'Suriye, Irak Ve Yemen Bize Ders Olsun'
Mardin’de hutbe veren Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, dillerin, renklerin, ırkların farklılığının zenginlik olarak görülmesi gerektiğini belirterek, “Suriye, Irak ve Yemen bize ders olsun” dedi.

Irak’ta büyük bir fitne çıkarıldığını belirten Erbaş, “1 milyon Iraklı kardeşimizi, Müslüman kardeşimizi hangi mezhepten, hangi inançtan olursa olsun yerlerinden yurtlarından etmişler ve onlara Anadolu toprakları, sizler, hepimiz ensar olmuşuz. Suriye’den 3,5-4 milyon kardeşimiz yerinden yuvasından olmuş ve bizler onlara ensar olmuşuz. İşte bugün Yemen’de 30 milyon Yemenli kardeşimizi çeşitli fitnelerle, tefrikalarla birbirine düşürmüşler ve 11 milyon insan şu anda açlıktan, susuzluktan, hastalıktan ölümle yüz yüze bırakılmış durumda. Kardeşlerim işte bunlar bizlere ders olsun” diye konuştu.
“Suriye, Irak ve Yemen bize ders olsun”
Farklılıkların zenginlik olarak görülmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Erbaş, “Dilimizin, rengimizin, ırkımızın farklılığını zenginlik olarak görelim. Müminler ancak ve ancak kardeştir. Rabbimiz bir, peygamberimiz bir, kıblemiz bir, inancımız bir. Birlerimiz o kadar çok ki farklılıklarımızla uğraşacak, hiçbir şekilde onlara tenezzül edecek durumda değiliz. Farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir. Sakın ha şeytanın hilelerine kanmayın, aldanmayın. O sizin için apaçık bir düşmandır. Eğer fitne çıkarıp bizim farklılıklarımızı aramızda birtakım ayrılıklara sebep olacak şekilde propagandalar yapanlar olursa sakın onlara aldanmayalım, çünkü şeytan apaçık bir düşmandır, hep bunlarla uğraşır. Suriye bize ders olsun, Irak bize ders olsun, işte bugün Yemen bize ders olsun. Bu şekilde şeytanın hileleriyle ortaya çıkmış olan ortamlarda mazlum duruma düşmüş olan, sürgün duruma düşmüş olan, aç ve susuz duruma düşmüş olan kardeşlerimize de yardım etmek bizim boynumuzun borcudur. Hem dualarımızla hem yardımlarımızla Müslüman kardeşlerimizin yanında yer almak zorundayız. Çünkü bizim tarihimiz bunun örnekleriyle doludur. 4. Murat zamanında Nijerya’da çıkan bir açlık, susuzluk ya da benzeri birtakım olaylardan dolayı birkaç bölük askerle, kervanlarla, buradan uçakla 10 saatte varılan Nijerya’ya kadar bizim ecdadımız yine toplanan yardımları oralara götürmüşler. Bugün o bölgelerde bizim askerlerimizin keplerini, potinlerini ve üzerindeki elbiseleri hatıra olarak 400 seneden beri muhafaza eden kardeşlerimiz var. İşte biz böyle bir ecdadın torunlarıyız. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin inşallah. Vatanımızı, milletimizi, ezanımızı, bayrağımızı ilelebet payidar eylesin. Bütün Müslümanları şeytanın fitne ve fesadına ve tefrikasına düşmekten muhafaza eylesin. Allah ibadetlerimizi kabul eylesin.”
(Beril Solmuşgül/İHA)
