'ODTÜ gecesi tam bir fiyaskoydu'
Milliyet yazarı Abbas Güçlü, İstanbul'da düzenlenen ‘ODTÜ Gecesi’ni yerden yere vurdu.
İlk kez düzenlenen ‘ODTÜ Gecesi' geçtiğimiz günlerde İstanbul Sait Halim Paşa Yalısı'nda gerçekleşti.
Gece ardından Milliyet yazarı Abbas Güçlü'den dikkat çeken bir köşe yazısı geldi.
'ODTÜ Gecesi'ni tam bir fiyasko diye yorumlayan Güçlü, 'Attıkları taş, ürküttükleri kurbağaya değdi mi? ODTÜ gecesinde konuşulanlar, hamaset, reklamlar, FB Başkanlığı için yapılan kulis ve gırgır şamata mı olmalıydı, yoksa geleceğe yönelik vizyon mu sergilemeliydi?' diye sordu.
Köşe yazısı şu şekilde:
Cuma akşamı Ankaralı ODTÜ'nün İstanbullu olma denemesi vardı!
Düzen ledikleri geceden kendileri memnun kaldı mı bilmiyorum ama tam bir fiyaskoydu!
İşte bu yüzden bu geceye bakıp, ODTÜ'yü değerlendirmek çok yanlış olur.
ODTÜ, bağışçılarını onurlandırmaya yönelik böyle bir geceyi niye Ankara'da değil de İstanbul'da yaptı?
Attıkları taş, ürküttükleri kurbağaya değdi mi?
Düne kadar yapılanların dışında, ne kadar bağış toplandı?
ODTÜ gecesinde konuşulanlar, hamaset, reklamlar, FB Başkanlığı için yapılan kulis ve gırgır şamata mı olmalıydı, yoksa geleceğe yönelik vizyon mu sergilemeliydi?
İki profesyonel sunucu, belli ki ne ODTÜ'yü tanıyordu ne de öğrenci ve mezunlarını!
Hiç susmadılar, oh be sohbet edecek bir an yakaladık derken bu kez Erol Evgin mikrofonu elinden hiç bırakmadı, aklına ne geliyorsa sıraladı, arada bir de şarkı söyledi.
Gecede ne İstanbul'u İstanbul yapanlardan bazıları dışında kimse vardı ne de öğrenciler.
Keşke her masaya bir iki öğrenci de davet edilseydi, eski-yeni mezunlar birbirleriyle tanışma fırsatı bulsa ve yaşanılan değişimi, hep birlikte görme olanağı yakalasaydık. En azından salon dolardı.
Benzeri gecelere yurt dışında da katıldım. ODTÜ çapında bir üniversitenin bağış gecesi kesinlikle böyle olmamalıydı...
Mezunlar Derneği, önceki rektörler, kurucular ve daha pek çok ayrıntı unutulmuştu.
Sanki herhangi bir holdingin bayi toplantısı gibiydi!..
Özetin özeti: ODTÜ sadece ülkemizin değil, hiç tartışmasız, dünyanın en iyi üniversitelerinden biri. Ama öyle zaafları var ki bundan hiç kurtulamıyorlar. Ankara'daki ODTÜ ile İstanbul gecelerindeki ODTÜ aynı ODTÜ değildi!..
Gece ardından Milliyet yazarı Abbas Güçlü'den dikkat çeken bir köşe yazısı geldi.
'ODTÜ Gecesi'ni tam bir fiyasko diye yorumlayan Güçlü, 'Attıkları taş, ürküttükleri kurbağaya değdi mi? ODTÜ gecesinde konuşulanlar, hamaset, reklamlar, FB Başkanlığı için yapılan kulis ve gırgır şamata mı olmalıydı, yoksa geleceğe yönelik vizyon mu sergilemeliydi?' diye sordu.
Köşe yazısı şu şekilde:
Cuma akşamı Ankaralı ODTÜ'nün İstanbullu olma denemesi vardı!
Düzen ledikleri geceden kendileri memnun kaldı mı bilmiyorum ama tam bir fiyaskoydu!
İşte bu yüzden bu geceye bakıp, ODTÜ'yü değerlendirmek çok yanlış olur.
ODTÜ, bağışçılarını onurlandırmaya yönelik böyle bir geceyi niye Ankara'da değil de İstanbul'da yaptı?
Attıkları taş, ürküttükleri kurbağaya değdi mi?
Düne kadar yapılanların dışında, ne kadar bağış toplandı?
ODTÜ gecesinde konuşulanlar, hamaset, reklamlar, FB Başkanlığı için yapılan kulis ve gırgır şamata mı olmalıydı, yoksa geleceğe yönelik vizyon mu sergilemeliydi?
İki profesyonel sunucu, belli ki ne ODTÜ'yü tanıyordu ne de öğrenci ve mezunlarını!
Hiç susmadılar, oh be sohbet edecek bir an yakaladık derken bu kez Erol Evgin mikrofonu elinden hiç bırakmadı, aklına ne geliyorsa sıraladı, arada bir de şarkı söyledi.
Gecede ne İstanbul'u İstanbul yapanlardan bazıları dışında kimse vardı ne de öğrenciler.
Keşke her masaya bir iki öğrenci de davet edilseydi, eski-yeni mezunlar birbirleriyle tanışma fırsatı bulsa ve yaşanılan değişimi, hep birlikte görme olanağı yakalasaydık. En azından salon dolardı.
Benzeri gecelere yurt dışında da katıldım. ODTÜ çapında bir üniversitenin bağış gecesi kesinlikle böyle olmamalıydı...
Mezunlar Derneği, önceki rektörler, kurucular ve daha pek çok ayrıntı unutulmuştu.
Sanki herhangi bir holdingin bayi toplantısı gibiydi!..
Özetin özeti: ODTÜ sadece ülkemizin değil, hiç tartışmasız, dünyanın en iyi üniversitelerinden biri. Ama öyle zaafları var ki bundan hiç kurtulamıyorlar. Ankara'daki ODTÜ ile İstanbul gecelerindeki ODTÜ aynı ODTÜ değildi!..