişelendiğimiz bazı hususlar karşımıza çıktı"
Açıklamasının devamında kurdukları destek sistemi ile üretime sahip çıktıklarını ve üreticiyi tarlada yalnız bırakmadıklarını ancak bunun sürdürülebilmesi için üreticinin üzerine düşen yükümlülüklerin de olduğunu belirten Başkan Konuk, "Bu desteğin sürdürülebilmesi için bizim üzerimize düşen yükümlülükler kadar, üreticimizin üstüne düşen yükümlülükler de var. Üretici de kurumuna ve sözleşmesine sahip çıkacak ki bu destekleme sistemi sürdürülebilsin. Şeker özelleştirmesinden sonra özel şirketlerin sözleşmeli ekim yaptırdığı, yani süreci en başından beri organize ettiği ilk yıl olması nedeniyle bu sene çok önemli bir yıldı. Maalesef endişelendiğimiz bazı hususlar karşımıza çıktı. Özelleştirme sürecinde bu endişelerimizi Bakanlıkla ve ilgililerle paylaşmıştık. Geçtiğimiz ay Sayın Bakanımızı ziyaretimde Tarım Bakanımıza ve Şeker Dairesi yetkililerine de oluşabilecek riskleri ve filizlenmeye başlayan ticari istismarı bizzat anlattım. Bu duruma devletimiz de biz de üretici de müsaade etmemeli. Ülkemiz tarım sektöründe sözleşmeli, planlı ve kuralları belli üretim yapılabilen belki de tek ürün şeker pancarıdır ve şeker pancarı tarımı bizim gibi avansla desteklenen bölgelerde diğer ürünlerin üretiminin de teminatıdır. Eğer bu üretim ve sanayi zinciri bozulur, zincir pedaldan boşanırsa sadece pancar üretimimiz değil, diğer tarımsal ürünlerin üretimi de bıçak gibi kesilir, hayvancılık yara alır. Bunları tek tek Sayın Bakana ve yetkililere ifade ettim. Bu vesileyle bir kez de üreticilerimizle ve kamuoyu ile paylaşmak istedim. Mesele şudur, bu sene maalesef sayıları az da olsa avansını bizim ödediğimiz pancarın bir kısmının başka fabrikalara nakledildiğini, satıldığını tespit ettik. Bu durumun artması veya yaygınlaşmasının üretici ve sektör için vahim sonuçları olabileceğini hem üreticilerimize hem de devletimize hatırlatmak benim vazifem. Münavebenin bozulmasıyla topraklarımızı hastalandırabilecek, pancar ve şeker verimini düşürebilecek, şeker üretimimizi, dolayısıyla kotamızı etkileyebilecek bu duruma başta bizim üreticilerimiz itiraz etmeli, yapanları en başta onlar uyarmalıdır. Çünkü bu fabrika münavebe bozulup şeker verimi düştüğü ya da avansını verdiğimiz pancar başka fabrikalara nakledildiği için kendisine tanınan kota miktarında üretim yapamazsa bir sene sonra o miktarda az kotaya sahip olur ve üreticimizde bundan etkilenir, daha az pancar ekmek zorunda kalır. Yani üç beş kişi ahdinde durmayıp üç beş kuruş kazanacak diye 10 binlerce çiftçi hep birlikte kaybeder. O nedenle kurduğumuz bu sisteme sahip çıkmak bizim ziraat birimimiz kadar üreticilerimizin de yükümlülüğündedir. Ben üretici ortaklarımızın tamamının önümüzdeki yıldan başlayarak sözleşmelerine sahip çıkacaklarına, sistemi bozmaya kalkışanlara başta ortak menfaatleri için kendilerinin müsaade etmeyeceğine yürekten inanıyorum. Çünkü, üreticilerimiz şunu biliyor, bu fabrika onların ve bu fabrikanın hinterlandından yani ekim bölgesinden başka fabrikaya giden her gram pancarın tohumunu, gübresini, çapa parasını, mazotunu bizzat kendileri destekliyor ve başka fabrikaya giden pancarın finansman maliyeti on binlerce üreticinin cebinden çıkıyor. Ve üreticimiz yine biliyor ki, hiç kimse, hiçbir fabrika, hiçbir şirket başka fabrikanın ürününün finansmanını sağlayarak ayakta duramaz” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
"Konya Şeker’i hiçbir zorluk yıldıramaz"
Avans ödemeleriyle ilgili kısa bir açıklama yapan 25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “Üretimi desteklemek, üreteni üretirken yalnız bırakmamak Konya Şeker’in varlık nedenidir. Biz Konya Şeker olarak üreticilerimize 34 milyon 410 bin liralık bir ödeme daha yapıyoruz. Yani kampanya daha kapanmadan üreticiye yaptığımız ödemenin tutarı kooperatif finans sisteminden yaptığımız ekipman ve girdi desteği ile birlikte 734 milyon 367 bin 106 TL’yi buldu. Bu kadar büyük parayı ödemek için iki şey gerekir; birincisi finansal gücü yüksek bir kurum olmanız ikincisi önceliğinizin bilanço ve karlılıktan ziyade üreten ve üretim olması gerekir. Bu ikisi birlikte olacak ki, çiftçi bu desteği alabilecek. İradeniz var, üreticiyi ve üretimi desteklemek istiyorsunuz finansal gücünüz yok veya finansal gücünüz var ancak önceliğiniz paradan para kazanmak yani iradeniz yok her iki durumda da üretici o destekle buluşamaz. Allah’a şükür kurumumuzun hem önceliği çiftçiye destek hem de finansal gücümüz var ve bu iki koşul bu kurumda birleştiği için de üreticiye desteğe devam ediyoruz, inşallah da ilanihaye bu desteğe devam edeceğiz. Biz şunu biliyoruz, ekimde, dikimde, çapada, sökümde üretici desteksiz kalmayacak ki, tarlaya dört elle sarılacak. Tarlayla üreticinin bağı kopmamacasına kuvvetlenecek. Üreticinin desteğe en çok ihtiyaç duyduğu zaman, tohumun tarlaya düşmesinden hasada kadar olan zamandır. O nedenle biz üreticimizi tohum tarlaya düşerken desteklemeye başlıyor, hasada kadar da desteksiz bırakmıyoruz” dedi.
