Ünlü Modacı Dalmış Açıklaması 'Antalya'da Moda Başkenti Olabilir'
Oxford Ödüllü Cizreli modacı Mehmet Sait Dalmış, Antalya’nın modanın başkenti olması için yeterli altyapıya sahip olduğunu belirterek, “Yeterli tanıtım yapıldığı takdirde, doğru organizasyonlarla Antalya’yı da moda şehirleri arasında görmemiz mümkündür” dedi.
Başta ünlü aktör Mike Mitchell’in eşi Denise Mitchell olmak üzere birçok tanınan sanatçıların tasarımcılığını yapan Oxford Ödüllü Cizreli modacı Mehmet Sait Dalmış, 56. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin kapanış gecesine katıldı.
Dalmış, yeni trendler ve modanın günümüzdeki önemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Turizmin ülke ekonomisine katkısı gibi, modanın da katkısı olduğunu söyleyen Dalmış, Türkiye’de modanın etkisinin yeterince anlaşılmadığını söyledi.
“Avrupa’da hazır giyim üretiminde lider konumdayız”
Dalmış, “Halbuki 2018 verilerine göre dünya genelinde Moda endüstrisinin ki bunun içerisinde üretim, baskı, tasarım, pazarlama da dahil edildiğinde yaklaşık değerinin 3 trilyon dolara vardığı tahmin edilmektedir. Dünyada ki bütün sektörleri sıraladığımız da, temel ihtiyaçlarımızdan sonra tekstil ve hazır giyim gelmektedir. 2. Dünya Savaşından sonra, gelişmiş ülkelerde moda akımı sür’atle ilerlemiştir. Ülkemizde ise, 1960’lardan sonra yavaş da olsa moda akımı başlamıştır. 1984 yılından sonra gümrük duvarlarının kalkmasıyla uluslararası kalitede ve fiyata mal üretmeye başladık ve şu an itibariyle Avrupa’da hazır giyim üretiminde lider konumdayız” dedi.
Moda başkentinin, sanayiye katkıda bulunan, uluslararası trendleri tetikleyen etkiye sahip bir kent olduğunu kaydeden Dalmış, Antalya’nın bu altyapıya sahip olduğunu belirtti.
“Antalya’yı da moda şehirleri arasında görmemiz mümkündür”
Dalmış şöyle devam etti: “Üretim sahamız İstanbul, tanıtım yüzümüz neden Antalya olmasın. Su an için en prestijli olarak kabul edilen moda haftası yılda iki defa yapılan Paris Moda haftasıdır. Bunu sırasıyla New York Moda Haftası ve Milan Moda Haftası takip etmektedir. 1960’lara kadar ne Paris’te Milan ne de New York dünya moda trendlerini etkileyecek güce sahipti. Sosyal medya kullanımın artması, e-ticaretin yaygınlaşması beraberinde eski moda merkezlerinin büyümesini ve dünyada Tokyo, Madrid, Moskova, Danimarka ve Sidney gibi yeni trend moda merkezlerinin de ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır. Yeterli tanıtım yapıldığı takdirde, doğru organizasyonlarla Antalya’yı da moda şehirleri arasında görmemiz mümkündür”
“Gardrobun yetersiz olduğu yere moda çoktan girmiştir”
İlkel çağlarda hayvan derisinden, ağaç kabuklarından ve dayanıklı otlardan kıyafetlerin yapıldığına değinen modacı Mehmet Sait Dalmış, “Zaman ilerledikçe cinsiyet ayırmaksızın, erkek ve kadınlar çarşaf benzeri bezlerden kıyafetler yaptılar. Medeniyetin gelişimine paralel olarak etek, şalvar ve pantolonun türleri çıkmaya başladı.
