Mağdur Askerler Yeni Düzenleme Bekliyor
Mağdur Askerler Platformu Başkanı Servet Kahramaner, 12 Eylül ve 28 Şubat süreçlerinde Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından tasfiye edilen askerlerin mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda yetkilileri duyarlı olmaya davet etti.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Kahramaner, askerlerin FETÖ tarafından yıllarca mağdur edildiğini dile getirdi. Kahramaner, “12 Eylül ve 28 Şubat darbe süreçlerinde görüş ve inançlarından dolayı artık tüm kesimlerce bilinen FETÖ nün kumpaslarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinden gerek Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla gerekse kararnamelerle ilişiği kesilen askerler, yıllarca mağdur edilmiş, sivil hayatta iş bulmaları dahi engellenerek açlığa ve sefalete terk edilmiştir. Aradan geçen yedi yıla rağmen mağduriyetlerle ilgili bir gelişmenin olmaması vicdanları sızlatmış, adalet duygusuna olan inancın zedelenmesine sebep olmuştur. Özellikle 28 Şubat 1997 darbe süreciyle birlikte FETÖ’nün TSK içinde kadrolaşmaya hız verdiği, bununla paralel olarak TSK’den tasfiyelerin de çoğaldığı bilinen bir gerçektir. Post-modern darbe sürecinde birçok vatansever asker görüş ve inancından dolayı, hatta TCK’da ‘suç’ tanımına dahi girmeyen abuk sabuk suçlamalarla ve yargı kararı olmadan tasfiye edilmiş, boşalan kadrolar FETÖ terör örgütünce doldurulmuştur. Hukuksuz yapılan bu işlemlerin geri dönüş yolunu kapamak amacıyla birçok tasfiye yargı yolu kapalı olan YAŞ kararlarıyla yapılsa da, diğer tasfiyeler kamuoyundan gelecek tepkileri azaltmak adına yargı yolu açık olan Bakan Onayı veya Kararnamelerle yapılmıştı” ifadelerini kullandı.
"Vatan ve bayrak uğruna canımızı vermeye hazırız"
2011 yılı yasama döneminde çıkarılan 6191 sayılı yasanın kapsamı dışında bırakılan mağdur askerler olarak “Neden kapsam dışı bırakıldık” sorusuna karşı kendilerine “Sizlere yargı yolu açıktı, hakkınızı askeri yargıda arayabilirdiniz” diye cevap verildiğini belirten Kahramaner, “Madem askeri yargı bağımsız ve adil bir hak arama yeriydi de neden kapatıldı? 15 Temmuz sonrası askeri yargıda görevli birçok hâkim ve savcının FETÖ mensubu olduğu gerekçesiyle tutuklanması, mensubu oldukları bir örgüt tarafından tasfiye edilenler için bu yargının hak arama noktası olarak gösterilmesi çelişki değil midir? Aynı dönemlerde aynı gerekçelerle ilişiği kesilen askerlerin bir kısmına iade-i itibar yapılırken, diğer askerleri görmezden gelmek, yok saymak hangi vicdana sığar. Üstelik bu askerler FETÖ denen hain bir örgüt tarafından mağdur edilmişken. Kamuoyu bilmelidir ki; 12 Eylül ve 28 Şubat süreçlerinde FETÖ tarafından uydurma sebeplerle tasfiye edilen liyakat sahibi askerler olarak devletimize ve milletimize hizmet etmeye, vatan ve bayrak uğruna seve seve canımızı vermeye hazırız. Devletimize küskünlüğümüz yoktur. İçimizi acıtan onca yaşanılanlara rağmen unutulmamız ve iade-i itibarın yapılmamasıdır. Bu mağduriyetlerin giderilmesi konusunda yetkilileri duyarlı olmaya, konuya ilişkin yasal düzenlemeyi bir an önce hayata geçirmeye davet ediyoruz. Adalet er ya da geç tecelli edecektir” dedi.
Kaynak: İHA
"Vatan ve bayrak uğruna canımızı vermeye hazırız"
2011 yılı yasama döneminde çıkarılan 6191 sayılı yasanın kapsamı dışında bırakılan mağdur askerler olarak “Neden kapsam dışı bırakıldık” sorusuna karşı kendilerine “Sizlere yargı yolu açıktı, hakkınızı askeri yargıda arayabilirdiniz” diye cevap verildiğini belirten Kahramaner, “Madem askeri yargı bağımsız ve adil bir hak arama yeriydi de neden kapatıldı? 15 Temmuz sonrası askeri yargıda görevli birçok hâkim ve savcının FETÖ mensubu olduğu gerekçesiyle tutuklanması, mensubu oldukları bir örgüt tarafından tasfiye edilenler için bu yargının hak arama noktası olarak gösterilmesi çelişki değil midir? Aynı dönemlerde aynı gerekçelerle ilişiği kesilen askerlerin bir kısmına iade-i itibar yapılırken, diğer askerleri görmezden gelmek, yok saymak hangi vicdana sığar. Üstelik bu askerler FETÖ denen hain bir örgüt tarafından mağdur edilmişken. Kamuoyu bilmelidir ki; 12 Eylül ve 28 Şubat süreçlerinde FETÖ tarafından uydurma sebeplerle tasfiye edilen liyakat sahibi askerler olarak devletimize ve milletimize hizmet etmeye, vatan ve bayrak uğruna seve seve canımızı vermeye hazırız. Devletimize küskünlüğümüz yoktur. İçimizi acıtan onca yaşanılanlara rağmen unutulmamız ve iade-i itibarın yapılmamasıdır. Bu mağduriyetlerin giderilmesi konusunda yetkilileri duyarlı olmaya, konuya ilişkin yasal düzenlemeyi bir an önce hayata geçirmeye davet ediyoruz. Adalet er ya da geç tecelli edecektir” dedi.