Tromboz Türkiye'de Her Yıl 30 Bin Can Alıyor

Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü: 'Ülkemizde her yıl yaklaşık 30 bin kişi tromboz nedeniyle hayatını kaybediyor' 'Araştırmalar, ABD'de her yıl yaklaşık 900 bin kişide tromboz oluştuğuna dikkat çekiyor. Bu kişilerin yüzde 30'unda 10 sene içinde yeni bir tromboz oluşma riski bulunuyor' 'Derin ven trombozunda, oluşan pıhtı bulunduğu yerden kopup kan akımı ile akciğer damarlarını tıkayarak çok ciddi sonuçlara neden olabiliyor'

Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, Türkiye'de her yıl yaklaşık 30 bin kişinin tromboz nedeniyle hayatını kaybettiğini bildirdi.

Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğünden 13 Ekim Dünya Tromboz Günü'nde yapılan açıklamada, dünya genelinde her yıl 3 milyondan fazla kişinin ölümüne sebep olan tromboza dair bilinmeyenlere dikkat çekildi.

Açıklamada, "Ülkemizde her yıl yaklaşık 30 bin kişi tromboz nedeniyle hayatını kaybediyor. Araştırmalar, ABD'de her yıl yaklaşık 900 bin kişide tromboz oluştuğuna dikkat çekiyor. Bu kişilerin yüzde 30'unda 10 sene içinde yeni bir tromboz oluşma riski bulunuyor. Buna göre, her yıl sadece Amerika'da 100 bin kişinin tromboz nedeniyle hayatını kaybettiği biliniyor. Bu rakamın AIDS, akciğer kanseri ve araç kazalarında ölenlerin toplamından bile fazla olması, trombozun ne denli önemli bir sağlık sorunu olduğunu ortaya koyuyor." ifadelerine yer verildi.

- "Derin ven trombozu uzun süre hiçbir ciddi belirti vermeden ilerleyebilir"

Derin ven trombozunun (DVT) bacaktaki derin toplardamarların içinde pıhtı oluşması anlamına geldiği belirtilen açıklamada, pıhtının kan akımını tam ya da kısmen engelleyerek bacakta toplardamar kanının birikmesine neden olduğunun altı çizildi.

Açıklamada şu bilgilere yer verildi:

"Derin ven trombozunda, oluşan pıhtı bulunduğu yerden kopup kan akımı ile akciğer damarlarını tıkayarak çok ciddi sonuçlara neden olabiliyor. Akciğer embolisi olarak adlandırılan bu durum, tedavi edilmediği takdirde ölüme yol açabiliyor. Derin ven trombozunda pıhtı zaman içinde erise bile, çoğu zaman tam olarak erimediği için damarda daralmaların oluşmasına ve kirli kan sisteminde bulunan kapakların bozulmasına yol açıyor. Pıhtı oluştuktan sonra uzun dönemde artan bir şekilde bacaklardan dönmesi gereken kan, damarlar içinde göllenmeye başlıyor. Toplardamarlardaki yüksek kan basıncının dokulara zarar vermesi sonucunda bacakta şişme, ağrı, renk değişikliği ve bilekte yaralarla (venöz ülser) karakterize toplardamar (venöz) yetmezliğine sebep olabiliyor."

Açıklamada, kemik kırıkları, kalça/diz protezleri, büyük genel cerrahi ameliyatlar, kanser, gebelik, geçirilmiş eski bacak pıhtısı, uzun süreli yatak istirahatleri, ileri yaş, şişmanlık durumunda ve genetik olarak pıhtılaşmanın olmasını engelleyen yardımcı maddelerin eksikliği halinde pıhtılaşma riskinin artabileceğine işaret edilerek, derin ven trombozunun uzun süre hiçbir ciddi belirti vermeden ilerlediği belirtildi.

- Bacağın rengine dikkat

Açıklamada, bacakta ağrı, hassasiyet, şişlik ve bacağın renginin özellikle ayaktayken mor ya da mavimsi olması durumunda derin ven trombozunun akla gelmesi gerektiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

"Pıhtı akciğere ulaşırsa nefes darlığı, göğüs ağrısı, öksürük ve kanlı balgam çıkarma şikayeti gelişebiliyor. Tanısı renkli doppler ultrasonografi uygulamaları ile ağrısız, kolay, düşük maliyetli ve doğru bir şekilde konulan derin ven trombozu tedavisinde ana amaç öncelikle akciğer embolisinin ve tekrar gelişiminin engellenmesi olarak öne çıkıyor. Bunun yanı sıra hastanın bacağındaki şikayetin azaltılması ve ilerde oluşabilecek sorunların engellenmesi de öncelikler arasında yer alıyor."

Açıklamada, ağrı ve şişlik nedeniyle hastaların yaşamları zorlaştıran derin ven trombozuyla ilgili dikkat edilmesi gerekenler ise "Uzun süre oturmanız gerektiğinde bacaklarınızı hareket ettirin. Uyanıkken her saat başı ayağa kalkıp kısa yürüyüşler yapın. Bacakları sıkan kıyafetleri tercih etmeyin. Varis çoraplarını doktor tavsiyesine uygun bir şekilde kullanın. Sakatlanmaya neden olabilecek ağır hareketlerden kaçının." şeklinde sıralanıyor.
Kaynak: AA