'Tiroid Tüm Yaş Gruplarını Etkiliyor'
Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü: 'Tiroid hastalıkları tüm yaş gruplarını etkiliyor, çok sayıda farklı belirti ve bulgularla birlikte her hastada değişik bir klinik tablo ile ortaya çıkabiliyor' 'Bezin işlevlerinin azalması (hipotiroidi) veya artması (hipertiroidi), tiroid bezi iltihapları (tiroiditler) ve tiroid kanseri en sık rastlanan hastalıklar arasında yer alıyor' 'Erken teşhis ile hastaların kür şansı diğer kanser tiplerine göre çok daha yüksektir. Her hastalıkta olduğu gibi tiroid hastalıklarında da farkındalığı artırmak, hastalığın önlenmesi ve tedavi edilmesi toplum sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır'
Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü açıklamasında, "Tiroid hastalıkları tüm yaş gruplarını etkiliyor, çok sayıda farklı belirti ve bulgularla birlikte her hastada değişik bir klinik tablo ile ortaya çıkabiliyor." ifadesi kullanıldı.
Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü'nden yapılan açıklamada, "25 Mayıs Dünya Tiroid Günü" dolayısıyla tüm hücre ve sistemleri etkileyerek metabolizmayı kontrol eden tiroid ve tiroid hastalıklarıyla ilgili değerlendirmelere yer verildi.
Yapısı itibarı ile kelebeğe benzetilen tiroid bezinin, boynun orta hattında, adem elmasının hemen altında yer alan bir salgı bezi olduğu aktarılan açıklamada, bu bezin salgıladığı hormonların, insan vücudunda, metabolizma diye adlandırılan yapım ve yıkım işlemlerini düzenlediği kaydedildi.
Tiroid hastalıklarının tüm dünyada yaygın olarak görüldüğüne değinilen açıklamada, "Tiroid hastalıkları tüm yaş gruplarını etkiliyor, çok sayıda farklı belirti ve bulgularla birlikte her hastada değişik bir klinik tablo ile ortaya çıkabiliyor. Bezin işlevlerinin azalması (hipotiroidi) veya artması (hipertiroidi), tiroid bezi iltihapları (tiroiditler) ve tiroid kanseri en sık rastlanan hastalıklar arasında yer alıyor." bilgisine yer verildi.
Açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Hipotiroidi; soğuğa karşı tahammülsüzlük, aşırı üşüme, halsizlik, kolay yorulma, kalp atım hızının düşmesi, düşünsel işlevlerde yavaşlama, dikkatini toplayamama, kilo alma, ödem, saç ve tırnaklarda kolay kırılma ve bağırsak hareketlerinin yavaşlaması gibi çok sayıda şikayete neden olmaktadır. Eskiden yapılan araştırmalarda hipotiroidinin en sık nedeni iyot eksikliği iken, sofra tuzlarına iyot eklenmesiyle günümüzde hipotiroide sebep olan nedenler arasında en çok karşımıza çıkan Hashimoto hastalığıdır. Bu hastalıkta vücut bağışıklık sistemi tiroid bezine karşı antikor adı verilen bazı maddeler oluşturarak tepki verir (otoimmünite) ve hipotiroidi semptomlarına neden olabilir."
Hipotiroidinin en sık görülen ikinci nedenin ise tiroid bezinin bazı nedenlerle ameliyat ile alınması (tiroidektomi) sonucu ortaya çıkan hipotiroidi tablosu olduğu vurgulayan açıklamada, "Hipotiroidi tedavisi, tedavi kılavuzlarında önerildiği gibi, eksik olan levotiroksin hormonunun yerine konması ile yapılmaktadır. Bu tedavi tiroidektomi sonrasında, hormon üretecek bez alındığı için ömür boyu olmak zorundadır." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, hipertiroidi denilen durumda sıcağa tahammülsüzlük, terleme, ellerde titreme, kalp atım hızının artması, kilo verme, bağırsak hareketlerinin hızlanması gibi pek çok belirti ortaya çıktığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Hipertiroidinin en sık nedeni ise yine otoimmün bir mekanizma ile gelişen Graves Hastalığı’dır. Tedavisinde, hekim kontrolünde, baskılayıcı etki gösteren antitiroid ilaçlar, radyoaktif iyot tedavisi (RAİ) ve bazı durumlarda da cerrahi kullanılmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar sonucunda, tüm tedavi kılavuzları ilk kullanılacak molekülün, gebeliğin ilk üç aylık dönemi haricinde, metimazol olmasını önermektedir. Antitiroid ilaç tedavisiyle hastaların yaklaşık yarısında tiroid fonksiyonları normale dönerken, hastaların diğer yarısında radyoaktif iyot (halk arasındaki adıyla atom) tedavisi veya cerrahi tedavi gerekebilir. Bu sebeple hipotiroidi ya da hipertiroidi durumlarında mutlaka hekim kontrolünde tedaviye devam edilmesi gerekmektedir."