"Maalesef endişelendiğimiz bazı hususlar karşımıza çıktı"
Açıklamasının devamında kurdukları destek sistemi ile üretime sahip çıktıklarını ve üreticiyi tarlada yalnız bırakmadıklarını ancak bunun sürdürülebilmesi için üreticinin üzerine düşen yükümlülüklerin de olduğunu belirten Başkan Konuk, "Bu desteğin sürdürülebilmesi için bizim üzerimize düşen yükümlülükler kadar, üreticimizin üstüne düşen yükümlülükler de var. Üretici de kurumuna ve sözleşmesine sahip çıkacak ki bu destekleme sistemi sürdürülebilsin. Şeker özelleştirmesinden sonra özel şirketlerin sözleşmeli ekim yaptırdığı, yani süreci en başından beri organize ettiği ilk yıl olması nedeniyle bu sene çok önemli bir yıldı. Maalesef endişelendiğimiz bazı hususlar karşımıza çıktı. Özelleştirme sürecinde bu endişelerimizi Bakanlıkla ve ilgililerle paylaşmıştık. Geçtiğimiz ay Sayın Bakanımızı ziyaretimde Tarım Bakanımıza ve Şeker Dairesi yetkililerine de oluşabilecek riskleri ve filizlenmeye başlayan ticari istismarı bizzat anlattım. Bu duruma devletimiz de biz de üretici de müsaade etmemeli. Ülkemiz tarım sektöründe sözleşmeli, planlı ve kuralları belli üretim yapılabilen belki de tek ürün şeker pancarıdır ve şeker pancarı tarımı bizim gibi avansla desteklenen bölgelerde diğer ürünlerin üretiminin de teminatıdır. Eğer bu üretim ve sanayi zinciri bozulur, zincir pedaldan boşanırsa sadece pancar üretimimiz değil, diğer tarımsal ürünlerin üretimi de bıçak gibi kesilir, hayvancılık yara alır. Bunları tek tek Sayın Bakana ve yetkililere ifade ettim. Bu vesileyle bir kez de üreticilerimizle ve kamuoyu ile paylaşmak istedim. Mesele şudur, bu sene maalesef sayıları az da olsa avansını bizim ödediğimiz pancarın bir kısmının başka fabrikalara nakledildiğini, satıldığını tespit ettik. Bu durumun artması veya yaygınlaşmasının üretici ve sektör için vahim sonuçları olabileceğini hem üreticilerimize hem de devletimize hatırlatmak benim vazifem. Münavebenin bozulmasıyla topraklarımızı hastalandırabilecek, pancar ve şeker verimini düşürebilecek, şeker üretimimizi, dolayısıyla kotamızı etkileyebilecek bu duruma başta bizim üreticilerimiz itiraz etmeli, yapanları en başta onlar uyarmalıdır. Çünkü bu fabrika münavebe bozulup şeker verimi düştüğü ya da avansını verdiğimiz pancar başka fabrikalara nakledildiği için kendisine tanınan kota miktarında üretim yapamazsa bir sene sonra o miktarda az kotaya sahip olur ve üreticimizde bundan etkilenir, daha az pancar ekmek zorunda kalır. Yani üç beş kişi ahdinde durmayıp üç beş kuruş kazanacak diye 10 binlerce çiftçi hep birlikte kaybeder. O nedenle kurduğumuz bu sisteme sahip çıkmak bizim ziraat birimimiz kadar üreticilerimizin de yükümlülüğündedir. Ben üretici ortaklarımızın tamamının önümüzdeki yıldan başlayarak sözleşmelerine sahip çıkacaklarına, sistemi bozmaya kalkışanlara başta ortak menfaatleri için kendilerinin müsaade etmeyeceğine yürekten inanıyorum. Çünkü, üreticilerimiz şunu biliyor, bu fabrika onların ve bu fabrikanın hinterlandından yani ekim bölgesinden başka fabrikaya giden her gram pancarın tohumunu, gübresini, çapa parasını, mazotunu bizzat kendileri destekliyor ve başka fabrikaya giden pancarın finansman maliyeti on binlerce üreticinin cebinden çıkıyor. Ve üreticimiz yine biliyor ki, hiç kimse, hiçbir fabrika, hiçbir şirket başka fabrikanın ürününün finansmanını sağlayarak ayakta duramaz” şeklinde konuştu.