Devlete Sığındı Hayata Tutundu
Aydın’ın Kuyucak ilçesine bağlı Pamukören Mahallesinde rehabilitasyon merkezinde 4 yıldır yaşamını sürdüren Vanlı Yeliz, filmlere konu olacak hayatı ve yaşama sevinci ile merkezin neşesi oldu.
28 yaşında dördüncü kızın doğurduktan sonra ilik ve kas erimesi hastalığına yakalanan Yeliz Üçkardeşler, Van’da yaşadığı ailesi tarafından dört kız çocuk doğurduğu için dışlanmış, hor görülmüş ve şiddete maruz kalmış. Hastalığının ilerlemesi ve şiddetin artması üzerine öldürülme korkusuyla 10 yıl önce kadın sığınma evine ardından da 4 yıl önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aydın Kuyucak Kaymakamlığı Pamukören Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ne yerleştirilmiş. Üçkardeşler, geçmişinde her ne acı ve hasret varsa hepsini kalbine gömmüş. Sosyal medyadan edinebildiği dört kızından ikisinin fotoğrafına bakarak avunan, kendisine dört duvar arasında yeniden koca bir dünya kuran Yeliz Üçkardeşler, varlığı ve yaptıkları ile Rehabilitasyon merkezinin de neşe kaynağı olmuş.
‘İyi ki engelliyim, iyi ki buradayım’
Dört yıldır yaşadığı ve tedavi rehabilitasyon merkezinde yeniden doğduğunu ifade eden Yeliz Üçkardeşler, Van’daki merkezde tedavi görürken tanıştığı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aydın İl Müdürü Seyfi Bozçelik’le Aydın’da yeniden karşılaşınca çok mutlu olduğunu ifade ederek, “Müdürümüz bir buçuk yıl önce Aydın’a gelince yeniden karşılaştık. Merkezimizi sık sık ziyaret ediyor. Bir büyüğümüz olarak ona çok şey borçluyuz. Bizlere hem moral hem de dertlerimizle dertlenen bir dost oluyor. Çoğu zaman ‘iyi ki engelliyim, iyi ki buradayım’ diye dua ediyorum. Çünkü dışarıda hayat çok zor. Dışarıdaki insanlara güvenemiyorum. Ama burada çok mutluyum, hepimiz çok mutluyuz. Günlerimiz dolu dolu geçiyor. Boş zamanlarımda resim, yapma çiçek yapıyorum. Bocce oynuyorum. Parklarda gidiyoruz. Düğünlere gidiyoruz. Tekerlekli sandalyemin gidebildiği her yere gidiyorum. Ayrıca kendime ait bir internet radyom var. Akın FM’de ‘Papatya’ nicki ile her gün 13.00 ile 18.00 saatleri arasında ‘Papatya ile her dilden’ isimli söyleşi ve müzik programı sunuyorum. Dizüstü bilgisayarımdan hergün yaptığım canlı yayınla Türkiye’nin dört bir yanındaki ve dünyanın birçok ülkesindeki dinleyicilerime ulaşıyorum. Dinleyicilerim ile dertleşiyoruz. Sohbetlerimde Erkek çocuk yerine dört kız çocuk doğurduğum için eşim tarafından şiddete maruz kalmamı, çocuklarımdan zoraki ayrılmamı ve engelli olarak ömrümün sonuna kadar yaşamaya mahkum olmama rağmen mutlu olmayı nasıl başardığımı anlatıyorum” dedi.
Ebeveynlere mesaj
Üçkardeşler, konuşmasının sonunda ebeveynlere de mesaj göndererek, “Özellikle annelere, babalara sesleniyorum; çocuklarınıza teknolojiyi değil, çocuklara yuvayı, engellileri, doğayı, insanları öğretin. Köre kılavuz verseniz kör yine de kördür. Ama yeter ki dünyada nasıl insanların yaşadığını gösterin. Teknolojide, Google amcada her şey var. Ama önemli olan gözle birebir görmek. Çocuklarınızı ekranla değil akranları ile büyütün. Ben iyi ki buradayım, bu insanları tanıdım diyorum. Benim gibi bedensel zihinsel, görme, duyma engellisi arkadaşlarımla çok mutluyum. İyi ki varlar. Onların birebir yanlarında olsanız çok şeyi anlarsınız ama biraz daha bir adım daha yaklaşsanız daha çok seviniriz. Engelliyim diye, engelli oldum diye çok çok mutluyum. Aşırı mutluyum hem de” dedi.