Üst giyim olarak pelerin ve abanın yerini; ceket, palto ve kaban aldı. Yani iklim ve ülkelere göre insanların giyinme şekillerinde farklılıklar olmuştur. Ne zaman zaruri ihtiyaçlar doyum noktasına ulaşır, insanlar giysi konusunda daha yenisini, yani lüksünü ararlar, tam da burada moda başlar. Giysinin bir başka giysiyle eskitildiği, dolapların tıka basa dolu olduğu, bir gardrobun yetersiz olduğu yere moda çoktan girmiş demektir. Devasa büyük bir tüketimle karşı karşıyayız. Bu tüketim de ülke ekonomilerini, dolayısıyla dünya ekonomisini pozitif olarak harekete geçirmektedir. Zaten ekonominin kuralı da, tüketim döngüsü (üretim ve tüketim) üzerine kurulmuştur” sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA
Dalmış, yeni trendler ve modanın günümüzdeki önemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Turizmin ülke ekonomisine katkısı gibi, modanın da katkısı olduğunu söyleyen Dalmış, Türkiye’de modanın etkisinin yeterince anlaşılmadığını söyledi.
“Avrupa’da hazır giyim üretiminde lider konumdayız”
Dalmış, “Halbuki 2018 verilerine göre dünya genelinde Moda endüstrisinin ki bunun içerisinde üretim, baskı, tasarım, pazarlama da dahil edildiğinde yaklaşık değerinin 3 trilyon dolara vardığı tahmin edilmektedir. Dünyada ki bütün sektörleri sıraladığımız da, temel ihtiyaçlarımızdan sonra tekstil ve hazır giyim gelmektedir. 2. Dünya Savaşından sonra, gelişmiş ülkelerde moda akımı sür’atle ilerlemiştir. Ülkemizde ise, 1960’lardan sonra yavaş da olsa moda akımı başlamıştır. 1984 yılından sonra gümrük duvarlarının kalkmasıyla uluslararası kalitede ve fiyata mal üretmeye başladık ve şu an itibariyle Avrupa’da hazır giyim üretiminde lider konumdayız” dedi.
Moda başkentinin, sanayiye katkıda bulunan, uluslararası trendleri tetikleyen etkiye sahip bir kent olduğunu kaydeden Dalmış, Antalya’nın bu altyapıya sahip olduğunu belirtti.
“Antalya’yı da moda şehirleri arasında görmemiz mümkündür”
Dalmış şöyle devam etti: “Üretim sahamız İstanbul, tanıtım yüzümüz neden Antalya olmasın. Su an için en prestijli olarak kabul edilen moda haftası yılda iki defa yapılan Paris Moda haftasıdır. Bunu sırasıyla New York Moda Haftası ve Milan Moda Haftası takip etmektedir. 1960’lara kadar ne Paris’te Milan ne de New York dünya moda trendlerini etkileyecek güce sahipti. Sosyal medya kullanımın artması, e-ticaretin yaygınlaşması beraberinde eski moda merkezlerinin büyümesini ve dünyada Tokyo, Madrid, Moskova, Danimarka ve Sidney gibi yeni trend moda merkezlerinin de ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır. Yeterli tanıtım yapıldığı takdirde, doğru organizasyonlarla Antalya’yı da moda şehirleri arasında görmemiz mümkündür”
“Gardrobun yetersiz olduğu yere moda çoktan girmiştir”
İlkel çağlarda hayvan derisinden, ağaç kabuklarından ve dayanıklı otlardan kıyafetlerin yapıldığına değinen modacı Mehmet Sait Dalmış, “Zaman ilerledikçe cinsiyet ayırmaksızın, erkek ve kadınlar çarşaf benzeri bezlerden kıyafetler yaptılar. Medeniyetin gelişimine paralel olarak etek, şalvar ve pantolonun türleri çıkmaya başladı.
Üst giyim olarak pelerin ve abanın yerini; ceket, palto ve kaban aldı. Yani iklim ve ülkelere göre insanların giyinme şekillerinde farklılıklar olmuştur. Ne zaman zaruri ihtiyaçlar doyum noktasına ulaşır, insanlar giysi konusunda daha yenisini, yani lüksünü ararlar, tam da burada moda başlar. Giysinin bir başka giysiyle eskitildiği, dolapların tıka basa dolu olduğu, bir gardrobun yetersiz olduğu yere moda çoktan girmiş demektir. Devasa büyük bir tüketimle karşı karşıyayız. Bu tüketim de ülke ekonomilerini, dolayısıyla dünya ekonomisini pozitif olarak harekete geçirmektedir. Zaten ekonominin kuralı da, tüketim döngüsü (üretim ve tüketim) üzerine kurulmuştur” sözlerine ekledi.