Diğer önemli bir tiroid bezi hastalığının ise tiroid bezi kanserleri olduğu kaydedilen açıklamada, "Erken teşhis ile hastaların kür şansı diğer kanser tiplerine göre çok daha yüksektir. Her hastalıkta olduğu gibi tiroid hastalıklarında da farkındalığı artırmak, hastalığın önlenmesi ve tedavi edilmesi toplum sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır." değerlendirmesine yer verildi.
Kaynak: AA
Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü'nden yapılan açıklamada, "25 Mayıs Dünya Tiroid Günü" dolayısıyla tüm hücre ve sistemleri etkileyerek metabolizmayı kontrol eden tiroid ve tiroid hastalıklarıyla ilgili değerlendirmelere yer verildi.
Yapısı itibarı ile kelebeğe benzetilen tiroid bezinin, boynun orta hattında, adem elmasının hemen altında yer alan bir salgı bezi olduğu aktarılan açıklamada, bu bezin salgıladığı hormonların, insan vücudunda, metabolizma diye adlandırılan yapım ve yıkım işlemlerini düzenlediği kaydedildi.
Tiroid hastalıklarının tüm dünyada yaygın olarak görüldüğüne değinilen açıklamada, "Tiroid hastalıkları tüm yaş gruplarını etkiliyor, çok sayıda farklı belirti ve bulgularla birlikte her hastada değişik bir klinik tablo ile ortaya çıkabiliyor. Bezin işlevlerinin azalması (hipotiroidi) veya artması (hipertiroidi), tiroid bezi iltihapları (tiroiditler) ve tiroid kanseri en sık rastlanan hastalıklar arasında yer alıyor." bilgisine yer verildi.
Açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Hipotiroidi; soğuğa karşı tahammülsüzlük, aşırı üşüme, halsizlik, kolay yorulma, kalp atım hızının düşmesi, düşünsel işlevlerde yavaşlama, dikkatini toplayamama, kilo alma, ödem, saç ve tırnaklarda kolay kırılma ve bağırsak hareketlerinin yavaşlaması gibi çok sayıda şikayete neden olmaktadır. Eskiden yapılan araştırmalarda hipotiroidinin en sık nedeni iyot eksikliği iken, sofra tuzlarına iyot eklenmesiyle günümüzde hipotiroide sebep olan nedenler arasında en çok karşımıza çıkan Hashimoto hastalığıdır. Bu hastalıkta vücut bağışıklık sistemi tiroid bezine karşı antikor adı verilen bazı maddeler oluşturarak tepki verir (otoimmünite) ve hipotiroidi semptomlarına neden olabilir."
Hipotiroidinin en sık görülen ikinci nedenin ise tiroid bezinin bazı nedenlerle ameliyat ile alınması (tiroidektomi) sonucu ortaya çıkan hipotiroidi tablosu olduğu vurgulayan açıklamada, "Hipotiroidi tedavisi, tedavi kılavuzlarında önerildiği gibi, eksik olan levotiroksin hormonunun yerine konması ile yapılmaktadır. Bu tedavi tiroidektomi sonrasında, hormon üretecek bez alındığı için ömür boyu olmak zorundadır." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, hipertiroidi denilen durumda sıcağa tahammülsüzlük, terleme, ellerde titreme, kalp atım hızının artması, kilo verme, bağırsak hareketlerinin hızlanması gibi pek çok belirti ortaya çıktığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Hipertiroidinin en sık nedeni ise yine otoimmün bir mekanizma ile gelişen Graves Hastalığı’dır. Tedavisinde, hekim kontrolünde, baskılayıcı etki gösteren antitiroid ilaçlar, radyoaktif iyot tedavisi (RAİ) ve bazı durumlarda da cerrahi kullanılmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar sonucunda, tüm tedavi kılavuzları ilk kullanılacak molekülün, gebeliğin ilk üç aylık dönemi haricinde, metimazol olmasını önermektedir. Antitiroid ilaç tedavisiyle hastaların yaklaşık yarısında tiroid fonksiyonları normale dönerken, hastaların diğer yarısında radyoaktif iyot (halk arasındaki adıyla atom) tedavisi veya cerrahi tedavi gerekebilir. Bu sebeple hipotiroidi ya da hipertiroidi durumlarında mutlaka hekim kontrolünde tedaviye devam edilmesi gerekmektedir."
Diğer önemli bir tiroid bezi hastalığının ise tiroid bezi kanserleri olduğu kaydedilen açıklamada, "Erken teşhis ile hastaların kür şansı diğer kanser tiplerine göre çok daha yüksektir. Her hastalıkta olduğu gibi tiroid hastalıklarında da farkındalığı artırmak, hastalığın önlenmesi ve tedavi edilmesi toplum sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır." değerlendirmesine yer verildi.