“Yanımızda kocaman bir devletimiz var”
Her yeni güne yeni mutluluklarla uyandığını ifade eden Üçkardeşler, yanların çok büyük bir devletleri olduğu için ayrıca mutlu olduklarını ifade ederek, “Bizler hergün yaptığımız faaliyetlerle daha büyük umutlarla güne başlıyoruz. Ve faaliyetlerdeki çoğu şeyle kendimizi ispatlıyoruz. Bizi başkaları ister görsün ister görmesin. Bizlere kimse acımasın. Aslında acınacak insanlar dışardaki insanlardır. Bizim kadar ne gülüyorlar ne eğleniyorlar. Biz sadece bunu göstereceğiz. Engelli diyor ki; ‘herşey yatakta biter, dört duvar arasında biter’ Aslında bitmiyor; bizim koca dünyamız var, bizim devletimiz var. Devletimiz yanımızda olduğu sürece de zaten biz asla yıkılmayız. Buna da müsaade vermeyiz. Biz burada aynı gökkuşağının renkleri gibiyiz. Bizim özgüvenimiz boyalarla, renklerle, insanlarla, bire bir durduğumuz kişilerle. Biz herkese öz güveni kazanmasını ama özgüvenden önce sevgiyle, umutla, mutlulukla bakmasını istiyoruz. Çünkü hayata mutlulukla bakarsan öz güven gelir. Özgüvenle bakarsan başarı gelir” şeklinde konuştu.
“Amacımız sadece tedavi değil hayata kazandırmak”
Sık sık ziyaret ettiği rehabilitasyon merkezlerinde gördükleri, yaşadıkları ve edindikleri ile hayatı daha da iyi tanıdığını ifade eden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aydın İl Müdürü Seyfi Bozçelik ise, şöyle konuştu; “Burada 70 tane engelli bireyimiz kalıyor. Kalan bireylerimiz burada günlük faaliyetlerde bulunuyorlar. Okula devam eden çocuklarımız var. Örgün eğitime devam edenler var. Onun haricinde burada kalanlar atölyelerimizde günlük faaliyetlerini gerçekleştiriyorlar. Çocuklarımız gün içerisinde sadece burada vakit geçirmiyorlar. Aynı zamanda özellikle merkezimizin bulunduğu ilçemiz ciddi anlamda erişilebilir bir yer olduğu için çocuklarımız tekerlekli sandalyelerle şehir içerisine ve merkeze de ulaşabiliyorlar. Orada da günlük faaliyetlerde bulunabiliyorlar. Komşuluk ilişkileri bu anlamda çok iyi. Biz rehabilitasyonu sadece burada yapılmış fizik tedavi şeklinde düşünmüyoruz. Çocuklarımızın hayata hazırlanması, hayatla barışık olmaları şeklinde de düşünüyoruz. Bu nedenle de sürekli olarak buraya gelip giden burada bulunan vatandaşlarımız da var. Aynı zamanda sergiler yapıyoruz. Bu sergilerle halkımızın buraya gelip gitmesini de sağlıyoruz. Ayrıca Kuyucak merkezde bu ürünlerimizin satılmış olduğu bir standı var belediye başkanımız tarafından bize temin edilmiş. Ve orada da bu ürünler sergileniyor. Tabi gün içerisinde çocuklarımızın özellikle kas gelişimi ve kendi mevcut hallerinin korunmasına yönelik yapılan çalışmalar çok değerli. Bu tür çalışmalarla da çocuklarımızın bireylerimizin günlük yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyoruz”
“Yeliz dünyaya açıldı”
Yeliz Üçkardeşler’in kabuğuna sığmadığını ve dünyaya açılarak iyi bir örnek olduğunu ifade eden Bozçelik, “Yeliz resim yapmasının yanında DJ’lik de yapıyor. Aktif olarak günlük yayınlar gerçekleştiriyor. Ben de fırsat buldukça zaman zaman dinliyorum. Sağolsun bana Neşet Ertaş’tan Türküler hediye ediyor. Bundan dolayı onunla çok önemli iletişimlerimiz var. İzlediğim programlarda da gerçekten geri dönüşlerin çok iyi olduğunu görüyorum. Böylelikle sadece bir rehabilitasyon merkezinde, bir odada, bir merkezde kalmak değil dünyaya açılmış olmak da çok önemli. Çok geniş bir izleyici kitlesi var. Çok güzel isteklerde geliyor. Bu anlamda gerçekten sadece Pamukören’le değil şu anda dünya ile de iletişim halindeyiz. Van il müdürü iken başlayan beraberliğimiz buraya geldiğimde de devam etti. Onunla yeniden karşılaşmış olmaktan dolayı çok mutluyum. Onun mutluluğu herkesin de mutluluğu oluyor” dedi.